Diyabet ilaçları nasıl değişiyor

Geçtiğimiz hafta diyabet ilaçlarının son yıllarda nasıl değiştiğinden bahsetmiştik. Metabolik Cerrahi sayesinde önemi anlaşılan ince bağırsak hormonlarının ilaç firmaları tarafından nasıl pazarlandığını da bu haftaya bırakmıştık. İnce bağırsak hormonlarının ilaca dönüşmesinin çok ilginç bir öyküsü ve bizim de bu öyküden çıkarmamız gereken dersler var.

Kaynak : Akşam
Haber Giriş : 07 Mart 2016 07:55, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:57
Diyabet ilaçları nasıl değişiyor

Konumuz erişkinlerde görülen şeker hastalığı olunca durum bir hayli vahim. Çünkü görülme sıklığı her geçen gün artıyor. Tahmini hastalık oranlarına, ön görülen süreden 10-15 yıl önce varılıyor ve en önemlisi organ kaybı ve ölüm oranlarında hiçbir değişiklik olmuyor.

Yazılarımızda, GLP-1 olarak adlandırılan ve ince bağırsakların son kısmında üretilen bir hormonun vücudumuzda zaten var olduğunu ama şeker hastalığında yeterince üretilemediğini belirtmiştik. İşte bu hormon canlanırsa; iştahınız kesiliyor, vücuttaki kendi insülin depolarınız canlanıyor ve kilo kaybı sağlanıyor. Metabolik Cerrahi ameliyatlarından sonra bu ve benzeri hormonlar canlandığı için de kan şekeri normale dönüyor. Peki bu hormon nasıl keşfedilmiş?

Bu hormon insan vücudu dışında ilk olarak "Gila Monster" denilen ve çöllerde yaşayan bir kertenkele türünün tükürüğünden elde edilmiş. Sonrasında formülü ve yapısı aydınlatılarak, sentetik şekilde bir ilaca dönüştürülmüş ve hastalarda kullanılmış.

Bu noktada çıkarmamız gereken iki önemli ders var. Birincisi, bir bilim dalının başka bir bilim dalını nasıl etkileyebildiğidir. Zira yeni diyabet ilaçlarının keşfi Metabolik Cerrahi ameliyatlarının başarısı sayesinde mümkün olmuştur. Zaten, pankreasın insülin ürettiğini ve tip 1 şeker hastalarında insülin eksikliğini ilk keşfeden hekimler de birer cerrah idi.

İkincisi, ilaç firmaları, çöllerdeki kertenkelenin tükürüğünden, okyanusların bilmem kaç bin metre derinlerindeki denizyıldızının dışkısına kadar her türlü olasılığı araştırıyor. Yani, televizyona çıkıp da "kirazın sapıyla, limonun çekirdeğini kaynatıp içerseniz şekeriniz düzelir" diyen şarlatanlara kulak asmayın. Adamlar bu olasılığı en az 20 yıl önce araştırmış ve işe yaramadığını görmüşlerdir.

Burada biraz da "yiğidi öldür, hakkını yeme" durumu söz konusu. Çünkü araştırmalara milyon dolarlar harcıyor ve insan sağlığına katkı sağlamaya çalışıyorlar. Ama bazı yerlerde de ipin ucunu biraz kaçırmış durumdalar. Köşemizde diyabet ve obezite konusunda yazılmayanları yazmaya ve anlatılmayanları anlatmaya devam edeceğiz. İpin ucunun neden ve nasıl kaçtığı konusunu da haftaya bırakalım.

DOÇ. DR. ALPER ÇELİK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber