Türkiye, hücum gemisi inşasına başladı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Bugün sac kesme törenine katıldığımız amfibi hücum gemimizi, dünyanın en seçkin uçak gemisini üretme yolunda attığımız bir ilk adım olarak görüyorum. İşte Atak helikopterlerimiz iç güvenlik operasyonlarında şu anda etkin şekilde kullanılıyor. Şu ana kadar 12 helikopterimizin üretimi tamamlandı. Altay tankının prototipi ortaya çıktı, yakında seri üretimi inşallah başlayacaktır ve insansız hava araçlarında oldukça ileri bir noktaya ulaştık, insansız hava araçlarının da devreye girmesiyle özellikle iç güvenlik operasyonlarında ciddi bir rahatlama sağlanacağına inanıyorum"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 30 Nisan 2016 19:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Türkiye, hücum gemisi inşasına başladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güçlenen, gelişen Türkiye'nin giderek kendi sınırları dışında da daha etkin şekilde varlık göstermesi gerektiğini belirterek, "Bir yandan ülkemize yönelik tehditlerin büyüdüğü, diğer yandan uluslararası alanda daha görünür olmak zorunda kaldığımız bir dönemde atılan bu adımı (Anadolu'nun inşası) esasen geç kalmış bir adım olarak görüyorum. Çünkü bu millet kendi göbeğini kendisi kesmek durumundadır, bunun başka çaresi yoktur." dedi.

Erdoğan, Tuzla Sedef Tersanesi'nde düzenlenen "Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu'nun İnşa Başlangıç Töreni"nindeki konuşmasında, geminin Deniz Kuvvetleri için hayırlı olmasını diledi.

F-35 türü uçakların iniş kalkış yapabileceği ilk gemi olacak Anadolu'nun projesinin hazırlanmasında ve inşasında emeği geçecek olan herkese şimdiden teşekkür eden Erdoğan, en büyük, en ağır helikopterlerin dahi iniş kalkış yapabileceği Anadolu'nun, gerektiğinde dünyanın her köşesinde askeri ve insani operasyon yürütülmesine imkan sağlayabilecek olması dolayısıyla çok önemli olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Güçlenen, gelişen Türkiye'nin giderek kendi sınırları dışında da daha etkin şekilde varlık göstermesi gerekiyor. Bir yandan ülkemize yönelik tehditlerin büyüdüğü, diğer yandan uluslararası alanda daha görünür olmak zorunda kaldığımız bir dönemde atılan bu adımı esasen geç kalmış bir adım olarak görüyorum. Çünkü bu millet kendi göbeğini kendisi kesmek durumundadır, bunun başka çaresi yoktur." dedi.

Savunma sanayi alanındaki mevcut projeleri hassasiyetle takip ederken tehditler ve fırsatlar bakımından ülkenin yeni konumuna uygun hazırlıkların da süratlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Açıkçası Türkiye'nin hala modern nükleer bir uçak gemisine sahip olmamasını büyük bir eksikliğimiz olarak görüyorum. Semalarımızda hala kendi savaş uçaklarımızın uçmuyor olmasını eksikliğimiz olarak görüyorum. Fakat bugün bir yönden de mutluyum çünkü silahlı insansız hava araçlarının dün ve bugün yaptıkları tatbikatlarda aldıkları neticeden de mutlu olduğum ifade etmek istiyorum. Hamdolsun bunu yakaladık. İnşallah bunun gerisinin geleceğine inanıyorum." şeklinde konuştu.

Erdoğan, nükleer santral aşamasına henüz yeni geçilmeye çalışıldığının farkında olduğunu belirterek, fakat ufkun geniş tutulması gerektiğini, bu tür projelerin hazırlıklarına bugün başlansa, sonuçlandırılmasının en az 5-10 yıl süren kapsamlı çalışmaları gerektirdiğini anlattı.

Başbakanlık görevini devraldıktan sonra arkadaşlarıyla Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun ve geleceğine ilişkin vizyonlarının kapsamlı bir analizini yaptıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Sonuçta diğer bazı alanlarla birlikte savunma sanayine çok önem vermemiz gerektiğini tespit ettik. Bunun üzerine savunma sanayi projelerini kişisel himayem altına aldım, her biriyle özel olarak ilgilendim. Özel projede önümüze öyle engeller çıktı, daha doğrusu çıkartıldı ki öngördüğümüzden daha yavaş bir ilerleme kaydettik. Aslında bu projede onlardan bir tanesidir. Hani bürokratik oligarşi diyorum ya, bu bürokratik oligarşiden neler çektik neler. Şu anda belki de bu gemiyi bitirme noktasına gelecektik. Hep bu oligarşi. Buna rağmen ülkenin içinde bulunduğu istikrar ve güven ortamı sayesinde projeler birer birer hayata geçmeye başladı."

MİLGEM'de de aynı sıkıntıların aslında yaşandığını, daha erken daha ileri mesafe alınacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin savunma sanayisindeki dışa bağımlılığı hamdolsun her yıl biraz daha azalıyor. 2002'de yüzde 80'ler civarında olan dışa bağımlılık oranımızı bugün yarı yarıya azaltmış, yüzde 40'lar seviyesine düşürmüş durumdayız. Hedefimiz inşallah 2023'te ülkemizin savunma sanayisinde dışa bağımlılığımızı ortadan kaldırmaktır. Sadece kendi ihtiyacımızı karşılamakla kalmayacak, bu alanda tüm dost ve kardeş ülkelerin de en önemli destekçisi ve tedarikçisi olacağız. Geçtiğimiz yıl 5 milyar dolarlık üretim ve 1,6 milyar dolarlık ihracat gücüne ulaşan savunma sanayimiz bu hedef doğrultusunda ilerlemesini sürdürüyor. Geçtiğimiz yılın sonu itibariyle 31 milyar dolarlık proje bütçesiyle çalışmalarını sürdüren savunma sanayi sektörümüz araştırma geliştirme yatırımlarında da 1 milyar dolarlık bir seviyeye ulaştı. Bu rakamları ülkemizin imkanlarının gelişmesine paralel olarak daha artırmayı hedefliyoruz. Özellikle ileri teknoloji gerektiren konularda elbette uluslararası konularda işbirliklerimiz de olacak. Ama en azından araştırma, geliştirme, temel üretim test, modernizasyon gibi konularda kendi kendimize yeterli hale gelmeliyiz. "

Bugün sac kesme töreni yapılan amfibi hücum gemisinin, dünyanın en seçkin uçak gemisini üretme yolunda atılan bir ilk adım olarak gördüğünü belirten Erdoğan, Atak helikopterlerinin iç güvenlik operasyonlarında daha etkin şekilde kullanıldığını söyledi.

Erdoğan, şu ana kadar 12 helikopterin üretimin tamamlandığını, Altay tankının prototipinin ortaya çıktığını, yakında seri üretime başlanacağını ifade ederek, insansız hava araçlarının da devreye girmesiyle özellikle iç güvenlik operasyonlarında ciddi bir rahatlama sağlanacağına inandığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, MİLGEM projesi kapsamında ilk milli savaş gemilerinden iki tanesinin inşasının tamamlandığını, Donanma'nın emrine sunulduğunu, üçüncü geminin inşasının da devam ettiğini belirterek, Hürkuş uçağının test uçuşlarının da başarıyla sonuçlandığını, yakın zamanda seri üretime geçileceğini anlattı.

Askeri ve sivil ihtiyaçlara cevap verecek özgün helikopter geliştirme projesinin çalışmalarına başlandığını dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu projeyi ortak üretimle, ihracata dönük olarak süratle tamamlamayı hedefliyoruz. Kendi milli piyade tüfeğimizin üretimine başladık. Mayınlara dayanıklı zırhlı personel taşıyıcılardan 617'si ordumuza teslim edildi. Roket ve füze teknolojileri konusunda ciddi ilerleme sağlandı. Kendi üretimimiz olan ilk uydumuz Göktürk 2'yi uzaya fırlattık. Bir uydu fırlatma merkezi ile ilgili çalışmalarda şu anda sürüyor. Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yanında, savunma sanayi ağırlıklı Türkiye'nin en büyük teknoparkı kuruluyor. Bunların da aralarında olduğu tam 416 proje üzerindeki çalışmalar devam ediyor. Geçmişte ülkemizde yıllarca milliyetçilik adına, vatan sevgisi adına, ülkeyi koruma ve kollama öylesine anlamsız, öylesine boş işlerle uğraşıldı ki kimse asıl meselelere odaklanmadı. Onlarla ilgilenmedi. Bu ihmalin ağır sonucunu gördüğümüzün alanların başında savunma sanayi geliyor. "

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisinde Osmanlı'nın son döneminde, Cumhuriyetin ilk yıllarında çok ciddi atılımların başlatıldığını, 1920'li, 1930'lu yıllarda Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş gibi ufukları geniş, teknik kapasiteleri yüksek, heyecanları ve hizmet aşkları zirvede olan isimlerin desteklenmediğini anlattı.

"Türkiye güçlü bir savunma sanayisi altyapısı kurmak yerine dışa bağımlılığa adeta mecbur ve mahkum edilmiştir. Bazıları bunu sadece NATO üyeliğimize bağlar. Ben o kadar basit ve masum olduğunu düşünmüyorum. Tıpkı Devrim otomobillerinin üretimine ilişkin heyecanın çok basit bir sebeple söndürülmesinde olduğu gibi savunma sanayi konusunda da farklı saiklerin devreye girdiğine inanıyorum" diyen Recep Tayyip Erdoğan, 1. Dünya Savaşı'nda parası ödendiği halde teslim alınamayan gemiler örneği olduğunu, aynı şekilde 2. Dünya Savaşı'nda parası ödendiği halde üreten ülkenin kullanıldıktan, yani işi bittikten sonra teslim ettiği gemi örneği bulunduğunu aktardı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan çatışmalar bahane edilerek, parasıyla dahi Türkiye'ye satılmayan, verilmeyen silahlar olduğunu belirterek, "Bunlar NATO'ta beraber olduğumuz ülkeler, onu da söyleyeyim. Suriye'deki kriz sebebiyle ülkemize yönelik tehditler devam ederken, terör örgütlerine silah yardımı yapanlar, ne yazık ki dost Türkiye'ye bu desteğini vermiyorlar. Ondan sonra da bana diyorlar ki telefonda, 'medya üzerinden bu konuşmaları yapmayalım.' Doğru, medya üzerinden yapmayalım da terör örgütüne sen ne üzerinden bu silahları gönderiyorsun? Onun için kendimize yetmeliyiz, kendimize yeter hale gelmeliyiz." dedi.

Erdoğan, Tuzla Sedef Tersanesi'nde "Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu'nun İnşa Başlangıç Töreni"ndeki konuşmasında, Kıbrıs çıkarması döneminde Türkiye'nin savaş uçaklarına yedek parça dahi verilmediği için yaşanan sıkıntıların unutulmadığını söyledi.

Bu sıkıntıların iyi ki çekildiğini dile getiren Erdoğan, "Çektik, ASELSAN'ı kazandık. Çekmeseydik şu anda ASELSAN olmayacaktı." ifadesini kullandı.

Erdoğan, "Doğu ve Güneydoğu bölgemizde yaşanan çatışmalar bahane edilerek, parasıyla dahi bize satılmayan, verilmeyen silahlar mevcuttur şu anda. Bunlar NATO'ta beraber olduğumuz ülkeler, onu da söyleyeyim. Suriye'deki kriz sebebiyle ülkemize yönelik tehditler devam ederken, terör örgütlerine silah yardımı yapanlar, ne yazık ki dost Türkiye'ye bu desteğini vermiyorlar. Ondan sonra da bana diyorlar ki telefonda, 'medya üzerinden bu konuşmaları yapmayalım.' Doğru, medya üzerinden yapmayalım da terör örgütüne sen ne üzerinden bu silahları gönderiyorsun? Onun için kendimize yetmeliyiz, kendimize yeter hale gelmeliyiz." diye konuştu.

Türkiye'ye yönelik tehditler devam ederken hangi ülkelerin hava savunma sistemlerini hangi politik sebeplerle çektiklerinin çok iyi bilindiğini belirten Erdoğan, üretimi gerçekleştirilen kimi savunma sanayisi ürünlerinin ihracat aşamasına gelindiğinde önceden söz konusu olmayan lisans haklarının getirildiğini anlattı.

Erdoğan, yaşanan her olayın bir ders olduğunu, ders olması gerektiğini vurgulayarak, "Eğer bundan ders çıkarmazsak daha çok çekeriz." dedi.

- "Hiçbir evladımız, Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı yerleri görmeden hayata başlamamalı"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kut'ül Amare Zaferi'nin 100. yılının kutlandığını hatırlatarak, "Balkan yenilgisinin ardından Osmanlı ordusunun artık bittiği, çöktüğü, mücadele edemeyecek hale geldiği düşünülüyordu. Bu hadisenin hemen arkasından Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de, Gazze Savunması'nda ortaya konulan büyük başarı, bize Kurtuluş Savaşımızı yürütmek için o gerekli morali, cesareti ve kuvveti verdi. Biz, Balkan yenilgisinin ardından birkaç yıl içinde yeniden teşkilatlanan ve teçhiz edilen bir ordunun, o dönemde dünyanın en büyük güçleri sayılan devletlere karşı farklı cephelerde yazdığı o destan var ya işte maalesef kendi insanımıza bunu bile anlatamamış bir ülkeyiz." şeklinde konuştu.

Savunma sanayisinde yapılan çalışmaların ve bugünkü törenin anlamının gelecekte çok daha iyi kavranacağına işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:

"Bizler işimiz gereği elbette meselenin farkındayız ama milletimizi özellikle de yeni nesilleri bu bakımdan çok iyi bilgilendirmeliyiz. Tarihini, kültürünü, hedeflerini bilen nesiller yetiştirmeyi başarmadan geleceğimize güvenle bakamayız. Bunun için özellikle zaferlerimizi onlara çok iyi anlatmalıyız, gençliğimizi aşağılık kompleksiyle değil, öz güven içinde yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Bana göre hiçbir evladımız, Çanakkale Savaşları'nın yaşandığı yerleri görmeden, o havayı teneffüs etmeden hayata başlamamalı. Kut'ül Amare Zaferi'nin ayrıntılarını bilmeyen hiçbir evladımız kalmamalı. Kurtuluş Savaşımızı başından sonuna kadar öğrenmemiş hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamalı. İnşallah önümüzdeki dönem bu anlayışla okul kitaplarından sinemaya, tiyatroya kadar her alanda kapsamlı bir bilgilendirme, bilinçlendirme kampanyası başlatmalıyız."

- "5,5 yılı çekin şöyle 4'e filan"

Erdoğan, yüklenici firmaya geminin ne kadar zamanda bitirileceğini sorarken, şunları kaydetti:

"Metin (Kalkavan) düşünceli bakıyorsun. Nevzat (Kalkavan) Bey'e de soruyorum. Tabii İspanyollarla nasıl konuştunuz bilmiyorum ama 5,5 yılı ben uzun görüyorum. Bunun süresini biraz daha geri çekmemiz lazım. Çünkü bu millet tarihi böyle yazdı. Bunu düşünürsünüz. Ulaştırma Bakanımız ne diyor? Arkadan yine bir gemi inşaat sanayindeki ağabeyimiz, büyüğümüz bana çok enteresan bir işaret veriyor. '3 yılda biter' diyor. Herhalde kim olduğunu anlamışsınızdır, duayenlerinizden. Ben de inanıyorum ki bu 5,5 yılı biz geri çekeriz. Daha fazla çalışacağız ve bu 5,5 yılı geri çekeceğiz. Göreceksiniz, siz bu 5,5 yılı çekin şöyle 4'e filan, 4'e filan çektikten sonra... Genelkurmay Başkanım '3, haydi 4 olsun' diyor. Bakanım da '4' diyor. 4'e çektiğimiz andan itibaren size yeni siparişler geleceği gibi bizim de yeni siparişlerimiz olur. 4. Bu ara zaten 4 çok önemli. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geminin inşasının kazasız, belasız tamamlanmasını diledi.

Konuşmaların ardından Turkon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Kalkavan, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi Anadolu'nun maketini Erdoğan'a sunarken, Erdoğan da Kalkavan'a bir çini hediye etti.

Törene, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski bakanlardan Mehmet Ağar da katıldı.

Toplu fotoğraf çekiminin ardından sac kesim töreni yapıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber