'Bu Anayasa, bizim için, kocaman bir ayıptır'

Bu Anayasa, milletimizin siyasi, ekonomik, kültürel can damarlarını kurutmaya ve kuşatmaya ahdetmiş bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıktı. Türkiye'yi büyük bir tarihi mirasın taşıyıcısı, emanetçisi olarak göremeyenlerin müellifi olduğu bu Anayasa, bizim için, demokrasimiz için kocaman bir ayıptır."

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Aralık 2015 19:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Bu Anayasa, bizim için, kocaman bir ayıptır'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Millet iradesini hiçe sayan vesayetçi anlayışları tam manasıyla tedavülden kaldırmanın yolu yeni anayasadır. Yeni Meclisimiz bu tarihi görevi yerine getirmelidir" dedi.

Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmede bulundu.

Konuşmasına, "Türkiye'nin meselelerini, hedeflerini, umutlarını paylaşmak üzere bir kere daha bir aradayız" şeklindeki sözleriyle başlayan Davutoğlu, 2015'in son, 64. Hükümet döneminin ilk "Yeni Türkiye Yolunda Programı"nda vatandaşlarla birlikte olmanını mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Hem 2016'nın hem de Hükümet olarak büyük bir heyecanla başlattıkları yeni dönem çalışmalarının ülke ve millete hayır getirmesi temennisinde bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Türk demokrasisi 1 Kasım seçimlerinde büyük bir demokrasi sınavından bir kere daha alnının akıyla çıktı. 81 vilayette yüzde 85'i aşan yüksek bir katılımla sizler sandıklara giderek oylarınızı özgürce kullandınız. Bunun sonucunda yüzde 97,5'in üzerinde temsil kabiliyetine haiz bir Meclis tablosu oluştu. Bu tablo sadece ülkemiz için değil dünya için de örnek bir demokrasi başarısıdır, her birinize teşekkür ediyorum. Buradan oylarını kullanarak demokrasiye katkıda bulunan bütün vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bu sonuçla milletimiz Türkiye'nin bütün meselelerinin çözüm adresi olarak Meclisimizi göstermiştir. Bize düşen, milletimizin siyaset kurumuna gösterdiği güveni boşa çıkarmamak, ülkemiz için büyük bir gayretle çalışmaktır. Sizler Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu 13 yıldır olduğu gibi bir kere daha büyük bir teveccühle bize tevdi ettiniz. Bizim için bu emanet aziz bir emanettir. Büyük bir dirayetle bu onurlu görevi yerine getirmenin gayreti içinde olacağız. Emanetiniz başımızın tacıdır."

- "Büyük hedeflerimiz var"

Davutoğlu, 24 Kasım'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayının ardından açıkladıkları yeni Hükümetin, 30 Kasım'da güvenoyu alarak görevine başladığını anımsatarak, "Yoğun bir çalışma programı bizi bekliyor, büyük hedeflerimiz var. O çerçevede Hükümetimizin üç temel misyonu olacak. Bir, milletimizi temsil etmek, büyük bir onur. İki, milletimize hizmet etmek. Üç, ülkemizi geleceğe taşımak" dedi.

- "Bu Anayasa, bizim için, demokrasimiz için kocaman bir ayıptır"

"Önümüzdeki 4 yıl boyunca bu doğrultuda milletimize söz verdiğimiz her konuda gerekli adımları atacağız" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu her alanda gerekli yapısal reformları gecikmeden gerçekleştireceğiz. Atacağımız adımların arasında en önemlilerinden birisi elbette yeni anayasa olacak. Türkiye darbe dönemi imalatı bir anayasayla yönetilmenin ayıbını daha fazla taşıyamaz. Bu Anayasa, milletimizin siyasi, ekonomik, kültürel can damarlarını kurutmaya ve kuşatmaya ahdetmiş bir zihniyetin eseri olarak ortaya çıktı. Türkiye'yi büyük bir tarihi mirasın taşıyıcısı, emanetçisi olarak göremeyenlerin müellifi olduğu bu Anayasa, bizim için, demokrasimiz için kocaman bir ayıptır."

- "Vesayetçi anlayışları tedavülden kaldırmanın yolu yeni anayasadır"

"Geçen 13 yılda Anayasanın pek çok hükmünü değiştirdik, ancak yine de köklü bir değişimle demokrasiye özünden bağlı, özgürlükçü, yenilikçi bir anayasa hazırlamayı daha fazla erteleyemeyiz" ifadesini kullanan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Millet iradesini hiçe sayan vesayetçi anlayışları tam manasıyla tedavülden kaldırmanın yolu yeni anayasadır. Yeni Meclisimiz bu tarihi görevi yerine getirmelidir. Bu konuda sadece Meclis'teki siyasi partilerle değil Meclis'te yer almayan partilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve toplumun bütün kesimleriyle istişareyi esas alıyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki en büyük grup sıfatıyla yine bu şerefli görevde öncü olacağız ve inşallah yeni anayasayı en geniş mutabakatla hayata geçireceğiz."

- "Kimsenin hukukunu kimseye çiğnetmeyeceğiz"

Davutoğlu, Türkiye'yi insan hak ve özgürlüklerine bağlı, insan onurunu korumayı esas alan, gelişmiş demokrasisiyle örnek bir ülke haline getirmek için çaba göstereceklerini belirterek, şöyle dedi:

"Aziz milletim, siyasetimizin esası, istisnasız bütün vatandaşlarımızın hukukunu korumak, savunmak ve geliştirmek olacaktır. Kimsenin hukukunu kimseye çiğnetmeyeceğiz. Güç ve kuvvetin değil hukuk ve adaletin belirleyici olduğu bir anlayışla ülkemizi yöneteceğiz. İnsanlarımıza bu inançla hizmet edeceğiz. Ayrımcılığın her türlüsünü reddedeceğiz. Diyaloğa ve eleştiriye daima açık olacağız."

Davutoğlu, Hükümet olarak birçok reform hazırlıkları bulunduğunu belirterek, bütün bu reform çalışmalarına özellikle siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, ilgili toplum kesimleri ve tüm vatandaşların her birinin katkısını beklediklerini vurguladı.

Öncelikli 25 sektörel değişim programına ilaveten yapısal düzenlemeler yapacaklarını anlatan Davutoğlu, "Şeffaflık konusunda bir reform hazırlığımız var. Yatırım ortamının iyileştirilmesi, iş gücü piyasası ve istihdamın artırılmasına dönük de kapsamlı bir reform paketimiz var. Kamu maliyesine ilişkin de bir reform paketi hazırladık. Bildiğiniz gibi 10 Aralık'ta seçim öncesinde milletimize taahhüt ettiğimiz vaatleri de içeren 2016 Yılı Eylem Planımızı kamuoyuyla sizlerle paylaştık. Eylem Planımızı ve Reform Paketimizi açıklarken bir haftalık, üç aylık, altı aylık ve bir yıllık bir takvimle yapacaklarımızı ilan etmiştik. Şükürler olsun ki 'sözümüz senettir' diye iş başı yaptık ve 10 Aralık'tan sonra bir hafta içinde ilk eylemlerimizi hayata geçirdik. Bu çerçevede de bir hafta sonunda değerli vatandaşlarımla Facebook üzerinden doğrudan temasa geçip bu eylemlerimizi bir kez daha sizlerle paylaştık" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, reformların izlenmesi ve geliştirilmesi için bir genelge yayınlayarak koordinasyon kurulu kurduklarını dile getirdi

Lisans öğrencilerinin 350 Türk Lirası olan burslarını 1 Ocak'tan itibaren 400 Türk Lirası'na yükselttiklerine dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Değerli öğrencilerimize buradan bir kez daha selam ediyor gözlerinden öpüyorum, helali hoş olsun. Gençlere proje karşılığı 50 bin Türk Lirası karşılıksız nakdi destek verme imkanı sağladık. Gençlerde evliliğin teşvik edilmesi amacıyla çeyiz hesabı uygulaması başlattık. Çeyiz hesabında biriktirilen paranın yüzde 20'si oranında destek sağlanacak. Esnafımıza 30 bin lira faizsiz kredi desteği uygulanacak. Bütün esnaflarımıza hayırlı bol rızıklar diliyorum. Gençlere 100 bin lira faizsiz kredi desteği veriliyor. Bu krediye uygulanacak yüzde 85 kefalet imkanı kararını da Bakanlar Kurulundan çıkardık."

İşletme büyüklüğü 5 dekarın altındaki meyve, sebze, süs bitkisi, ıtri, tıbbi, aromatik bitki yetiştiriciliği yapan çiftçilere destekleme kredilerini de çıkardıklarını vurgulayan Davutoğlu, "Seralarda maliyetleri düşürmek amacıyla seralara ticarethane elektrik fiyatı yerine sulama suyu elektrik fiyatı uygulanacak. Bu uygulamanın hayata geçmesiyle birlikte birçok kesiminin derdine çare olduk" diye konuştu.

Davutoğlu, millete verdikleri diğer sözleri de günü gününe gerçekleştireceklerini ve neticelerini yine her ay paylaşacaklarını belirterek, "İnşallah bu reformlarımız aynı hızla devam edecek. Pek çok alanda benzer hazırlıklarımız var" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "30 Aralık ve 4 Ocak'ta CHP ve MHP Genel Başkanları ile bir araya geleceğiz. İnanıyorum ki bu görüşmelerden Türkiye için hayırlı neticeler alacağız" dedi.

Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, gündemdeki konularla ilgili değerlendirmede bulundu.

Türkiye'nin bütün meselelerini bütün taraflarla bir mutabakat içerisinde, el birliğiyle çözmek istediklerini vurgulayan Davutoğlu, "Biz her türlü yapıcı eleştiriye, her türlü öneriye açığız. Her attığımız adımı diğer siyasi partilerle uzlaşma içinde atmak istiyoruz. Her aşamayı kamuoyumuzla paylaşarak çalışmalarımızı şeffaf biçimde yürütme kararlılığındayız. Bu çağrımız samimi bir çağrıdır, gereğini de yapıyoruz, yapacağız. Bunun bir ilk adımı olarak bu hafta başında başta yeni anayasa çalışmaları olmak üzere önümüzdeki dönemde yapacaklarımızı görüşmek üzere siyasi partilerden randevu talep ettik. 30 Aralık ve 4 Ocak'ta Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanları ile bir araya geleceğiz. İnanıyorum ki bu görüşmelerden Türkiye için hayırlı neticeler alacağız" diye konuştu.

Yeni Hükümetin kurulduğu andan itibaren çalışmaları çok yönlü olarak sürdürdüklerini, ilk bir aylık dönemde yoğun bir iç ve dış trafik yaşadıklarını dile getiren Davutoğlu, çeşitli sosyal, ekonomik, kültürel etkinliklere bizzat katılma imkanı bulduğunu bildirdi.

Davutoğlu, 9 Aralık'ta İstanbul'da düzenlenen ve çok özel bir önem atfettiği Kadına Yönelik Şiddetin Sonlandırılması konulu toplantının bunlardan biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Hükümet olarak kadına şiddet konusu bizim çok duyarlı olduğumuz bir konu, bu toplantıda bir kere daha hassasiyetimizi ifade etme imkanı buldum. 16 Aralık'ta şehit yakınları ve gazilerimiz için düzenlenen iş kurası törenlerinden bir yenisini daha gerçekleştirdik. Aziz şehitlerimizin bizlere emaneti olan yakınları ile gazilerimizin bizzat kendileri ya da yakınlarının devlette çalışacakları alanları belirledik. Bin 670 kardeşimize kadro sağladık. Böylece son 2 yılda bu doğrultuda yaptığımız atama sayısı 14 bin 209 oldu. Bu toplantı vesilesiyle şehitlerimizi bir kez daha rahmetle andıktan sonra bir başka anma için Konya'ya gittik. Şeb-i Arus törenlerinde benim memleketim Konya'mızda Hazreti Mevlana'yı andık ve onun bu toprakları besleyen irfanıyla feyizlendik."

Başbakan Davutoğlu, aralık ayı boyunca iş ve çalışma dünyası ve diğer ekonomik kurumlarla da yoğun bir mesai yaptıklarını, TÜRK-İŞ, TÜSİAD, TOBB, DEİK, MÜSİAD ve ASKON temsilcileriyle çeşitli vesilelerle bir araya geldiklerini anımsattı.

Davutoğlu, "İş dünyamızın azim ve gayretini görmek Türkiye'ye hizmet aşkımızı tazeledi. Bu doğrultuda yine önemli bir adım atarak 23 Aralık'ta Çalışma Meclisi Toplantımızı gerçekleştirdik. Bu toplantıda özellikle genç istihdamının önemine yaptığımız vurgu yanında, çalışma hayatına ilişkin birçok konuda vizyonumuzu ortaya koyduk. İş dünyamızla, işçi sendikalarımızla hep beraber barış içinde, huzur içinde bir çalışma ortamı tesis etmek için perspektifimizi paylaştık, ortak anlayışımızı bir kez daha teyit ettik" diye konuştu.

-"Ekonomimizin bütün paydaşlarıyla sürekli temas halindeyiz"

Davutoğlu, 24 Aralık'ta KOSGEB 4. KOBİ ve Girişimcilik Ödülleri Töreninde girişimcilerle buluştuğunu, 25 Aralık'ta da Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından düzenlenen Türkiye Markası Toplantısına katıldığını ifade ederek, "Biz ekonomimizin, ticaret dünyamızın, çalışma hayatımızın bütün taraflarıyla, bütün paydaşlarıyla sürekli temas halindeyiz" değerlendirmesini yaptı.

Son dönemde ilan edilen bazı verilerin doğru yolda olduklarını bir kez daha gösterdiğinin ve hizmet aşkını tazelediğinin altını çizen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2015 yılında beklentilerin üzerinde bir performans sergileyen ekonomimiz ikinci çeyrekte yüzde 3,8 ve üçüncü çeyrekte yüzde 4 büyüyerek en hızlı büyüyen ülkeler arasındaki yerini almıştır. Ekim ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 oranında önemli bir artış gösterdi. 2005 yılından bu yana en yüksek seviyeye ulaştık hamdolsun. Arındırılmamış verilere göre ise sanayi üretiminde yıllık, dikkatinizi çekiyorum, yüzde 14,7 oldu. 1 Kasım seçimleriyle bunun devam edeceğini ve sanayi üretiminin dördüncü çeyrek büyümesine ciddi katkı sağlayacağını görüyoruz.

Yine çarpıcı bir istatistiği sizlerle paylaşmak istiyorum, Kasım'da kurulan şirket sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 11,35 artarak 5 bin 456 oldu. Kapanan şirket sayısı ise yüzde 23,82 azaldı. Piyasa beklentilerinin de çok üstünde gerçekleşen üçüncü çeyrekteki yüzde 4'lük büyüme, Hükümetimizin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri arasındaki dönemi ekonomik istikrardan taviz vermeden başarılı bir şekilde yönettiğinin bir göstergesidir. 7 Haziran'dan sonra kaos bekleyenleri sükutu hayale uğrattık, sizlerin desteğiyle bunu yaptık."

-"2016 yılı çok daha iyi bir yıl olacak"

Davutoğlu, 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının milli gelire oranınını yüzde 1 seviyelerine gerilettiklerine dikkati çekti. Artık genel devlet bütçesini de dengede kapatmayı hedeflediklerini bildiren Davutoğlu, "AK Parti kadroları iki seçim arasında iş dünyasına ve millete güven verebilmiş, ekonomiyi siyasi istikrarsızlığa, popülizme ve terörizme kurban etmemiştir. 2016 yılı ise inşallah sizlerin duası ve desteğiyle çok daha iyi bir yıl olacak" ifadesini kullandı.

Aralık ayının dış temaslar açısından da hareketli geçtiğini, 29-30 Kasım tarihlerinde Brüksel'de Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesine katıldığını anlatan Davutoğlu, "11 yıl sonra gerçekleşen bu zirve Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri için önemli bir dönüm noktası oldu. Bildiğiniz gibi 2004'ten bu yana Türkiye ile Avrupa Birliği'nin bir zirve çerçevesinde bir araya gelmesi mümkün olamamıştı. Biz aday ülkelere yönelik bu kararın yanlış olduğunu ısrarla söylüyorduk. Türkiye ile liderler seviyesinde yapılacak istişarelerin ve müzakere sürecinin hızlandırılmasının önemine işaret ediyorduk. Bugün Avrupalı dostlarımızla bu konuda ortak bir noktaya geldiğimiz için çok memnunuz" dedi.

-"Yargı sistemimizi yeniden yapılandıracağız"

AB'ye tam üyelik hedefinin önemini vurgulayarak AB müktesebatına uyum sürecini hızlandırmakta kararlı olduklarını belirten Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Yargı sistemimizi başta Avrupa Birliği olmak üzere uluslararası norm ve standartlara göre yeniden yapılandıracağız. Avrupa Birliği'ne katılım için ulusal eylem planımızı titizlikle hayata geçireceğiz. Yine çok özel önem verdiğimiz, vatandaşlarımız için vize serbestisi sürecinin de takipçisi olacağız. Bütün hedeflerimiz için bu zirve, Avrupa Birliği sürecimizde bir yeniden başlangıç dönemi olmuştur. Bu zirveyle fasılların tekrar açılmasından Schengen Vizesine kadar pek çok alanda hızlı gelişmeler bekliyoruz. Değerli vatandaşlarım, inşallah en geç 2016 Ekim'ine kadar Schengen Bölgesine vizesiz seyahat imkanına kavuşmuş olacaksınız. Hayırlı olsun, artık konsolosluklar önünde uzun sıralar, kuyruklar beklemenin dönemi kapanıyor.

Avrupa Birliği Zirvesinde ayrıca Suriyeli kardeşlerimiz için de önemli kazanımlar elde ettik. Suriye'de yaşanan trajediye Avrupa Birliği'nin tam olarak yönelmesini sağlamış olmayı son derece önemli buluyorum. Bu çerçevede Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'de acil ve sürekli insani yardım sağlayacak. Aynı zamanda genel mali destek de önemli ölçüde artırılacak. Avrupa Birliği Türkiye'ye başlangıç olarak 3 milyar Avro ilave kaynak sağlamayı taahhüt etti."

-"Tarihimizden gelen ulvi bir sorumluluk..."

Davutoğlu, Türkiye'nin kapısına gelenleri geri çevirmediklerine işaret ederek, "Sınırlarımıza ulaşanların dinine, mezhebine, ırkına bakmadan yardımına koştuk, bütün bunları yaptık, yapıyoruz, bundan sonra da yapacağız. Bu bize inancımızdan, kültürümüzden, tarihimizden gelen ulvi bir sorumluluktur. Ama bütün bu yardımları yapmamız, Suriyeli kardeşlerimize destek olmamız, onların daha iyi şartlara ulaşmasına yönelik arayışlarımıza mani değildir. Bugün eğer Avrupa Birliği'nde yöneticilerden sokaktaki pek çok kesime kadar Suriye dramına bir duyarlılık ortamı oluşmuşsa, emin olun bunda Türkiye'nin izlediği etkin, ısrarcı stratejinin büyük payı vardır" dedi.

Avrupa Birliği süreciyle ilgili aralık ayı içinde başka temaslarda da bulunduklarını bildiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği Reform Eylem Grubu toplantısında ilgili bakan arkadaşlarımızla bir araya geldik. Bu toplantıdan üç gün sonra da Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinde uzun bir aradan sonra 17 numaralı ekonomik ve parasal politika faslı açıldı. Brüksel'de katıldığım Fikirdaş Ülkeler Toplantısı da çok verimli geçti. Burada Almanya Başbakanı Sayın Angela Merkel ve Yunanistan Başbakanı Sayın Aleksis Çipras ile bir araya geldik. Şunu hep ifade ettik, Avrupa Birliği'nin evrensel normlarında ifadesini bulan değerler bizim de değerlerimizdir. Biz bu değerlerimizi öncelikle ülkemiz için, milletimiz için önemsiyoruz. Müzakerelerin düşük profilli seyrettiği zamanlarda bile AK Parti hükümetleri olarak biz AB normlarına yönelik hedeflerimizden hiç geri adım atmadık. Demokratik ve müreffeh bir ülke olma yolundaki pek çok iyileştirmeyi, ilerlemeyi hayata geçirmeye devam ettik. Önümüzdeki dönemde de teyiden söylüyorum, bu ilke siyasetimize yön vermeye devam edecektir."

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Terör örgütü, güvenlik güçlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli hesaplar içindedir. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek ve bu illeti bu topraklardan mutlaka temizleyeceğiz" dedi.

Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" adlı ulusa sesleniş konuşmasında, 64'ncü hükümetin kurulmasının ardından ilk yurt dışı ziyaretlerini 1 Aralık'ta KKTC'ye, 3 Aralık'ta da Azerbaycan'a yaptığını anımsattı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yetkilileriyle adada çözüm hedefine yönelik olarak atılacak adımların konuşulduğunu, Yunus Emre Türk Kültür Merkezinin resmi açılışının yapıldığını belirten Davutoğlu, "Düşününüz o zor günlerde Türkçe'nin neredeyse yasaklandığı bir ortamdan bugün Kıbrıs'ta her alanda güzel dilimizin özgürce konuşulduğu, Kıbrıslı kardeşlerimizin özgürce kendi kaderlerini belirledikleri ve dünyada saygın bir konum elde ettikleri bir döneme girdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti her zaman her meselesiyle yüreğimizdedir, her zaman da öyle olacaktır. Anadolu'dan Kuzey Kıbrıs'a ulaşan, Anadolu'nun can suyu, sevda ve muhabbet yüklü suyu Kıbrıs'a da bereket ve barış getirecektir" diye konuştu.

Azerbaycan'da da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Artur Rasizade ile iki ülkenin siyasi ve ekonomik ilişkilerinde son derece ufuk açısı ve yol gösterici, çok sıcak, çok faydalı görüşmeler yaptıklarını aktaran Davutoğlu, görüşmelerde ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alındığını, bölgede ve ötesinde meydana gelen gelişmelerin değerlendirildiğini ifade etti. "Ortak projelerimiz ve inisiyatiflerimiz iki ülkenin yanı sıra tüm bölgenin hatta bölge ötesindeki ülkelerin de yararına hizmet etmektedir. Öte yandan bulunduğumuz coğrafyada istikrarsızlık ve terörizm gibi ortak meselelerde birlikte mücadele konusunu da ele aldık" diyen Başbakan Davutoğlu, TANAP'ın planlandığından önce bitirilebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması konusunda da mutabık kalındığını vurguladı.

Davutoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile 9 Aralık'ta Ankara'da bir araya geldiklerini, görüşmede Türkiye ve Bölgesel Yönetim arasında var olan dostane ilişkileri daha da ileri götürecek açılımları değerlendirdiklerini söyledi. Davutoğlu, 11 Aralık'ta da Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı Dragan Çoviç ve Konsey üyesi Bakir İzzetbegoviç ile Ankara'da görüştüklerini hatırlattı.

Başbakan Davutoğlu, Bulgaristan'a 15 Aralık'ta yaptığı ziyarette, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev ve Başbakan Boykon Borisov'la çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini, Bulgaristan'daki soydaşları temsil eden kanaat önderleri ve sivil toplum temsilcileriyle buluştuklarını bildirdi.

Çok boyutlu dış politikanın göstergesi olarak 19 Aralık'ta Türk-Afrika Düşünce Kuruluşları Buluşması'na katıldığını belirten Davutoğlu, Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal ile de önemli bir görüşme yaptıklarını aktardı. Başbakan Davutoğlu, "Bu değerli dostumuzla çok yararlı görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmede her zaman ve zeminde Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu kararlılıkla bir kez daha ifade ettik" dedi.

Davutoğlu, aralık ayında Pakistan Pencap Eyalet Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışması Espen Barth Eide ve Afganistan Devlet Başkanı Eşref Gani Ahmedzai'nin de Türkiye'ye geldiğini belirtti.

Nobel Kimya Ödülü sahibi bilim adamı Prof. Dr. Aziz Sancar'ın da yıllar sonra Türkiye'ye geldiğine işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Bu ziyaretinde hem biz kendisiyle bir araya gelerek Türkiye adına teşekkürlerimizi yüz yüze iletme fırsatı bulduk hem kendisi de bir nebze de olsa sıla hasretini giderdi. Kendisine bir kez daha milletim adına teşekkürlerimi ifade ediyorum. Sadece Nobel Ödülü alması dolayısıyla değil, aynı zamanda Nobel Ödülü almasından sonra sergilediği vakur tavırla gönlümüzde derin bir yer etti" değerlendirmesinde bulundu.

- "Müdahaleler Suriye'deki sorunları büyütüyor"

Davutoğlu, Türkiye'nin bulunduğu bölgede birçok sıkıntı yaşandığına ve çevresinde birçok çatışma alanı olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Etrafımız ateş çemberiyle çevrili. Bu yaşananların bizim sınırlarımızda birçok soruna yol açtığı da bir gerçek. Şunu baştan ifade edeyim, biz tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne saygılıyız, bölgemizde sadece barış ve sadece barış istiyoruz. Bu sadece bizim dış politikamızın ilkesel bir tutumu değil aynı zamanda ulusal güvenliğimizin de bir gereğidir. Suriye ve Irak'ta yaşananlar bu iki ülkeye olan sınırlarımızda ciddi sorunlara sebep oluyor. Suriye'de uzun zamandır bir otorite boşluğu var ve kargaşa yaşanıyor. Başta mülteciler meselesi olmak üzere Suriye'de yaşanan her olumsuzluk ülkemizi etkiliyor. Birçok ülke yaşanan bu kargaşayı artıracak şekilde bölgeye müdahil olmaya çalışıyor. Bu müdahaleler Suriye'deki sorunları çözmüyor, aksine daha da büyütüyor. Geçen ay mükerrer uyarılarımıza rağmen Suriye sınırımızı ihlal eden uçağın düşürülmesi üzerine Rusya'yla yaşadığımız gerilim bu sorunlara yeni bir boyut ekledi.

Suriye'deki bütün tarafların orada bulunmak için ileri sürdükleri gerekçe DEAŞ'tır. Ancak görüyoruz ki yaşananlar DEAŞ'la mücadeleyi aşan müdahalelerdir. Rusya'nın son zamanlarda yaptığı 4 bin 198 sortiden sadece 191'i DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılar olmuştur. Diğer bombalamalar birçoğu Türkiye'ye yakın bölgelerde bulunmak üzere ılımlı muhaliflerin mevzilerine ve hatta sivil insanlara yönelik olmuştur. Son saldırılar ise özellikle Bayırbucak Türkmenlerini hedef almıştır. Rusya'nın alana girmesiyle sivil ölümlerde de kayda değer artış yaşandı. Bu sayı son haftalarda 600'ün üzerine ulaştı ve daha da yüksek rakamlara doğru her gün artıyor. Bunu sadece biz söylemiyoruz, bunu uluslararası insan hakları kuruluşları söylüyor. Bu bilançodan 150'den fazlasının çocuk olduğunu tüm dünyanın bilmesini istiyoruz."

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Suriye ile ilgili alınan kararı hatırlatan Davutoğlu, "Rusya'nın da yazımında aktif rol oynadığı bu kararın daha mürekkebi kurumadan çıkıp sivilleri bombalaması anlaşılır bir şey değildir. Rusya'nın siviller ve ılımlı muhalifleri hedef almaktan bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. Uluslararası toplumun bu konuda harekete geçmesini bekliyoruz. Aksi takdirde Suriye ihtilafı daha yıllarca sürecek, terör de maalesef bitmeyecektir" diye konuştu.

- "Çözüm, Esad'ın yerini meşru bir hükümete bırakmasıyla mümkün"

Suriye halkının acılarının sona ermesi, ülkede gerçek bir barış zemininin mutlaka hazırlanması gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin, Suriye'nin demokratik bir düzene kavuşması için üzerine düşen sorumluluğu yerine getireceğini ifade etti.

BMGK'da kabul edilen kararla Suriye'deki krizin çözümü yolunda kritik bir eşiğe gelindiğini vurgulayan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'deki krizin çözümü, ancak ve ancak Esad'ın yerini meşru bir hükümete bırakmasıyla mümkündür. Meşruiyetini tümüyle kaybetmiş bir yönetimin varlığını sürdürmesini öngören bir girişimin Suriye'ye barış ve istikrar getirmesi de mümkün değildir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı, sorunun diplomatik çözümü açısından olumlu bir adımdır, bunun için destek de beyan ettik. Ancak bu kararın Suriye halkını Esad'ın zulmünden koruyacak gerçekçi bir perspektife kavuşması gerekiyor. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Cenevre Bildirisi temelinde Suriye'de siyasi geçişe dayalı kalıcı bir çözüm için Suriye muhalefeti ve diğer fikirdaş ülkelerle birlikte gayretlerini sürdürecektir."

- "DEAŞ'in saldırıları haklılığımızı bütün dünyaya gösterdi"

Başbakan Davutoğlu, Irak'ta da terör örgütlerinin ve özellikle de DEAŞ'ın yol açtığı ciddi sıkıntılar olduğuna dikkati çekerek, Irak Merkezi Hükümeti ve Silahlı Kuvvetlerinin DEAŞ saldırıları karşısında maalesef etkin tedbirler alamadığını bildirdi.

Musul gibi ülkenin ikinci büyük kentinin düşmesinin, bu tehdide karşı mücadelede yerel güçlerle birlikte uluslararası destek ve işbirliğinin gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz bu çerçevede Irak makamlarının talepleri doğrultusunda, gerek Peşmerge gerekse Musullu yerel gönüllülere eğitim ve donanım desteği sağlıyoruz. Bu desteğimiz, Musul kurtarılıncaya kadar devam edecektir. Bu amaçla gönderdiğimiz eğitim birliğinin güvenliği için asker, mühimmatta yeniden tanzim de dahil olmak üzere her türlü tedbiri almak durumundayız. Nitekim DEAŞ'in Başika'daki eğitim kampımızın olduğu bölgeye gerçekleştirdiği saldırılar bu konudaki haklılığımızı bütün dünyaya göstermiştir. Türkiye komşu ülkelerinin toprak bütünlüğünün korunması ve bölgenin terör örgütlerinden arındırılması konusunda her zaman hassasiyet göstermiştir. Bizim bölgeye ilave olarak gönderdiğimiz askerimizin temel amacı, DEAŞ'a karşı orada görev yapan eğiticilerimizi ve eğitilen Musulluları daha iyi koruyabilmektir. Terör tehdidi olduğu sürece oradaki varlığımızı hiçbir şekilde tehlikeye atmayacak tarzda teyakkuz halinde olmaya devam edeceğiz."

- "Hiçbir vatandaşımızı terörün kucağına terk etmeyeceğiz"

Terör örgütünce Doğu ve Güneydoğu'daki bazı ilçelerde vatandaşların hayatı hiçe sayılarak saldırılar gerçekleştirildiğini, hendekler kazıldığını, barikatlar kurulduğunu, camilerin ve okulların yakıldığını, sivillerin kalkan yapıldığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Terör örgütü, güvenlik güçlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeyi hedefleyen kirli hesaplar içindedir. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek ve bu illeti bu topraklardan mutlaka temizleyeceğiz. Terörle yürüttüğümüz mücadelede sivillere zarar gelmemesi için kılı kırk yaran bir dikkatle hareket ediyoruz. Evlerini terk eden vatandaşlarımız, dükkanlarını açamayan esnafımız, okullara gidemeyen öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz müsterih olsunlar. Hiçbir vatandaşımızı terörün, şiddetin kucağına, insafsızlığına terk etmeyeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetimiz daima yanlarındadır. Mağduriyetlerinin giderilmesi için her türlü tedbiri aldık, alıyoruz. Esnaf kardeşlerimizin kayıpları ve mağduriyetleri giderilecek. Hiç kimsenin endişesi olmasın, hiçbir çocuğumuz, hiçbir öğrencimiz mağdur olmayacak. Onların hiçbir mağduriyet yaşamaması için Milli Eğitim Bakanlığımız gerekli bütün tedbirleri aldı, almaya da devam edecek. Milli Eğitim Bakanlığımız bu süreçte yaşanabilecek eksiklikleri tamamlamak üzere hafta sonları ve gerekirse sömestr tatilinde yoğunlaştırmış bir program izlemek üzere gerekli bütün tedbirleri aldı.

Çocuklarımız güzel ülkemizin her tarafında olduğu gibi 180 iş günü ve sağlıklı bir eğitim ortamında eğitim alacaklar. Bizim için her gencimiz, her çocuğumuz çok değerli ve bir tekinin bile zarar görmesine asla izin vermeyiz. Oradaki o güzel masum çocuklarımızı geleceğe en iyi şekilde hazırlayacağız. Onları teröre, terörün karanlık dünyasına asla terk etmeyeceğiz. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi her ne pahasına olursa olsun ayakta tutacak ve ortak geleceğimizden asla vazgeçmeyeceğiz."

Başbakan Davutoğlu, yeni yıl ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

"2016 yılının bütün insanlık için, gönül coğrafyamız için, ülkemiz için, bütün şehirlerimiz için, siz bütün vatandaşlarımız için hayırlı, güzel günlere vesile olmasını diliyorum. 2016 yılı yeni bir dönemin, kardeşliğimizin, muhabbetimizin pekiştiği yeni bir başlangıcın yılı olmasını diliyorum."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber