Davutoğlu: AK Parti'nin 65. mitingi yaptık

Başbakan Davutoğlu, 'AK Parti'nin farkı şu. 65. mitingi yaptık. Beni mutlu eden şey, hitap ettiğim kitlede heyecan görmeseydim çok üzülürdüm' dedi.

Kaynak : TRT
Haber Giriş : 28 Mayıs 2015 09:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Davutoğlu: AK Parti'nin 65. mitingi yaptık

Yaşayan müze Mardin'de, "Başbakan İle Özel Yayın"da TRT'nin konuğu olan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Nasuhi Güngör moderatörlüğünde Murat Çelik ve Halime Kökçe'nin sorularına cevap veriyor.

Mardin'in tarihi üzerine sorulara cevap vererek söze başlayan Başbakan Davutoğlu, Mardin'in yaşayan bir müze olduğunu söyledi. Ahmet Davutoğlu, Selahaddin Eyyubi ile ilgili çok örnek aldığı bir şahsiyet olduğunu belirterek, "Herkese değil, her kesime ait bir şahsiyet" dedi. Başbakan sorulara şu şekilde cevap verdi:

-Diriliş dizisi setine ziyaret

Kritik tarihi dönemeçlerle ilgili bir biyagrofi okuduğunuzda öncelikle hayal etmek istersiniz. Bu tür diziler milletlerin hafızalarının canlanması babında önemli. Her millet destanla yaşar.

12. yüzyıldaki harmanlanmayı iyi anlamalıyız. Ayrı tarihlerin değil tek bir tarihin olduğunu görürüz. Ahilik, Horosan Erenleri... Bunların hepsi dizide iyi veriliyor. Detaylara çok iyi dikkat edilmiş. Kullanılan alet edevat, Toroslarda kullanılan şeyler. Son derece başarılı bir dizi. Ümit ederim devam eder.

Mardin benim özel ilgi duyduğum şehirlerden biri oldu. Mezapotamya'nın kuzeyi, Orta Asya'dan gelenlerin uğrak yeri. Mardin çok merkezi bir konumda. Mardin'e ilk olarak 2001 yılında geldiğimde, ilk zihnimde uyanan intiba Kudüs oldu. Sokakları, kültürü... Mardin yaşayan bir müze.

Kürtçe klasikleri basıyoruz, çünkü bunlar bizim klasiğimiz. Hz. Mevlana Farsça yazdı diye İranlılara mı ait? Sanat faaliyetlerimizin bölgeye yayılması önemli. Bütün Süryani kutsal mekanlarını bilirim. Bunlar bizim kültürel zenginliğimiz.

- (Hakkari'de yeni açılan havalimanının adı) Neden Selahaddin Eyyubi?

Selahaddin Eyyubi şahsiyet olarak örnek aldığım bir bilim adamıdır. Hekimdir, düşünürdür, komutandır. Siyasetine irfan katmış biridir. Selahaddin Eyyubi, insanlık tarihi itibariyle ele alındığında, sadece bir komutan, fatih değildir. Bütün kendisine intikal eden geçmişi harmanlayıp o şahısta görebilirsiniz. Herkese ait olan bir şahsiyet. Haçlılar dahi övgüyle bahseder. Bizim tarihimiz açısından maalesef Eyyübiler az incelenmiştir.

Selçuklular, o dönemde olan kargaşaları toparlamışlardır. Haçlıların meydan okuması döneminde ise Eyyübilerin bir toparlama rolü vardır. Selahattin ismi herkesin benimsediği bir isim. Bu ismi verirken, hem bu coğrafyanın ortak kimliğini uyandırmak istedik. Türkiye'de iki siyaset var. Bir parçalayıcı siyaset. Biz derken kişilerin neyi kastettiği önemli. Diyarbakır olmadan Konya'yı düşünemiyorum. CHP, HDP, MHP böyle hissedebiliyor mu? Mardin'e geldiğimde Konya'nın havasını hissediyorum. Bazıları ise biz derken parçalayıcı bir boyutla yaklaşıyorlar. Bu parçalayıcılık çok rahatsız ediyor.

AK Parti'nin farkı şu. 65. mitingi yaptık. Beni mutlu eden şey, hitap ettiğim kitlede heyecan görmeseydim çok üzülürdüm.

Selahattin Demirtaş için, klasikleşmiş bir tabir vardır onu söyleyeceğim, parçalanmış benlik. 1 Ekimde, "Sizi siyasi bir lider olarak dikkate alıyorum, çözüm sürecinde ciddiyiz" mesajı verilmişti. Kendi dilini takdir ettiğimi ifade etmiştim. 1 Ekimdeki Demirtaş ile 6 Ekimdeki Demirtaş farklı kimliktir. Bir anda kimlik değiştirdiği zaman kişiler, o andan itibaren muhatap olma niteliğini kaybeder. 6 Ekimde insanları sokağa döken bir yaklaşımla Türkiye yan yana durur mu? Kobani'ye her türlü insani yardımı yaptığımızı kendi bilir.

Şimdi de bir bakıyorsunuz Kadıköy'de 1 Ekimdeki Demirtaş gibi konuşuyor, bana saldırmak istediğinde 6 Ekimdeki Demirtaş gibi konuşuyor.

28 Şubat'ta hepimiz zulüm gördük, halkı şiddete teşvik ettik mi? HDP'nin, CHP'nin, MHP'nin biraz daha yol alması lazım. Keşke ülkenin her yerinde olan bir ana muhalefet partisi olsada biz de ona göre siyaset yapsak. Biz Türkiyeliyiz çünkü her yerde varız.

Milletimizin tercihine saygı duyarız ama önemli olan şu. Herkesin çifte kimlikleri bırakması lazım. Bir bütçe görüşmesiydi sanıyorum. Kürsüden bana dönük olarak, "Niye Bosna'nın kaderi İstanbul'un kaderi diyorsunuz" dediler. "Evet Cumhurbaşkanımız doğru söylüyor" demiştim. HDP'li bir vekil dedi ki, "Neden Diyarbakır'ın kaderi İstanbul'un kaderi demiyorsunuz" dedi. Biz dışarda olan için kaderimiz bir deriz. Türkiyenin bir bölgesiyle diğer bölgesi arasında ayrılık oluşturuyorlar.

Ordu Giresun Havalimanı ile aynı dönemde başladı Hakkari Yüksekova Havalimanı. Hakkari Yüksekova Havaalanı inşaatı bekledi. Neden 2 yıl daha geç bitti. Çünkü iş makinalarını yaktılar, işçileri tehdit ettiler. Keşke Demirtaş o saldırılar olduğunda, "Bu havaalanını Kürtler kullanacak, bırakın yapılsın bu havaalanı" deseydi. Şimdi bile tehdit eden terör örgütüne "Bırakın bu şiddeti" diyebilseydi.

Gereğini yine yapabiliriz. Parçalanmış kimlikten çıksın, başkalarını da davet etsin, Türk siyaseti kazanır.

Bugün 27 Mayıs'ın yıl dönümüydü. Türkiye'de tek tipçi bir yaklaşım var. Bir sürü milliyetçilik hep beraber gelişti. Osmanlı Türkiye Cumhuriyeti çizgisini doğru tanımlamak gerekiyor. Avrupa parçalanmıştı, İtalya birliği Almanya birliği kuruldu. Bizim coğrafyamızda aynı ulus devlet formasyonu parçaladı. Şu Kürt şehri, bu Türk şehridir... Başlıyor tartışma. Mardin'e Arap şehri mi yoksa Türk şehri mi diyeceksiniz? Bir tanımlama koyduğunuzda o şehir ölüyor.

AK Parti bu hastalığa karşı, bir çözüm olarak geldi. Tek tipleşme karşısında AK Parti'nin çözümü bütüncüllük. Şu seçim o bakımdan önemli. Farazi olarak söylüyorum. AK Parti'nin bir an için Türk siyasetinde olmadığını varsayalım. Şu anda nasıl bir siyasi tablo olurdu. Bir parti Doğu da bir parti Batı da konuşurdu. Her bir ilimiz kıymetli, her bir ile gideriz. Keşke CHP bunu yapabilse. Keşke MHP, milliyetçiliği bir bölgeye sıkışma olarak değil de 78 milyonu kucaklama olarak görse.

Selahattin Demirtaş için, klasikleşmiş bir tabir vardır onu söyleyeceğim, parçalanmış benlik. 1 Ekimde, "Sizi siyasi bir lider olarak dikkate alıyorum, çözüm sürecinde ciddiyiz" mesajı verilmişti. Kendi dilini takdir ettiğimi ifade etmiştim. 1 Ekimdeki Demirtaş ile 6 Ekimdeki Demirtaş farklı kimliktir. Bir anda kimlik değiştirdiği zaman kişiler, o andan itibaren muhatap olma niteliğini kaybeder. 6 Ekimde insanları sokağa döken bir yaklaşımla Türkiye yan yana durur mu? Kobani'ye her türlü insani yardımı yaptığımızı kendi bilir.

Şimdi de bir bakıyorsunuz Kadıköy'de 1 Ekimdeki Demirtaş gibi konuşuyor, bana saldırmak istediğinde 6 Ekimdeki Demirtaş gibi konuşuyor.

28 Şubat'ta hepimiz zulüm gördük, halkı şiddete teşvik ettik mi? HDP'nin, CHP'nin, MHP'nin biraz daha yol alması lazım. Keşke ülkenin her yerinde olan bir ana muhalefet partisi olsada biz de ona göre siyaset yapsak. Biz Türkiyeliyiz çünkü her yerde varız.

Milletimizin tercihine saygı duyarız ama önemli olan şu. Herkesin çifte kimlikleri bırakması lazım. Bir bütçe görüşmesiydi sanıyorum. Kürsüden bana dönük olarak, "Niye Bosna'nın kaderi İstanbul'un kaderi diyorsunuz" dediler. "Evet Cumhurbaşkanımız doğru söylüyor" demiştim. HDP'li bir vekil dedi ki, "Neden Diyarbakır'ın kaderi İstanbul'un kaderi demiyorsunuz" dedi. Biz dışarda olan için kaderimiz bir deriz. Türkiyenin bir bölgesiyle diğer bölgesi arasında ayrılık oluşturuyorlar.

Ordu Giresun Havalimanı ile aynı dönemde başladı Hakkari Yüksekova Havalimanı. Hakkari Yüksekova Havaalanı inşaatı bekledi. Neden 2 yıl daha geç bitti. Çünkü iş makinalarını yaktılar, işçileri tehdit ettiler. Keşke Demirtaş o saldırılar olduğunda, "Bu havaalanını Kürtler kullanacak, bırakın yapılsın bu havaalanı" deseydi. Şimdi bile tehdit eden terör örgütüne "Bırakın bu şiddeti" diyebilseydi.

Gereğini yine yapabiliriz. Parçalanmış kimlikten çıksın, başkalarını da davet etsin, Türk siyaseti kazanır.

Bugün 27 Mayıs'ın yıl dönümüydü. Türkiye'de tek tipçi bir yaklaşım var. Bir sürü milliyetçilik hep beraber gelişti. Osmanlı Türkiye Cumhuriyeti çizgisini doğru tanımlamak gerekiyor. Avrupa parçalanmıştı, İtalya birliği Almanya birliği kuruldu. Bizim coğrafyamızda aynı ulus devlet formasyonu parçaladı. Şu Kürt şehri, bu Türk şehridir... Başlıyor tartışma. Mardin'e Arap şehri mi yoksa Türk şehri mi diyeceksiniz? Bir tanımlama koyduğunuzda o şehir ölüyor.

AK Parti bu hastalığa karşı, bir çözüm olarak geldi. Tek tipleşme karşısında AK Parti'nin çözümü bütüncüllük. Şu seçim o bakımdan önemli. Farazi olarak söylüyorum. AK Parti'nin bir an için Türk siyasetinde olmadığını varsayalım. Şu anda nasıl bir siyasi tablo olurdu. Bir parti Doğu da bir parti Batı da konuşurdu. Her bir ilimiz kıymetli, her bir ile gideriz. Keşke CHP bunu yapabilse. Keşke MHP, milliyetçiliği bir bölgeye sıkışma olarak değil de 78 milyonu kucaklama olarak görse.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber