Annelerin çifte bayram duası
PKK tarafından kandırılarak kaçırılan çocukların anneleri gözyaşları içinde isyan ediyor: Ne yemek yapıyoruz, ne de şeker alıyoruz. Çocuklarımız gelsin, çifte bayram yaşayalım
NASRETTİN GÜNEŞ
Terör örgütü PKK tarafından kandırılarak dağa kaçırılan çocukların ailelerinin tek arzusu, bayram öncesi çocuklarının bırakılması. Batman ve Siirt'te çocukları terör örgütü tarafından kandırılarak dağa kaçırılan aileler, ramazan ayında çocuklarının eve dönmesini istedi. Diyarbakır'da aylarca çocukları için eylem yapan anneler, çifte bayram yaşamak istediklerini söylüyor. Hamide Ayhan, 9 çocuğundan ikisinin kandırılarak dağa götürüldüğünü belirterek şöyle konuşuyor: "Evimde huzur kalmadı. Her gün, 'Acaba müjdeli haberi ne zaman verecekler bize' diye televizyon izliyoruz. Anneler birleştik artık barış istiyoruz. Diyabet hastası kızım bir yıl önce kaçırıldı. Tıp fakültesi 6. sınıf öğrencisiydi, günde 4 kez insülin kullanıyordu. Dağ başında insülini nereden bulup kullanacak? Belki de kızım ölmüştür ama bana söylemiyorlardır. Evde bayram havası yok, nasıl bayram yapacağız. Benim gibi binlerce anne var, korkudan çıkıp konuşamıyorlar." Acılı anne, çocuklarından birinin daha üniversite sınavını kazandığını ancak o da terör örgütünce dağa götürülür korkusuyla üniversiteye göndermeye çekindiğini söyledi.
"ACININ DİNİ, DİLİ, IRKI YOK"
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. sınıf öğrencisiyken kandırılarak dağa kaçırılan Fatih Eren'in annesi Behiye Eren de gözyaşı döküyor. Oğluna kavuşmak isteyen anne, "Bu mübarek ramazan ayında yeter artık diyoruz. Bize ancak çocuklarımız geldiği gün bayram olur. Onsuz bize bayram yok. Yemek boğazımdan geçmiyor. Her kapı çaldığında, oğlum geldi diye umut ediyorum ama yok" diyor. Fatih'in ağabeyi Erhan Eren ise, "Acının, gözyaşının rengi yoktur, dini, dili, ırkı, politik kimliği yoktur. Ateş düştüğü yeri yakıyor" diye konuşuyor. Oğlu Mazlum Tunç'un Hacettepe Üniversitesi psikoloji okurken kandırılıp dağa götürüldüğünü söyleyen anne Boze Tunç ise "Üzüntüden göğüs kanserine yakalandım. Barış istiyoruz, elinden bir şey gelen kim varsa oturup bu sorunu çözsün. Dört bayramdır evimizde bayram yok, ne yemek yapıyoruz, ne şeker alıyoruz"diyor. Siirt'in Şirvan ilçesindeki köy korucusu Nurettin Ödümlü de 15 yaşındaki oğlu Yusuf'un geçen yıl iftar saatini bekledikleri sırada evden çıktığını ve teröristlerce kaçırıldığını anlatıyor. Oğlunun önce Irak'ın kuzeyine ardından da Kobani'ye gönderildiğini belirten baba Ödümlü, "Oğlum buradaki çatışmada yaralanmış. Annesini telefonla aradı, Kobani'de yaralandığını ve Şanlıurfa'daki hastaneye getirildiğini söyleyip, 'Babam silahını bıraksın beni de 1 hafta sonra bırakacaklar' demiş. Ama onu bizimle görüştürmediler, hastaneden kaçırdılar" diyor.