Kaymakamlık mülakat sonuçlarının iptali istendi

Mülakat sınavında kaybettirilen bir aday, kaymakamlık sözlü sınavının iptalini istedi

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 20 Ağustos 2015 10:19, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kaymakamlık mülakat sonuçlarının iptali istendi

Kaymakamlık sözlü sınav sonuçları 8 Temmuz'da, İçişleri Bakanlığının web sitesinde yayımlandı.

Soruların yüzde 85'ine doğru yanıt verdiğini düşünen bir aday, mülakatı kaybetmesi üzerine, sözlü sınavın iptali için dava açtı.

Davada, sözlü sınav sırasında herhangi bir kayıt tutulmadığını, ancak heyetin tuttuğu bir tutanak var ise de, bu tutanağın kendisine imzalattırılmadığını belirtti.

Soruların çoğuna doğru yanıt verdiğini belirten aday, değerlendirme aşamasında, kanunda beş bent halinde belirtilen bazı kriterlerin dışında başka kriterlerin dikkate alındığını belirtti.

İşte o dava dilekçesi....

ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir

Duruşma İstemlidir

Davacı: ....

Davalı: İçişleri Bakanlığı

Adres: Bakanlıklar-ANKARA

Konu: 08.07.2015 tarihinde İçişleri Bakanlığının internet sitesinde ilan edilen Kaymakamlık sınavı mülakatının iptali ve öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması talebi

Açıklamalar:

İçişleri Bakanlığı Kaymakamlık Adaylığı sınavına 28.03.2015'te girdim. Yazılı sınavda 87,69573 puan aldım. 29.06.2015-04.07.2015 tarihleri arasında sözlü mülakat yapıldı. Ben ise sözlü mülakata 01.07.2015'te girdim. Sözlü mülakat için Bakanlığın teamülü olan koyu lacivert takım elbise, beyaz gömlek, kapalı kırmızı kravat ve bağcıklı ayakkabı giydim. Mülakat saatimden önce makul süre önce gelip bekleme alanında yerimi aldım. Sıram gelince sınav salonuna girdim. Kapısını tıklattım. Kapıyı açıp, kapattım. Ve hemen kapının önünde mülakat heyetini kafa işareti ile selamladım. Sandalye olan alana yürüyene kadar mülakat heyeti ile göz temasını elden bırakmadım. Sandalyenin hemen sol tarafında durdum. Ve mülakat heyetini kafa işareti ile selamlayıp "iyi çalışmalar efendim" şeklinde hitapta bulundum. Mülakat heyeti başkanı olan Personel Genel Müdürü Muhterem İNCE, "buyurun Erol Bey, oturabilirsiniz" dedi. Sandalyeye komisyonu rahatsız etmeyecek şekilde oturdum. Mülakat bitene kadar da duruşumu değiştirmedim. Dik oturdum, ellerimi dizlerimin üzerine koydum ve asla saygısızlık uyandıracak herhangi bir tavır ve davranışta bulunmadım. Heyet başkanı "kendinizi tanıtabilir misiniz", dedi. Ben de akıcı ve sade bir şekilde kendimi tanıttım. Yine heyet başkanı "boş zamanlarınızda ne yaparsınız" sorusunu yöneltti. Ben de mümkün mertebe bir şeyler okuduğumu ve halı saha maçları gibi aktiviteler yaptığımı ifade ettim. Ardından heyet başkanı en son ne okudun dedi. Ben de Necip Fazıl KISAKÜREK'in 'O ve Ben' adlı eserini okuduğumu ifade ettim. Yine heyet başkanı, "bu kitaptan kısaca bahseder misiniz" dedi. Ben de kitaptan kısa ve akıcı bir şekilde bahsettim. Her soruyu cevaplarken ve cevabımın sonunda saygı ifadesi anlamında "efendim" kelimesini kullandım. Daha sonra Teftiş Kurulu Başkanı Orhan TAVLI, "İçişleri Bakanlığının görevlerini sayabilir misiniz" dedi. Ben de Bakanlığın teşkilat kanunu kapsamında genel olarak bahsettim. Bakanlığın görevlerinden bahsederken, "görevlerinden biri de karayollarında trafik denetlemeleri ve düzenlemelerini yapmaktır" dedim. Ardından Teftiş Kurulu Başkanı Orhan TAVLI, "Bakanlık bu trafik denetlemelerini nasıl yapar" dedi. Ben de "il ve ilçelerde trafik denetleme şubeleri vasıtasıyla yapar ve bunlar mülki idare amirlerinin emirlerine göre hareket eder" dedim. Ardından Teftiş Kurulu Başkanı, "peki, bu ilçe trafikler genel olarak nereye/hangi müdürlüğe bağlıdır" dedi. Ben de "Emniyet Genel Müdürlüğü" dedim. Bu soruların ardından Mahalli İdareler Genel Müdürü Ömer DOĞANAY, "belediyelerin trafik yetkisi nedir" diye sordu. Ben de o an anımsayamadım ve anımsayamadığımı ve konu hakkında malumatımın olmadığını ifade ettim. Ardından Mahalli İdareler Genel Müdürü Ömer DOĞANAY, "belediye başkanlarının görevlerini anlat" dedi. Ben de detaylıca bahsettim. Ardından Personel Genel Müdürü, Ömer DOĞANAY beye döndü ve "yeterli mi" dedi. Aralarında kısa bir konuşma geçti ve Ömer DOĞANAY bey cevabımın yeterli/kafi ve güzel olduğunu Personel Genel Müdürüne -yani heyet başkanına- ifade etti. Daha sonra Personel Genel Müdürü yani heyet başkanı Muhterem İNCE, belediyenin trafik ile ilgili yetkisini hatırlattı ve "trafik ışıklarıyla ilgili yetkisi var mı" dedi. Ben de bunun üzerine durumu hatırladım ve "evet var" dedim ve şimdi anımsadığımı söyledim. Ardından heyet başkanı Muhterem İNCE "köy muhtarının görevlerini say" dedi. Ben de genel olarak anlattım. Ardından heyet başkanı "ölüm ve doğumları muhtar bildirir mi" dedi. Ben de "evet bildirme yükümlülüğü var" dedim. Ardından, "köy muhtarı nikah kıyar mı" diye sordu. Ben de "kıyamaz efendim" dedim. "Emin misin" dedi. Ben de "evet" dedim ve okuduğum mevzuat kapsamında böyle bir görev tanımına rastlamadığımı ifade ettim. Heyet Başkanı, heyet üyelerine dönüp başka bir suallerinin olup olmadığını sordu. Onlar da "yok" dediler. Heyet Başkanı, "teşekkür ederim, çıkabilirsiniz" dedi. Ben de sandalyeden ayağa kalktım ve ceketimin üst düğmesini ilikledim, sandalyenin sol tarafına geçtim ve heyeti selamlayıp "iyi çalışmalar efendim", dedim. Ardından çıkış kapısına kadar yürüdüm ve dönüp arka sıra çıkış yapma anlamasına gelmemesi ve saygısızlık olmaması için tekrar heyeti selamlayıp dışarı çıktım. Dışarda şube müdürü olduğunu bildiğim yetkili benim elimi sıkıp uğurladı. Mülakat bu şekilde tamamlanmış oldu. Mülakat esnasında heyet üyelerine en ufak bir saygısızlık yapmadım, protokol, görgü kurallarına uydum. Her cevabımım en sonunda "efendim" şeklinde hitap ettim. Mülakat esnasında kamera kaydının olmadığını biliyorum. Mülakat esnasında bana sorulan soruların ve cevaplarımın tutanağa aynısıyla kaydedildiğini düşünmüyorum. Zira, tutanak tutulmuş ise bana okutulup imzamın alınması gerekirdi. Mülakat heyetinin sadece puanlama yaptıklarını anladım. Objektif olmayan bir mülakat süreci yaşadım. 08.07.2015'te başarılı olanların listesi Bakanlık sitesinin duyurular kısmında yayınladı. Ancak, isimlerin arasında kendi ismimi göremedim. Halbuki mülakatım iyi geçmişti. Ortalama mülakattan 80-85 puan bekliyordum. Ancak, keyfi, haksız ve nesnel ölçütlere dayanmayan puanlama neticesinde beni elediler. Mülakatta benden daha fazla puan verilenlerden 43 kişinin yazılı sınavının benden daha düşük olduğunu tespit ettim. Bu durum çok manidardır. Daha ortada hükümet yok iken hızlı bir şekilde mülakat yapmaları ise ayrıca düşünülmesi gereken bir durumdur. Mülakatın hakkaniyete göre yapılmadığı kanaatindeyim.

1982 Anayasasının "Başlangıç" kısmında, topluca Türk vatandaşlarının nimet ve külfetlerde ortak olduğu vurgulanmaktadır.

1982 Anayasasının "Kanun Önünde Eşitlik" başlığı altında yani 10. maddesinin 5. fıkrasında aynen, "Devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükmü yer almaktadır.

1982 Anayasasının "Kamu Hizmetlerine Girme Hakkı' başlığı altında, yani 70. maddesinde: "Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" ifadeleri bulunmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Temel İlkeler" başlığı altında, yani 3. maddesinde "liyakat" ve "kariyer" ilkelerine yer verilmiştir. Liyakat ilkesi; Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır. Kariyer ilkesi ise; Devlet memurlarına, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanını sağlamaktır.

1700 Sayılı Dahiliye Memurları Kanunu'nun 'Kaymakam adaylığı yazılı sınavı, mülakatı ve atama' başlığı altında, yani 2/A maddesinde ise mülakata ilişkin şu hükümler yer almaktadır:

"Yazılı sınavda, yüz tam puan üzerinden yetmiş puanın altına düşülmemek kaydıyla en yüksek puandan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı aday mülakata çağrılır. Mülakata çağrılan en son adayla aynı puanı almış bulunan diğer adaylar da, kontenjan gözetilmeksizin mülakata çağrılır. Mülakat, adayın;

a) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücünün,

b) Temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu, liyakati ile genel ve fiziki görünümünün,

c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığının,

d) Genel yetenek ve genel kültürünün,

e) Çağdaş, bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığının,

puan vermek suretiyle değerlendirilmesi yöntemidir.

Mülakat komisyonu; Personel Genel Müdürünün başkanlığında İçişleri Bakanının, Bakanlık Müdürler Encümeninin Mülki İdare Amiri sınıfından olan üyeleri arasından görevlendireceği iki üyeden oluşur.

Adaylar, komisyon başkan ve üyeleri tarafından ikinci fıkranın (a) ila (e) bentlerinde yazılı özelliklerin her biri için yirmişer puan üzerinden değerlendirilir, verilen puanlar ayrı ayrı tutanağa geçirilir. Bunun dışında mülakat ile ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz. Başarılı sayılmak için, komisyon başkan ve üyelerinin yüz tam puan üzerinden verdikleri puanların aritmetik ortalamasının en az yetmiş olması şarttır. Mülakat sonucu; en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere sıralama yapılarak mülakat başarı listesi hazırlanır ve bu liste mülakat komisyonu tarafından imzalanır. Nihai başarı listesi, yazılı sınav puanı ile mülakat puanının aritmetik ortalaması tespit edilerek en yüksek puan alandan başlamak üzere hazırlanır. Bu sıralamaya tabi tutulanların nihai puanlarının eşit olması halinde, yazılı sınavda alınan puana öncelik tanınır. Yazılı sınav puanlarının da eşit olması halinde lisans diploması not ortalaması yüksek olan esas alınarak sıra belirlenir."

Mülakatın kayıt altına alınmaması ile ilgili kısım, Anayasada öngörülen hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırıdır. Bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını talep ediyorum.

Sözlü sınavın, günümüzde sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmesi mümkün iken bu imkanın kullanılmamasının hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi zedeleyeceğine ilişkin Danıştay içtihatları da bulunmaktadır. Nitekim Danıştay 12. Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin 03.07.2008 tarihli 2008/1780 esas sayılı karara itiraz üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun vermiş olduğu kararda ''sözlü sınavda adayın sorulara verdiği yanıtların teknolojik imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmasının gerekli olduğu" belirtilmiştir. Yine Danıştay 5. Dairesinin 19.03.2010 tarihli ve E. 2008/6852, K. 2010/1546 sayılı kararında da "sesli ve görüntülü kayıt alınması ile komisyon üyelerinin notlarının gerekçeli olması zorunlu olduğu gerekçesiyle sözlü sınavın iptali" kararı verilmiştir.

İdare hukuku, diğer hukuk dallarından farklı olarak "kozalist" bir hukuk dalıdır. Bu kapsamda idari işlemlerin mutlak surette kanuna dayanan, meşru ve mümkün bir sebebi olmalıdır. Anayasanın 123. maddesinin 1. fıkrasında idarenin "kanunla düzenleneceğinden" bahsedilmesi, idari işlemlerin bütün unsurlarıyla kanuna dayanmak ve kanunun çizdiği sınırlar içerisinde kalmak zorunda olduğunu açıkça göstermektedir. Yukarıda aktarılan kanun hükümleri, mülakat sınavında dikkat edilecek ölçütleri tek tek saymaktadır. O halde mülakat heyeti, mülakatta değerlendirilecek hususlar bakımından "bağlı yetki" sahibidir. Başka bir deyişle, mülakat heyeti, kanunda beş bent halinde ve sınırlı sayıda sıralanan hususlar dışında herhangi bir kriteri göz önüne alamaz.

İdare, savunmasında muhtemelen mülakat sınavında yapılan değerlendirmenin idarenin takdir yetkisi içerisine girdiğini öne sürecektir. Her şeyden evvel belirtmek gerekir ki, müstakar Danıştay içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere idare, takdir yetkisini keyfi biçimde kullanamaz. (Birkaç örnek olarak: Dan. 5. D. E. 80/492 K. 84/2185; Dan. 5. D. E. 97/1422 K. 97/2952; Dan. 10. D. E. 92/4292 K. 93/2338; Dan. 5. D. E. 88/2086 K. 87/1336; Dan. 8. D. E. 75/913 K. 75/2876; Dan. 5. D. E. 87/406 K. 88/704) Bilakis takdir yetkisi; Anayasaya (özellikle hukuk devleti, eşitlik ve ölçülülük gibi anayasal ilkelere), kanunlara, kamu yararı ve kamu hizmetinin gereklerine uygun olarak kullanılmak zorundadır. Aksi takdirde tesis edilen idari işlem sebep, konu ve amaç yönlerinden hukuka aykırı olacaktır. Dava ettiğim ve tarafıma uygulanan mülakat işlemi, açıklanabilir bir sebepten yoksundur. Zira mevcut durumda idare ne kanunda öngörülen şartları taşımadığımı, ne de diğer adaylara nazaran "daha az tercih edilebilir" olduğumu iddia edebilecek delillere sahip değildir.

Tarafıma yapılan mülakat işlemi yukarıda ifade ettiğim hususlardan dolayı açıkça hukuka aykırıdır. İşlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar da ortaya çıkacağından İYUK m. 27 uyarınca yürütmesinin durdurulması ve sonrasında da iptali gerekmektedir.

HUKUKİ DAYANAK: Anayasa, İYUK, sair mevzuat ve Danıştay içtihatları

HUKUKİ DELİLLER: Ekte sunulan belgeler ve mahkemenizce gözetilecek her türlü delil.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ile izahına çalıştığımız ve mahkemenin re'sen gözeteceği sair hususlar nedeniyle;

a-) Davalı idare tarafından tesis edilen işlemlerin öncelikle idareye verilen savunma süresi kısaltılarak yürütmesinin durdurulması, sonrasında ise işlemin iptal edilmesini,

b-) Tüm yargılama harç ve masraflarının karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini,

c-) 1700 Sayılı Dahiliye Memurları Kanunu'nun "Kaymakam adaylığı yazılı sınavı, mülakatı ve atama" başlığı altında, yani 2/A maddesinde yer alan "...Bunun dışında mülakat ile ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz...'' hükmünün 1982 Anayasasının 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ve 10. maddesindeki eşitlik ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne somut norm denetimi için gönderilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ve talep ederim....../..../2015

DAVACI ...

EKLER: Mülakat Sonuç Listesi(08.07.2015 tarihli) 2 suret

Yazılı Sınav Çıktısı -2 suret

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber