Erdoğan: Onların derdi fethin intikamını almaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sadece Akdeniz'e değil, Avrupa'ya da bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketi bizden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bölücü terör örgütünü koçbaşı gibi kullanıp, ülkemize saldıranların derdi ne Kürt kardeşlerimizdir ne de o bölgedir. Onların derdi fethin intikamını almaktır. İşte gördünüz, kullandıkları kuklalar, açtıkları çukurlara gömüldüler.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Mayıs 2016 19:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan: Onların derdi fethin intikamını almaktır

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Fetihten sonra bize artık ne İstanbul'dan ne Trakya'dan ne Anadolu'dan hicret yoktur. Sadece Akdeniz'e değil, Avrupa'ya da bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketi bizden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bölücü terör örgütünü koçbaşı gibi kullanıp, ülkemize saldıranların derdi ne Kürt kardeşlerimizdir ne de o bölgedir. Onların derdi fethin intikamını almaktır. İşte gördünüz, kullandıkları kuklalar, açtıkları çukurlara gömüldüler. Onları üzerimize salanların akıbeti de eninde sonunda aynı olacaktır" dedi.

Erdoğan, İstanbul'un fethinin 563. yıl dönümü dolayısıyla Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen "Fetih Şöleni"ndeki konuşmasına, "Ey İstanbul, iki kıtanın gözdesi İstanbul... Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar İstanbul... Her semtinde, her sokağında ayrı güzellikleri sinesinde barındıran İstanbul... Deniziyle, yeşiliyle, tarihiyle, evet kendini gören herkesi kendine hayran bırakan İstanbul... Minareleriyle, camileriyle, türbeleriyle, saraylarıyla, çeşmeleriyle, milletimizin şahikası İstanbul... Hepsinden önemlisi insanıyla aziz İstanbul... Seni kalpten selamlıyorum" sözleriyle başladı.

Nedim'in "Bu şehr-i İstanbul ki bi-misl-ü behadır/Bir taşına yekpare Acem mülkü fedadır" dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ey İstanbul, senin taşını ayrı, toprağını ayrı, haliçini ayrı, boğazını ayrı, ormanlarını ayrı, her bir ilçeni ayrı ayrı selamlıyorum İstanbul. Ülkemizin ve dünyanın dört bir yanından gelerek gölgene sığınmış, kendisine burada yeni bir hayat kurmuş herkesi selamlıyorum. Saraybosna'dan Bakü'ye kadar tüm kardeş başkentleri selamlıyorum. Kırım'dan Türkistan'a kadar tüm gözü yaşlı coğrafyamızı selamlıyorum. Şam'dan Bağdat'a, Kahire'den Trablus'a kadar boynu bükük tüm şehirlerimizi selamlıyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, kardeşliğimiz adına, insanlık adına derdini derdimiz, acısını acımız bildiğimiz herkesi selamlıyorum. Fethin 563. yıl dönümü coşkusunu birlikte kutlamak için Yenikapı'da, burada bir araya gelmiş sizleri selamlıyorum."

Erdoğan, İstanbul çekip alınırsa, şairlerin ilhamsız ve sözsüz, şiirlerin eksik kalacağını dile getirerek, "İstanbul'u anmadan tarih yazmaya kalkarsanız, mürekkebiniz kurur, kaleminiz körelir. İstanbul'u görmeden, İstanbul'u yaşamadan geçen ömür eksiktir, tatsızdır. Onun için bu şehrin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. İstanbul bizim için sevgili Peygamberimizin övgüsüne, müjdesine mazhar olmasıyla ayrıca önemlidir. Çağ kapatıp, çağ açan, tarihin gördüğü en muhteşem zaferlerden biri olan İstanbul'un fethinin 563. yıl dönümü mübarek olsun, kutlu olsun. Rabbim, bu şehri, bu şehri fetheden komutan Fatih Sultan Mehmet Han'dan, onun manevi rehberleri olan Akşemsettin'den, Molla Gürani'ye kadar tüm alimlerden, bu şehri fetheden askerden, bu şehrin asırlardır bizim olarak kalması için mücadele eden herkesten razı olsun" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ya Rab, Fatih'in İstanbul'u fethetmesini sağlayan inançla, azimle, kararlılıkla bize de her gün yeni gönüller fethetmeyi nasip eyle. Ya Rab, şehadetleri dinin temeli olan ezanların kıyamete kadar bu şehrin üzerinde yankılanmasını bizlere lütfeyle. Ya Rab, her köşesi bir başka evliyanın, gönül sultanının mekanı olan bu şehrin üzerindeki manevi zırhı kıyamete kadar muhafaza eyle. Ya Rab, kimsesizlerin kimsesi, gariplerin sığınağı, son sığınağı olan bu şehri koru. Ya Rab, bu şehrin ve vatanımızın fethi için, korunması için asırlardır bir gül bahçesine girercesine toprağa düşen şehitlerimizin şehadetini sen kabul eyle. Allah dualarımızı kabul etsin, Allah sizlerden razı olsun" dedi.

- "Fetih, 21 yaşındaki bir sultanın bin yıllık Bizans'ı dize getirmesidir"

Erdoğan, İstanbul'un 563 yıl önce fethedildiğini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Ama şundan emin olun bu fethin hesaplaşması 563 yıldır bitmedi. İstanbul semalarında ezanlarımız okunmaya, ay yıldızlı bayrağımız dalgalanmaya devam ettiği sürece, bu hesaplaşma bitmeyecek ve bu hesaplaşma devam edecek. Bu şehri sadece şehirlerden bir şehir sananlar, nasıl bir gaflet içinde olduklarını bilseler, inanın bana gözyaşlarıyla nedamet getirirler. İstanbul'u anlamak için Mekke'yi gözünüzün önüne getirmelisiniz, Medine'nin huzurunu içinizde yaşamalısınız, Kudüs'ün acısını kalbinizde hissetmelisiniz. İstanbul'u anlamak için Malazgirt'te Sultan Alparslan'ın kefenini giyip, ordusunun başına geçtiği andaki cesaretini kavrayabilmelisiniz. 1075 yılında coğrafyamızdaki ilk devletimizi kuran Süleyman Şah'ın ufkunu çözebilmelisiniz. Söğüt'te temelleri atılan, dünyanın en uzun soluklu ve kudretli devletinin kurucusu Osman Gazi'nin rüyasına vakıf olmalısınız."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'u anlamak için fethin ne demek olduğunu bilmek gerektiğini vurgulayarak, birilerinin fethi kanla, ölümle süregiden bir süreç olarak anlattığını belirtti.

Fethin, batının aşılmaz sandığı duvarların aşılması olduğunu dile getiren Erdoğan, "Fetih, 21 yaşındaki bir sultanın bin yıllık Bizans'ı dize getirmesidir. Fetih, askeri dehanın ve teknolojinin o dönemdeki zirvesidir. Fetih, ayak basılsa bile kalıcı olunamayacağı sanılan bir kıtaya kök salınmasıdır. Fetih, Avrupa kıtasının diğer ucunda, Endülüs'te vahşice söndürülmekte olan bir medeniyet ateşinin doğu tarafında yeniden yükselişidir. Şairin ifadesiyle fetih, 'Cihanın yarısı gök, önünde şehit şehit durmuşuz. Cihanın yarısı İstanbul, almışız.' Fetih, yarısı gök olan cihanın yerdeki diğer yarısını almış olmamızdır. Fetihten sonra bize artık ne İstanbul'dan ne Trakya'dan ne Anadolu'dan hicret yoktur. Sadece Akdeniz'e değil, Avrupa'ya da bir kısrak başı gibi uzanan bu memleketi bizden koparmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Bölücü terör örgütünü koçbaşı gibi kullanıp, ülkemize saldıranların derdi ne Kürt kardeşlerimizdir ne de o bölgedir. Onların derdi fethin intikamını almaktır. İşte gördünüz, kullandıkları kuklalar, açtıkları çukurlara gömüldüler. Onları üzerimize salanların akıbeti de eninde sonunda aynı olacaktır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yaşananlara ilişkin, "Ne işi var orada Rusya'nın? Ne işi var orada İran'ın? Ne işi var orada terör örgütünün sözde armalarıyla donanmış Amerika askerlerinin?." dedi.

İstanbul'un fethinin 563. yıl dönümü dolayısıyla Yenikapı'daki şölende konuşan Erdoğan, şu anda silahlı kuvvetlerle, polisle, korucularla operasyonların yürüdüğünü, Güneydoğu ve Doğu'da operasyonların huzuru, mutluluğu, refahı getirinceye kadar devam edeceğini vurguladı.

Erdoğan, "Durmak yok, yola devam diyoruz. Bir devletin, bir hükümetin görevi nedir? Huzuru sağlamaktır, can güvenliğini sağlamaktır, mal güvenliğini sağlamaktır, akıl güvenliğini sağlamaktır, nesil güvenliğini sağlamaktır ve bunu sağlayacağız. Yol emniyetini sağlayacağız." dedi.

Onun için bu mücadelenin devam edeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şu anlaşılıyor ki medeniyetimizin 1400 yıllık ışığı hala birilerini rahatsız ediyor. Anlaşılıyor ki coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızı hala kabul etmeyenler var. Fethin 600 yıla yaklaşan acısının hala taze olduğunu görüyoruz. Biz unutsak da onlar unutmuyor, biz uyusak da onlar uyumuyor. Biz kendilerine ne kadar yaklaşırsak, yaklaşalım onlar asıl hedeflerinden, asıl niyetlerinden, asıl rüyalarından vazgeçmiyorlar. Onun için biz de unutmayacağız, onun için uyumayacağız, onun için kendimiz olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. İşte Suriye'de olanları görüyorsunuz. Ne işi var orada Rusya'nın? Ne işi var orada İran'ın? Ne işi var orada terör örgütünün sözde armalarıyla donanmış Amerika askerlerinin? Amacınız, DAİŞ terör örgütüyle mücadele ise bunun yolu Suriye'nin masum insanlarını katletmek, onlara her türlü zulmü ve acıyı reva görmek değildir. Bunun yolu öncelikle Suriye halkını zalim Esed'den ve onun eli kanlı rejiminden kurtarmaktır."

Esed'in devlet terörü estirdiğini, rejim, DAİŞ ve PYD terör örgütünun, birbirlerini besleyen, destekleyen, birbirlerine yol açan üçlü bir sac ayağı haline dönüştüğünü belirten Erdoğan, biri olmadığında diğerlerinin ayakta kalmasının mümkün olmadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Maalesef 'müttefikimiz' dediğimiz ülkeler de bu çirkin oyuna göz yumuyor, hatta destekliyor. DAİŞ denilen maşa örgütü öne sürerek Suriye'yi kana ve ateşe boğanlar tarihin en büyük yıkımına uğratanların asıl amacı çok açıktır. Aynı şekilde PYD denilen terör örgütünü kullanarak güney sınırlarımızı kuşatmaya çalışanların amacının Türkiye'nin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile bağlarını kopartmak olduğu ortadadır. Bölücü terör örgütünün ortada hiçbir sebep yokken sokakları, binaları bombalarla donatarak, ülkemize karşı saldırıya geçmesinin gayesi belli değil mi?" diye konuştu.

Ziya Paşa'nın "En ummadığın keşf eder esrar-ı derunun/ Sen herkesi kör alemi sersem mi sanırsın" dizelerini seslendiren Erdoğan, her şeyi gördüklerini ve farkında olduklarını ama bu işlerin yürek ve bilekle birlikte imkan, güç ve hazırlık işi olduğunu dile getirerek, Fatih Sultan Mehmet'in tahta geçer geçmez hemen İstanbul'un üzerine yürümediğini anlattı.

Erdoğan, "Peki ne yapmıştır? Önce hazırlık yapmıştır, ondan sonra sefere çıkmıştır. Türkiye tüm bu oyunları bozmak için her alanda kendi hazırlıklarını yürütüyor ve yürütmeye de devam edecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyetinin, bu yıl 93. yıl dönümünü geride bırakacağını belirterek, "İnşallah, 2023 hedeflerimize ulaşarak, 100 yıl öncesinin hasta adamının varisini, geleceğin en büyük 10 ekonomisinden biri haline getireceğiz" dedi.

Erdoğan, İstanbul'un fethinin 563. yılı dolayısıyla Yenikapı Miting Alanı'nda düzenlenen törende, 100 yıl önce Osmanlı İmparatorluğunun Batılı devletlerce "Hasta adam" ilan edildiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Bu millet yüz yıl önce, hasta adam ilan ettikleri Osmanlı'nın küllerini havaya savurmanın hevesiyle Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de, Kafkas cephesinde, tüm güçleriyle üzerine saldıranlara, hak ettikleri cevabı vermişti. Kurtuluş Savaşı sonunda adeta küllerinden yeniden doğan son devletimiz Türkiye Cumhuriyeti, bu yıl 93. yıl dönümünü geride bırakıyor. İnşallah, 2023 hedeflerimize ulaşarak, 100 yıl öncesinin hasta adamının varisini, geleceğin en büyük 10 ekonomisinden biri haline getireceğiz. Getirir miyiz? Evelallah getireceğiz."

Kendisine destek tezahüratlarına Erdoğan, "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir. Karar da sizindir, söz de sizindir." diyerek karşılık verdi.

"Kötü komşu adamı hacet sahibi yapar" şeklindeki atasözünü hatırlatan Erdoğan, "Batılı ülkeler, ihtiyacımız olan sanayi ürünlerini, teknoloji ürünlerini, savunma sanayi ürünlerini vermezlerse biz elimiz böğrümüzde öylece oturup kalacağız sandılar. Öyle mi Asla. Geçtiğimiz 13 yılda yaptığımız yatırımlarla, başlattığımız projelerle Türkiye'yi her alanda kendi kendine yeter bir hale getirme yolunda çok önemli adımlar attık. Bize bizden başka dost yok." dedi.

Osman Gazi Köprüsünün hizmete açılış tarihinin yaklaştığını ifade eden Erdoğan, "Osman Gazi'yi bir yerle bütünleştiriyoruz, 40 kilometre yol tamam... Neyle birleştiriyoruz? Orhan Gazi ile birleştiriyoruz. Bu yol nereyle bütünleşecek, İstanbul, İzmir'le bütünleşecek ve Sayın Başbakanın milletvekili olduğu ille bütünleşecek. Şu anda 8.5 saatte gidilen bu yol 3 saat 15 dakikaya inecek. At binenin kılıç kuşananın... Bunu böyle bileceğiz. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Mesele bu." diye konuştu.

-"Yavuz Sultan Selim Köprüsü 26 Ağustos'ta açılıyor"

Yavuz Sultan Selim Köprüsünde de sona yaklaşıldığını hatırlatan Erdoğan, "26 Ağustos'ta inşallah Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de açıyoruz. Bunun temellerini atarken ne dedik? Tarih verdik. Allah'ın izniyle biz yaparız. Yaparız dedik, işte 26 Ağustos geliyor. Geçenlerde son kaynağı Sayın Davutoğlu, Sayın Binali Bey, üçlü attık... Değerli kardeşlerim, şimdi bir taraftan yollar da bitiyor ama bir şey daha var, dünyanın bir numaralı havalimanı da bitiyor. Yüzde 25'i şu anda bitmiş vaziyette. Geçenlerde gittik Sayın Başbakanla beraber oraları gezdik. Durumu gördük. Elhamdülillah gayet hızlı gidiyor. Nereden nerelere geldik... Bize bunu layık görmeyenler şimdi aslını görüyorlar. Çünkü, bizim fiilimizin ulaştığı yere ülkemizdeki birileri var ya, onların hayalleri bile ulaşamaz."

Türkiye'yi sevenlerin ümitlerini Türkiye'ye bağladığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onlar da ümitlerini Türkiye'ye bağlamış durumdalar, size bağlamış durumdalar. Bize bağlamış durumdalar. Çünkü dost ve kardeş ülkelerde kendi sorunları konusunda benzer sıkıntılara maruz kalıyorlar. Biz, hem kendimize yeteceğiz, hem de dostlarımızın kardeşlerimizin ihtiyaçlarını gidereceğiz. Kardeşlerim, sizlere Fatih'in torunlarına bu yakışır, bu. Öyle mi? Öyleyse gereğini hep beraber yapacağız. Çünkü Fatih, İstanbul'u fethederken ihtiyacı olan toplardan güllelere, hücum kulelerinden gemilere kadar her şeyini, çoğunu bizzat kendisi tasarlayarak yapmıştı. Eğer fetih için diğer devletlerin imkanlarına, teknolojilerine, araçlarına ihtiyaç olsaydı Fatih o güne kadar aynı niyetle gelenlerin yaptığı gibi İstanbul'u uzaktan seyreder geri giderdi. İşte bu anlayışın Türkiye'de iktidarda olduğumuz 13 yıl içinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma seferberliğini biz gerçekleştirdik. Bize ne dediler? Boğazın altından tünel, metro yapamazsınız dediler. Niye yapamayalım? Benim ecdadım Osmanlı projesini yapmış. Osmanlı projesini yapmış bunlar yapamayız diyorlar. Ne oldu? Yaptık mı? Yaptık. Ah Sevgili İstanbul, şu 3 yılda, şu metrodan kaç kişi geçti biliyor musunuz? 130 milyon İstanbullu geçti, dünyalı geçti ama bitmedi ki şimdi bir de Avrasya tünelini yapıyoruz. Bu yolun sonunda da Avrasya tünelini açıyoruz. Oradan da araçlar geçecek. Niye, İstanbul ulaşımda daha sağlıklı olsun diye."

Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan haberleşmeye, toplu konuttan enerjiye kadar her alanda Türkiye'yi dev projelerle yatırımlarla buluşturduklarını aktaran Erdoğan, "Şimdi sıra şehir hastanelerinde. İnşallah önce 30 büyük şehrimizde bu şehir hastanelerimizi kuruyoruz ve şehir hastanelerimizle birlikte hastaneye gittiğimiz zaman artık şu tedavi için şuraya, bunun için buraya demeyeceğiz. Ya, her şey o hastanede görülecek" diye konuştu.

Erdoğan, "Bir zamanlar sosyal sigortalar kurumunun başında birisi vardı. Biliyorsunuz değil mi? Onun namını duydunuz değil mi? Ah ah kardeşlerim..." ifadelerini kullandı.

-"Bunların bizim dinimizle yakından uzaktan alakaları yok"

Bu sırada "Meclis'te PKK istemiyoruz" şeklinde slogan atılması üzerine Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Şu anda bildiğiniz gibi dokunulmazlıklarla ilgili parlamentoda iktidar partisinin vermiş olduğu teklif, görüşüldü ve 376 kabulle geçti. Bu ne demektir? Yargı, parlamentoya fezlekeleri gönderiyor ve bu fezlekeler rafa konuyordu. Şimdi rafa konmuyor. O tarih itibariyle bu fezlekeler değerli kardeşlerim 168 milletvekilini kapsayan fezlekeler ve bu fezlekeleri şu anda parlamento oyladı ve yargıya gönderiyor. Onun için de şu anda Meclis Başkanlığında... Bundan sonra karar yargının. Yargının vereceği kararla da sizin bu arzularınız inanıyorum ki Allah'ın izniyle yerine gelecek."

Gezi olayları sırasında bir duvara "Zulüm 1453'te başladı" şeklinde yazı yazıldığını aktaran Erdoğan, "Ankara'da ODTÜ önünde Malazgirt Bulvarı'nın açılışını engellemek için Bizans askerlerinin miğferlerini giyerek güvenlik güçlerimize saldırmışlardı. Bölücü terör örgütünün güdümündeki partinin eş genel başkanı evet, İTÜ'ye gittiğinde kendisini Pontus Soykırımı mesajıyla karşılamışlardı. Terör örgütü Güneydoğu bölgemizde eylemlere başladığında ilk hedeflerinden biri ne olmuştu? Tarihi camilerimiz olmuştu. Bunlar Diyarbakır'da Kurşunlu Camisine kurşun sıkmışlardı. Bunların hepsi de aynı kinin, aynı nefretin, aynı sancının ürünüdür. Bunların başındakiler evet Zerdüşt inancına mensuptur. Bunların bizim dinimizle yakından uzaktan alakaları yok ama benim saf Kürt kardeşlerim bu oyuna geliyorlar. Diyorum ki bu oyuna gelmeyin. Çünkü bu ülkede Kürt sorunu yok, bu ülkede terör sorunu var, terör."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dün bir tane parti kongre yapmış. Kongrede ne Türk bayrağı ne İstiklal Marşı var. Bunlar bu milletin evladı olabilir mi? Parlamentonun içerisinde olanlar da gidip orada konuşma yapıyor. Bunların yeri belli. Yapacakları tek şey var, silahları gömecek ve betonlayacaklar, koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler. Başka türlüsü yok." dedi.

İstanbul'un fethinin 563. yıl dönümü kapsamında düzenlenen Fetih Şöleninde Erdoğan, Türkiye'nin çok önemli neticelere ulaştığını ancak hala katedilmesi gereken mesafe olduğunu, sabırla, çok çalışarak Türkiye 2023 hedeflerine ulaştırıldığında bambaşka bir Türkiye'nin doğuşuna şahit olunacağını anlattı.

Bunun için "Yeni Türkiye, yeni anayasa, yeni yönetim sistemi" dediklerini aktaran Erdoğan, hesaplaşmanın tek bir alanda yaşanmadığını, her alanda ciddi mücadele yürütüldüğünü söyledi.

Erdoğan, Türkiye'nin 13 yılda defalarca çok ciddi ekonomik saldırılara maruz kaldığını, 23,5 milyar dolar IMF'e borcu olan bir Türkiye'den, bu borcu sıfırlayan bir Türkiye'ye gelindiğini belirterek, Türkiye'nin artık "Veren el" olduğunu ve daha da iyi noktalara gelineceğini, Türkiye'nin daha da güçleneceğini dile getirdi.

2016'nın yeni bir sıçrama yılı olacağını ifade eden Recep Tayyip Erdoğan, "Bunların çoğu kamuoyu tarafından bilinmiyor. 27,5 milyar dolar Merkez Bankamızın rezervi vardı, şu anda 114 milyar dolar rezervimiz var. Bir ara 136 milyar dolara çıktı. Allah'ın izniyle 165 milyar doları yakalayacağız. Küresel kriz kısmen yansıdı, bunları aşacağız, çok çeşitli tedbirlerle bunları savuşturacağız." dedi.

"Ama bunu yapmamız için rabiamızı halletmemiz lazım. Rabia, bu çok önemli." diyen Erdoğan, alanda bulunanlara, "Biraz yoruldunuz galiba. Yoruldunuz mu? Yorulduysanız bitirelim" diye sorunca, gelen "Hayır" yanıtı üzerine, şöyle devam etti:

"Rabia. Birincisi, tek millet olacağız, tek millet. Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Arabıyla, Romanıyla, Boşnağıyla velhasıl 79 milyon tek millet. İki, tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi. Bu bayrak sadece bizde var. Manasıyla, anlamıyla tek bayrak. Üçe geliyorum. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır'. Toprak, vatan olabilecekse onun uğrunda ölenlerin olması lazım. Bizim bu topraklarımızın uğrunda ölenler var mı? Var. Ne diyor? 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda/Canı cananı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda'. Buralara kolay gelmedik. Tek vatan. Dördüncüsü tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devletimiz var mı? Tanımıyoruz. Dün bir tane parti kongre yapmış. Kongrede ne Türk bayrağı ne İstiklal Marşı var. Bunlar bu milletin evladı olabilir mi? Parlamentonun içerisinde olanlar da gidip orada konuşma yapıyor. Bunların yeri belli. Yapacakları tek şey var, silahları gömecek ve betonlayacaklar, koordinatlarını da verecekler. Olmadı, bu ülkeyi terk edecekler. Başka türlüsü yok."

- "Bu ümmeti parçalayanlar bunun hesabını verecek"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralel devlet yapılanmasına da değinerek, "Son Milli Güvenlik Kurulunda karar aldık, 'Legal görünüm altında illegal faaliyet içinde olan adı Fetullahçı Terör Örgütü olarak anılan' dedik. Bu Milli Güvenlik Kurulundan çıktı. Hükümetimize bunu gönderdik. Şimdi hükümetimiz bunun kararını alacak. Bakanlar Kurulu kararıyla bundan sonraki yargı süreci daha da farklı işleyecek. Çünkü bu ümmeti parçalayanlar bunun hesabını verecekler. Bu milleti parçalayanlar bunun hesabını verecekler." diye konuştu.

Şölene katılanlara, "Beraber yürüdük biz bu yollarda / Beraber ıslandık yağan yağmurda / Şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey sizi hatırlatıyor. Sana her şey Türkiye'yi hatırlatıyor" dizelerini de okuyan Erdoğan, fethin 563. yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını, "Ya Rab bize nice gönül fetihleri nasip eyle. Gençler sözlerime noktayı koyarken Fetih Marşının sizler için adeta bir hedefi olan Arif Nihat Asya'nın o manifestosunun son bölümüyle bitiriyorum. Delikanlım işaret aldığın gün atandan / Yürüyeceksin millet yürüyecek arkandan / Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan / Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın." diye tamamladı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber