BDDK Başkanı: artık sorunlar ankara'ya gelerek çözülmüyor
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) Başkanı Tevfik Bilgin, ''Hem finans sistemimiz hem de bankacılık sistemimizin büyüklüğü yetersizdir. Bugün Türk bankacılık sistemimiz gerçek ölçeğini yakalamış olsaydı büyüklüğünün 310 milyar dolar değil, yaklaşık 700 milyar dolar olması gerekirdi'' dedi.
4. Uluslararası Finans Zirvesinde konuşan Bilgin, Türk finans sektörünün büyüklüğünün 2005 yılı sonunda 470 milyar YTL'ye (310 milyar dolar) ulaştığını, bunun yüzde 84'ünü bankaların oluşturduğunu, ancak hem finans sisteminin hem de bankacılık sisteminin büyüklüğünün yetersiz olduğunu söyledi.
Bilgin, ''Bugün Türk bankacılık sistemimiz gerçek ölçeğini yakalamış olsaydı büyüklüğünün 310 milyar dolar değil, 700 milyar dolar olması gerekirdi. Ölçü, GSMH'ın 2 katı veya yukarısıdır. Bu potansiyel, küresel sermayenin dikkatlerini bu ülkeye yönlendirmektedir. Hedef, bu ölçütü yakalayacak adımları atmaktır'' diye konuştu.
Finans sisteminin ve özellikle bankacılığın istediği en önemli şeyin, istikrar olduğunu vurgulayan Bilgin, istikrardan kastın, siyasi ve ekonomik istikrar olduğunu vurguladı.
Bilgin, bu yaklaşıma en iyi örneğin 2002-2006 dönemi, en kötü örneğin ise 1990'lı yıllar olduğunu belirterek, ''Bankacılık, buz dağının üzerindeki kitle benzeri devamlı kamuoyunun gözü önünde olması nedeniyle şimşekleri üzerine çekmiştir. Ancak unutulmamalıdır ki her bir bankacılık krizinin altında siyasi veya ekonomik istikrarsızlığın bilinen ya da bilinmeyen gizli eli önemli paya sahip olmuştur'' dedi.
Türk bankacılık sisteminin AB ile en fazla uyum gösteren, krizlerden geçe geçe büyüyen ve deneyim kazanan bir sektör olduğunu ifade eden Bilgin, sektörün, bu konumu ile finans sektörünün diğer oyuncularını da peşinden sürüklediğini söyledi.
Bilgin, ''Geçmişte de bu ülke bankacılığı önemli mesafeler kat etmiştir. 2000'li yıllar yeni finansal mimari kurumlar ve bankacılık anlayışı ile bankacılığımıza farklı bir yol haritası çizmiştir'' dedi.
''BANKA İYİLEŞME UMUDUYLA...''
Konuşmasında 1990'lı yıllar ile 2000'li yıllar arasındaki farka da değinen Bilgin, şunları kaydetti:
''Devlet kaynaklı karlılık giderek azalmaktadır. Mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 70'ler düzeyindedir. İkinci önemli fark, sisteme girişin kolay, çıkışın zor olduğu bir dönemden sisteme girişin zor, çıkışın kolay olduğu bir döneme geçilmiştir. Banka iyileşme umuduyla uzun süre bekletmenin maliyetinin daha da artmasına BDDK tarafından izin verilmemektedir. Bundan sonra da verilmeyecektir. Üçüncü önemli fark, kurumsal yönetimin ve şeffaflığın esas alındığı bir döneme geçilmiştir. Şeffaflıkla ilgili olarak Türk bankacılık sistemi, bilanço ve kar-zarar tabloları anlamında en şeffaf günlerini yaşamaktadır. Sizin bildiğiniz sonuçlar ile bizim analizlerimiz sonucunda bulduğumuz veriler arasında hemen hemen hiç bir fark yoktur.'' Banka üst yönetimi ve sahiplerinin sorunları çözme algılamasının farklılaştığını ifade eden Bilgin, ''Artık sorunlar Ankara'ya gelerek çözülmemektedir. Bunu bankacılarımız da patronlar da gayet iyi öğrenmiştir. Çözülebilecek sorunlar kendiliğinden BDDK süzgecinden geçerek bir sonuca ulaşmaktadır. BDDK nihai kararı vermektedir'' dedi.
Bilgin, artık risk yönetim ve analist tekniklerinin, bir entelektüel uğraştan çok, bankacılığın gerçek işleri olduğunun anlaşıldığını, günü kurtarmak için uğraşılan bankacılıktan geleceğe odaklanmış bir bankacılık sistemine geçildiğini söyledi.
''TÜM BANKALARA EŞİT MESAFEDEKİ DURUŞ ÖNEMLİDİR''
Makro ekonomik istikrar ve uluslararası standartlara uygun denetim ve düzenleme çerçevesinin gelinen noktanın en önemli nedenleri olduğunu belirten Bilgin, şöyle dedi:
''BDDK olarak BDDK ve bankalarımızın kredibilite ve kaderlerinin ortak olduğuna inanıyoruz. Bu noktada kurumun güvenli, istikrarlı, etkin ve rekabetçi bir finansal piyasa, etkili ve etkin bir denetim sistemi hususundaki ısrarı ve sistemdeki tüm bankalara eşit mesafedeki duruşu önemlidir. Biz tüm bankalarımızın 2006 başından itibaren de 180 leasing, faktoring ve tüketici finansman şirketinin BDDK'sıyız.'' Değişimin önemine de işaret eden Bilgin, finansal varlıklara olan talebin artırılması ve bu bağlamda mali piyasalara derinlik kazandırılması gerektiğini, sadece bankacılık değil, leasing, faktoring, sigorta ve aracı kurumlarla toplu bir ilerlemenin şart olduğunu söyledi.
Bilgin, ''Şu anda leasingle ilgili mevcut kanunumuz var. Bunda bir kaç maddede oynama yaparak Banka Dışı Mali Kurumlar Kanunu taslağını hazırlamaktayız. 1-1,5 ay içinde ilgili bakanımıza sunmayı düşünüyoruz'' dedi.
Bankaların aracılık maliyetlerinin yurt dışı bankalar ve fon sağlayıcılarla rekabet edilebilir seviyeye indirilmesi gerektiğini ifade eden Bilgin, ilk hedefin BSMV olduğunu belirtti.
Bilgin, sağlıklı bankacılığın, reel sektörü de büyüteceğini, bankacılık sektörünün ölçek büyüklüğü ve hizmet çeşitliliğinin reel sektöre kaldıraç olacağını söyledi.