BES yatırımcısı fon ayrımında!

Bireysel Emeklilik'te son iki ve beş yıllık birikimlerde yabancı para ve uluslararası borçlanma araçları öne çıkarken 10 yıllık getirilerde ise en yüksek kazanç hisse fonlardan elde edildi

Kaynak : Milliyet
Haber Giriş : 26 Temmuz 2015 10:29, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
BES yatırımcısı fon ayrımında!

Zeynep Aktaş

Emeklilik fon pazarı hızla büyüyor. Fon sepetlerinde riskli enstrümanlara yer verenler daha yüksek getiri sağlarken risksiz varlıklara yönelenlerin getirileri uzun vadede geride kaldı. 17 Temmuz 2015 itibariyle Bireysel emeklilik Sistemi (BES) katılımcılarının toplam fon tutarı 38 milyar TL'ye ulaştı. Devlet katkısı ise 3.9 milyar TL seviyesinde. BES'li sayısı 5.6 milyona yükseldi.

2003'te başlayan BES ile katılımcılar sermaye piyasalarına yönlendirilirken katkı payının gelir vergisinden indirilmesine imkan verilerek sistem güçlendirilmek istendi. Ancak bu teşvik fazla etkili olmadı.

Devletten % 25 katkı

2013'te doğrudan yüzde 25 devlet katkısının getirilmesiyle sistemin gelişim hızı bir anda arttı. 2013'te üç milyon olan katılımcı sayısı, devlet katkısının gelmesiyle 5.6 milyon kişiye çıktı. Ancak BES'te bulunanların birikimlerini risksiz olarak nitelendirebileceğimiz sabit getirili varlıklarda değerlendirmeleri halinde faize paralel bir getirinin ötesinde getiri söz konusu değil. Risk alabilenler açısından ise elde edilen kazancın katlandığı gözleniyor.

BES bir tarafa bırakıldığında son dönemin gözde yatırım enstrümanı döviz oldu. Dolara dayalı enstrümanlar ve uluslararası borçlanma araçları oldukça tatmin edici getirileriyle diğer yatırım araçlarının önüne geçti. Peki bu trend devam edecek mi? Emeklilik fonu katılımcıları daha iyi bir getiri için nasıl bir portföy oluşturmalı? 10 yıllık istatistiklere bakınca hisse emeklilik fonlarının getiride ilk sırada olduğu görülüyor. Dengeli Fonlar, Yabancı Para Dış Borçlanma Araçları, Esnek Fonlar emeklilik fonu yatırımı yapanlar için hala gözde fonlar arasında yer alıyor.

Risk az ise getiri de az

Parasını repo, kısa vadeli bono gibi risksiz varlıklarda değerlendiren emeklilik fonu katılımcıları ise uzun vadede en düşük getiri ile geride kaldı. Yatırım araçlarındaki yüksek dalgalanmalar tek bir yatırım enstrümanında kalma nedeniyle de düşük getiriye neden olabilmekte. Bu noktada benzer şekilde emeklilik fon katılımcılarının da bir sepet oluşturmasında fayda var. Sepette risksiz varlıkları biraz daha düşük oranda tutmak getiriyi artırmaya imkan sağlayabilir. Profesyonellerin yönettiği hisse fonlar ve esnek fonlar incelendiğinde, hareket alanı sağlaması itibariyle tercih noktasında öne çıkabilmekte. Böyle olunca oluşturulacak portföyün dağılımında bu fonların ağırlığının biraz daha yükseltilmesi, elde edilecek gelirin de artmasına imkan sağlayabilecektir. Fon portföy yöneticilerine nasıl bir emeklilik fonu portföyü oluşturulması gerektiğini sorduk. Profesyoneller fon sepetinde riskli varlıkların artması gerektiğine işaret ediyor.

'Riskli varlıklar öne çıkıyor'

Hüseyin Gayde / İş Portföy Emeklilik Fonları Portföy Yönetimi Müdürü

"Piyasalarda kısa vadeli fiyat dalgalanmalarını bir yana bırakarak 2-5-10 yıllık analizler yapıldığında risk iştahı yüksek yatırımcıların tercih ettiği varlıkların getiri potansiyelinin daha yüksek olduğu ortaya çıkmakta. Riskli varlıklar olarak daha çok hisse senedi yatırımları, risksiz varlık olarak ise kısa vadeli bono yatırımları tanımlanabilir. Hisse senedi fiyatlarını etkileyen en önemli unsur, şirketlerin kar seviyeleridir. Orta vadede, eğer ülke büyüme trendinde ve makro ekonomik durum güçlü seyrediyorsa şirket karları yükselmekte, şirketlerin hisse senedi fiyatları artmakta, hisse senedi yatırımcıları da hem fiyatlardaki bu artıştan, hem de şirket karlarından dağıtılan temettülerden faydalanabilmekte. Sabit getirili kısa vadeli bono yatırımcıları ise riski minimize ederek, olası ek getiri potansiyelinden feragat etmekteler. Türkiye'de enflasyon ve faiz hala yüksek seyrediyor. İlerleyen süreçte bu oranlar benzer ülke ortalamalarına yaklaşırsa, risksiz varlıkların getirileri de düşeceğinden, riskli varlıklara talep daha da artabilecektir."

'Esnek fonlar tercih edilmeli'

Namık Aksel / HSBC Portföy Genel Müdürü

"Piyasalar son derece kompleks oluşumlardır. Herhangi bir yılda hangi varlık grubunun en iyi performansı göstereceğini tahmin etmek güçtür. Bir yıl en iyi getiren varlık grubu ertesi yıl en kötüsü olabilir. Bu nedenle tek veya birkaç varlık grubuna dayanan portföyler oluşturmak ve bunları sık sık değiştirip zamanlamayı tutturmaya çalışmak son derece kötü sonuçlar doğurabilir.

Bu noktada önerim, portföylerin varlık dağılımlarını dinamik olarak gözden geçiren ve yöneten, küresel olarak geniş anlamda yani sadece Türk varlık gruplarına bağlı kalmayarak varlık dağılımı yapan, riski dağıtarak portföyün toplam riskini belli bir disiplin çerçevesinde fazla dalgalandırmayan 'esnek fonlar'dır. Alternatifi ise yatırımcıların kendi varlık dağılımlarını dinamik olarak kendilerinin yönetmesidir. Ancak bunun başarı olasılığı daha düşük. Bu nedenle esnek fonlar uzun vadede en iyi çözüm."

'Uzun vadede Döviz ve hisse'

Alp Keler / Ak Portföy Genel Müdürü

"Kısa vadede kaybetme riski barındıran hisse senetleri ve yabancı menkul kıymetler uzun vadede yüksek getiri vadedebiliyor. Fonların getiri performansında da piyasa koşullarının etkisi söz konusu. Emeklilik portföylerinde ise katılımcının risk algısı birincil etken. Fakat burada önemli bazı faktörleri dikkate almakta fayda var. Varlık dağılımlarında uzun vadeli yatırım mantığının doğası gereği risk-getiri ilişkisini göz önünde bulundurmalı ve piyasa koşullarına göre hareket alanı oluşturarak makul bir strateji oluşturmalı. Emekliliğine henüz uzun yıllar kalan katılımcılar için, hisse senetleri gibi görece riskli kabul edilen varlık sınıflarına portföylerde yer verilebilecekken aynı anda dövize duyarlı yatırım araçlarını belirli ölçüde değerlendirmekte fayda var."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber