Erdoğan: Türkiye yalnız bırakıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi zirvesinde konuşuyor. Avrupa'ya mülteci akınına değinen Erdoğan, "Türkiye insani krizler karşısında verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı" dedi.

Haber Giriş : 19 Kasım 2015 10:42, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Türkiye yalnız bırakıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi Açılış Töreni'ne katıltı.

Şu sıralar burada bir konuşma yapan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Tüm dünyanın hassas sınamalardan geçtiği bir dönemin içerisindeyiz. Göç hareketleri, terör gibi küresel sorunlar giderek öne çıkıyor. Bunların hepsiyle de etkin ve hızlı bir şekilde mücadele etmeliyiz.

Hiç kimse yaşanan krizlerden kendini tecrit etme lüksüne sahip değildir. Türkiye güvenlik kaygılarının odağı olan ülkelerin hemen yanında istikrarını sürdürme gayreti gösteriyor.

Biz 35 yıldır hem içimizde terörle mücadele ettik, şimdi de bu mültecilere, bu göçmenlere kapımızı kapamadık, kapımızı açtık. Çünkü biz varil bombaları altında olan o insanlara kapımızı kapayamazdık. Sivil toplum kuruluşlarımızla hayırsever vatandaşlarımız, şu anda İstanbul'da olduğu gibi şehirlerimizde yaşayan göçmenler için parayla mukayese edilemeyecek yardımlar yapıyor. Buna karşılık uluslararası toplum, bilhassa da Avrupa ülkeleri, bu sorunu görmezden gelmekle kalmadı, krizin daha da derinleşmesine yol açacak bir tutum içine girdi.

Maalesef Türkiye insani krizler karşısında verdiği onurlu mücadelesinde yalnız bırakıldı. Yaklaşık 5 yıldır Suriye ve Irak'tan gelen 2,5 milyon göçmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal yükün tamamını ülke olarak tek başımıza karşıladık, sırtlandık. Sadece Suriye'den gelen göçmenlere kamplarda verdiğimiz hizmetler için harcadığımız para, sadece kampları söylüyorum, 8,5 milyar dolardır.

Peki bu kamplarda ne kadar kişi yaşıyor 280 bin. Bunun dışındakiler ülkemizin değişik şehirlerine dağılmış vaziyette. Sadece şu İstanbul'umuzdaki göçmen, mülteci sayısı ne biliyor musunuz Yaklaşık 500 bin.

Bunun sosyolojik travmalarını düşünebiliyor musunuz? Hem gelenlerde meydana gelen travma hem bizim toplumumuzda meydana gelen travma... İnsanlık Türkiye bunun hakkından gelir deme lüksüne sahip mi? Bu dünyayı beraber paylaşıyoruz. başının çaresine baksın deme lüksüne hiçbirimiz sahip değiliz. Biz hem terörle mücadele ettik hem mültecilere kapılarımızı açtık. STK'lar göçmenler için para ile mukayese edilemeyecek yardımlar yapıyor.

Geçtiğimiz cuma günü Paris'te yaşanan terör eylemleri, hem terörizmle mücadele hem de göçmenler konusunda bizleri yeni bir yol ayrımına getirdi. Antalya'da yapılan Liderler Zirvesi'nde, G20'de bu meseleyi enine boyuna konuştuk. Hem yaptığım ikili görüşmelerde ki 17 ülkenin lideriyle başa baş görüşmelerim oldu, heyetler arası görüşmeler yaptık. Bunları bütün teferruatıyla değerlendirdik. Zirve sonunda mutat bildirinin yanında bir de terörizmle mücadele bildirisi yayınladık. Bu bildiride, Paris, Ankara, Gaziantep, Beyrut, bütün buralardaki saldırıları kınadıktan sonra terörle mücadele konusunda birlik içinde olduğumuzu vurguladık.

Terörün bir grupla ilişkilendirilemeyeceğini söyledik. Barış dini olan bir İslamı gölgelendiren DAİŞ denilen bir terör örgütü var. Bu terör örgütü nereden türedi, El-Kaide'den.

Şunu bir defa iyi bilmemiz lazım, hiçbir dine o dinin olumusuz kötü insan tipleri üzerinden yargılama yapamayız. O dinin diğer mensuplarına asla böyle bir yaklaşım gösteremeyiz.

Biz nüfusu Müslümanlardan oluşan devletlerin liderleri olarak, aşırıcılıkla mücadele ederken, her türlü aşırıcılığı lanetliyorum, kınıyorum. Diğer ülkelerden de benzer bir yaklaşımı kendi toplumları için beklemenin hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Dünya Müslümanları olarak bu konuda herkesi tavır koymaya davet ettik. Bunu hep birlikte yapmalıyız. Eğer yapamazsak, Ankara'da bizim kapımızı çalan, bunu geçenlerde de söyledim, yarın da sizin kapınızı çalar. Nitekim Paris'te kapıyı çaldılar. Fakat, Paris ile bitti mi? Başka bir yerde de bu kapıyı çalar. Onun içinde bu tavrı uluslararası bir mutabakat içerisinde ele almalıyız. Bu dünya barışı tüm dünyanın ortak meselesi, sorunudur.

Avrupa başta olmak üzere Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde bilhassa Müslümanlara karşı giderek ön yargılı, menfi ve dışlayıcı bir havanın yayılmakta olduğunu görüyoruz. Nitekim bizler Paris saldırısını tüm samimiyetimizle kınarken Fransız halkının acısını paylaşırken çeşitli ülkelerde Müslümanlara yönelik saldırı haberleri almaya başladık. Burada şu hususun altını özellikle çizmek isterim. Bilhassa göçmenlere yönelik tutumların sertleşmesi, yaşanan insani dramı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Bu konuda dünyadaki tüm liderlerin toplumlarına sağduyu çağrısı yapmasını bekliyoruz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber