Kurtulmuş: Bir elinde Kalaşnikof diğeriyle halay çekilmez

Avrupa'dan HDP'ye mesaj veren Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş "Barışa yaklaştıkça elinde silah olanların gücü azalır, sözü olanların gücü artar. HDP'nin sözünü tutup; silahla, bombayla, terörle arasına mesafe koyması lazım. HDP samimi olursa barajı aşmada çok daha şanslı olur" dedi

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 21 Nisan 2015 08:22, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kurtulmuş: Bir elinde Kalaşnikof diğeriyle halay çekilmez

Bülent AYDEMİR

Almanya ve Hollanda'nın bazı kentlerini kapsayan üç günlük ziyarette vatandaşlar ve sivil toplum örgütleriyle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş sorularımızı da yanıtladı.

Çözüm sürecinde seçim öncesi yaşanan atmosferi değerlendiren Kurtulmuş, "Bugünkü havaya rağmen umudumu kaybetmedim. Her kim ki buna aykırı hareket ederse, her kim ki silaha sarılırsa millet hesabını sorar ama maalesef süreci akamete uğratmak için birileri çalışıyor" dedi.

'MESAFE KOYMASI LAZIM'

Kurtulmuş, "Keşke Nevruz öncesinde silahları bütünüyle bıraktık açıklaması yapılabilmiş olsaydı, bu açıklamanın üzerine başka ilave ardımlar atılmış olsaydı. Bir elinde Kalaşnikof diğeriyle halay çekilmez. Silahların tetiğinden eli çekmeden barışın dilini hakim kılmak mümkün değildir" dedi.

Terör örgütüyle geçmiş bağlantıları, fiili destekleri olan bir yapının konuşulduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Barışa yaklaştıkça elinde silah olanların gücü azalır, sözü olanların gücü artar. HDP'nin bir defa sözünü arttırması; silahla, bombayla, terörle arasına mesafe koyması lazım. Ey HDP, seçim konusunda halka baskı yapmayın. Eğer HDP samimi olursa barajı aşma konusunda çok daha şansı olur" ifadelerini kullandı. Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde Türkiye partisi iddiasını ortaya koyduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu iddianın gerekleri de çok açıktır. Terörle, şiddetle arasına mesafe koymak. Hala bu işi sokakta arama konusunda ısrar ederlerse kaybederler" uyarısı yaptı.

Seçim öncesi Türkiye'de bir kaos senaryosu uygulandığı ve başkanlık sisteminin engellenmeye çalışıldığı yorumlarını değerlendiren Kurtulmuş, "Ben bu komplo teorilerine inanmam ama ortada bir realite var. Türkiye ne zaman güçlendiyse sağdan soldan çelme takmak isteyenler oldu. Başkanlık sistemini ilk kez konuşmuyoruz ki. Artık sistem taşınamaz bir noktaya geldi. Etkin bir yürütmenin kurulması kaçınılmaz ama bunun için dayatma içinde değiliz. Kimin eteğinde ne varsa döksün" dedi.

Cumhurbaşkanlığı-hükümet ilişkilerindeki görüş ayrılıkları ve başkanlık sistemine geçilememesi durumunda bu ilişkilerin hangi düzlemde ilerleyeceği sorusuna yanıt veren Kurtulmuş şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanımızla Başbakanımız tesadüfen bir araya gelmiş insanlar değil. Aynı siyasi hareketin içinden, aynı camiadan çıkmış, ortak mücadeleler vermiş aynı kabinede yer almış isimler. Farklı görüşler olsa da bir karar alınır ve yürünür. Mevcut sistem öyle dizayn edilmiş ki baba oğulu aynı karede yan yana koysanız, sistem gereği sürtüşmeler ortaya çıkabilir. Bizim tam da teklif ettiğimiz bu. Türkiye'nin başkanlık sistemi temelli bir anayasal reforma ihtiyacı var. Bunların hepsi normal bir demokraside sağlık işaretidir, sağlıklı işleyiştir. Kimse kimsenin görev alanlarına itiraz etmez. Hem aralarındaki hukuk itibariyle, hem de ülke yönetimi tesadüflere bırakılacak bir konu değildir. Aralarındaki istişareleri güçlendirerek devam edilir. Herhangi bir sıkıntı görmüyorum, son derece normaldir."

'İMTİYAZLAR ORADA'

Başkanlık sisteminin gerekçelerini açıklarken, paralel yapı örneğini veren Kurtulmuş, "Paralel yapı mekanizmayı ele geçirmiş, çünkü imtiyazlar orada. Devlet ele geçirilecek değil, halka hizmet edecek bir mekanizma haline dönüşmeli. Eski sistemle buraya kadar. Eğer bunları yapamazsak ülke 70'li yılların Türkiye'sine döner" dedi.

GENÇLİK DAİRELERİ MERCEK ALTINDA

Avrupa ülkelerindeki Gençlik dairelerinin yol açtığı sıkıntıları dile getiren Kurtulmuş, Mannheim'da ailesinden alınan 9-10 yaşındaki bir Türk çocukla karşılaşmasını anlattı. Kurtulmuş, ağır psikolojik sorunları olan çocuğun yurtta kafasının zorla klozete sokulduğunu, zorla domuz eti yedirildiğini öğrenmiş. Ailelerinden koparılan bu çocuklarla ilgili Adalet Bakanlığı'nın da içinde olduğu bir çalışma yapıldığını söyleyen yetkililer, konunun AİHM'e taşınabileceğini vurguladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber