KPSS'de 2. iddianame... Sorular herkese tam verilmemiş

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 51 kişi hakkında hazırlanan iddianame, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Mayıs 2016 16:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
KPSS'de 2. iddianame... Sorular herkese tam verilmemiş

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın hazırladığı iddianamede Ali Ağacan Yükselen, Mehmet Güngör, Çiğdem Özdemir, Kemal Sakman, Atila Sağır, Halil İbrahim Toz, Ertan Özkök, Hasan Çınar, Hüdaverdi Taşkın, Selim Akköse, Hasan Doğan, Mustafa Işıkol, Cihad Bacanak, Ahmet Hamdi Kalyon, Faruk Cantürk, Cihan Çolak, Adem Aydın, Yasemin Düzgün, Hasan Altuntepe, Ümit Demirbaş, Erhan Yıldırım, Fatih Aslan, Yakup Dalkılıç, Bilal Karataş, Yusuf Tozanoğlu, Ali Bulutyaran, Erdem Doğan, Raşit Kanyurt, Ali Karakuş, Berrin Demir, Mahmut Avcılar, Bünyamin Palta, Erkan Kılınç, Hasan Çetin, Metin Sancaklı, Muhammed Ali Özkorkmaz, Murat Ağsu, Tuncay Solmaz, Fatma Kuş, Hatice Akkaya, Fatih Cengiz, Tevfik Öztaş, Tuğba Aydemir, Mevlüt Yaman, Ali Durmuş, Zeynep Gazioğlu, Adem Aktürk, Bekir Düzenli, Ahmet Yapalak, Sibel Akçay ve Mehmet Sukas sanık olarak gösterildi.

Sanıklara, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu zararına dolandırıcılık suçlamaları yöneltiliyor.

İddianamede, 2010 KPSS eğitim bilimleri, genel kültür ve genel yetenek alanlarındaki soruların sınavdan önce elde edilerek dağıtıldığının, jandarma kriminal, Emniyet Bilişim Uzmanlığı, TÜBİTAK raporları, şüpheli, şikayetçi ve tanık beyanlarına göre "kesin ve net" olduğu belirtildi.

- İlk iddianame

ÖSYM tarafından 10-11 Temmuz 2010'da yapılan, genel yetenek, genel kültür ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS'de soruların çalınmasına ve sınava girenlere dağıtılmasına ilişkin soruşturma kapsamında ilk dava, 230 kişi hakkında 25 Aralık 2015'te açılmıştı.

Savcı Erkman, sınavdan önce soruların Fetullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği görevlisi Berat Koşucu tarafından, Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla Yalvaç'taki sanık Baki Saçı'ya e-postayla gönderildiğine dair deliller üzerine başlatılan soruşturmada "örgüt" bağına da ulaşmıştı.

Erkman, ilk iddianamede, "Soruşturmada olayın sadece yerel ölçüde kalmadığı, soruların bu şahıslar haricinde sınava giren birçok adaya örgütlü şekilde ulaştırıldığı, şüpheli konumunda bulunan kişilerin birlikte hareket ettiği, bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı ve birçok ortak noktalarının olduğu tespit edilmiştir. Delillerin değerlendirilmesinde eylemlerin hiyerarşik ve örgütlü gerçekleştiği anlaşılmıştır." tespitinde bulunmuştu.

İddianamede, sanıklar arasında "cemaat bağı" olduğu, soruların sınavdan önce genellikle bu bağa uygun dağıtıldığına işaret edilerek, profilleri, iş yerleri, mali ve sosyal irtibatları incelendiğinde sanıkların FETÖ/PDY içinde yer aldıkları kaydedilmişti.

İddianamede, 294 bin 909 adayın katıldığı 2010'daki KPSS eğitim bilimleri sınavının iptal edilerek yeniden yapılmasıyla, devletin 9 milyon 111 bin 138 lira 13 kuruş zarara uğratıldığı belirtilmişti. YÖK Denetleme Kurulunun, genel yetenek sorularının da sızdırıldığı raporuna rağmen, bu alanın iptal edilmemesiyle sayısı kesin bilinmemekle beraber binlerce kişinin haksız şekilde devlet memuru olduğu bildirilmişti.

Yüksek net yapan sanıkların çoğunun aynı dershane, okul ve şirket çalışanları veya eş, kardeş ve diğer akrabalar olduğuna dikkati çekilen iddianamede, yüksek net yapan 3 bin 227 adaydan bin 970'i arasında telefon irtibatı, bin 148'i arasında akrabalık bağı bulunduğuna, 896'sının karı-koca olduğuna, 2 bin 690'ının aynı kurum ya da firmada çalıştığına yer verilmişti.

Yurt dışındaki Fetullah Gülen'in, örgüt mensuplarına medya üzerinden, örgütün hedef ve amaçlarının gerçekleştirilmesine yönelik talimatlar verdiği kaydedilmişti. Gülen'in, devlete sızmayı esas alan ve geçmişte televizyonda yayınlanan konuşmasının dökümüne yer verilen iddianamede, "Fetullah Gülen'in, mensuplarına yönelik geçmiş yıllardaki konuşma kayıtlarında devletin yasama, yürütme ve yargı erklerinin ele geçirilmesine ilişkin talimatlar verdiği, örgütün gerçek amacına ulaşmak maksadıyla ve örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği görülmektedir." değerlendirmesinde bulunulmuştu.

- Eski ÖSYM başkanları da sanık

İddianamede eski ÖSYM Başkanları Prof. Dr. Ünal Yarımağan ve Prof. Dr. Ali Demir ile eski Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan da sanıklar arasında yer alıyor. Yarımağan'ın, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, göreve ilişkin sırrın açıklanması, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçlamalarından 27 yıla, Demir'in "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlamalarından 4 yıla kadar hapsi istenmişti.

İddianamede, sınav sorularının sanıklara dağıtıldığı belirtilen Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin Genel Sekreteri Mehmet Hanefi Sözen, eski Rektör Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan ile Cemil Koca, Yusuf Rodoplu, Bülent Sırtaş, Yusuf Hayri Yıldızhan, Ayhan Kelebek, Ümüt Çakıcı, Süleyman Savat, Abidin Pişgin, Kadir Tufan, Ramazan Şahin, Muharrem Öztürk, Nebil Ekiz ve Ramazan Gözel'e "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme ile zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlamaları isnat edilerek, otuz altışar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabul etmiş ve sanıklardan Sözen, Tekalan ve Koca'nın aralarında bulunduğu bazıları hakkında yakalama kararı çıkarmıştı ancak bu sanıklardan yakalanan olmamıştı.

- Dava süreci

KPSS soruşturması kapsamında hakkında dava açılan 54'ü tutuklu 230 sanık, ilk kez 21 Mart Pazartesi hakim karşısına çıkmıştı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, beş gün süren duruşmalarda sanıklar ve avukatlarının savunmalarını almıştı.

Duruşmada sanıklar, soruların sızdırıldığının ortaya çıkması üzerine iptal edilen 10 Temmuz 2010'daki eğitim bilimleri sınavında yaptıkları yüksek net sayısına, tekrarlanan sınavda ulaşamamaları konusunda "yorgunluk, uykusuzluk, rehavet ve moral bozukluğu" gibi gerekçeler ileri sürmüştü.

Mahkeme, beşinci celsenin sonunda tutuklu sanıklardan 23'ünün tahliyesine, 31'inin tutukluluklarının devamına karar vererek, duruşmayı 26-27 Mayıs'a ertelemişti.

Mahkeme, daha sonra resen açtığı celselerde de tutuksuz sanıkların savunmalarını almayı sürdürmüştü.

Tutuksuz sanık Yarımağan, hakkındaki suçlamaları reddetmişti.

Sınavların hazırlanmasında bir koordinatörün görev yaptığını dile getiren Yarımağan, "2010 KPSS ile ilgili basında çıkan haberler üzerine araştırma yaptık. Kopya çekildiği şüphesi kuvvetli olunca da eğitim bilimleri sınavını iptal ettik" ifadesini kullanmıştı.


KPSS sorularının sızdırılmasına ikinci dava (2)
- İddianameden:
- "Soruşturmanın konusunu oluşturan bu örgütün, bireylerin Anayasa'dan kaynaklanan fırsat eşitliği gibi temel haklarını ortadan kaldırarak, toplum düzenini, kamu güvenliği ve barışını tehlikeye düşürdüğü, gerçekleştirdiği eylemlerle vatandaşların devlete olan güven duygusunu zedelediği, devlet sistemine kendi mensuplarını haksız, hukuksuz bir şekilde yerleştirdiği, emek hırsızlığı yaptığı aşikardır"

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 51 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, "Soruşturmanın konusunu oluşturan bu örgütün, bireylerin Anayasa'dan kaynaklanan fırsat eşitliği gibi temel haklarını ortadan kaldırarak, toplum düzenini, kamu güvenliği ve barışını tehlikeye düşürdüğü, gerçekleştirdiği eylemlerle vatandaşların devlete olan güven duygusunu zedelediği, devlet sistemine kendi mensuplarını haksız, hukuksuz bir şekilde yerleştirdiği, emek hırsızlığı yaptığı aşikardır" ifadelerine yer verildi.

Sanıklar hakkında "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından hazırlanan ve Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, YÖK Denetleme Kurulunun hem eğitim bilimleri hem de genel yetenek alanı sorularının binlerce adaya ulaştığına ilişkin raporu bulunduğu anımsatıldı.

Buna rağmen sadece eğitim bilimleri sınavının iptal edildiği ve 31 Ekim 2010'da tekrarlandığı belirtilen iddianamede, "Bu nedenle birçok adayın genel kültür ve genel yetenek puanına göre (P3 türü) devlet memurluğu kadrolarına atandığı görülmüştür. Yine iptal edildiği için tekrarlanan eğitim bilimleri puanı ile iptal edilmeyen genel kültür ve genel yetenek puanlarına dayanarak öğretmen kadrosuna atanan adaylar da söz konusudur" denildi.

TÜBİTAK raporunda, eğitim bilimleri, genel yetenek ve genel kültür sorularının sınavdan önce ilk davanın sanıklarından Baki Saçı'nın bilgisayar hard diskine kaydedildiğinin belirlendiği bildirilen iddianamede, "10 Temmuz 2010 tarihinde yapılan KPSS'nin iptal edilmeyen genel yetenek, genel kültür ve iptal edilen eğitim bilimleri alanlarına ait soruların 28 Haziran 2010, saat 21.27'den önceki bir tarihte sızdırıldığı anlaşılmıştır" bilgisi aktarıldı.

İddianamede, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, her adaya aynı sayıda sorunun fiziki/dijital olarak verilmediği, sınavdaki tüm sorular elde edilmesine rağmen bazı adaylara soruların tamamının, bazılarınaysa soruların kısmen verildiğinin anlaşıldığı ifade edilerek, "Bunun amacının ise tüm adayların aynı sayıda doğru yapmasıyla oluşacak şüpheyi artırmamak olduğu kanaatine varılmıştır" değerlendirmesinde bulunuldu.

- "Çözümleri sıranın üzerinde yaptıkları..."

Kitapçıklar üzerindeki incelemeler sonucunda 30 matematik sorusunun tamamını kitapçık üzerinde hiçbir işlem yapmadan doğru cevaplayan adaylara rastlandığına işaret edilen iddianamede, bu adayların, savunmalarında, "çözümleri sıranın üzerine yaptıkları" şeklinde gerçekçi olmayan beyanda bulundukları bildirildi.

Eğitimde ölçme ve değerlendirme uzmanı akademisyen bilirkişilerin, "3 bin 227 şüphelinin geçmiş yıllardaki tüm sınav verileri ile tekrar edilen sınavdaki verilerini inceledikleri" kaydedilen iddianamede, bilirkişilerin, raporlarının sonuç bölümünde, "Ek'te verilen tabloda T.C. kimlik numaraları, ad ve soyadları bulunan adayların, 10 Temmuz 2010'da yapılan genel yetenek, genel kültür ve eğitim bilimleri testlerinde yüksek düzeydeki başarılarının istatistiksel olarak tesadüfi olamayacağına yönelik komisyonumuzda kuvvetli bir kanaat oluşmuştur. Söz konusu adayların başarılarındaki farklılaşmaların sınav sorularını cevaplamalarında, kendi yeteneklerinden başka dış faktörlerin etkili olduğu kanaatine varılmıştır. Ek 3'te verilen tabloda bilgileri verilen adaylar yalnızca bir sınava girmiş olmaları, istatistiksel olarak karşılaştırma yapılabilecek başka puanlarının olmaması ve bu sınavdan da yüksek puan almış olmaları nedeniyle komisyonumuz, kanaati savcılık makamına bırakmıştır" tespitine yer verildiği aktarıldı.

- 2010'daki yüksek başarı oranı

İddianamenin devamında, 2005-2012 yıllarında eğitim bilimleri sınavında 115 ve 120 arasındaki doğru sayılarını gösteren tabloya yer verildi.

Tabloya göre, bu yıllar arasında eğitim bilimlerinde 119 ve 120 doğru yalnızca soruşturmaya konu edilen 2010 sınavında yapıldı. Bu sınavda 350 aday 120 soruyu, 423 aday ise 119 soruyu doğru cevapladı.

Aynı yıllar arasında 118 doğru yalnızca 2007'de bir aday, 117 doğru da 2006'da bir aday tarafından yapıldı. 2005, 2008, 2011 ve 2012'deki eğitim bilimleri sınavlarında 115 veya daha fazla net yapan çıkmadı.

Dava konusu edilen 2010 eğitim bilimleri sınavındaysa yüksek net sayıları dikkati çekti. O yıl 350 aday, 120 sorunun tamamına, 423 aday 119'una, 493 aday 118'ine, 401 aday 117'sine, 290 aday 116'sına, 210 aday da 115'ine doğru yanıt verdi.

- "Emek hırsızlığı yapıldığı aşikar"

İddianamede, altmışar sorunun genel kültür ve genel yetenek ile 120 sorunun eğitim bilimleri alanından adaylara yöneltildiği P10 puanı için sınava 294 bin 909 kişinin katıldığı bildirilerek, şunlar kaydedildi:

"Bu sınavda yüksek net yapan 3 bin 227 adaydan bin 970'inin kendi aralarında telefon irtibatının bulunduğu, bunlardan 907'sinin tekrarlanan eğitim bilimleri sınavına girmediği, şüphelilerin Gülen cemaatine ait dernekten soruları dağıtan ve operasyondan önce yurt dışına firar eden Mehmet Hanefi Sözen ile Gülen cemaatine ait Maltepe Dershanesinden soruları dağıtan Nebil Ekiz'e kadar ulaşan irtibatlarının olduğu (yüzde 61), bin 148'inin akrabalık bağı bulunduğu (yüzde 35,5), bunlardan 896 adayın karı koca olduğu (yüzde 27,7), eşlerin 453'ünün tekrarlanan sınava girmediği, 3 bin 227 adaydan 2 bin 690'ının aynı firma/kurumda çalıştığı (yüzde 83,3), 10 ve üzeri adayın çalıştığı iş yeri kaydı baz alınarak yapılan değerlendirmede ise 167 kurum/özel şirkette 2 bin 39 adayın çalıştığı (yüzde 63,1), 2 bin 39 adaydan 970'inin tekrarlanan eğitim bilimleri sınavına girmediği anlaşılmıştır."

İddianamede, sınavda yüksek net yapan 3 bin 227 adaydan bin 136'sının aynı adresi, 217'sinin aynı site veya apartmanı iletişim adresi olarak beyan ettiği, 192'sinin ise herhangi bir eş bağı bulunmamasına rağmen aynı adresi iletişim adresi gösterdiği vurgulandı.

Yüksek net yapan adaylardan bin 175'inin tekrarlanan sınava katılmadığı, katılan 2 bin 52 adayın ise bin 999'unun puanını düşürdüğü ifade edilen iddianamede, 120 sorunun tamamını doğru yapan 350 adaydan 148'inin tekrarlanan sınava girmediği belirtildi.

İddianamede şöyle denildi:

"Deliller bütün olarak değerlendirildiğinde, 2010 KPSS'de yaşanan sürecin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüpheli olduğu, normal olmadığı, olağan olmadığı, en yüksek başarı gösterenlerin telefon, iş yeri (SGK kaydı), mali (himmet-para transferleri), karı-koca, akrabalık, adres irtibatlı olmalarının izahının bulunmadığı, dolayısıyla bu eylemlerin örgütlü bir yapı ve organizasyon olmaksızın gerçekleştirilemeyeceği, soruşturmanın konusunu oluşturan bu örgütün, bireylerin Anayasa'dan kaynaklanan fırsat eşitliği gibi temel haklarını ortadan kaldırarak, toplum düzenini, kamu güvenliği ve barışını tehlikeye düşürdüğü, gerçekleştirdiği eylemlerle vatandaşların devlete olan güven duygusunu zedelediği, devlet sistemine kendi mensuplarını haksız, hukuksuz bir şekilde yerleştirdiği, emek hırsızlığı yaptığı aşikardır."

İddianamede, kendi aralarında telefon görüşme irtibatı olan bin 970 şüphelinin her birinin soruları dağıtan ve ilk davanın sanıkları arasında yer alan Yusuf Rodoplu, Cemil Koca, Mehmet Hanefi Sözen ile Nebil Ekiz'e ulaşan irtibatları bulunduğuna işaret edilerek, analiz grafiğine göre telefon irtibatının Sözen ve Ekiz üzerinde yoğunlaştığı kaydedildi.

Sanıklardan 2 bin 690'ının sınav öncesi aynı firma/kurumda çalıştığı, telefon ve iş yeri irtibatları bulunduğu bildirilen iddianamede, "Bu duruma akrabalık, karı koca, mali ve adres irtibatı da eklenince karşımıza örgütlü bir bağın çıktığı görülmüştür" ifadesine yer verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber