AYM'den yalan tanıklık cezasına iptal

Yalan tanıklık yapanların, aleyhine tanıklıkta bulunduğu kişinin süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde bu cezanın üçte ikisi kadar cezaya çarptırılmasını düzenleyen kanun hükmünün iptal gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Nisan 2015 11:29, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
AYM'den yalan tanıklık cezasına iptal

Anayasa Mahkemesi, yalan tanıklık yapanların, aleyhine tanıklıkta bulunduğu kişinin süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde bu cezanın üçte ikisi kadar cezaya çarptırılmasını düzenleyen kanun hükmünü iptal etti. İptal kararı, 6 ay sonra yürürlüğe girecek.

Erciş Asliye Ceza Mahkemesi, baktığı bir davayla ilgili 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 272. maddesinin 6 numaralı fıkrasının, söz konusu hükmü içeren "süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde, mahkum olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur" bölümünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkeme, düzenlemeyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. İptal kararı, 6 ay sonra yürürlüğe girecek.

Kararın Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçesinde, yalan tanıklık suçunun düzenlendiği TCK'nın 272. maddesinin 2. fıkrasında, gerçeğe aykırı tanıklık yapanlara bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesinin öngörüldüğü, iptali istenen düzenlemede ise aleyhine tanıklık yapılan kimsenin süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde, sanığın mahkum olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağının hükme bağlandığı anlatıldı.

Gerekçede, şöyle denildi:

"Bu durum suçun nitelikli halinin, aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkum olduğu hapis cezasının süresine bağlı olarak, suçun temel şekline oranla daha hafif bir şekilde cezalandırılmasına yol açmaktadır. Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin kısa süreli hapis cezasına mahkumiyeti halinde daha belirgin olarak ortaya çıkan bu durum, ceza adaletinin sağlanması bakımından adil olmayan sonuçlara sebep olmakta ve bu yönüyle kuralda, kanun koyucunun ceza siyasetini belirleme konusunda sahip olduğu takdir yetkisini kullanırken göz önünde tutması gereken adalet ve hakkaniyet ilkelerine uyarlık bulunmamaktadır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber