Seçimlerde, 'kafa avcıları'nın etkisi

Seçimin Galibi "Kafa Avcıları" mı?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Haziran 2015 11:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Seçimlerde, 'kafa avcıları'nın etkisi

7 Haziran seçimlerinin üzerinden 20 günden fazla zaman geçti. Parti temsilcilerinin açıklamalarına göre Meclis'te temsil hakkı kazanan bütün partiler seçimden başarılı çıktı. Seçimin sonuçları ve seçim sistemi üzerinde birçok tartışma yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Ancak seçim süreci ve sonuçları ile ilgili olarak üzerinde çok fazla durulmayan konulardan birisi partilerin doğru yerde, doğru zamanda, doğru adaylarla seçime gitmeyi başarıp başaramadıkları. Bu ise doğrudan stratejik insan kaynakları yönetimi konusu. Aslında siyasi partiler de şirketler, spor kulüpleri ya da kurumlardan farklı yerler değil. Hepsinde başarı bir ekip işi ve iyi bir ekip oluşturmak özel bir gayret istiyor. Halk temsilcilerini seçerken sadece partilerine değil adayların niteliklerine ve temsil kabiliyetine de önem veriyor. Adayların nitelikleri ise özellikle oyların geçişken olduğu yerlerde daha da önemli. İyi bir kadro kurarak seçim meydanlarına inen partilerin özgüveni de yüksek oluyor.

Yazının başlığı pek çok kişiye şaşırtıcı gelebilir. Her şeyden önce şunu belirtmek gerekir ki "kafa avcıları" ilk bakışta anlaşıldığı gibi şiddet ya da korku içeren bir kelime değil. Türkiye'de pek bilinmese de gelişmiş ülkelerde kafa avcıları (headhunters) diye profesyonel bir meslek erbabı var. Kısaca işleri kafa avcılığı yapmak yani kurumları yada şirketleri en iyi yönetecek kişileri doğru yerde, doğru işle buluşturmak. Bunu ise şöyle gerçekleştiriyorlar: Kurumlar ve şirketler kendi bünyelerine katmak istedikleri özel niteliklere sahip insanları gazetelerde yada internette ilanla aramıyor sadece kafa avcılarına kimi aradıklarını söylüyorlar. Kafa avcıları gizli ve çok dikkatli bir şekilde aranılan özelliklere sahip en uygun kişileri buluyorlar ve bu isimleri kurum ve şirketlere iletiyorlar. Kafa avcılarının "şu kişi uygun olabilir" veya "değerlendirilebilir" deme hakları yok. Net bir şekilde karar vermeleri ve en doğru kişileri önermesi gerekiyor. Kafa avcılarının sadakatleri kişiye değil kurum veya şirkete oluyor çünkü ücretlerini kendilerinden en iyi kişileri bulmasını isteyen kurum veya şirketler ödüyor. Ücretlerini ise sadece önerdikleri kişi işe kabul edilirse alabiliyorlar. Kurum yada şirketler ise farklı alanlardaki en iyi yöneticileri alabilmek için bir değil birden fazla kafa avcısıyla çalışıyorlar. Herbir kafa avcısının enerji, finans, inşaat, hukuk alanlarında farklı uzmanlıkları var.

Türkiye'de siyasi partiler seçim öncesi aday adayı başvuru sayısının çok olmasını bir başarı olarak görüyor ve gösteriyor. Bu özellikle iktidar partileri için yanıltıcı olabiliyor. Oysa ki siyasi partilerin halkta heyecan ve merak uyandıran adaylara teklif götürmesi ve bu isimleri siyasete kazandırmaları çok daha önemli gözüküyor. Bunun için ise partilerin kafa avcılığı yapması gerekiyor. 7 Haziran seçimlerinde kafa avcılığını başarılı bir biçimde gerçekleştiren partilerin seçimde de daha başarılı olduğu görülüyor. Bunu özellikle HDP ve nispeten MHP başardı. HDP; Celal Doğan, Dengir Mir Mehmet Fırat, Kadir İnanır, Altan Tan, Fermani Altun, İhsan Eliaçık, Hüda Kaya, Seydi Fırat, Günay Aslan gibi birçok isme teklif götürdü ve bunların bazılarını siyaset dünyasına kazandırdı.

MHP ise Durmuş Yılmaz, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Sergen Yalçın gibi isimlere teklif götürdü ve teklif götürdüklerinin bir kısmını da siyasete kazandırmayı bildi.

Ağır adamlarının önemli bir kısmının 3 dönem kuralı nedeniyle saf dışı kaldığı AK parti ise ilk üç dönemde yaptığı kafa avcılığının aksine bu seçimde bir kaç sembol isim (Furkan Doğan'ın babası, Merve Kavakçı'nın kardeşi) dışında kimseye teklifte bulunmadı. Halkta adaylar arasında heyecan uyandıran tek isim Hakan Fidan'ın adaylığı ise başlamadan sona erdi. Ana muhalefet partisi ise geleneğini bozmayarak bir kez daha kafa avcılığına ihtiyaç duymadığını gösterdi.

Siyasetin iki altın kuralı var: İlki karşınızdaki insanların en az sizin kadar zeki olduğunu bilmek. İkincisi ise kibirlerden arınmak. Eğer bu ikisinden vazgeçilemiyorsa siyasette başarılı olmak çok zor oluyor. Yönetmeye aday herhangi bir partinin özellikle bakanlık yapabilecek adayları seçerken kafa avcılığı yapması, halkta heyecan uyandıran adayları bulması ve onlara teklif götürmesi rekabetçi bir ortamda zorunluluk. Koalisyondan ziyade seçimin tekrarlanmasının gündem de olduğu bir dönemde başarılı olmak isteyen partilerin doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişileri aday gösterebilmesi için kafa avcılığını unutmaması gerekiyor.

Hakan Bulut

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber