Mecitözü Kaymakamının Anayasanın 90.maddesinden haberi yok mu?

Haber Giriş : 27 Nisan 2015 00:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Mecitözü Kaymakamının Anayasanın 90.maddesinden haberi yok mu?

Mecitözü Kaymakamlığının 09/04/2015 tarih ve 507 sayılı yazısında sendikal eylem kararına uyarak kılık kıyafet eylemine katılanlar için "sendika kararları ve çalışma koşulları" mazeret kabul edilmeksizin yasal işlem yapılacagı vurgulanmıştır.

Fakat sendikalar eylem kararlarını Uluslararası Sözleşmelerden ve Uluslararası Sözleşmeleri iç hukukumuzun bir parçası haline getiren 1982 Anayasası'nın "Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90. maddesinde yer alan hükümlerden almaktadır.

Yargı kararları da bu 1982 Anayasası'nın ''Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma'' başlıklı 90. maddesinde yer alan hükümlere dayanarak sendikal faaliyet ve eyleme ceza verilemeyeceğine hükmetmektedirler.

Sendikalar hangi mevzuata dayanarak eylem kararı almaktadır? Sendikal eyleme ceza verilmeyeceğine dair yargı kararları Bölge idareden, Kıyafet eylemine cezaya iptal Kravat eylemine ceza verilmez

Şöyleki;

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun "Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi" başlıklı 18. maddesin de; "Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tabi tutulamaz ve görevlerine son verilemez." hükümleri bulunmaktadır.

Bu hükümlerde mesai saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılma durumu işveren iznine bağlanmıştır.

Ancak yukarıdaki hükme rağmen, izin alınmamakta ve sendikaların eylem çağrısına uyarak mesai saatlerinde eylem yapılabilmekte, bir günlük iş bırakma şeklinde fiili grev, kılık kıyafet eylemi ya da nöbet tutmama gibi eylemler uygulanabilmektedir. Bu gibi durumlar soruşturmalara konu olmaktadır.

Fakat Sendikal hakların kullanılması niteliğindeki eylemlerin disiplin cezasına konu olamayacağı binlerce kez gündeme gelmiştir. Yasalar ve genelgelerle birçok kez altı çizilmiştir. Ancak idare tarafından sendikal faaliyetler halen ferdi bir davranış olarak algılanmakta ve sendikal faaliyeti yürüten sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri de Devlet Memuru olmasından dolayı idare tarafından soruşturmalara muhatap olmaktadırlar.

4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa tabi sendikaların yöneticileri il, ilçe ve işyeri temsilcileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri sendikal görevleri yanında Devlet Memurluğu görevini de yürütmektedirler. Devlet Memurluğu sıfatlarını kullanarak sendikal faaliyet ve eylemde bulunmaları imkansızdır. Sendikal faaliyet ve eylemlerini sendikal kimlikleri ile yapmaktadırlar.

Fakat sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri kamu idareleri tarafından Devlet Memurluğu sıfatlarından dolayı sendikal faaliyetleri nedeniyle soruşturmaya konu olabilmektedirler.

Kamu Görevlileri Sendikaları sivil toplum örgütü olup ne kurum olarak ne de yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri olarak Devlet kurumlarına bağlı değillerdir.

Çünkü soruşturmaya konu olan sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri; 02.07.2001 tarih ve 24460 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile Kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerinin korunması ve geliştirilmesi için oluşturulan, organları, yetkileri ve faaliyetleri ile sendika ve konfederasyonlarda görev alacak kamu görevlilerinin hak ve sorumlulukları belirlenen hizmet kolunda kurulmuş merkezi Ankara'da bulunan konfederasyon olarak üst kuruluşuna bağlı sendikanın seçilmiş yöneticileri veya sendikal eyleme katılan üyeleridir.

Devlet organlarının; sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyelerini ödül, sicil ve disiplin gibi iş ve işlemlerle ilgili araştırmaya, soruşturmaya, denetlemeye ve teftiş etmeye yetkisi bulunmamaktadır.

Peki, Sendikalar hangi mevzuata dayanarak eylem kararı alabilmekte, yargı hangi mevzuata dayanarak verilen cezaları iptal etmektedir?

Sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyeleri soruşturmaya konu olan sendikal faaliyeti kapsamındaki yetkilerini Anayasanın Devletin sosyal bir hukuk devleti olduğunu belirten 2. maddesi, çalışanların ve işverenlerin, üyelerinin çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma ve bu sendikalara üye olarak bu doğrultuda etkinlik yapma hakkının bulunduğunu belirten 51. maddesi, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümlerinin uygulanacağını belirleyen 90. maddesi ve 90. maddenin bir gereği olarak; 87 ve 151 sayılı İLO Sözleşmeleri ve diğer Sözleşmeleri, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 10. ve 11. maddesine ve 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununa, 2821 Sayılı Sendikalar Kanununa, Başbakanlık ve Bakanlık genelgelerine dayanmaktadır.

İLO diğer adıyla Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye' nin imza koyduğu İLO sözleşmeleri veya diğer uluslararası sözleşmeler 1982 Anayasası'nın "Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90. maddesinde yer almaktadır.

Bilindiği üzere Anayasa'da önemli değişiklikler yapılarak kamu görevlilerine sendika hakkı açıkça tanınmış, daha sonra yapılan bir değişiklik ile de Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrasına, 22.05.2004 tarih ve 5170 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5170 sayılı yasanın 7. maddesi ile eklenen son cümle uyarınca "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." hükümleri ile Uluslararası Sözleşmeler iç hukukumuzun bir parçası haline getirilmiştir.

Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası haline gelen ve bir uyuşmazlık olması halinde yasalardan önce uygulanacak olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin örgütlenme özgürlüğü ve sendikal haklara ilişkin hükümler içerdiği bilinmektedir.

Yukarıdaki mevzuat hükümleri ile sınırları çizilen sendika yöneticileri ve sendikal eyleme katılan üyelerinin yetkileri Uluslararası Sözleşmeler, 4688 Sayılı Yasa ve Başbakanlık Genelgeleri ile koruma altında olmasına rağmen yasal yetki sınırlarını bilmeyen yetkililer tarafından soruşturma konusu olabilmektedir.

Kısacası sendikalar eylem kararlarını Uluslararası Sözleşmelerden ve Uluslararası Sözleşmeleri iç hukukumuzun bir parçası haline getiren 1982 Anayasası'nın "Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90. maddesinde yer alan hükümlerden almaktadır.

Yargı kararları da bu 1982 Anayasası'nın ''Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma'' başlıklı 90. maddesinde yer alan hükümlere dayanarak sendikal faaliyet ve eyleme ceza verilemeyeceğine hükmetmektedirler.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber