Aşı ile yılda 3 milyon kişinin hayatı kurtuluyor

Prof. Dr. Serhat Ünal: " Toplumsal bağışıklığın sağlanabilmesi için sadece çocukların değil yetişkinlerin de aşılanması gereklidir"

Kaynak : Türkiye
Haber Giriş : 30 Nisan 2015 23:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Aşı ile yılda 3 milyon kişinin hayatı kurtuluyor

Dünya Bağışıklama Haftası, bu sene 24-30 Nisan 2015 tarihleri arasında etkinliklerle kutlanıyor. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği adına açıklama yapan, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Genel Dahiliye Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mine Durusu Tanrıöver, Bu yılki Dünya Bağışıklama Haftası'nın amacının bağışıklama uçurumlarını kapatmak ve Küresel Aşı Hareket Planı'nda belirtildiği şekilde bağışıklama düzeylerinde eşitliğe ulaşmak olarak belirlendiğini ifade etti. Doç. Dr. Tanrıöver şunları söyledi:

"Aşı ile bağışıklama, en başarılı ve en maliyet etkin sağlık müdahalelerindendir. İnfeksiyon hastalıklarına karşı aşılama ile her yıl 2-3 milyon ölümün engellendiği, çocuklar kadar ergen ve erişkinlerin de hayatı tehdit eden bir çok hastalıktan korunduğu bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün de öncelikli hedefleri arasında tüm toplumların aşılara evrensel olarak ulaşımının sağlanarak milyonlarca ölümün önüne geçilmesi ve aşılar ile 'yaşam boyu koruma' sağlanması yer almaktadır" dedi.

Ülkemizde çocukluk çağı aşılamasında elde edilmiş başarıya rağmen erişkin yaş grubu için hedeflenen aşılanma hızlarının çok uzağında olunduğunu belirten Doç. Dr. Tanrıöver sözlerini şöyle sürdürdü:

"Oysa ki, yaşlanmanın bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri sonucu çocukluk çağında yapılan aşıların koruyuculuğu azalmaktadır. Hacettepe Üniversitesi'nde yaptığımız çalışmada polikliniğe başvuran erişkinlerin %69'unda tetanoz, %65'inde difteri ve % 91'inde boğmacaya karşı koruyuculuk kalmadığı görülmüştür. Oysa ki bir çok çocukluk çağı infeksiyon hastalığı erişkinlerde çok daha ağır seyredebilmektedir, bunun en yakın örneği 2013 yılında ülkemizdeki genç erişkinlerin etkilendiği kızamık vakalarında yaşanmıştır. Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği 'Haydi Büyükler Aşıya' kampanyası dahilinde yaptığı çalışmalarda erişkin aşılamasında hedeflerimize ulaşmak için farkındalık ve eğitim programları düzenlememiz gerektiğini ortaya koymuştur. Örneğin, Denizli'de İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte aile hekimleri arasında oluşturulan farkındalık çalışması ve aile hekimlerine verilen eğitimle, 65 yaş üstü kişilerde pnömokok (zatüre) aşılanma oranı %11,6'dan %60'a çıkarılabilmiştir. Özellikle altta yatan diyabet, KOAH ve kanser gibi kronik hastalığı olanlar ve yaşlılar invaziv pnömokok hastalıkları açısından yüksek ölum riski taşırlar. Buna rağmen bu hasta gruplarında, pnömokok (zatüre) aşılanma oranları oldukça düşüktür. Benzer şekilde belirli risk gruplarında çok ağır seyredebilen ve ciddi iş gücü kaybına yol açan mevsimsel grip aşılamasında da hedeflere yaklaşılabilmiş değildir. Türkiye Sağlık Okuryazarlığı çalışmasında 2013-4 sezonunda tüm toplumdaki grip aşılanma oranı sadece %8,7, 65 yaş üstü kişilerde de ancak %10,2 olarak bulunmuştur. Yani, erişkin aşılamasında kat etmemiz gereken çok yol var" diye konuştu.

ERİŞKİNLERDE AŞILAMA ORANLARI HALA DÜŞÜK

Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal ise, erişkin aşılamasının sadece erişkinlerin korunması için değil 'toplumsal bağışıklığın' sağlanması için de önemli olduğunun altını çizerek şöyle konuştu:

"Bu şekilde aşılanmış kişiler, aşılanmamış kişilerin infeksiyon etkeni ile karşılaşma risklerini azaltmakta ve dolaylı olarak korunmasını sağlayarak infeksiyonun hızını azaltmaktadır. Örneğin, annelerin ve sağlık personelinin boğmacaya karşı aşılanması, henüz aşı ile kendi bağışıklığını geliştirememiş 1 yaş altındaki bebeklerin etrafına bir koruma 'kozası' örülmesini sağlar. En son olarak da Disneyland'da başlayan kızamık salgını aşı için gerçek kontrendikasyonları olan çocuklardan parktaki erişkin personele pek çok kişiyi etkileyerek, azalan bir toplumsal bağışıklığın insanları bulaşıcı hastalıklar için nasıl bir risk altına koyacağını göstermiştir" dedi.

Prof. Dr. Ünal, tüm bilimsel ve toplumsal verilere rağmen, hala neden erişkinlerde aşılanma oranları düşüktür; Aşılamanın önündeki engeller nelerdir? sorularına ise şu şekilde yanıt vermenin mümkün olduğunu ifade etti:

"Aşının etkili olmadığını düşünmek ve koruyuculuğuna inanmamak, Aşının yan etkisinden korkmak ve aşıya karşı güvensizlik, Medyada bilimsel olmayan görüşlerin yer alması ve kanıta dayalı tıp ilkelerinden uzaklaşılması, Yönetici seviyesinde teşvik eksikliği, Hastalığı geçirmiş olduğunu düşünmek ya da risk altında olmadığını düşünmek, Hastalıkları önemsememek, İğne korkusu, Sağlık sorunları nedeniyle kontrendikasyonları olduğunu düşünmek" diye sıraladı.

Erişkin aşılaması 'yaşam boyu aşılama' kavramının bir parçası olarak görülmelidir, diye belirten Prof. Dr. Ünal ayrıca; "Çocukluk çağı aşıları ile elde edilen başarılarla kızamık gibi bulaşıcı hastalıklar unutuldukça aşılamanın gereksiz olduğuna dair yanlış ve çok tehlikeli bir algı ortaya çıkmaktadır. Aşı paradoksu olarak adlandırılan bu kavram toplumsal bağışıklığın azalmasıyla tüm yaş gruplarını etkileyen salgınların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Çocuklar için olduğu gibi erişkinler için de her doktor muayenesi aşıların ve risk faktörlerinin sorgulanması, güncel aşılama önerileri doğrultusunda hastanın bilgilendirilmesi ve aşılanması için bir fırsat olmalıdır" diye belirtti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber