'HIV pozitifler istifaya zorlanıyor'

HIV pozitiflerin ve AIDS hastalarının yaşadığı en önemli sosyal sorun; toplumsal damgalanma. HIV pozitiflerin çalışma yaşamında olmalarını önleyen tıbbi veya yasal hiçbir engel olmadığını söyleyen Sosyolog Dr. Pınar Öktem'e göre, Türkiye'de birçok işveren, HIV ile yaşayan çalışanını işten çıkarmak ya da zorla istifa ettirmek için çaba harcıyor.

Kaynak : NTV
Haber Giriş : 01 Aralık 2015 19:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'HIV pozitifler istifaya zorlanıyor'

Kampanyalara, projelere, bilinçlendirme çalışmalarına rağmen günümüzde hala birçok insan, HIV pozitif bireyler ve AIDS hastalarıyla tokalaşmak, onlara dokunmak bir yana aynı ortamda ve sosyal paylaşımlarda bulunmak dahi istemiyor.

1 Aralık Dünya AIDS günü nedeniyle Türkiye'deki HIV/AIDS tablosuna dikkat çeken Pozitif Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Sosyolog Dr. Pınar Öktem, önyargı ve ayrımcılığın, HIV ile yaşayanların en önemli sorunları olduğunu söyledi, "Ayrımcılık sosyal yaşamda, eğitim kurumlarında, iş hayatında ve sağlık hizmetlerine erişimde engel yaratacak şekilde karşımıza çıkıyor" dedi.

"İŞVERENLER ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ KURALLARINA UYMALI"

Geçtiğimiz yıllarda yapılan araştırmalar, hak ihlallerinin en fazla sağlık kuruluşlarında olduğunu gösteriyordu. Son dönemde sağlık kuruluşlarındaki tablonun az da olsa düzeldiğini söyleyen Öktem, aynı olumlu gelişmenin iş hayatında gerçekleşmediğini aktardı, ILO kurallarına vurgu yaptı: "HIV-pozitiflerin çalışma yaşamlarına devam etmelerinin önünde tıbbi ya da yasal hiçbir engel bulunmuyor, fakat işverenler HIV ile yaşayan çalışanını işten çıkarmaya ya da zorla istifa ettirmeye çalışabiliyor, bunun için yoğun çaba harcayanlar var. Oysa Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun bu konuda kapsamlı kuralları var ve bunların işverenler tarafından incelenmesi ve de uygulanması gerekir" ifadesini kullandı.

Ayrımcılık ve önyargılar nedeniyle tedaviyi bırakma aşamasına gelenler olduğunu belirten Öktem, "Bu ayrımcılık deneyimlerinin HIV ile yaşayan LGBTİ bireyler, seks işçileri, mülteciler ve kadınlar için özellikle daha da kuvvetlendiğini vurgulamak isterim" diye konuştu.

"HIV İLE YAŞAYANLARIN İNSAN HAKLARINDAN FAYDALANMASI SAĞLANMALI"

Ayrımcılık ve önyargıyı ortadan kaldırmak için neler yapılmalı, kime ne gibi görevler düşüyor? Dr. Öktem'in bu soruya yanıtı şöyle: "Test öncesi ve sonrasında yetkin bir uzmandan, etik ilkelere uygun, anonim ve ayrımcılıktan uzak bir ortamda danışmanlık almanın önemini burada görüyoruz. O bakımdan yıllardır vurguladığımız gibi yetkililerin atması gereken öncelikli adım Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerini açmak. Devletin, biz STÖ'lerin tek başımıza yapamayacağımız büyük adımları atması, özellikle gençlere ve işverenlere yönelik bilgilendirme kampanyaları yapması ve HIV ile yaşayanların insan haklarından faydalanabilmesini sağlayacak yasal çerçeveyi oluşturması gerekiyor."

Biliyoruz ki her HIV pozitif, AIDS demek değil. Daha anlaşılır kılmak için bu iki durumun farklarını kısaca özetler misiniz?

Her HIV taşıyıcısı, aynı zamanda AIDS hastalığı geçiren kişi demek değildir. AIDS, taşıyıcı bir kimsenin HIV nedeniyle ciddi enfeksiyonlardan birini geliştirmiş ya da kan testleriyle ölçülebilen bağışıklık sistemi hücrelerinin virüs tarafından yüksek düzeyde tahrip edilmiş olmasıyla tanımlanabilir. Günümüzde AIDS'in kesin bir tedavisi yoktur. Ancak sorun, çeşitli ilaçlarla büyük oranda kontrol altına alınabilir ve HIV pozitif bireyler uzun yıllar sağlıklı bir şekilde hayatlarını sürdürebilir.

Virüsün bulaşma yolları nelerdir?

HIV'in bulaşma yolları:

1.) Cinsel ilişki yoluyla bulaşma.

2.) Kan yoluyla bulaşma.

a) Kan veya kan ürünlerinin transfüzyonu (nakli),

b) İğne batması ve açık yaradan HIV ile temas,

c) İntravenöz (damar içi) ilaç kullanıcıları, uyuşturucu bağımlıları.

3) Perinatal geçiş (Anneden bebeğine):

a) Hasta veya taşıyıcı anneden bebeğe hamilelik döneminde, doğum sırasında geçiş,

b) Hasta veya taşıyıcı anneden bebeğe doğum sonrası süt ile (emzirme) geçiş.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber