'Çöp muamelesi görmek istemiyoruz'

Yalçın, Eyüp ve Ayhan... Onlar aslında çoğu kez evlerimizden attığımız çöpler gibi görmezden geldiğimiz, yok saydığımız geri dönüşüm işçileri. Bu yüzden sayılarını bilmek tam olarak mümkün değil.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 07 Şubat 2016 08:05, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Çöp muamelesi görmek istemiyoruz'

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeni yönetmeliği olmasa görünmez olmaya da devam edeceklerdi birçoğumuz için. Bu yönetmelik sayesinde geçtiğimiz birkaç haftadır hep gündemdeler. Bakanlığın öngördüğü gibi, geri dönüşüm malzemelerinin bu işçiler yerine belediyeler ve lisanslı firmaların toplaması işin yasal formülasyonu bakımımdan daha doğru olabilir. Ancak ülkemizde kişi başına üretilen çöp miktarını, bu çöpleri evlerde ya da kurumlarda ayrıştırabilme imkanını ve bu işe muhtaç olan insanların bir parçası olduğu sosyolojik gerçeğimizi düşünürsek sorunu herkesin mutlu olabileceği bir formül bularak çözmek mümkün olabilir. Kağıt işçilerine ve onlardan kağıt alan firmalara ceza kesmek işin sosyolojik boyutunu çözmekten çok uzak çünkü... İşte bu düşüncelerle bu insanların hayatlarına biraz daha yakından tanıklık edebilmek için Tarlabaşı'nın arka sokaklarında onlarla bir gün geçirdik. Yalçın, Eyüp ve Ayhan'la tanıştık. Onların hikayelerini dinledik. Tek istedikleri evlerden atılan çöp muamelesi görmemek... Bir de yaptıkları işin doğa ve ülke ekonomisi için ne kadar önemli olduğunu kavramamız.

TENCEREMiZ KAYNIYOR

Yalçın'ın yerinden ayrıldıktan sonra bir sokağın başında Eyüp Durul'la karşılaşıyoruz. Röportaj isteğimizi kırmıyor Eyüp. Üsküdar'da doğmuş. 54 yaşında. 40 senedir çöplerden kağıt, plastik gibi geri dönüşüm malzemesi topluyor. Evli ve 3 çocuk babası Eyüp.

"Babam ben küçükken terk edip gitti bizi. Hayal meyal hatırlıyorum yüzünü. Geçenlerde ölüm haberi geldi. Nerede, nasıl vefat ettiğini bile bilmiyoruz. O gidince annem 4 çocukla kaldı. Yoksulluk var tabii. Ben 14 yaşımda mecburen başladım bu işe. İlkokulu zar zor bitirebildim. Okumayı çok isterdim biliyor musunuz? Polis olmak isterdim. En büyük hayalim polis ya da doktor olmaktı ama olmadı. 40 yıldır çöplerden geri dönüşüm malzemesi topluyorum. Sabah 11.00'de çıkıyorum evden, 15.00'e kadar geziyorum. Tabii arabam dolarsa... Benim mekanlarım Tarlabaşı, Piyalepaşa, Okmeydanı..." Ne kadar kazandığını sorduğumda rakam vermek istemiyor. "2 bin lirayı buluyor mu?" diye bir tahminde bulunuyorum. O zaman "Yok canım bin lira civarında. Gün geliyor 50 lira alıyorsun, gün geliyor 10 lira alıyorsun. Belli olmuyor ama tencere kaynıyor çok şükür" diyor. Bu parayla kira veriyor, ev geçindiriyor, 3 çocuğa bakıyor ama şikayet etmiyor. "Yeter ki bu işi de elimizden almasınlar ya da bize düzenli bir iş versinler. Kendi ekmeğimizi, çocuklarımızın rızkını çıkarıyoruz. Devletimize yük olmuyoruz. Bu işin de uzmanıyız artık. Bizi değerlendirsinler ihtiyaç varsa. Devlet bu iş için adam alacaksa bizi alsın."İşi çöplerde olduğu için hastalıklarla arasının nasıl olduğunu merak ediyorum. "Bakın Arzu Hanım ben 40 yıldır bu işi yapıyorum, bir gün hastalanmadım. Doktor yüzü görmedim. Hastalık bize sokulmuyor. Çöpteki mikroplar bize panzehir olmuş. Bağışıklık kazanmışız artık çok şükür."Eyüp'ün geri dönüşüm malzemesi toplarken altın, gümüş gibi değerli eşyalar bulduğu da olmuş. Bir keresinde de 400 lira para bulmuş. "Ama büyük bir para bulmadım hiç. Bulsam burada işim ne?" diyor.

BU İŞİ YAPMAK İÇİN ZEKİ OLACAKSIN

Tarlabaşı'nın arka sokaklarında ilk durağımız Yalçın Tosun'un yeri. Çöpler dağ gibi yığılmış içeride. Yalçın kapıda gelen malzemeleri ayrıştırıyor. Selamlaşıp sohbete başlıyoruz. 28 yaşında. 8 yıldır geri dönüşüm işinde. O da gelen malzemeleri ayırıyor. Yalçın Tokatlı. 23 senedir İstanbul'da yaşıyor. Eşinden ayrılmış, bir çocuğu var.

İşin püf noktasını soruyorum Yalçın'a. "Püf noktası işten anlayacaksın" diyor. "Mesela şu bilgisayarın üzeri plastik değil. Sen tutar onu plastik sanıp plastik fiyatından satın alırsan zarar edersin. En kıymetli malzeme plastiktir bu işte. Plastik bulmak altın bulmak gibidir. İşte bu ayrımı yapabilmek için az biraz zeki olacaksın." Yalçın da bu işi yapıp hiç hasta olmayanlardan. "Hastalanıp doktora gittiğimi bilmiyorum" diyor. Bu işin ülkeye ne kadar faydası olduğunu anlatıyor sonra. "Bizim gibiler bu işi yapmazsa Belediye İstanbul'un çöpüyle baş edemez. Ülke ekonomisine de çok faydası var geri dönüşümün. Bu iş zor bir iş... Sabah 08.00'de gelirim. İş bazen 19.00'a bazen 21.00'e kadar sürer. Keser sallamaktan omuzlarım ağrıyor şu anda. Zaten zor şartlar altında çalışıyoruz bir de ceza olayı çıktı başımıza

şimdi. Ya adamın o cezayı verecek parası olsa burada işi ne?"

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber