15. Spor hekimliği kongresi Ankara'da başladı

Hareketsizliğin getirdiği rahatsızlıklara dikkat çeken Spor Hekimleri Derneği Başkanı Bülent Ülkar, "Son zamanlarda özellikle obezite, şişmanlık ve hareketsizliğin beraberinde getirdiği kronik hastalıklar o denli arttı ki; artık günümüzde spor hekimleri olarak bir yandan hareketin getirdiği sağlık sorunlarıyla ilgilenirken bir yandan da hareketsizliğin neden olduğu sağlık sorunlarına çare aramakla da kendimizi yükümlü görüyoruz" dedi.

20-22 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan 15. Ulusal Spor Hekimliği Kongresi'nin açılışı Ankara'da Swiss Otel'de gerçekleştirildi. Kongrede, fiziksel aktivite ve spor hekimliğinde tamamlayıcı tıp uygulamaları konularında yerli ve yabancı konuşmacılar bilgi ve deneyimlerini bilimsel ve güncel yeniliklerle paylaşacağı belirtilirken, tamamlayıcı tıp uygulamalarının etki mekanizmaları, uygulama teknikleri ve sonuçlarının kanıta dayalı tıp yaklaşımı ile tartışılacağı kaydedildi. Sporcu sağlığı ve performansını geliştirmek için uygulanan ölçüm ve değerlendirmeler ile tedavi yöntemleri de kongrede yer alacak.

"SPOR HEKİMLERİ OLARAK HAREKETSİZLİĞİN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARINA ÇARE ARAMAKLA KENDİMİZİ YÜKÜMLÜ GÖRÜYORUZ"

Kongre hakkında bilgi veren Spor Hekimleri Derneği Başkanı Ülkar, "Bizler genelde sporcuların sağlık sorunlarıyla ilgilenen, onların yaşadığı sakatlıkları, yaralanmalarını önleme tedavisiyle uğraşan bir grup olarak biliniriz. Ancak son zamanlarda hareketsizlik o kadar arttı ki; özellikle obezite, şişmanlık ve hareketsizliğin beraberinde getirdiği kronik hastalıklar o denli arttı ki; artık günümüzde spor hekimleri olarak bir yandan hareketin getirdiği sağlık sorunlarıyla ilgilenirken bir yandan da hareketsizliğin neden olduğu sağlık sorunlarına çare aramakla da kendimizi yükümlü görüyoruz. Bu nedenle bu kongremizde bir yandan yaralanmaların tedavisini konuşurken bir yandan da kronik hastalıkların tedavisinde egzersizi nasıl ileri sürelim, egzersizi nasıl kullanalım bunlarla ilgili bilimsel çalışmaları dinleyeceğiz, paylaşacağız. Uluslararası ve ulusal ölçekli katılan bilim adamlarıyla bu konuları masaya yatıracağız" ifadelerini kullandı.

"SPORA KATILAN VE SPORA İLGİ DUYAN GENÇ NÜFUSUN ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ"

Spora katılım son yıllarda arttığını hatırlatan Ülkar, "Spora katılan ve spora ilgi duyan genç nüfusun arttığını görüyoruz. Bu artış yaralanmaları da beraberinde getiriyor. Burada en önemli nokta yaralanmaların önlenebilirliğinin bilinmesidir. Antrenman tekniklerinin, yaşa göre, spora göre uygulanan antrenman tekniklerinin daha iyi gözden geçirilmesi gerekiyor. Yaralanan sporcuların erken dönemde spor hekimlerine başvurmalarında fayda var. Henüz yaralanmanın başındayken tedavi aramak ve tedavi etmek onların daha sonraki spor yaşantılarına sorunsuz ve daha iyi devam etmelerini sağlayacaktır" şeklinde konuştu.

Futbol karşılaşmalarında sık sık yaşanan sakatlıklara değinen Ülkar, "Elbette futbol çok yaygın ülkemizde ve çok sevilen bir spor fakat bu sevilirlik oranıyla birlikte şunu da görüyoruz; özellikle diz yaralanmaları, ayak bileği yaralanmaları son yıllarda artış gösteriyor. Ön çapraz yırtıkları, her gün televizyonlarda da izliyoruz, profesyonel sporcuların, amatör sporcuların çok fazla yaralandığını fark ediyoruz. Önleyici tedbirlerin alınması bu anlamda çok önemli; kuvvet çalışmalarına, denge çalışmalarına çok önem verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

"İYİLEŞME SÜRELERİ ÇOK HIZLANDI"

Spor hekimliği alanında yaşanan gelişmeleri anlatan Ülkar, şunları kaydetti:

"Spor cerrahisi ile uğraşan arkadaşlarımızın cerrahi alanındaki yeniliklerden yararlandığını görüyoruz. Bundan 30-40 yıl önce bir menüsküs yırtığı olan bir futbolcu artık futbolu bırakmak zorunda kalırdı, menüsküs yırtığı nedeniyle çok kapsamlı, büyük bir ameliyat geçirmek zorunda kalırdı. 5-10 yıl içerisinde dizinde kireçlenmeler olurdu. Bugün baktığımızda cerrahi yöntemleri hem de teknolojik gelişmelerin birlikte getirdiği küçük ve cerrahi cihazlar bu hastaların tedavisinde o kadar ileri gitti ki; menüsküs yaralanması sebebiyle gelen bir sporcu ameliyat olup, rehabilitasyonunu görüp, 6 hafta sonra maça çıkabilir duruma gelmiş durumda. İyileşme süreleri çok hızlandı. Teknoloji buna çok yardımcı oldu. Elbette sadece teknoloji değil bizlerde iyi bir cerrahiye eşlik eden rehabilitasyon süreçlerini çok iyi uygulamaya çalışıyoruz."

DÖNMEZ: "FUTBOLCULARDA EN SIK GÖRDÜĞÜMÜZ KAS YARALANMALARI"

Futbol sahalarında yaşanan sakatlıklar hakkında değerlendirmelerde bulunan Gençlerbirliği Spor Kulübü'nün doktoru Gürhan Dönmez, "Bizim gördüğümüz yaralanmaları travmatik ve atravmatik yaralanmalar olarak değerlendiriyoruz genelde. Travmatik yaralanmalar bağ yaralanmalarını içeriyor; ayak bileği burkulmaları, diz yaralanmaları gibi yaralanmalar. Özellikle zeminlerle ilgili yaralanmalar. Atravmatik yaralamalar ise futbolcularda belki de en sık gördüğümüz yaralanmalar; kas yaralanmaları. Özellikle bacak ve uyluk kaslarının zorlanmasına bağlı yaralanmalar en sık gördüğümüz yaralanmalar arasında" dedi.

Spor Hekimlerinin görevinin yaralanmaların iyileşme sürelerini olabildiğince öne çekmek olduğunu belirten Dönmez, "Sonuçta bir sporcu sakatlandığı zaman bize sporcunun da, yöneticinin de, teknik ekibin de ilk sorduğu şey ne zaman sahaya döneceği. Çünkü çok büyük paralar dönüyor, haliyle herkes en kısa sürede sporcusunu sahada görmek istiyor" şeklinde konuştu.