MEB-YÖK kavgasında cephe genişledi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) arasında, biri güvenlik ve diğeri denklik konusunda iki kriz daha çıktı.
Danıştay'a saldırının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü, YÖK'e
de bir yazı göndererek, koruma amacıyla yeni güvenlik kameraları, dış kamera
hafızası, monitör ve elektronik güvenlik aletleri alınmasını istedi. Erdoğan
Teziç'in, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın hedefleri arasında bulunduğu
ihbarı da Emniyet'in güvenlik önlemlerinin artırılması talebinde etkili oldu.
YÖK, Emniyet'in yazısını derhal işleme koyarak 'güvenlik demirbaşlarını' temin
etti. Ancak 2003/39 sayılı genelge gereği alınan bu demirbaşların parasının
ödenmesi için bakan Çelik'in onayı gerekiyordu. YÖK, 17 Temmuz'da MEB'e yazı
göndererek, demirbaşların onaylanmasını istedi. Ancak Çelik hâlâ onay vermedi.
Aynı şekilde YÖK'ün sivil savunma uzmanı da yine güvenlik gerekçesiyle maske,
kimyasal gazları tespit kiti ve masa-sandalye gibi araç gereçlerin sağlanmasını
istedi. Fakat MEB, 26 Mayıs'ta gönderilen bu 'onay talebi' yazısını da bir
önceki gibi yanıtsız bıraktı. YÖK, alınan demirbaşların parasını ödeyemeyerek
zor durumda kaldı. Emniyet'in yönlendirmesi doğrultusunda alınan demirbaşlar 27
bin 166, sivil savunma uzmanın isteğiyle alınanlar 35 bin 979 YTL'ye mal oldu.
YÖK de denklik vermiyor
YÖK ve MEB arasındaki ikinci kriz de, yurtdışına gönderilen öğrencilerin seçimi konusunda yaşandı. MEB, devlet bursuyla 1000 öğrenciyi yurtdışına göndereceğini açıkladı. Ancak YÖK Başkanı Teziç, MEB'e, öğrencilerin seçiminde YÖK ve üniversiteleri devre dışı bıraktığı için uyarı niteliğinde bir yazı gönderdi. Teziç'in 15 Eylül tarihli yazısında Anayasa ve 2547 sayılı Yüksek Öğretim Yasası'nın, öğretim elemanı yetiştirme görevini YÖK'e verdiği belirtilerek şöyle denildi: "Adayların seçimi, önceki yıllarda olduğu gibi ÖSYM tarafından LES sonuçlarına göre yapılmalı. Mülakat yapılacaksa, jüriyi, üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları arasından YÖK oluşturmalı. Aksi halde, söz konusu öğrencilere, üniversitelerimizde görev verilmesinin akademik özerklik açısından mümkün olamayacağını bilginize sunarım."
radikal