'Nobel de siyasi, sipariş üzerine veriliyor'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, '30-40 bin mülteci alacağız' diyenin Nobel için adının geçtiğini, 2.5 milyon sığınmacının bulunduğu Türkiye'nin kimsenin umurunda olmadığını belirtti, "Nobel de siyasi" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Ekim 2015 13:35, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Nobel de siyasi, sipariş üzerine veriliyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Kapsamında düzenlenen W20 Zirvesi açılış töreninde yaptığı konuşmada, bugün Suriye'de olanların aslında bir devrim arayışı olmadığını, o aşamanın geride kaldığını belirtti.

Erdoğan, "Artık bu ülkede yaşananlar, Suriye halkının kurtuluş mücadelesidir. Geçmişte Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülke olarak Suriye halkını biz çok iyi anlıyoruz. Biz Türkiye olarak demokrasinin ve özgürlüklerin yanında olması gereken her ülke gibi Suriye halkının kurtuluş mücadelesini destekliyoruz" dedi.

Şu anda bölgede faaliyet gösteren DAİŞ gibi PYD gibi YPG gibi PKK gibi terör örgütlerinin, rejimle birlikte Suriye halkının kurtuluş mücadelesine karşı savaşan yapılar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün DAİŞ'in hedef aldığı ülkelerin en başında Türkiye geliyor. Daha önce Suruç'ta, geçtiğimiz hafta sonu Ankara Garı önünde yaşanan canlı bomba eylemlerinde toplamda 130 vatandaşımızı kaybettik. Aynı şeklide askerlerimizden, polislerimizden DAİŞ saldırılarında şehit olanlar var. Buna rağmen Türkiye'yi hala Suriye'de DAİŞ'i destekleyen bir ülke gibi göstermeye çalışanlar olduğunu da üzüntüyle görüyoruz" diye konuştu.

'Teröre karşı olmak ahlakı bir duruştur'

Türkiye'nin, adı, amacı, söylemi, yönetimi ne olursa olsun tüm terör örgütlerinin aynı şekilde karşısında olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, birtakım ülkelerin yaptığı gibi, terör örgütlerinin bazılarını destekleyip, bazılarına karşı mücadele ediyor gibi görünmenin, terörün yanında yer almak anlamına geleceğini söyledi. Erdoğan, teröre karşı olmanın ahlaki bir duruş olduğunu vurguladı.

'Teröre destek olanlar dünyayı felakete sürüklüyor'

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz DAİŞ'le onunla birlikte PKK'yı da PYD'yi de YPG'yi de diğer tüm terör örgütlerini de insanlık için aynı derecede tehlikeli örgütler olarak görüyor hepsine karşı da mücadele ediyoruz. Terör örgütleriyle mücadelesinde Türkiye'ye yeterli desteği vermeyenler bilakis bu örgütlere alttan alta destek olanlar bölge ile birlikte tüm dünyayı bir felakete doğru sürüklediklerini bilmelidirler."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gerçekler hatırlatıldığı zaman "Biz DAİŞ'e karşı savaştıkları için destek veriyoruz" şeklinde yanıt verenlere kendisinin de "Bakın, DAİŞ'e karşı savaştıkları için destek veriyoruz diyorsunuz, o zaman El Nusra denilen bir örgüt var, El Nusra denilen örgüt, o da DAİŞ'e karşı savaşıyor ama ona terör örgütü olarak bakıyorsun da diğerine niye terör örgütü olarak bakmıyorsun?" cevabını verdiğini aktardı.

'Sipariş üzerine Nobel ödülü veriliyor'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ne zaman ki o Aylan yavrumuz Bodrum sahillerine vurdu, ondan sonra bunlar o resim karesini dergilerin başına şöyle işlemeye ve 'Ne oluyoruz?' demeye başladılar. Tamam da biz ne zamandan beri bağırıp çağırıyoruz, bak, Türkiye'de şu anda 2 milyon 200 bin sadece Suriyeli var. 300 bin de Iraklı var. 2,5 milyon şu anda mülteciyi Türkiye, kendisi kamplarında ağırlıyor ve bütün mali desteği bizden. Yaptığımız harcama 8 milyar dolar şu ana kadar. Peki dünyadan bize gelen destek ne? 417 milyon dolar. Bu kadar açık ara...

Çok ilginç gelişmeler oluyor. Birileri mülteci kabulünde laf ediyor, işte 'biz' diyor, '30 bin-40 bin mülteci kabul edeceğiz', ondan sonra da tabii Nobel'e aday gösteriliyor, nasıl oluyorsa. Bizde 2,5 milyon şu anda mülteci var. Bu konu da kimsenin umurunda değil. Çünkü Nobel de siyasi. Nobel ödüllerinin nasıl verildiğini zaten çoğunuz biliyorsunuz. Sipariş üzerine Nobel ödülü veriliyor. Yani hak ediyor etmiyor, böyle bir şey söz konusu değil. Sipariş... Bunlar bu dünyada aşılacak. Bu iş böyle gitmez."

Kadınların iş gücüne katılımı

Dünyanın büyümeye çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçildiğini belirten Erdoğan, kadınların iş gücüne katılımının, ihtiyaç olan büyümeyi elde etmede en önemli imkan olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Bu fırsattan yararlanmak için neler yapılabileceğini beraberce tartışmalıyız. Kaliteyle birlikte kadın ve gençlerin önünü açabilmek, teknolojik gelişmelere imkan sağlamak da ancak kapsayıcı bir büyümeyle mümkündür" dedi.

"Eğer netice istiyorsak uygulamayı göreceğiz. G20 üyeleri olarak geçtiğimiz yıl kabul ettiğimiz büyüme stratejilerini uygulamaya geçirdiğimiz takdirde 2018'e kadar yüzde 2,1 oranında ilave küresel büyüme sağlanacaktır" diyen Erdoğan, böylece 2 trilyon dolar ilave kaynağın küresel ekonomiye kazandırılmış olacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "G20 ülkeleri olarak geçtiğimiz yıl aldığımız en önemli kararlardan birisi de kadınlarla ilgiliydi. Dünya genelinde 2025 yılına kadar kadın ve erkeklerin iş gücüne katılımları arasındaki farkı yüzde 25 oranında azaltma hedefini Türkiye olarak benimsedik. Bu hedefe ulaşmamız, 10 yıl içinde tüm dünyada 100 milyon kadını iş gücüne kazandırmamız anlamına gelir" ifadelerini kullandı.

2004 yılında yüzde 4,9 olan kadın girişimci oranının 2015 Haziran ayı itibarıyla yüzde 8 seviyesine ulaştığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'deki kadın girişimcilerin sayısının bu vesileyle 110 bini aştığını, kadınların Türkiye'de sadece ekonomik alanda değil, siyasal, kültürel ve sosyal alanlarda da etkinliklerini her geçen gün güçlendirdiklerini belirtti. Erdoğan, "Yeterli seviyede mi? Değil" diye konuştu.

Kadınlarda okur-yazarlık

Türkiye'deki Haydi Kızlar Okula Kampanyası sayesinde kızların okula kayıt ve devamlılıkları oranının yüzde 90'dan yüzde 96 düzeyine çıkartılarak bu konuda önemli bir ilerleme sağlandığını anlatan Erdoğan, ülkemizde 2000 yılında kadınlar arasında okuma-yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 19 iken, yine yürütülen kampanyalar ve desteklenen projelerle bu oranının yüzde 6'ya kadar indirilmesinin başarıldığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah yakın bir zamanda ülkemizde böyle bir sorundan söz edilmeyeceğini ümit ediyorum" dedi.

'Doğumda anne ölümlerini en aza indiren 10 ülkeden biri olduk'

Türkiye, 1990-2008 yılları arasında doğum sırasında anne ölümlerini en aza indiren 10 ülkeden biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bebek ölümlerinde de kayda değer düşüş sağlandığını, aynı şekilde doğum öncesi ve doğum sonrası anneye sunulan hizmetlerin artırılmasıyla bu konuda da kadınlara önemli bir destek verildiğini anlattı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber