Erdoğan: Rus gemileri de sınırlarımızı aştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, uçağın düşürülmesinin ardından Rusya'nın sergilediği tavrın diplomatik olmadığını söyledi. Erdoğan, "Olaya duygusal yaklaşıyorlar. Devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Türkiye bu hususta asilliğini koruyor. Kendimize yakışanı yapıyoruz. Onların da dillerinin değişmesini bekliyoruz" dedi.

Kaynak : Yeni Şafak
Haber Giriş : 02 Aralık 2015 07:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Rus gemileri de sınırlarımızı aştı

Paris'teki İklim Zirvesi'nin ardından Katar'a giden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.

Paris'teki ikili görüşmelerde hakim olan konu Rusya-Türkiye arasındaki gelişmeler idi. İlk gün Hollande, Merkel ve Proşenko ile ikili görüşmeler yaptım. Paris'ten ayrılmadan önce Obama ile de bir ikili görüşme yaptım. Bütün bu görüşmelerde dört ülkenin de yaklaşımı Türkiye'nin haklılığı noktasında ve 'NATO olarak da biz her zaman Türkiye'nin şu anda yaşadığı olayda da yanındayız. Bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğiz' dediler.

Sayın Obama'nın basın toplantısında yaptığı açıklama zaten çok net. 'Dayanışma içerisinde olacağız ve bir NATO üyesi olan Türkiye'yi biz bu süreçte yalnız bırakmayacağız' dedi

DİPLOMATİK YOLLA ÇÖZÜLÜR

Sayın Putin'e yaptığımız görüşme davetine malumunuz icabet olmadı. Merkel, Obama ve Hollande kendisi ile yaptıkları görüşmelerde bu konunun gerilim ile çözülemeyeceğini belirtmişler. Sorunları diplomatik yollarla çözmek gerekir yaklaşımını dile getirmişler. Bizler de aynı kanaatteyiz. Bu tür konular, diplomatik yollarla çözülmelidir.

Obama ile görüşmenizde Türkiye ile ABD'nin Cerablus-Azez hattına dönük başlaması beklenen yoğun hava harekatı konusu görüşüldü mü? Bu harekat ne zaman gerçekleyecek?

Bu tür operasyonların tarihleri konuşulmaz. Ama bu konularda olumsuz bir yaklaşım yok. Koalisyon güçleri gerekli operasyonları yapacaktır. Şu anda güvenlik güçleri irtibat halindeler. Bizim en hassas olduğumuz konu sınır boylarımızdaki tedbirlerdir. Bu tedbirlerimiz artarak devam ediyor. İşin üç boyutu var. Birincisi hava boyutu, uçuşa yasak bölge konusu. Şu anda koalisyon güçleri havadan karaya lojistik destek sağlıyor. Yapılan budur. İkinci adım kara harekatı meseledir. Karada daha çok ÖSO merkezli bir çalışma söz konusudur ve koalisyon güçlerinin ÖSO'ya hava harekatıyla verdiği destek var. Buna devam edeceğiz. Bir diğer husus da eğit/donat hususu var. Aktif olarak eğit/donatı da yapıyoruz.

Rusların operasyonlarda Türkmenleri hedef alması hususuyla ilgili olarak ulaslararası düzeyde neler yapılıyor?

Sivil katliamlarla ilgiyi konuyu elbette görüşmelerimizde gündeme getiriyoruz. Uluslararası kamu diplomasisi açısından atılmakta olan adımlar var. Bunları elbette her vesileyle anlatmak durumundayız.

DÜNYA LİDERLERİ PUTİN'E İNANMIYOR

Uçağın düşmesinin ardından Rusya'da yetkililerin ve medya organlarının Türkiye aleyhtarı bir üslup kullanmalarını, yaptırımlardan söz etmelerini nasıl karşılıyorsunuz?

Eteklerindeki taşları dökmekle meşguller. Tabii böyle bir konuda, hemen kara propagandaya başvurmaları üzücü. Ciddi bir iftira kampanyası yapıyorlar. Ancak bu iftiralara dünya liderleri tabii ki inanmıyor. Görüştüğüm liderlerden edindiğim izlenim bu. Tam tersine Rusya bu tür iftira kampanyaları ile kendi inandırıcılığını yitiriyor. Mesela Sayın Putin'in, Türkiye'nin DAİŞ'ten petrol aldığından söz etmesinin hiç bir inandırıcılığı yok. Oğlumun da bu işin içinde olduğundan söz etmeleri dahil, bu tür iddiaların tümü iftira. Daha önce benzer iftiralar, İran medyası tarafından da piyasaya sürülmüştü. Oğlum ve kızımla ilgili iftiralar atmışlardı. O dönem Ruhani'yi arayıp bunların iftira olduğunu açık açık kendisine de söylemiştim.

Dün size mert adam diyen Putin'in bugün size karşı cephe almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu soruyu aslında Sayın Putin'e sormanız lazım. Yani 11 ay önce değil, daha öncesinde de benimle ilgili Putin'in beyanları hep mert ve cesurluğum üzerinedir. Dürüst devlet adamlığım üzerine de bir çok sözü vardır. Hele hele bizim Berlusconi, Schroder ve kendisi ile üçlü dörtlü bir araya geldiğimizde benimle ilgili söyledikleri hep bu istikamettedir.

GEMİMİZİ TACİZ ETTİLER

Hava sahası ihlalleri konusu daha önce Rusya ile ayrıntılı biçimde ele alındı mı?

Elbette alındı. Her düzeyde ele alındı. Hava sahası ihlali ilk kez olmuş değil. Bunun belgeleri de var. 3-5 değil, yüzlerce ihlal var. Karadeniz'de geçen sene yaptığı hava sahası ihlali 15 dakika. Kendilerini uyardığımızda "Pilotlar, İngilizce tam bilmiyorlar yanlış anlaşılma var" gibi ifadeler kullandılar. Suriye'de ilk yapılan ihlalde de aynı sıkıntılar yaşandı. G20'de bana şunu bir misafirlik gibi düşünseniz dedi ben de davetsiz misafirlik olmaz dedim. Bunlar bizi stratejik ortak olarak üzüyor dedim. Bununla da kalınmadı. Örneğin Akdeniz'de Moskova adlı kruvazörleri gemilerimizi taciz etmeye başladı, bunu söyleyince haberim yok gerekli uyarıyı yapacağım dedi. Akdeniz bir çözüme kavuştu ama ardından malum uçak meselesi patlak verdi. Egemenlik haklarına sahip çıkmak, duyarlı davranmak, her ülkenin meşru hakkıdır. Bir sorun olduğunda bunu dile getirmeyecek miyiz?

TAVIRLARI DİPLOMATİK DEĞİL

Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı olurdu, sözünüzü açar mısınız?

Uyarının şekli değişebilir, süresi uzatılabilirdi anlamında söyledim. Bölgede yaşananlardan sonra angajman kurallarının hassasiyeti artmıştır. Suriye tarafından yapılabilecek hava sahası ihlallerine karşı müteyakkız olmak durumundayız. Ancak, bu hassas ortamda milliyeti tam belli olmayan, ikazlara aldırmayan bir uçağa müdahale edilmesi akabinde Rusya'nın sergilediği tavır pek diplomatik değil. Olaya duygusal yaklaşıyorlar. Hemen yaptırımlardan söz etmeleri de hoş değil. Rusya'ya herkesin yaptırım uyguladığı tarihlerde Türkiye yaptırım uygulamamıştır. Stratejik ortağımızdır, gıda dahil ürünleri vermeye devam edeceğiz dedik. Şu anda ise onların yaptığına bir bakın. Bu gıda ürünlerini almayacağız diyor, iş adamlarımıza eziyet ediyorlar. Bunlar devlet ciddiyetiyle bağdaşmıyor. Türkiye bu hususta asilliğini koruyor. Biz onlarla aynı dili kullanmıyoruz. Biz diplomatik dili kullanmak suretiyle kendimize yakışanı yapıyoruz. Onların da dillerinin değişmesini bekliyoruz.

Bize yakışmaz

Bu duygusallık stratejiye dönüşürse ne olacak? Örneğin Rusya, Türk vatandaşlarını ihraç ederse biz de mütekabiliyet esasları doğrultusunda karşılık verir miyiz?

Mütekabiliyet, hukuk sınırları dahilinde olabilecek bir şeydir. Biz Rusya'nın halihazırda duygusal bir tavırla yaptıklarına teenni içinde yaklaşıyoruz. Bizim Türkiye'de yaşayan Rusların hukukuna riayet etmememiz söz konusu olamaz. Türkiye, Rusya'dan ülkemize gelip daire almış, yerleşmiş olanları hissi tavırlarla yurtdışı etmek gibi davranışlar içerisine giremez. Tayyip Erdoğan olarak böyle bir şeye evet demem söz konusu olmaz. Bu bize yakışmaz. Mesela, Ermeni soykırımı ile ilgili Duma'da bir karar aldılar. Böyle bir şey yaptılar diye örneğin Ermenistan'dan bizim ülkemize gelmiş durumdaki Ermenileri ülke dışına göndermek gibi tavırlar içerisine asla girmeyiz biz. Rusya'nın şu anda yaptıklarını duygusallığın eseri olarak gördüğüm için, olaya teenni ile yaklaşıyoruz. Gidişata göre durumu yeniden değerlendiririz. Hükümetimiz, silahlı kuvvetlerimiz, tüm birimlerimizle istişare içinde yol haritamızı belirleriz.

Ortalama vatandaş doğalgaz konusunda bir sıkıntı yaşar mıyız diye endişeleniyor, Cumhurbaşkanı olarak ne diyeceksiniz?

Biz hayat boyu doğalgazla yaşamadık biliyorsunuz, doğalgazla tanışalı ne kadar zaman olduğu belli. Bu millet çileye alışık bir millettir. Kaldı ki Rus doğalgazı olmazsa biz yandık bittik diye bir durum yok. Bunu da bilmenizi isterim. Rusya dışında bir çok ülkeden doğalgaz aldığımızı zaten dile getirdim. Biz Türkiye olarak Allah'ın izniyle bunların üstesinden geliriz.

NATO Rusya'nın sınır ihlali sonrası yaşanan gelişmeler sonrasında Türkiye'ye desteğini açıkladı. Bu desteğin çerçevesi ne olacak?

NATO'dan son yapılan açıklamalar çok güçlü. Türkiye'nin yanında olduklarını her fırsatta, her düzeyde söylüyorlar. Bunlar da kayıtlara girdi.

Sınırda birlikte çalışıyoruz

Paris'te basın toplantısı düzenleyen ABD Başkanı Barack Obama Türkiye-Suriye sınırını IŞİD'e kapatmak için Türk ve ABD ordusunun birlikte çalıştığını söyledi. Türkiye'nin Suriye sınırının büyük ölçüde IŞİD'e kapatıldığını kaydeden Obama, bununla birlikte bazı boşluklar bulunduğunu ifade etti. Obama, Türk ve ABD ordusunun sınırı IŞİD'e kapatmak için birlikte çaba harcadığını söyledi. Obama, IŞİD'e karşı hava operasyonlarının yanısıra mali kaynakları keserek de mücadele edileceğini belirtti. ABD Başkanı Obama, Suriye'de IŞİD dışındaki muhalif grupları Rus bombardımanından korumak için bölgesel ateşkes uygulanabileceğini de ifade etti. Rusya'nın tavrına ilişkin de konuşan Obama, "Rusya'nın hesaplarında değişiklik olacağını düşünüyorum. Bence Putin'in beklediği sonuç, bu sonuçsuz ve felç edici iç savaş değildi. Viyana'daki siyasi çözüm işlerse, Suriye'de ve etrafında parça parça ateşkeslerin başladığını ve muhalif grupların artık rejim ve Rusya'nın hedefi olmadığını görebiliriz" dedi.  PARİS A.A

Ankara'ya tam destek

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Obama Paris'te biraraya geldi. Obama, "Türkiye'nin kendini savunma hakkını destekliyoruz" dedi. Erdoğan da "Bölgedeki gerilimler bizi üzüyor. Derdimiz bunu barışa dönüştürmek suretiyle bölge barışına katkıda bulunmak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile ABD'nin Paris'teki OECD Daimi Temsilciliği'nde bir araya geldi. Bir saat süren görüşmede IŞİD'e karşı verilen ortak mücadele ve Rusya ile yaşanan uçak krizi ele alındı.

Görüşmenin ana başlığının IŞİD terör örgütüne karşı bölgede verilen ortak mücadele olduğunu vurgulayan Erdoğan, koalisyon güçleri olarak Suriye'de verilen mücadelenin detaylarının üzerinde durduklarını söyledi. Erdoğan, görüşmede Türkiye-Rusya arasındaki son dönemde meydana gelen gelişmelerin ele alındığını belirtti.

GERİLİM BİZİ DE ÜZÜYOR

Erdoğan, "Bunun bir değerlendirmesini yaptık. Buradaki derdimiz özellikle bu işin diplomatik başlıklar, söylem içerisinde nasıl bir neticeye kavuşturulmasıdır. Zira bölgedeki gerilimler bizleri de üzmektedir. Her iki tarafa da bu zarar verir, derdimiz buradan zararla çıkmak değil, tam aksine bunu barışa dönüştürmek suretiyle bölgenin barışına katkıda bulunmaktır" ifadesini kullandı.

BÖLGEYİ RAHATLATIR

Suriye'deki yönetimin durumunun da görüşmede ele alınan bir diğer konu olarak öne çıktığına işaret eden Erdoğan, "Özellikle Viyana Süreci olarak adını verdiğimiz çalışmaların başarılı bir neticeye kavuşturulmasıdır. Şu ana kadar memnuniyetle sürdürülen bu çalışmanın bir an önce neticeye varması inanıyorum ki bölgeye farklı bir rahatlama getirecektir" diye konuştu.

3 AYDA 500 KİŞİ ÖLDÜ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede dördüncü başlık olarak da Bayırbucak Türkmenlerinin durumunu değerlendirdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Bayırbucak Türkmenlerinin olduğu bölge, DAİŞ'in olduğu bir bölge değil, tam tersine bizim soydaşlarımızın, akrabalarımızın olduğu bölgedir. Buranın sürekli bombalanması ve son 3 ay içerisinde burada 500'ü aşkın insanın, sivillerin son haftalarda öldürülüyor olması gerçekten dünya barışı adına üzücü gelişmelerdir. Temenni ederiz ki bunları da süratle aşmış oluruz."

ORTAK DÜŞMAN IŞİD

Türkiye'nin kendileri için çok önemli bir NATO müttefiki olduğuna işaret eden Obama, "ABD, Türkiye'nin sınırlarını ve hava sahasını koruma hakkına sahip olduğunu her zaman bilmektedir ve desteklemektedir. Türkiye ile Rusya'nın gerilimi azaltmak için nasıl bir arada çalışabileceğini tartıştık" diye konuştu. Erdoğan ile Suriye'de gerginliğin azaltılması konusunu da görüştüklerini ifade eden Obama, sorunların diplomatik ve siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini söyledi.

Obama bölgede ortak düşmanın IŞİD terör örgütü olduğunu belirterek, "Koalisyon güçleriyle amacımız ortak düşmanımız olan DAEŞ'i durdurmak. Türkiye bu anlamda her zaman desteğini sunmaktadır" dedi.

Katar'da sürpriz

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün akşam saatlerinde Katar'ın başkenti Doha'ya geldi. Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Thani'nin babası Emir Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani, Erdoğan'ın onuruna akşam yemeği verdi. Yemek yaklaşık 2 saat sürdü. Ardından dinlenmeye çekilen Erdoğan kaldığı otelde bir sürprizle karşılaştı. Katar'ın Umm Salal futbol kulübünün teknik direktörlüğünü yapan eski Fenerbahçeli futbolcu Bülent Uygun, Erdoğan'ı otelde karşılayarak kulübünün üzerinde "Recep Tayyip Erdoğan" yazılı 1 numaralı formasını verdi. Uygun, yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Türkiye'yi temsil noktasında kendisiyle gurur duyduğunu" söylediğini anlatarak, "Ailenle mi geldin, takım kaçıncı?' diye sordu. 'Seni takip ediyorum. Bir kardeşim olarak burada olman bize mutluluk veriyor' dedi. Ben de teşekkür ederek, 'Beni onore ettiniz" dedim" ifadelerini kullandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber