'Hükümet sistemi kan ile değil, sandık ile değişir'

AK Parti Grup Başkanvekili Muş:Bu ülkede hükümet sistemi kan ile değil, sandık ile değişir. Türkiye'de ilk kez olağanüstü şartlar ve darbe olmadan sivil, demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa yazılacak." diye konuştu.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Mayıs 2016 21:58, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Hükümet sistemi kan ile değil, sandık ile değişir'

AK Parti Grubu adına söz alan Muş, terörle mücadelede şehit olan güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve 27 Mayıs Darbesi'nin yıldönümünde eski başbakanlardan Adnan Menderes ile bakanlar Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'ya Allah'tan rahmet diledi.

Muş, 65. Hükümet Programı'nın genel hatlarıyla 5 ana başlıkta ele alındığını, bunların güçlü ekonomi, güçlü Türkiye, yeni anayasa ve sistem, insani kalkınma, yaşanabilir şehirler ve çevre olduğunu anlatarak, "AK Parti iktidarları 'güçlü ekonomi ve güçlü Türkiye' anlayışının geçmişte hakkını vermiştir ve hiç şüphesiz bundan sonra da vermeye devam edecektir. Yeni Bakanlar Kurulumuzun, AK Parti hükümetlerinin 'icraatçi ve reformcu' kimliğini daha yukarılara taşıyacağından hiç şüpheniz olmasın." diye konuştu.

AK Parti'yi 2002 yılından itibaran iktidarda tutan önemli unsurlardan birinin icraatçi ve reformcu kimliği olduğunu ifade eden Muş, 65. Hükümet Programı'nın "güçlü ekonomi" üst başlığında "makroekonomik istikrarın ve kazanımların korunması, mikroekonomik ve sektörel dönüşüm ve üreten Türkiye" vurgularının ön plana çıktığını söyledi.

Mehmet Muş, AK Parti iktidarları ile makroekonomik istikrarın tesis edildiğini, Türkiye'nin sürdürülebilir, sağlıklı ve kesintisiz büyüme sürecine girdiğini belirterek, Dünya Bankası verilerine göre 2003-2015 yıllarında Türkiye'nin büyümesinin, küresel büyümeden fazla olduğunu kaydetti.

Gelecek dönemde cari açığın çözümüne yönelik önemli tedbirlerin hayata geçirileceğini, milli gelir büyümesini iyi bir ödemeler dengesi bilançosuyla gerçekleştirecek zemine taşıyacaklarını dile getiren Muş, şöyle devam etti:

"İhracatımızı 36 milyar dolar seviyesinden, 150-160 milyar dolar seviyelerine getirdik. Önümüzdeki dönemde ise ihracatımızı, toplam küresel ihracattan yüzde 1,5'luk pazar payına çıkararak, büyümeye katkısını önemli seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'nin Avrupa Birliği ve ABD ile arasındaki refah makası daralmıştır. 1991 yılında Anavatan Partisinin tek başına iktidarı sonlandığında kişi başına düşen milli gelir 3 bin 577 dolardı. 2001 krizi ile 3 bin 19 dolara indi ve 2002 yılında 3 bin 492 dolardı. 11 yılda bırakın refah artışını az bir miktar da olsa refah düşüşü yaşanmıştır. O dönemde dünyada kişi başına düşen milli gelir yüzde 23 oranında artmıştır.

AK Parti döneminde ise 3 bin 492 dolar olarak devralınan kişi başına düşen milli gelir 3 katına çıkarılmıştır. Bu veriler ışığında Türkiye'deki 2002 yılında kişi başına düşen milli gelir, Avro Bölgesi'nin yüzde 18'i iken 2014 yılında yüzde 28,27'e yükselmiştir. Aynı şekilde bu oran ABD'nin yüzde 9,36'sı iken 2014 yılında yüzde 19,25'e yükselmiştir. Türkiye son yıllardaki kalkınma hamlesi ile gelişmiş ülkelerle refah makasını kapatmaktadır. Türkiye, AK Parti iktidarında üst-orta gelirli ülkeler seviyesine çıkmıştır."

Mehmet Muş, yeni hükümet programının hedefinin Türkiye'yi yüksek gelirli ülkeler seviyesine çıkarmak olduğunu dile getirerek, "Şimdi hem faizleri hem de enflasyonu daha da aşağı seviyelere indireceğiz. Bu dönemde de önceki dönemlerimizde olduğu gibi mali disiplinden asla ve asla taviz verilmeyecektir." dedi.

Türkiye'deki ekonomik verileri, AK Parti iktidarları önceki dönemlerle karşılaştıran Muş, kamu yatırımlarının yanı sıra kamu-özel işbirliği modelinin daha etkin kullanılacağı, projeye dayalı özel kredi ve fon tedariki oluşturulacağını, yerli teknoloji ve yerli sanayiye güçlü destek vereceklerini, büyümeye daha fazla katkı sağlayarak sektöre derinlik kazandırılacağını, imalat sanayinin milli gelir içindeki payının önemli derecede artırılarak ciddi bir yapısal dönüşüm sağlanacağını anlattı.

- "Başkanlık sisteminin önemli olduğunu düşünüyoruz"

"Türkiye'de güven ve istikrarın kurumsallaşması için başkanlık sisteminin önemli olduğunu düşünüyoruz." diyen AK Parti Grup Başkanvekili Muş, Avrupa'da 2008 küresel kriz ve Avrupa borç krizi sonrası koalisyon kaynaklı siyasal istikrarsızlıkların baş ağrıttığını, küresel krizden hala tam anlamıyla çıkamayan Avrupa'nın, koalisyonlar ve zayıf hükümetler sebebiyle siyasal krizle de karşı karşıya kaldığını anlattı.

Avrupa ülkelerindeki koalisyonlardan kaynaklı siyasi krizlere örnekler veren Muş, Türkiye'nin de tek parti iktidarları döneminde daha fazla büyüdüğünü, kalkındığını söyledi.

Türkiye'nin tek parti iktidarlarında ortalama yüzde 5,56 büyüme oranına sahipken, koalisyon dönemlerinde bu oranın 3,96 olduğunu belirten Muş, "Özellikle 90 dönemi, bir büyüyüp bir küçülme çarpıklığını göstermek için çok mühimdir. AK Parti döneminde '25 çeyrektir kesintisiz büyüyoruz' kalıbının oturmasında da 90'larda yaşanan bu çarpıklığın bizlere yaşattığı acı yatmaktadır. Türkiye'nin hızlı karar alan ve uygulayan, icra gücü yüksek bir yürütme erkine ihtiyacı var." dedi.

- "Hükümet sistemi kan ile değil, sandık ile değişir"

Mehmet Muş, denge-denetim mekanizmasının tam işlemediği mevcut sistemin aslında tam olarak parlamenter bile olmayan, ne olduğu belirsiz bir sistem olduğunu ifade ederek, "Keskin güçler ayrılığı ve denge-fren mekanizmasına dayanan demokratik bir başkanlık sistemini getireceğiz. Bu üniter yapıyı esas alan bir başkanlık sistemi olacak. Bu ülkede hükümet sistemi kan ile değil, sandık ile değişir. Türkiye'de ilk kez olağanüstü şartlar ve darbe olmadan sivil, demokratik, çoğulcu ve özgürlükçü bir anayasa yazılacak." diye konuştu.

Devletin tüm gücü ve imkanlarıyla her türlü terör örgütüyle mücadele ettiğini, son terörist yok edilene kadar da bu mücadeleyi sürdürme kararlılığını gösterdiğini vurgulayan Muş, "Bu noktada en ufak bir tereddüt yoktur. Devletimizin bu kararlı mücadelesi neticesinde terör örgütü ağır kayıplar vermekte, kırsalda ve şehirlerde büyük darbeler almaktadır. Terör örgütü için artık sonun başlangıcıdır." diye konuştu.

- "Terör destekçilerinin yargıda hesap vermesinin önü açıldı"

"Terörle mücadele sadece dağdaki teröristlere darbe vurarak değil, onlara destek verenlerle ve siyasi temsilciliklerini yapanlarla da ilgilidir." diyen Muş, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz hafta bu Meclisin çatısı altında, kendisine milletin vekili diyenler yine terörist cenazesine katılarak dağa çıkmayı teşvik, teröristin siyasi sözcülüğünü yapanlar, teröre hamilik edenler, eninde sonunda hukuk önünde hesap vereceklerdir. İşte bunun içindir ki bu Gazi Meclis çatısı altında dokunulmazlıklar ile ilgili anayasa değişikliği gerçekleştirildi. Böylece teröre açıktan destek verenlerin yargı önünde hesap vermesinin önü açıldı. Üzülerek ifade etmeliyim ki bu oylama esnasında daha önce 'evet' oyu vereceğini söyleyenler, vermiş oldukları sözü çiğneyerek önce teklife 'hayır' oyu vermiş sonra milletten korkarak referandum riskini göze alamayıp yine çark etmişlerdir.

Terörün siyasi sözcülüğünü yapanlar, terör destekçilerini yargıdan kurtarmaya çalışanlar, onlara akıl verenler, rota çizenler, yol göstermeye çalışanlar elbette bu suça ortak olanlardır. Teröre destek verenler, çocukları katledenlerle iş birliği yapanlar Dreyfus gibi değil, hak ettikleri şekilde yargıya hesap verecek. Yine terör işbirlikçilerini ve terör sözcülerini 'mağdur' olarak göstermeye çalışanlar şunu bilsin ki asıl mağdurlar otobüs duraklarında, anne karnında katledilen bebeklerdir, asıl mağdurlar teröristlerin katlettiği vatan evlatlarıdır, asıl mağdurlar yetim kalan çocuklardır, dul kalan kadınlardır."

Mehmet Muş, teröre destek verenlerin, teröristlerin sözcülüğünü yapanların bölge halkı ve esnafı tarafından her gün lanetlendiğini, bölgede çarşıya çıkacak yüzleri kalmadığını belirtti. Muş, "Hendek kazanları anlayın", "Hendek kazmak meşrudur", "Bu memleketten defolup gideceksiniz", "Keleşleri size çevirmesini biliriz", "PKK'nın uyguladığı terör değildir" diyenlere Diyarbakırlı bir vatandaşın, "Evimizi başımıza yıktınız. Gelmeyin buraya. Daha niye geliyorsunuz? 6 ay sokakta kaldık, ne işiniz var sizin buralarda? Gidin, terk edin burayı. Yeter artık. Allah'tan korkun, utanmazlar. Bir de utanmadan buraya geliyorlar." yanıtını verdiğini anlattı.

Terör örgütü PKK'nın Diyarbakır Dürümlü'de köylülere yönelik saldırısını hatırlatan Muş, "15 ton patlayıcıyla 16 insanımızı katlettiler. Belki de amaçları, bu 15 ton patlayıcı ile kaç bin insanımızı katletmekti. Önemli bir şey de köylülerimizin patlayıcı dolu kamyonu fark etmesi ve buna karşı çıkarak kamyona müdahale etmesidir. Yani bölge halkı canı pahasına PKK'nın bu katliam kamyonlarına artık 'yeter' demiştir." dedi.

Mehmet Muş, devletin tüm imkanlarıyla bölge halkının yanında yer aldığını vurgulayarak, "Terörle mücadeleye güçlü destek veren bölge halkımız müsterih olsun. Terör nedeni ile oluşan her türlü mağduriyetleri giderilmektedir ve giderilmeye devam edecektir. Birileri evleri yıkan can alan terör örgütüne destek verirken, bizler evleri onaran bölgeye can veren politikaları bir bir uygulayacağız." diye konuştu.

Kadir Karakuş

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber