Erdoğan: Silah olsa ne olacak, yoksa ne olacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: MİT tırları ihanetini biliyorsunuz değil mi? Hala utanmadan, sıkılmadan bunları gazetelerine başlık yapanlar var. İşte o tırlar bizim Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren tırlardı. Bazıları diyor ki, 'Başbakan Erdoğan, diyordu ki, onların içinde silah yok' yahu varsa ne olacak, yoksa ne olacak? Ne diyoruz biz? 'Oraya insani yardım götürüyoruz.' Kim onlar? Mağdur, mazlum, bizim Bayırbucak Türkmen kardeşlerimiz.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 24 Kasım 2015 19:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Silah olsa ne olacak, yoksa ne olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde resepsiyon düzenledi. Erdoğan bugün sınırda düşürülen Rusya uçağına ilişkin "Az önce dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yaptık. Türkiye'nin sınırlarını koruma hakkına herkes saygı göstermeli. Bugün sabah saatleinde hava sahamızı ihlal eden bir aidiyeti belli olmayan bir uçak düşürülmüştür. F-16'larımızın müdahalesiyle 2 uçaktan bir tanesi düşürüldü. Ne yazık ki böyle bir hadisenin ızdırabını yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Görevlerini hakkıyla yerine getirmiş bütün öğretmenlerimize hayırlı, sağlıklı, mutlu, uzun ömürler diliyorum. Aranızda şahsım üzerinde de emeği geçen öğretmenler bulunuyor, onlara da özellikler teşekkür ediyorum. Polis okullarında, askeri okullarda görev yapan öğretmenlerimiz dfe burada, hizmetlerinden dolayı hepsine teşekkür ediyorum.

Eskiden öğretmen yoktu muallim vardı, yani ilim tedris eden. Eğiyimle öğretimi birlikte veren kişi. Öğrenci de yoktu, talebe vardı. Eğitimle öğretimi birlikte alan kişi. Eğitim ve öğretim, madalyonun iki yüzü gibi bir bütündür. Eğitimin al yapısını güçlendirmek için çok önemli projeleri hayata geçirdik. Eğitim ve kültürde ihtiyaç duyduğumuz ilerlemeyi kaydedemediğimize inanıyorum. Bu dönemde özellikle müfredat ve hocalarımız noktasında bir sıçrama olacağına inanıyorum. Bütçede en büyük payı eğitime ayırdık, burada bir mesele yok. Her alanda adeta devrim yaptık. Öğretmen açığımızı hala gidermeye çalışıyoruz. Yeni kabinemiz devir teslimlerle işlerine başladılar, hayırlı uğurlu olsun. Öğretmenlerimizin özlük hakları önemli bir meseledir, ama öğretmenlik sadece ücret için yapılacak bir iş değildir. Öğeretmen özellikle terbiye konularında bir rol modeldir. Hükümetimiz öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirmesicne destek verdik, vermeye de devam ediyoruz.

Türkiye için en büyük tehlike ve tehdit, nesillerin çalınmasıdır. Bizim hiçbir sapkın ideolojiye kaptıracak tek bir evladımız bile yoktur.

Bölgemizde yaşanan istikrarsızlık sürüyor. Türkiye uzun süredir çok sayıda Suriyeli ve Iraklıyı misafir ediyor. Paris'i hedef alan saldırılar panik halini aldı. G20 Antalya Zirvesi'nde liderler olarak ilkeli bir duruş ortaya koyduk. Terörizmle mücadelede bütün dünyaya güçlü bir mesaj verdiğimize inanıyorum. Suriye'nin meselesdine adil bir çözüm bulunmadığı sürece, mülteci meselesine çözüm bulunamaz. Hatayın yanıbaşuındaki Bayırbucak Türkmenlerine yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Orada bizim akrabalarımzı var ve sürekl,i bombalanıyorlar. O soydaşlarımız sınıra doğru göç etmeye başladılar. Bir kısmı da Suriye'de kamplarda iskan edilityorlar. Bütün detek Türkiye'den.

"F-16'LARIMIZIN MÜDAHALESİYLE 2 UÇAKTAN BİRİ DÜŞÜRÜLDÜ"

Cuma gününden beri bütün gelişmeleri takip ediyorum. Az önce dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yaptık. Bugün sabah saatleinde hava sahamızı ihlal eden bir aidiyeti belli olmayan bir uçak düşürülmüştür. Biz buna şahit olmak istemeyiz ama böyle bir durumla karşı karşıya bırakılmanın ne yazık ki ıstırabını yaşıyoruz. Bu hadise tamamen Türkiye'nin önceden ilan ettiği angajman kuralları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Türkiye'nin komşularıyla başka herhangi bir ülkeye karşı düşmanlığı asla söz konusu değildir. Suriye'de bugüne kadar çok daha vahim olaylar yaşanmamasının sebebi Türkiye'nin soğuk kanlı tutumudur. Bu son hadisenin önüne geçmek için de elimizden gelen gayreti gösterdiğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma hakkına da herkes saygı göstermelidir.

Orada sadece Bayırbucak Türkmenleri vardır, DAEŞ yoktur, kimse kimseyi kandırmasın. DAEŞ'i vruyoruz diyerek Bayırbucak Türkmenleri vurulmaktadır. Türkiye Cerablus-Akdeniz hattını terörden arındırma kararında.

"SİLAH VARSA NE OLACAK, YOKSA NE OLACAK?"

MİT tırları ihanetini biliyorsunuz değil mi? Hala utanmadan, sıkılmadan bunları gazetelerine başlık yapanlar var. İşte o tırlar bizim Bayırbucak Türkmenlerine yardım götüren tırlardı. Bazıları diyor ki, 'Başbakan Erdoğan, diyordu ki, onların içinde silah yok' yahu varsa ne olacak, yoksa ne olacak? Ne diyoruz biz? 'Oraya insani yardım götürüyoruz.' Kim onlar? Mağdur, mazlum, bizim Bayırbucak Türkmen kardeşlerimiz. Ülkemizin, hükümetimizin ve şahsımın aleyhine bir algı oluşturmak adına bu yardımları sabote edenleri milletimizin asla affetmeyeceğine inanıyorum.

İnşallah çok yakında Cerablus Akdeniz hattındaki insani güvenlik bölgesi uygulamasını müttefik ülkelerle birlikte hayata geçireceğiz. Bu uygulamayla bir yandan bölgede yeni insani dramlar ortaya çıkmasına engel olurken, diğer yandan da kendi vatanlarında hayatlarını sürdürmek isteyen muhacirlere imkan sağlamayı hedefliyoruz. Türkiye'nin bu çabasına destek vermeyen veya engel çıkarmaya çalışan herkes Suriye'de hayatını kaybeden 380 bin masuma eklenecek her yeni canın sorumluluğuna ortak olacaktır. Bizim Suriye halkının güvenli ve istikrarlı bir geleceğe kavuşmasından başka bir gayemiz yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk hava sahasını ihlal eden savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili, "Biz buna şahit olmak istemeyiz ama böyle bir durumla karşı karşıya bırakılmanın ne yazık ki ıstırabını yaşıyoruz. Bu hadise tamamen Türkiye'nin önceden ilan ettiği angajman kuralları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Türkiye'nin komşularıyla, başka herhangi bir ülkeye karşı düşmanlığı asla söz konusu değildir" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde öğretmenlere resepsiyon verdi.

Resepsiyonda yaptığı konuşmada, "Bu fakir şu anda hocalarının bir sermayesidir" diyen Erdoğan, Başbakanlık döneminde olduğu gibi cumhurbaşkanlığı döneminde de özellikle öğretmenlerin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik her çabaya destek olduğunu, olmaya da devam edeceğini kaydetti.

- "Öğretmenlerimizin çok daha büyük meseleleri olmalıdır"

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın da resepsiyonda olduğunu belirten Erdoğan, hükümetin, öğretmenlerin maaş ve diğer özlük hakları konusunda yeni bir çalışma yaptığının müjdesini öğretmenler ve kamuoyuyla paylaştığını hatırlatarak, bu doğrultuda yeni adımların da atılacağına inandığını söyledi.

"Öğretmenlik mesleğinin sorunlarının, 'atanamayan öğretmenler' veya 'maaş' parantezine mahkum edilmesini açıkçası kabul edemiyorum" ifadesini kullanan Erdoğan, "Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin çok daha büyük meseleleri olmalıdır. Öğretimle talimle birlikte eğitimi, talimi, edebi, öğrencilerimize, talebelerimize nasıl verebileceğimizi konuşmalı, tartışmalıyız. Değerler eğitim konusuna daha fazla eğilmeliyiz. Önümüzdeki dönem inşallah bu hususların üzerinde duracak eğitim meselemizin çözüm yollarını hep birlikte geliştireceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem "makbul vatandaş yetiştirme" çabasının bir parçası olarak tedavüle sokulan "makbul öğretmen" ve "makbul öğrenci" anlayışının artık bir kenara bırakılması gerektiğini bildirerek, "İlim ve irfan sahibi öğretmenler, muallimler, öğrenciler, talebeler yetiştirmenin arayışına girmeliyiz" dedi.

- "Hiçbir sapkın ideolojiye kaptıracak tek bir evladımız dahi yoktur"

"Paralel Devlet Yapılanması gibi örgütlerin, bu alan üzerinden, ülkemize ve milletimize yönelik ihanetlerinin tekrarına da izin vermeyeceğimizi özellikle belirmek istiyorum" şeklinde konuşan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye için en büyük tehlike ve tehdit nesillerin çalınmasıdır. Bizim hiçbir örgüte, hiçbir şebekeye, hiçbir sapkın ideolojiye kaptıracak tek bir evladımız dahi yoktur. Hangi isim altında olursa olsun, hangi iddia ile ortaya çıkarsa çıksın, genç dimağları iğfal etmeyi hedefleyen her girişimle mücadele edeceğiz. Kendi devletine, kendi milletine, kendi tarihine, kendi kültürüne, kendi medeniyetine yabancılaştırılmış hatta düşman kesilmiş nesiller, özellikle böyle bir facianın tekrarına tahammülümüz asla yoktur. Buna fırsat tanımayacak bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz. Bana göre Türkiye'nin en büyük ve en çok ihtiyaç duyduğu 2023 hedefi işte budur."

"Bölgemizde yaşanan istikrarsızlık beraberinde getirdiği insani dramlarla ve güvenlik sorunlarıyla derinleşerek sürüyor" ifadesini kullanan Erdoğan, "Türkiye'nin 5 yıla yakın bir zamandır yaşadığı, bölgedeki istikrarsızlık kaynaklı göç ve terör sorunlarıyla Avrupa ülkeleri de bir süredir yüzleşmeye başladı. Türkiye uzun süredir 2,5 milyon Suriyeli veya Iraklı göçmeni topraklarında misafir ederken Avrupa ülkeleri sadece birkaç yüz bin kişilik mülteci akını karşısında ciddi bir endişeye kapıldı. Paris'i hedef alan terör saldırılarıyla birlikte yaşanan endişe panik haline dönüştü" diye konuştu.

- "Batı'dan ırkçı ve İslam düşmanı eğilimlere karşı güçlü duruş bekliyoruz"

Terör saldırılarında, "büyük kayıplar vermiş bir ülke" olarak Fransa'yı anladıklarını ve Fransa'daki dostlarının acılarını paylaştıklarını belirten Erdoğan, "G20 Antalya zirvesinde liderler olarak terörizm konusunda ilkeli ve kararlı bir tutum ortaya koyduk. Gerek oradaki yaptığımız görüşmelerde gerekse zirve sonrasında ayrıca yayınladığımız terörizmle mücadele bildirisinde bu konuda tüm dünyaya güçlü bir mesaj verdiğimize inanıyorum. Nüfusu Müslümanlardan oluşan liderler olarak söylüyorum, bütün liderler, biz bu sorumluluklarımızın farkındayız. Aynı şekilde Batılı liderlerden de ülkelerinde tırmanış gösteren ırkçı ve İslam düşmanı eğilimlere karşı daha güçlü bir duruş sergilemelerini bekliyoruz" ifadesini kullandı.

"Suriye meselesine adil ve sürdürülebilir bir çözüm bulunmadan ne mülteci ne de terör sorununun önüne geçilemeyeceğini artık herkesin görmesi gerektiğini" vurgulayan Erdoğan, "Viyana görüşmelerinde bu doğrultuda ümit verici gelişmeler yaşandı. Ancak Esed rejimi ve onu destekleyen ülkeler bu görüşmelerde varılan mutabakatın ruhuyla uyuşmayan yeni saldırılara giriştiler" dedi.

Hatay'ın hemen yanı başındaki Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı bölgeye yoğunlaşan saldırıları şiddetle kınadıklarını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Orada bizim soydaşlarımız var, orada bizim akrabalarımız var. Bu akrabalarımız, bu soydaşlarımız sürekli uçaklarla bombalanıyor. Tanklarla toplarla sürekli olarak bombalanıyor ve şu anda oralardan bu soydaşlarımız sınıra doğru göç etmeye, kaçmaya başladılar. Bunların bir kısmı şu anda Türkiye'deki kamplara yerleştirilmiş vaziyette ama bir kısmı da Suriye'deki kamplarda şu anda. Onlar da isyan ediyorlar. Peki bütün bunlara destek nereden? Türkiye'den. Kızılayımızla sivil toplum örgütlerimizle onlara her türlü yardımı götürüyoruz."

Cuma gününden beri gelişmeleri yakından takip ettiğini dile getiren Erdoğan, Başbakandan, Genelkurmay Başkanından, Dışişleri Bakanından, MİT Müsteşarından ve diğer ilgililerden sürekli bilgi aldığını ifade etti.

Akşam saatlerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde güvenlik toplantısı yapıldığını hatırlatan Erdoğan, "Ne oluyor, gelişmeler ne durumda, buna göre ne gibi adımlar atacağız? Bilindiği gibi bugün sabah saatlerinde tüm uyarılara rağmen hava sahamızı ihlal eden bir aidiyeti belli olmayan savaş uçağına angajman kuralları gereği müdahale edilmiştir. Aidiyeti bilinmeyen bir uçağın, 5 dakika içinde 10 defa uyarılmasına rağmen, hava sahamıza girmeden önce çünkü sınırlarımıza doğru geliyor, maalesef ihlalini devam ettirmekte ısrarını sürdürmüştür. Bunun üzerine F16'larımız tarafından yapılan müdahale sonrası bu uçak düşürülmüştür. İki uçaktan bir tanesi" diye konuştu.

Erdoğan, sözlerinin alkışlanması üzerine, "Mesele bir alkış meselesi değil, biz buna şahit olmak istemeyiz ama böyle bir durumla karşı karşıya bırakılmanın ne yazık ki ıstırabını yaşıyoruz. Bu hadise tamamen Türkiye'nin önceden ilan ettiği angajman kuralları çerçevesinde gerçekleşmiştir. Türkiye'nin komşularıyla, başka herhangi bir ülkeye karşı düşmanlığı asla söz konusu değildir" değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma hakkına herkes saygı göstermelidir"

Suriye'de bugüne kadar çok daha vahim olayların yaşanmamasının sebebinin Türkiye'nin soğukkanlı tutumundan kaynaklandığına dikkati çeken Erdoğan, "Bu son hadisenin önüne geçmek için elimizden gelen gayreti gösterdiğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye'nin kendi sınırlarını koruma hakkına da herkes saygı göstermelidir" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Suriye'de zalim rejime karşı kendi kurtuluş savaşları veren muhalif grupları samimiyetle destekliyor" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber