1709 Şube müdürünün ataması tekrar iptal edildi

Danıştay, 1709 Şube müdürünün atamasını tekrar iptal etti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 05 Şubat 2016 12:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
1709 Şube müdürünün ataması tekrar iptal edildi

Milli Eğitim Bakanlığı 29 Aralık 2013 tarihinde MEB Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü atamaları için ÖSYM'ye yazılı sınav yaptırmış, 10-28 Şubat 2014 tarihleri arasında yazılı sınavdan 70 ve üzeri puan alarak başarılı olan 5913 kişiyi Ankara'da mülakata almış, yalnızca mülakat puanını kullanarak 16 Nisan 2014 tarihinde şube müdürlüğü atamalarını gerçekleştirmişti.

Danıştay 16. Dairesi Başbakanlığı, 2015/17164 Esas sayılı ve 25/06/2015 tarihli yürütmeyi durdurma kararı ile bu 1709 şube müdürü atamasına ilişkin işlemin oy çokluğu ile yürütmesini diğer Danıştay daireleri gibi tekrar durdurdu.

Danıştay 16. Dairesi Başbakanlığı bu kararının gerekçesinde; Danıştay 2. Dairesi Başbakanlığının 2013/10363 Esas sayılı yürütmeyi durdurma kararı ile 29.04.2014 tarihinde, Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Hakkında Yönetmeliğinin 21. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; "Şube müdürü, tesis müdürü ve basımevleri müdürleri bakımından sözlü sınav başarı listeleri üzerinden..." ibaresinin yürütmesini durdurmasını ve bu karara yapılan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 23/10/2014 gün ve E:2014/702 sayılı kararıyla reddedilmesini gösterdi.

İşte o karar;

MEB... Üstünlerin hukukundan mı yanasın?

Yukarıdaki haberimizde de hukuki süreci özetleyerek yer verdiğimiz aynı konuda 10'larca Danıştay ve diğer yargı kararları bulunmaktadır.

Milli Eğitim Bakanlığı, dayanaktan yoksun kalmış bu 1709 şube müdürü atamalarını Danıştay 2. Dairesinin kararına istinaden iptal edip yazılı ve sözlünün aritmetik ortalaması alınmak suretiyle elde edilecek puanla atama yapmak yerine, yürütmeyi durdurma kararlarının sadece yönetmelik maddesini kapsadığını, atamalarla ilgili herhangi bir iptal kararı verilmediğini savunmuş olmasına karşılık Danıştay 16. Dairesi Başbakanlığı, 2015/17164 Esas sayılı ve 25/06/2015 tarihli yürütmeyi durdurma kararı ile bu 1709 şube müdürü atamasına ilişkin işlemin açık bir şekilde oy çokluğu ile yürütmesini durdurmuştur.

Milli Eğitim Bakanlığı Anayasa'nın 138. maddesindeki; "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesindeki "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak 30 (otuz) günü geçemez." hükümlerine aykırı hareket ederek hiçbir yargı kararını uygulamayarak Anayasal suç işlemektedir.

Devletin kendi organlarının, yargı kararlarına uymadığı bir ülkede vatandaşın kurallara uymasını beklemek doğru olmaz. İdare; tüzel kişisi olarak hukuk aleminde görevlilerinin eliyle işlem ve eylemlerde bulunurlar. Yargı kararını uygulamak veya uygulamamak kamu görevlilerinin inisiyatifine kalmamalıdır. Hukukun üstünlüğünü ve güvenilirliğini sağlamak için idarenin hukuk içinde tutulması gerekir. Mahkeme kararlarını uygulamayan kamu görevlileri adli, idari, siyasi ve cezai yönlerden sorumlu tutulmalıdır.

Danıştay 16. Dairesi Başbakanlığının 2015/17164 Esas sayılı ve 25/06/2015 tarihli yürütmeyi durdurma kararı ile bu 1709 şube müdürü atamasına ilişkin işlemin oy çokluğu ile yürütmesini durdurması aklımıza; "Adaletine, insanlığına kurban olayım hakim bey bu da mı gol değil..." sözlerini getirmektedir. (Türk hukuk tarihine geçmese de sinemanın unutulmazları arasına giren Sadri Alışık'ın Ofsayt Osman rolünde hakim karşısında hepimizi gözyaşlarına boğan o meşhur savunmasından alıntı)

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın "...üstünlerin hukukunu mu oluşturacağız yoksa hukukun üstünlüğünü mü oluşturacağız? Üstünlüğün hukukunu oluşturmak için varsak insan olarak kendimizden utanmamız gerekir, ama hukukun üstünlüğünü oluşturmak için varsak o zaman yaradılışımızın gereğini yerine getirmiş oluruz. Bu hukuk hepimize lazım...." şeklinde ifade ettiği gibi MEB'e soruyoruz; Hukukun üstünlüğünden mi, Üstünlerin hukukundan mı yanasın?

En basit hukuk kaidelerinin bile keyfi olarak ayaklar altına alınması mazur görülemez. Kamu idaresinin bir ciddiyeti vardır. Asgari düzeyde bile olsa kendisini kayıt altına aldığı usul ve esasları vardır. Adalet, hakkaniyet her işin olduğu gibi idarenin de temelidir. Bu sebeple adalet, hakkaniyet; birkaç kişinin keyfine ve karanlık ilişkiler ağının kuytu köşelerine terk edilemez.

MEB 1709 atamayı Türk Milleti adına karar veren bağımsız mahkemelerin kararları doğrultusunda iptal etmeli ve 1709 atamaya ek olarak rotasyon sürecinde emekli olan, 1709 atamaya açılmayan ve halen görevlendirme olarak çalışılan yaklaşık 1000 civarında şube müdürü kadrosuyla birlikte 1709 atamayı 2709 veya daha fazla olarak tercihe açmalı ve en kısa zamanda yeniden tercihler alınarak "Aritmetik Ortalamaya" göre atamaları yenilemeli ve MEB şube müdürlüğü kaosuna son vermelidir.

"Bir kişinin bile hakkını yersek bu makamlar bize haram olsun" diyen, Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı, Müsteşar Sayın Yusuf Tekin; çağrım sizleredir.

Sizler kurttan değil kuzudan sorumlusunuz bu hakikati unutmayın, Danıştay İDDK kararını uygulayıp usulsüz atadığınız müdür ve yardımcılarını görevden alın, dava kazanan tüm eski yöneticileri göreve başlatın, tüm yöneticilerin yazılı sınavla atanmasını sağlayın, usulsüz atadığınız tüm şube müdürlerini görevden alan Danıştay kararlarını uygulayın adaletli bir şekilde atamaları yapın, çünkü; "Fırat'ın kenarında bir kuzuyu kurt kapsa yarın adli ilahide Ömer'den sorulur" cümlesinde dile gelen hakikati, kurt sofrasında parça parça edilen kuzuların çığlıklarını duymazdan gelerek kimse ayakta tutamaz.

Ahmet KANDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber