5 gençten biri işsiz

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı hala çok yüksek ve giderek artıyor. Rakamlar ise iktidara ve muhalefete göre çok farklı. Kimi azaltıyor, kimi de abartıyor. Ama gerçek olan bir şey var ki, o da hemen hemen her evde en az bir işsizin olduğu... Bir de kayıtsız işsizler var.

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 30 Mayıs 2015 16:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
5 gençten biri işsiz
Abbas Güçlü

İşsizlik konusunda o kadar çok yazdım ki artık gına geldi diyenler olabilir. Haklılar ama benim de çok ciddi gerekçelerim var.

Türkiye'nin neresine gidersek gidelim karşımıza çıkan en önemli sordun işsizlik. Son bir aydır onlarca kentimizi gezdim. Gezmeye devam ediyorum.

Hele ki seçim turu için gezdiğim illerde, halkı dinlediğimizde, hele hele gençlerle sohbet ettiğimizde, söz dönüp dolaşıp işsizliğe geliyor.

İşte bu yüzden henüz vakit varken, siyasilerin, işsizlik konusunda daha ciddi projeler üretmeleri gerekiyor.

Nereye giderseniz gidin, aklınıza gelen tüm seçenekleri peş peşe sıralayın ve "Sizin için en önemli sorun hangisi?" diye sorun.

Karşınıza ilk sırada hep işsizlik çıkıyor.

Arada bir "Benim yerime yarınki yazıyı siz yazsaydınız başlığı ve içeriği ne olurdu?", "Bugünkü gazeteyi siz yapıyor olsaydınız, manşetiniz ne olurdu?" diye soruyorum, onların başlığı da tıpkı benimki gibi oluyor.

Cevaplar hep aynı işsizlik ve hayat pahalılığı...

Bu da, gençleri ve özellikle de, gözleri önünde mum gibi eriyen çocukları nedeniyle anne babaları kahrediyor...

5 gençten biri işsiz

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı hala çok yüksek ve giderek artıyor.

Rakamlar ise iktidara ve muhalefete göre çok farklı.

Kimi azaltıyor, kimi de abartıyor.

Ama gerçek olan bir şey var ki, o da hemen hemen her evde en az bir işsizin olduğu...

Bir de kayıtsız işsizler var.

Örneğin dershanelere ve diğer kurslara gidip hala öğrenci gözükenleri de hesaba kattığınızda, karşımıza korkunç rakamlar çıkıyor.

İşin garibi, eğitimli işsizlerin sayısı giderek artan boyutlara ulaşıyor. Yani çok zor koşullarda mücadele verip üniversiteyi bitirenleri, işsizlikle ödüllendiriyoruz!..

Bu arada tarım dışı işsizlik oranı da sürekli artıyor. Belki şu günlerde biraz azalabilir ama turizmdeki daralma ciddi boyutlarda diyenlere kulak vermek akıllıca olur.

Çözüm ne?

İşsizlik sadece ülkemizde değil, tüm dünyada gelecek yıllarda da sorun olmaya devam edecek. Ama en fazla da bizim canımızı yakacak. Hem de daha da artan bir şekilde. Çünkü hem üretime dayalı bir büyüme politikamız yok hem insan gücü planlamamız.

Her iki konuda da sınıfta kaldık ama bunun farkında bile değiliz.

Kalkınma planları, hükümeti ilgilendirir, insan gücü planlaması ise MEB ve YÖK'ü.

Gelinen noktaya baktığımızda her iki kurum da ileriye yönelik iyimserlik mesajları vermiyor. Tam tersine, daha da korkutuyor.

Örneğin YÖK'ü ele alalım, yüz binlerce işsizin olduğu alanlarda hala kontenjan artırımına gidiyor, yeni üniversite ve fakültelerin açılmasına izin veriyor.

Göreceli kontenjan azaltması ise eminim ki hiçbir işe yaramayacak.

Oysa YÖK'ün asli görevlerinden biri de ülke ihtiyaçlarına göre insan gücü planlaması yapması. Ama o hep tersini yapıyor. Hiç kimse de bu konuda kendisine hesap sormuyor...

Peki, bu süreçte doğru olan ne?

Önce yanlış olanı söyleyelim:

Bir yanda müthiş bir kalifiye gücü sıkıntısı var öte yanda da milyonlarca eğitimli işgücü fazlamız var.

Yani plansızlık had safhada.

Eğitimden soğuyorlar

İşsizlik kadar önemli hatta çok daha tehlikeli bir durum var ki artık onu da ciddiye almanın zamanı geldi de geçiyor.

Okumuş işsizler, eğitime olan talebi giderek azaltıyor.

"O okudu da ne oldu?" sorusu giderek daha fazla konuşulmaya başlandı.

Pek çok ülkede bu yüzden ciddi sıkıntılar yaşandı, yükseköğretime olan talep azaldı.

Temel eğitimden sonra, eğitimden kopmalar hızla yükseldi.

İşsizliğin bu kadar tırmanması da bu yüzden...

Türkiye, işsizlik sorununa, özellikle de okumuş işsizlere çözüm bulmak zorunda.

Hem de hiç ertelemeden.

Yoksa yaratacağı moral bozukluğu diğer tüm sorunları gölgede bırakır.

Özetin özeti: Siyasi partiler, iktidar, gençler ve anne babalar da iş istiyor. Anlayacağınız sevindiren, sevinecek.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber