Yükseköğretimde küreselleşme

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 04 Ağustos 2015 09:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Yükseköğretimde küreselleşme

TURGAY POLAT

İletişim ve ulaşım kanallarının çok hızlı büyüdüğü bu çağa biz kısaca küreselleşme çağı diyoruz. Bilginin ve bilgiyi alacak kişinin hem fiziken hem de sanal olarak bu isteğine kolaylıkla ulaştığı bir dönemde küreselleşmeye en uygun kurumlar şüphesiz üniversitelerdir. Bu bağlamda baktığımızda dünyada üniversitelerin ve üniversite alacak öğrencilerin dolaşımı ve yeni yükseköğretim yapısı çok hızlı şekilde değişmekte ve küreselleşmektedir. Bu durum üniversitelerin ulusal kimliklerinin dışında küresel kimliklerini boyunlarına takmalarını zorunlu kılıyor. Öğrencilerde artık dünyanın neresinde olursa olsun kolaylıkla bu üniversiteleri bulmakta ve eğitimlerine orada devam etmekteler. Küreselleşmenin yükseköğretim dünyasına etkileri çok yönlüdür. Bu süreçte, kurumlar arası ilişkiler giderek artmakta ve üniversiteler daha fazla uluslararası nitelikler kazanmaktadır.

OECD'nin 2030 yılında dünyada yükseköğretimin geleceğine ilişkin yaptığı kapsamlı projeksiyon çalışmasına göre, önümüzdeki yıllarda belirginleşeceği öngörülen eğilimlere ilişkin tespitler şu şekilde özetleniyor;

- Öğrencilerin, öğretim elemanlarının ve kurumların hareketliliğini içeren sınır ötesi ve ulus-aşırı yükseköğretim büyüyecektir.

- Akademik araştırmalarda uluslararası işbirlikleri artacaktır.

- Araştırma bağlamında özellikle Kuzey Amerika açık ara üstünlüğünü devam ettirecek olsa da, Asya ve Avrupa'daki yükseköğretim sistemleri küresel etkisini gittikçe artıracaktır.

- Özel finansmanın payı ile performansa dayalı fonlama artacaktır.

Yükseköğretime erişimin kitleselleşmesi ve evrenselleşmesi açısından da değerlendirilmesi gereken uluslararasılaşma sürecinin en önemli unsurlarından biri, öğrenci hareketliliğidir. Son yıllarda dünya genelinde öğrenci hareketliliğinde ciddi bir artış gözlenmekte, bütün ülkelerce özendirilmekte, bu doğrultuda yeni araçlar, mekanizmalar ve işbirlikleri geliştirilmektedir. Son kırk yıllık süre zarfında kendi ülkesi dışında yükseköğretim için eğitime giden öğrenci sayıları dört kattan fazla artmış, 4 milyonu geçmiştir. 1975'te tüm dünyada bir milyonun altında olan uluslararası öğrenci sayısı, 1990'da 1,3 milyona, 2000'de 2,1 milyona ulaşmıştır. 2010'da bu sayı 4,1 milyon olarak gerçekleşmiştir. Yükseköğretim uzmanlarının öngörülerine göre bu artış devam ederek 2025 yılında 8 milyona ulaşacaktır.

Dünyada hareket halindeki uluslararası öğrenci sayılarına yakından bakıldığında, bu öğrencilerin büyük bir bölümünün dünyanın en büyük yirmi ekonomisine sahip ülkeler ile OECD ülkelerinde eğitim gördükleri görülmektedir. Ancak daha yakından bakıldığında uluslararası öğrencilerin en çok tercih ettiği ülkelerin Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri olduğu görülmektedir. 4,1 milyon uluslararası öğrencinin yaklaşık iki milyonu Avrupa ülkelerinde, 880.000'i Kuzey Amerika'da eğitim görmektedir.

Uluslararası öğrencilerin eğitim gördükleri ülkelere göre dağılımı ise, ABD, Birleşik Krallık, Avustralya'nın toplam %37'lik bir oranla en önde gelen ülkeler olduğu görülmektedir. Kanada ve Yeni Zelanda da dahil edildiğinde toplam öğrencilerin %44'ünün İngilizce konuşan ülkelerde bulunduğu görülür. Almanya ve Fransa da %6'şarlık oranlarla diğer önemli ev sahibi ülkeler konumunda bulunmaktadırlar. Türkiye ise %1'e yakın oranıyla diğer birçok OECD ülkesinden daha az sayıda uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Bunun yanında küresel alanda faaliyet gösteren üniversite sayımız da çok çok az. Kısaca yükseköğretimde kendi içine kapanmış ülke görüntümüz maalesef devam ediyor.

Sonuç olarak ülkemizdeki üniversitelerin yurtdışında birkaç üniversite ile işbirliği yapması ya da okullarına biraz yabancı öğrenci alması küresel yükseköğretim için yeterli bir çalışma değildir. Bu açıdan bakıldığında Bahçeşehir Üniversitesi'nin açtığı global kimlikten diğer üniversitelerimizin de yürümesi ülkemiz için çok önemlidir. Şu unutulmamalıdır ki yenidünyada var olmanın şifresi eğitimdir. Eğitimde ise ancak global bakış açısıyla başarılı olunabilir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber