TBMM Genel Kurulu olağanüstü toplandı

Genel Kurul, CHP'nin verdiği terörle ilgili araştırma önergesini görüşmek üzere olağanüstü toplandı

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Temmuz 2015 15:18, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
TBMM Genel Kurulu olağanüstü toplandı

TBMM Genel Kurulu, CHP'nin verdiği terörle ilgili araştırma önergesini görüşmek üzere ve TBMM Başkanvekili Şafak Pavey başkanlığında olağanüstü toplandı.

CHP'nin talebi üzerine gerçekleştirilen toplantıda, CHP'nin "Toplumsal barışı tehdit eden artan terör olaylarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Meclis Araştırması açılmasına ilişkin önergesi" görüşülecek.

Bu arada, ilk kez Genel Kurul'u yöneten Şafak Pavey, CHP'li milletvekilleri tarafından oturumun başında alkışlandı.

Dört partiden de milletvekilleri Meclis'te bulunuyor.

Hükümet adına Bülent Arınç, Ak Parti adına Mahir Ünal, CHP adına Levent Gök, MHP adına Ümit Özdağ, HDP adına Osman Baydemir kürsüye gelecek.

PAVEY: BU VATAN HIRSLARIMIZDAN ÇOK DAHA DEĞERLİ

Şafak Pavey oturumu açış konuşmasından şunları söyledi:

Burada yaratacağımız her asabiyet sokağa şiddet teşviki olarak dönebiliyor. Bu vatan hırslarımızdan çok daha değerli. Bizler varlıklarımızla bir şey katmak için Meclis'teyiz. Siyaset şiddet bizi her zamankinden çok daha acil göreve çağırıyor. Ortak hafızamızı takip etsek düzlüğe çıkabileceğimize inanıyorum. Değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyor gündeme geçiyorum.

Pavey'in konuşmasının ardından Meclis toplantı çağrısına ilişkin önerge okundu.

KÜRSÜYE İLK OLARAK ARINÇ ÇIKTI

Toplantıda ilk sözü hükümet adına Bülent Arınç aldı.

İşte Arınç'ın konuşmasından satır başları:

Öncelikle CHP Grubuna verdikleri olağanüstü toplanma tekliflerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Son günlerde kalplerimizi kanatan acı olayların,. Soruşturmaların devam ettiği bir zamanda ve hükümetin terörle mücadele yaptığı süreçte konuyla ilgili görüşme zaruret olmuştu. Bunu CHP yerine getirdi. Komisyon kurulabilir korumayabilir bunlar sizlerin değerli oylarınızla belli olacaktır.

Son günlerde yaşanan olayları hepimiz acı ile karşıladık ve tepkimizi verdik. Ayrıntılarını biraz sonra vereceğim şiddet olayları kapsamında ülkemizde bir üzüntünün hakim olduğunu söyleyebilirim. Memleketini seven herkes üzüntülü ve tepkilidir. Meclis olarak bunu görüşmek hepimizin göreviydi.

Bu günkü konumuz ülkemizde giderek artan terör olaylarını nedeni araştırmak ve engellemek için meclis komisyonunun kurulmasını içeriyor.

Bu konuda iki rapor vardır. İnsan hakları inceleme komisyonunun hazırladığı bir rapordur. Bu Şubat 2013'tedir. Yine aynı dönemde Kasım 2013 tarihli meclis araştırma raporumuz var.

Bunun ayında geçtiğimiz dönemde 10 Temmuz 2014 tarihli terörün sona erdirilmesi maddeli kanun hazırlanmış ve resmi gazete yayınlanmıştır.

Şüphesiz çözüm süreci belki bugünde tartışılacaktır, devam edip etmediği konularında bir tartışma var. 2009'dan başlayarak kademe kademe devam eden ve ete kemiğe bürünen, ismini ne koyarsanız koyun bu konunun ne hale geldiği, nasıl suistimal edildi tartışmalarını da değerlendirmek istiyorum.

12 yıldan beri AK Parti hükümetlerinde bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Yaşananlar sizler tarafından takip ediliyor bunları tekrar tekrar veremeyeceğim. 20 Temmuz'da Suruç'taki katliam diyebileceğimiz terör olayı sonrası Başbakanlık Koordinasyon Merkezi'nden an be an takip ettik.

3 terör örgütüne karşı PKK ve bağlantılı terör örgütlerine karşı, DAİŞ ve DHKP-C diye bilenen örgütlere karşı operasyonlar yapıldı. Sonuçları da koordinasyon merkezi tarafından açıklandı.

Bütün operasyonları milli imkan ve kabiliyetlerimizle, DAİŞ'e karşı yapılanların da Türkiye içinde gerçekleştirildiğini söylemem gerekiyor. Bugün en son 1302 kişiye gözaltı işlemi uygulandığı bildirildi. Binbaşı Arslan kulaksız ismi verilen operasyonla da sığın depo ve barınma alanlarının vurulduğuna dair açıklamayı hepimiz biliyoruz

Bunun saat 11:00 itibariyle gözaltı sayısı 1061 kişidir...

PKK ile ilgili olarak şunları söylemem gerekebilir. Toplumsal gelişmenin önündeki terör meselesini ülke gündeminden çıkarmak için kararlı bir tutum sergiledik. Çözüm sürecinin nihai hedefi terörün sona erdirilmesi. Çözüm Sürecinin kamuoyuna doğru anlatılması için akil insanlar heyeti oluşturuldu.

Demokratikleşme paketi amacıyla teme hak ve özgürlükler alanında yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Çözüz sürecindeki adımlarımıza karşı örgütün sürece uygun hareket etmediği görülmektedir. 2013 mayıs ayında silahlı unsurların ülke dışına çıkarılması söylenmişti. Silahla bırakılacak siyaset ve fikirler konuşulacak denildi. Örgüt şiddet içerikli eylemlerini deva ettirdi. Kırılma noktalarından biri de pek çok yerde baş gösteren 6-8 ekim olaylarıdır. 7 hazirandan bugüne kadar kanunsuz girişimler yapıldı. Her ne kadar başta HDP olmak üzere örgüt bileşenlerin tarafında dezenformasyon yaratılmaya çalışışsa da hükümet adımlar atmıştır.

HDP'li siyasetçilerin bağımsız devlet kurma ifadelerini kullandıkları görülmüştür. 7 Haziran seçimleri öncesi örgüt ve bileşenleri çözüm sürecini kendi baskı ortamını kullanma aracı olarak kullanmaktadır.

2 DAKİKA POLEMİĞİ

Konuşma süresi biten Arınç: Sayın Başkan ek süre verecek misiniz, diğer konuşmacılara da verilmek üzere diye sordu...

Şafak Pavey, "Bugün olağanüstü toplandık. Konuşmanızı bitirmek üzere 2 dakika veriyorum. Diğer konuşmacılara verilecektir" cevabı üzerine Arınç "Madem olağanüstü toplandık çok hasis* davrandınız. 2 dakika" dedi.

*Hasis: Cimri - TDK

HDP ADINA BAYDEMİR KONUŞTU

HDP adına Osman Baydemir kürsüde konuştu. Saat 15:45'te kürsüye çıkan Baydemir şunları söyledi:

TBMM'nin 8 Haziran sabahından itibaren Türkiye topluluğunun tüm farklılıklarına sahip olduğu temsil oranında memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Türkiye ye yeni bir döneme uyandı. Türkiye farklılıklarının bir bütün olarak, siyaset mekanizmasına emretmiş olduğu barışın ortak paydalarda buluşun ve ret politikaları nihai barışla taçlandırın mesajı alınmadı ya da gereğinin gerilmemesi için ısrar ediliyor.

Suruç'ta insanlığa karşı suç işleyen IŞİD organizasyonun yarasını sarmak üzere Türkiye'nin dört bir yanından Türklerin Kürtlerin birlikte yaşayabileceğinin sembolü olan gençler Suruç'ta katledildiler.

Maalesef toplumda var olan barış arzusu henüz siyasi partilerin ortak bir çabası olmamıştır. Bu toplantıda tarihi buluşmada tarihi bir karara gelin katkı sunalım.

Yaşanmış acıların son acımız olmasının temennisinde bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahilimiz bir daha asla bu ülkede tek bir insanımızı hayatını çatışma ortamlı içinde yitirmemesinin pratiği ve çabası olacaktır. Hepinizin vicdanına çağrıda bulunmak istiyorum.

"ÇATIŞMASIZLIK ORTAMININ KIYMETİNİN NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU BUGÜN DAHA İYİ İDRAK EDEBİLİYORUZ"

Bu meclis, gerçekten tek bir yurttaş evladımızın hayatını yitirmesini istemiyorsak irade burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir. Gelin hepimiz bulunduğumuz zeminde sorumluluğumuz gereği olarak bu çatışma pratiğine dur diyelim. Emin olun ki 2013 yılında seçime kadar devam eden çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz.

Yapmamız gereken tek şey var. Tek bir canımızın toprağa düşmeyeceği ortak iradeyi yaşama geçirmektir. Neden bu sarmal başlatıldı. Cumhuriyet tarihimiz boyunca en büyük siyasi gelişme elbette ki 2013 Nevruz'u ile barış manifestosu ile başlayan süreçtir. O sürecin Ağrı'da seçim atmosferini zehirlemeye çalışan provokasyona kadar devam etmiş süreçte AK Parti iktidarı barışı etkin şekilde yönetebilmiş olsaydı....

"HÜKÜMET BİR KEZ DAHA 1990'LARIN DİĞER HÜKÜMETLERİN DEVLET REFLEKSİNE GERİ DÖNDÜ"

Yurttaş tercihi ortaya koyarken hesap sorabilir bir noktaya geldi. Hükümet bir kez daha 1990'ların diğer hükümetlerin devlet refleksine geri döndü. Adeta bir milliyetçi dalga yaratarak HDP'yi baraj altı bırakma çabasına girdi.

"İŞTE O PLANLAR 8 HAZİRAN'DA YÜRÜRLÜĞE GİRDİ"

Hükümet kuramazsak b ve c planlarımız var denilmiş. İşte o planlar 8 Haziran'da yürürlüğe girdi. Tek başına iktidar olma uğruna Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Bugün bir kez daha barış zeminine geri dönüş şarttır.

Yaşatılan saldırılar, partimize yönetilen 200'e yakın saldırı eğer bunlar etkin şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı Suruç'taki katliamı Türkiye yaşamamış olacaktır. Savaş isteyenlerin restine rest ile karşılık vermek amacında değiliz . Ateşe benzin dökmek değildir. Şüphesiz ki bu tek başına izah edilmeyecek bir tabloydu.

Sayın Cumhurbaşkanı'nın Dolmabahçe deklarasyonunu tanımaması. Orta doğu siyasinde Türkiye - Suriye politikası ve Rojova statüsüne kırmızı çizgi diye karşı çıkması yani Suriye'de barbarlığa karşı mücadele eden kardeşlerimizin komşu olarak tercih edilmemişi barış süreç inin sekteye uğramasına neden olan en önemli argümanlardan olmuştur.

"İSTERSENİZ KARDEŞLİĞİME İNANIN İSTER İNANMAYIN..."

Her bir saldırı arka plana sahiptir. 8 Haziran sabahından itibaren tek başına iktidar olunmadığı için ülke savaşa çekiliyor. Tek başına iktidar olma uğruna fidanlar toprağa gömülüyor. İsterseniz kardeşliğime inanın ister inanmayın Rabbim şahittir ki bütün dünya iktidarları bin kere bir askerin bir polisi bir gerillanın bir sivil yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun.

Bizim yapmamız gereken kinle öfke ile yanıt vermekle sorunu çözemeyeceğiz. 30 yıllık pratiğimiz de buydu. Bu pratikten yeterince çektiğimiz için 2013'te müzakere masasını kurduk. Bu aşamaya kadar onlarca fedakarlık örneği vardır. Gelin el ele vererek bu toplumun tek ferdinin hayatını yitirmeyeceği bir geleceği inşa edelim.

"BİRLİKTE YAŞAMA SUİKAST GİRİŞİMİ"

Sayın Cumhurbaşkanı'nın Çin'e gitmeden önce yaptığı konuşma, Davutoğlu'nun bugün yaptığı konuşma birlikte yaşama suikast girişimidir.

"GELİN KALLEŞLİĞİN OLMAMASININ ÖNÜNDE BİZ BARİYER OLUŞTURALIM"

Birbirimizden farklı düşüncelere sahip insanlarız. Benim hitabım biz saygıdeğer vekillerin vicdanınadır. Net bir duruş sahibi olmazsak toprağa düşecek her candan bizlerde mesul olacağız. Gelin kalleşliğin olmamasının önünde biz bariyer oluşturalım.

Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bugün bu meclis evet derse başta AK Parti Grubu evet derse vallahi bu savaş 48 saat içinde durur. 48 saat içinde tek bir insanın hayatını kaybetmeyeceği zemini yaratırız. Neden 8 Haziran sabahından itibaren bu grubun İmralı Adası'na gitmesine izin vermiyorsunuz.

Neden kalıcı barışın inşasının önüne bariyer oluşturuyorsunuz. Hepinizin vicdanına çağrımdır.

Baydemir'in sözlerine itirazlar üzerine Şafak Pavey "Bu ülke sizin egolarınızdan daha değerlidir. Sizleri sükünete davet ediyorum" şeklinde uyarı yaptı. Pavey'in uyarısı sonrası bağrışmalar kesildi.

Baydemir sözlerine şöyle devam etti:

Gelin meclis araştırma komisyonu kuralım. İmralı'ya uygulana tecridi kaldıralım. Bizler HDP olarak 78 milyonun barış içinde yaşaması için zalime teslim olmayacağız.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber