Emekli aylığındaki eksikliği, geriye doğru 17 yıl üzerinden aldı

Danıştay 11. Dairesi, açılan bir davada, emekli aylığındaki eksikliğin, ilk bağlandığı tarihten itibaren alınabileceğine karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 20 Ekim 2015 10:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Emekli aylığındaki eksikliği, geriye doğru 17 yıl üzerinden aldı

SGK, emekli aylıklarında yanlışlar yapabilmektedir.

Emekli aylığında yanlışlık tespit edenlerin SGK'ya başvurması gerekmektedir. Ancak, 5434 sayılı Kanunun 117. maddesinde yer alan hüküm gereğince sadece geriye doğru 5 yıllık süre için, maaş farkları ödenmektedir.

Bu 5 yıllık zamanaşımının istisnası ise 118. maddede şu şekilde yer almıştır

"Sandığa müracaat etmemenin makbul veya mücbir bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında 117. madde hükmünün uygulanmaz"

Yaşanan bir olayda, pilot kurmay yarbay olarak emekli olması gereken birine yüzbaşı maaşı bağlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca bağlanan emekli aylığı için verilen Özel Belgede de, davacının emekli olmadan önceki son rütbesi"pilot kurmay yarbay" olarak belirtililmiştir. Yarbay, benzer durumdaki arkadaşlarından eksik emekli aylığı aldığını fark edince, 17 yıllık farkı istemiş ancak SGK reddetmiştir. Danıştay, açılan davada, kişiye verilen özel belgede dahi kişinin unvanı yarbay olarak gösterildiğine dikkat çekmiş ve "bu rütbe üzerinden kendisine emekli aylığı ödendiğini düşünmesinin hayatın olağan akışına" uygun olduğu vurgulamıştır. Bu nedenle de yarbayın durumunun kabul veya mucbir sebep kapsamında olduğuna karar vermiştir.

İŞTE DANIŞTAY KARARI

Danıştay
Onbirinci Dairesi

Esas no: 2011/8192
Karar no: 2014/7829

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava, Türk Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde "pilot kurmay yarbay" rütbesi ile görev yapmakta iken emekli olan ancak kendisine "yüzbaşı" rütbesi üzerinden emekli aylığı ödenen davacı tarafından, İdareye yaptığı başvuru üzerine emekli aylığının düzeltilerek geriye doğru beş yıllık aylık farklarının ödenmesinden sonra, emekli olduğu 15.4.1992 tarihi ile 01.10.2004 tarihi arasındaki döneme ilişkin ödenmeyen aylık farklarının da yasal faiziyle birlikte ödenmesi amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile söz konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 117. maddesi hükmü uyarınca idareye yapılan başvurudan itibaren geriye doğru beş yıllık süreyi kapsayan dönem için aylık farklarının tazmininin mümkün olduğu ve davacının başvurusu üzerine söz konusu dönem için maddi kayıplarının ödendiği, ancak bu dönemden öncesine yönelik olarak davacıya ödeme yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı, emekli aylığının eksik ödendiğini uzun süre sonra tesadüfen öğrendiğini ve davalı İdareye başvurusunun gecikmesinin makbul bir sebebe dayandığını ileri sürerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

İşlem tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 5434 sayılı Kanun'un 117. maddesinde; "Bu Kanun gereğince çeşitli adlarla ödenecek paralardan; istihkak kesbedildiği tarihlerden itibaren beş yıl sonuna kadar alınmayan veya yazı ile müracaat edilerek aranmayanlar Sandık lehine zaman aşımına uğrar." hükmüne yer verilmiş; 118. maddesinde de Sandığa müracaat etmemenin makbul veya mücbir bir sebebe dayandığını genel hükümlere göre ispat edenler hakkında 117. madde hükmünün uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Görüleceği üzere, 5434 sayılı Kanun'un 118. maddesinde; 5434 sayılı Kanun gereği hak sahiplerine ödenecek paraların belli bir sürede istenilmemesi durumunda Sandık lehine zaman aşımına uğrayacağını düzenleyen 117. maddedeki kurala bir istisna getirilerek, Sandığa başvurmamanın makbul veya mücbir bir sebebe dayandığının genel hükümlere göre ispatlanması halinde, zaman aşımının uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.

5434 sayılı Kanun'un 118. maddesinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin 194 No'lu Komisyon Raporunda yer alan gerekçesinde de "..... 116. ve 117'nci maddelerde yazılı müddetlerin makbul ve mücbir bir sebep tahtında geçtiği usulen ispat olunan hallerde zaman aşımının nazara alınmayacağı" belirtilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının Hava Kuvvetleri Komutanlığı emrinde 38 yıl 3 ay görev yaptıktan sonra, 17.3.1992 tarihinde "pilot kurmay yarbay" rütbesinden emekli olduğu, kendisinden daha alt rütbelerden emekli olan meslektaşlarına daha fazla emekli aylığı ödendiğini tesadüfen fark ettiği, yaptığı araştırma neticesinde eksik ödemenin davalı idare nezdinde "yüzbaşı" rütbesi ile kayıtlı olmasından kaynaklandığını öğrendiği ve bunun üzerine 11.09.2009 tarihli dilekçe ile eksik ödenen emekli aylığının düzeltilmesini ve emekli olduğu 1992 yılından beri oluşan aylık farklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesini talep ettiği; davalı idarece davalının emeklilik sicil dosyasının incelenerek yanlışlığın düzeltildiği, buna karşılık 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 117. maddesi uyarınca, davacının davalı idareye başvurduğu 11.09.2009 tarihinden beş yıl geriye gidilerek 01.10.2004 tarihinden itibaren aylık farklarının ödendiğini, bakılmakta olan davanın ise davacının emekli olduğu 15.4.1992 tarihi ile 01.10.2004 tarihi arasındaki döneme ilişkin ödenmeyen aylık farklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesi talebinin reddine dair işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların yasal faizi ile tazmini istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, 23.3.1992 tarihli ve 25701 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca Bağlanan Emekli Aylığı İçin Verilen Özel Belgede, davacının emekli olmadan önceki son rütbesinin "pilot kurmay yarbay" olarak belirtildiği; buna karşın davalı İdare tarafından davacıya "yüzbaşı" rütbesi esas alınarak emekli aylığı ödendiği, yukarıda belirtilen belgede rütbesi "pilot kurmay yarbay" olduğu ifade edildiğinden davacının, bu rütbe üzerinden kendisine emekli aylığı ödendiğini düşünmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu; belirtilen yanlışlığı tesadüfen öğrenerek 5434 sayılı Kanun'un 117. maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra Sandığa başvurmasının makbul bir sebebe dayandığı görüldüğünden; davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına; dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber