50 yaş altı körlüğün birinci nedeni diyabetik retinopati

Türkiye'de 7 milyon kişinin mücadele ettiği diyabetin en ciddi komplikasyonları gözde görülüyor. Dünyagöz Ataköy'den Prof. Dr. Murat Yolar, diyabeti 50 yaş altı körlüğün birinci nedeni olarak gösteriyor

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 03 Haziran 2015 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
50 yaş altı körlüğün birinci nedeni diyabetik retinopati

Şeker hastalığına bağlı körlüğün de en sık görülen nedeni diyabetik retinopati. İnsülin salınımı veya insülün etkisinin yetersizliği sonucu kan şekerinin artmasıyla kendini gösteren metabolik bir hastalık olan diyabet, ömür boyu süren kronik bir özellik taşıyor. Diyabet hastalığının vücutta yol açtığı komplikasyonlar arasında en çok etkilenen organ göz. Öyle ki geçici görme bozukluklarından, çift görmeye hatta kalıcı görme kaybına kadar geniş bir yelpazede sorunlarla karşılaşılıyor. Diyabetin, gözün özellikle sinir tabakası denilen retinayı ve bu tabakadaki kılcal damarları etkileyerek çalışmasını bozduğunu belirten Dünyagöz Ataköy'den Prof. Dr. Murat Yolar, bu hastalığa bağlı göz rahatsızlıkları içerisinde en sık görülenin "diyabetik retinopati" olduğunu ifade etti. Yolar, diyabetik retinopatinin erken teşhis edilmez ve tedavisi gecikirse görme kaybına bile yol açabildiğini vurgulayarak, hastalığın 50 yaş altı körlüğün birinci nedeni olarak gösterildiğini açıkladı.

ŞEKER HASTALIĞINA DİKKAT

Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol oynayan risk faktörlerinin başında şeker hastalığının süresi geliyor. Özellikle diyabet tanısından itibaren 10 yıllık süreçten sonra retinopati görülme sıklığı artıyor. Yolar'ın verdiği bilgiye göre, Tip 1 veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artıyor. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi, ani kan şekeri yükselmesi ya da düşmesi, retinanın bozulmasını ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırıyor. Retinopatiyi ağırlaştıran diğer faktörler ise gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği (hiperlipidemi) ve böbrek hastalığı. Şeker hastalığı retinadaki kılcal damarların yapısını bozup, hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına neden oluyor. Retinada kendiliğinden kanayabilen yeni damarlar oluşuyor. Retinanın önünde ve içinde oluşan kanamaların gözün arka boşluğuna sızma riski de var. Sonuçta ciddi görme kayıpları meydana geliyor.

GÖZ DİBİ MUAYENESİ ŞART

Diyabetin komplikasyonlar oluşmadan kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Murat Yolar, Tip 1 diyabet hastalarının, teşhisten sonraki 5'inci yıldan itibaren, Tip 2 diyabet hastalarının ise tanı konulur konulmaz göz muayenesine gitmesi gerektiğini ifade etti. Yolar, diyabetik retinopati tanısı konulduğunda hastaların zaten yaklaşık 5 yıldır fark edilmemiş diyabeti olduğunun altını çizdi. Diyabetik retinopati hastalarının 3-4 aylık aralıklarla kontrole gitmesi gerektiğini söyleyen Yolar, özellikle erken safhata tedavi için göz dibi muayenesi yapılmasının şart olduğunu vurguladı.

LAZERLE TEDAVİ TEK YOL

Prof. Dr. Murat Yolar, diyabetik Retinopatiyi tedavi eden tek yönteminin argon lazer fotokoagulasyon olduğunu ifade ediyor. Argon lazer ışığının kan damarlarındaki sızıntıyı engellediğini aktaran Yolar, şu bilgileri veriyor: "Bu da kan gitmeyen iskemik retinanın kapatılmasını sağlar. İntravitreal anti-VEGF enjeksiyonu, diyabetik retinopati tedavisinde sürece yardımcı oluyor ancak argon lazer tedavisinin yerini almış güncel bir tedavi değil. Argon lazer tedavisi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yolu."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber