'Seçimi sandığa gitmeyen AK Parti seçmeni belirleyecek'

Erdoğan'a göre seçim sonuçlarını sandığa gitmeyen AK Parti seçmeni belirleyecek. Tek başına iktidarı garanti olarak gördüğü için sandığa gitmemeyi düşünen AK Parti seçmeni oy kullanmaya ikna edilebilirse seçimin bütün dengeleri değişecek.

İŞTE ARGETUS ARAŞTIRMA'DAN EROL ERDOĞAN'IN YAPTIĞI AÇIKLAMADAN BAZI BAŞLIKLAR

KARARSIZ YOK SANDIĞA GİTMEYEN SEÇMEN VAR

Kararsız seçmenin çok olduğu bir seçim dönemi mi yaşıyoruz?

Hayır, aksine Türkiye 'kararsız seçmen' sayısının en az olduğu bir seçim süreci yaşıyor. Gezi olayları ile başlayan ve 17-25 Aralık operasyonlarıyla belirginleşen süreç Türkiye'yi çoktandır seçim havasına sokmuştu. 2014'de gerçekleştirilen yerel seçimler ile Cumhurbaşkanlığı seçimini de göz önüne aldığımızda iki-üç yıldır süregelen bir seçim ikliminde olmamız normaldir. Bu iklim kararsız seçmen oranını ciddi şekilde azaltmış gözüküyor. 'Kararsız seçmen' yok ama 'sandığa gitmeme eğilimi' içinde olan hatırı sayılır bir seçmen var.

TEK BAŞINA İKTİDARI GARANTİ GÖREN AK PARTİ SEÇMENİ SANDIĞA GİTME KONUSUNDA TEMBEL DAVRANABİLİR

- Sandığa gitmeme eğiliminde olan seçmenin profili nedir, daha çok hangi partiye yakın seçmen sandığa gitmeyecek?

Bu oran olağanüstü yüksek değil ama seçim sonucunu etkileyecek güce sahip. Bu seçim sonuçları mini oranlar üzerinden şekillenecek çünkü. Her partiden olmakla birlikte şu anlık sandığa gitmeme eğiliminde olan seçmen grubunun büyük bir dilimi önceki seçimlerde AK Parti'ye oy vermiş kişilerden oluşuyor. Kırgın olanlar olduğu gibi %50 oy oranı ve tek başına iktidarı garanti gören AK Parti seçmeni sandığa gitme konusunda tembel davranabiliyor. Bence AK Parti açısından riskli bir durum bu. Muhalefet partilerinin seçmeninde sandığa gitme konusunda bir sorun yok ama AK Parti seçmeninin bu konuda bir motivasyona ihtiyacı var.

BARAJ ALTI PARTİLER BİLE SANDIĞA GİTMEKTE KARARLI

- Sandığa gitmeyen seçmen seçimlere katılma oranını düşürecek mi?

Seçimlere katılım oranında önceki seçimlere kıyasla, beklenilen katılımın %90 ve üzeri düzeyde gerçekleşmemesine etki edecektir. Ancak bu durum, genel olarak seçime katılım oranını belirleyen bir değer olmaktan uzaktır. Dolayısıyla bu seçimde sandığa gitmeyecek kişilerin seçimlere katılım oranını düşürmesi hatta birinci dereceden etkilemesi mümkün görünmüyor. Ayrıca, gerçekleştirilen kamuoyu çalışmalarından anlaşılacağı üzere 2015 seçimlerine katılım oranının yüksek olması bekleniyor. Çünkü MHP, HDP ve CHP başta olmak üzere baraj altında kalmasına kesin gözle bakılan partiler dahil partilerin çoğu tabanlarını sandığa motive ettiler. Bu sebeple katılım oranının düşük bir biçimde gerçekleşmesini beklemiyorum.

HDP'NİN KADERİNİ AK PARTİ SEÇMENİ BELİRLEYECEK

- Bu durum HDP'nin barajı aşma şansını arttırıyor mu?

HDP, seçmenini konsolide etti, bu haliyle HDP barajı aşabilir. Yine de HDP'nin barajı aşıp aşmayacağı, değişik gerekçelerle sandığa gitmeme eğiliminde olan AK Parti seçmeninin sandık günü göstereceği tavrıyla da yakından ilişkilidir. Gördüğüm kadarıyla AK Parti, son günlerde gerek HDP ve MHP gibi başka partilere kaptırdığı seçmenleri gerekse sandığa gitmeme eğiliminde olan seçmenini ikna etmeye dönük açık ve kapalı iletişim kanallarını devreye sokmuş gibi duruyor.

VAATLER ÜZERİNDEN KAMPANYA ÖNEMİNİ YİTİRDİ

- Seçim kampanyalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncekilerin aksine 2015 seçimlerinde, partilerin ekonomiden eğitime, dış politikadan çözüm sürecine, tarımdan turizme kadar pek çok vaat ve projesi gazete manşetlerine, meydan konuşmalarına, anket sorularına ve vatandaş muhabbetlerine konu oldu. CHP'nin "Mazotun litresi çiftçiye 1,5 TL olacak" vaadine AK Partili bazı yöneticiler 'Kaynak nerede?' sorusuyla mukabelede bulununca seçim kampanyası beyanname-vaat tartışmasına evrildi. "Onlar Konuşur, AK Parti Yapar" konseptinin bu aşamadan sonra devreye girdiğini tahmin ediyorum. Zaman geçtikçe etkisini belli ölçüde yitirse de seçim çalışmalarında vaatler ve projeler konuşulmaya devam ediliyor.