DAEŞ'e katılanların aileleri iddianameye ışık tuttu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu, DAEŞ iddianamesini tamamlamış ve örgütün İstanbul liderinin halen aranan 26 yaşındaki Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın olduğu belirtilmişti.

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 22 Aralık 2015 07:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
DAEŞ'e katılanların aileleri iddianameye ışık tuttu

Hayati ARIGAN / GAZETE HABERTÜRK

İddianamede, Fransız, Fas ve Tunus vatandaşlarının da olduğu 67 şüpheli bulunuyor. Suriye'deki DAEŞ-PYD çatışmasının İstanbul'a da sıçradığına dikkat çekilen iddianamede 67 şüpheli "silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak"la suçlanıyor.

Tamamlanan iddianamade DAEŞ'in oluşumu ve İstanbul'da bu soruşturmanın başlatılma nedenleri yer aldı. DAEŞ'e katılanların aileleri, örgütle ilgili hazırlanan ilk iddianameye ışık tuttu.

DAEŞ'in Türkiye'deki yapılanmasına yönelik aralarında Ebu Hanzala kod adı ile bilinen Halis Bayancuk'un da bulunduğu 3'ü tutuklu 67 şüpheli hakkında hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 315 sayfalık iddianamede müşteki olarak yer alan 24 anne baba ile eş, yakınlarının örgüte nasıl katıldığını ifadelerinde tek tek anlattı.

ESKİ EŞİM ÖRGÜT İÇİN ARAÇ ÇALIYORDU'

Sevda K.. 2013 yılında polise gitti ve eski eşi Mustafa Kemal K. hakkında "Örgüt için araç çaldı" ihbarında bulundu. Sevda K. ifadesinde Bahçelievler, Şirinevler, Sultanbeyli ve Güngören'de faaliyet gösteren büyük bir dini grup olduğunu, kocasının da üye olduğu yaklaşık 5 bin kişilik grubun ibadetlerini çok farklı şekilde icra ettiğini, askere gitmeyip, çocuklarını okula göndermediğini anlattı.

Söz konusu grubun 2-3 sene içinde devlete karşı savaş başlatmayı düşündüğünü öne sürerek, "Gruptaki İlyas denen kişi, Suriye'ye savaşmak için 25 adam götürdü" dedi. Sevda K. devamında da şu bilgileri verdi: "Benim için eski eşime, 'Müslüman değil, sana uymuyor, boşan bundan, çocuğunu okula gönderme, eşine çarşaf giydir, giymezse katli vaciptir' şeklinde sözler söylüyorlardı.

Çocuklarımın 6 yaşına geldiğinde medresede eğitim almaları, 11 yaşına geldiğinde ise silah kullanmayı öğrenmeleri gerektiğini ifade ediyorlardı. Aile huzurumuz bozuldu. 2011 yılında bu grubun baskısı ve telkinleri ile Çekmeköy'deki evimizi Sultanbeyli'ye taşıdık.

Her cumartesi evde telefonları kapatıp toplantı yapıyorlardı. Yasin isimli kişiye hürmet gösteriyorlardı." İddianamede polisin inceleme sonucunda Mustafa Kemal K.'nın örgüt için araç çaldığının tespit edildiği yönündeki bilgi notu da yer aldı.

DÜNÜRLERDEN KAYIP İHBARI

İddianamenin 2 müştekisi Durmuş Ş. ve Mehmet K. dünür. Bu yılın 15 Şubat'ında polise giden dünürler, çocukları ile 4 torunlarından haber alamadıklarını bildirerek, kayıp ihbarında bulundu. İfadelerindeki anlatımlar da iddianameye girdi.

Dünürlerden Durmuş S.'nin DEAŞ örgütlenmesine ilişkin verdiği bilgiler şöyle: "Kızım Melike ve damadım 5 vakit namazını kılardı. Kızımın eşi Erol, çok uzun sakal bıraktı. Bizim kıldığımız namazdan daha farklı namaz kılardı. Camiye gitmezdi. 'İmamın arkasında namaz kılmadığını, imamın kafir olduğunu' söylerdi. Oy kullanmanın haram olduğunu anlatırdı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kafir görüyordu...

...Erol önceleri böyle değildi. Evlendikten sonra birdenbire değişmeye başladı. Aşırı radikal dinci oldu. Kızımı da kendisi gibi değiştirmeye başladı. Çocuklarını okula göndermedi. 'Dini eğitim verip medresede okutacağını' söyledi. Öyle de yaptı. Torunlarımın okuma yazması yok...

...Damadım Erol bir yıl önce Suriye'ye tek başına gitti ve 3 ay sonra geri geldi. 2 ay kadar Türkiye'de kaldı. O zaman 3 çocukları vardı. Kızım ile çocukları da alıp, Suriye'ye götürdü. 4 ay sonra geldiler. Kızım hamileydi. Doğumu Türkiye'de yaptı. Kız çocuğu oldu. Daha sonra kızımı ve 4 torunumu da alıp Suriye'ye götürdü."

HAREKETLERİ DEĞİŞTİ DAEŞ'E KATILDI'

Bir diğer müşteki ise baba Nihat A.. Erzurum Horasan Polis Merkezi Amirliği'ne 4 Eylül 2013'te giderek, oğlu H. hakkında kayıp başvurusunda bulundu. Baba, 10 yıldır İstanbul'a çalışmak için gidip gelen oğlu H.'nin hareketlerinin son 2 yılda değiştiğini, Horasan'dan valizler ile dini kitaplar getirdiğini, sakal bıraktığını anlattı.

İstanbul'da bir hastane yakınındaki kırmızı boyalı binada 3-4 arkadaşı ile birlikte kalan oğlunun, aile dostları Nurettin A.'yı arayarak, Suriye'de olduğunu, cihada gittiğini ve Türkiye'ye dönmeyeceğini söylediğini ifade etti. İfadesine başvurulan Nurettin A. da H.'nin 2011'de Bostancı'da bir kokoreççi dükkanında işe girdikten sonra namaz kılmaya, camiye gidip gelmeye başladığını anlatarak, "Bir yıl önce evde namaz kılmaya başladı...

...Cuma namazlarına gitmiyordu. 'Ben bu imamların arkasında namaz kılmıyorum' diyordu. Et yemiyordu. Çocuklarımı okul yerine medrese eğitimi veren bir yere göndermemi söyledi. Sakal bırakmaya, bol kumaş pantolonlar giymeye başladı" dedi.

'BİLEZİKLERİM VE PARAMLA KAÇTI'

Şikayetçi bir diğer eş ise 7 yıllık kocası Alper K.'yı polise ihbar eden Hilal K.. Genç kadının, 8 Ocak günü polise giderek, "Evden çıkarken inşaat masraflarını ödeyeceğini söyleyip, 50 bin lira ve 14 adet 22 ayar altın bileziğimi aldı. Akşam ise 'Şimdi İslam devleti topraklarındayım. Hepiniz Allah'a emanet olun. Çocukları benim yerime öp. İnşallah iki ay sonra görüşürüz' diye mesaj attı. Para ve altınlarımı istiyorum. Kendisinden şikayetçiyim" ifadeleri iddianamede yer aldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber