'Istismar' nükleer bomba etkisinde!

Önder Yılmaz

TBMM çatısı altında kurulan Çocuk İstismarını Önleme Komisyonu'nunda sunum yapan akademisyenler çocuğa yönelik istismar konusunda korkunç tabloyu ortaya koydu. TBMM Çocuk İstismarını Önleme Komisyonu'na sunum yapan Acıbadem Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Oğuz Polat, pedofililerin çok saygın, daha çok "çocuklara daha yakın olabilecekleri" meslekleri tercih ettiklerini, bunların öğretmenler, servis şoförleri gibi meslekler olabileceğini belirtti. Kriz sürecinde, "devletin bocaladığını ve kafasının karıştığını" söyleyen Polat, bu durumun en son karaman'daki Ensar Vakfı'nda yaşanan çocuklara yönelik istismar olayından sonra görüldüğünü söyledi. Türkiye'nin Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni imzaladığını ve bu sözleşmeyle Türkiye'nin "çocuğu koruyacağız" dediğini anlatan Polat, Karaman'daki olayın ardından orada istismara maruz kalan çocukların aileleriyle birlikte başka bir yere nakledilmesi gerektiğinin altını çizdi. "Bu ailelerin kaçı başka yere gidebildi? Kaçı halen orada? Bunlar sorulması gereken en önemli sorular" ifadelerini kullanan Polat, çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarında devletin yapabilecekleri özetle şöyle sıraladı:

Alo imdat çocuk hattı

- Çocuk istismarı vakaları için, 'Alo 183' hattından bağımsız 'Alo İmdat' hattı kurulmalı. Bu hatta da

istismara uğramış çocukların dilinden anlayacak kişiler çalıştırılmalı.

- Devlet, istismara maruz kalmış çocuklar için özel rehabilitasyon merkezleri açmalı.

- Denetimsizlik istismar sorununu getirir. Bu yerlerin adı ister Kuran kursları olsun ister spor merkezleri, buraları denetleyemiyorsanız, o tür yerlerde bulunan tüm çocuklar için böyle bir potansiyel var demektir.

- İstismarları Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni temel referans alarak çözmek gerekir.

'Cezayla olmuyor'

- Yargıda, 'sıfır tolerans' çok önemlidir. Yargı kararlarında bir bütünlük olmalı. Yoksa bir kişiye, '508 yıl ceza vererek' istismar önlenmiyor. Sıfır toleransın tanımı bu değil.

Kimyasal kastrasyon

- TBMM'ye çocuk istismarını önlemek için bir yasa teklifi verilmişti, ancak bu teklif kadük oldu. Çocuklara yönelik istismarda Radikal kararlar alınmalı. İstismarcılara yönelik kimsayal kastrasyon uygulanmalı. Bu ilaçla cinsel gücün azaltılmasına dayalı bir yöntemdir. Geri dönüşümü olan bir boyuttur. Kastrasyonun uygulanması durumunda bu tür vakalarda büyük oranda azalmalar olacaktır.

'1000'li rakamlara ulaşmıştır'

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gökhan Oral da komisyonda yaptığı sunumda Karaman'daki Ensar Vakfı'nda ortaya çıkan olaydan yola çıkarak, "pedofili"lerde çok sayıda vaka yaşandığını kaydetti.

Oral, "Bu son olayda, kişisel fikrim sayı 10'lu 40'lı rakamlar değil, benim bir varsayımımdır bu, ancak bu çaptaki pedofilik bir eylem için biz 1000'li rakamları bekleriz. Yani o kişinin yaşamı boyunca, binli rakamlara ulaşmış sayıda çocuğun yaşamını alt üst ettiğini düşünüyorum" dedi.

Pedofililerin, "sayılarının fazla olmadığını", ancak, "bu bir kişinin bile ortalığı, toplum yaşamını alt üst edebileceğini" vurgulayan Oral, bu kişileri, "Usame Bin Ladin"e benzetti. Pedofililerin Bin Ladin gibi toplumu altüst edip geleceği yok ettiğini savundu. Oral, şöyle devam etti:

"Hadiseyi, bir cinsel eğilim olduğu için bir tür haz alma eylemi gibi görüyoruz, ancak bu durum nefretin erozite olmuş boyutudur. Aslında çocuklardan nefret eden biri vardır. Onlarla çok iyi anlaşır, onları kendi arzularına çok iyi motive eder ve cinsellik dışında çok büyük bir hasar verir. Sadece seksüel değil, çocuğun iyiliğe dair inancını yok eder. Bu tür suçlara dünyanın her yerinde bu kadar büyük cezaların uygulanmasının nedeni de budur. Ve bunu iyilik görüntüsü altında yapar. Bahsettiğim türden bir pedofilik eylem, nükleer patlamadır. Ortada canlı diye bir şey kalmaz. Bir geleceksizlik ortaya çıkar çocuklarda. Sadece erkek değil pedofili bir kısmı da kadındır. Sadece erkeklerin eylemi değildir."