'Danıştay, aynı konuda farklı kararlar veriyor'

Adalet Bakanı Bozdağ: Şu anda Danıştay ve Yargıtay'da heyet halinde çalışma imkanı var. Aynı dairenin iki farklı heyeti arasında aynı konuda birbirinin zıddı kararlar var

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 26 Haziran 2016 01:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Danıştay, aynı konuda farklı kararlar veriyor'

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Şu anda Danıştay ve Yargıtay'da heyet halinde çalışma imkanı var. Aynı dairenin iki farklı heyeti arasında aynı konuda birbirinin zıddı kararlar var. Bir tane de değil, onlarca var. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Var. Başkan aynı ama aynı başkanın dairesinin içerisinde bir heyet aynı konuda 'a' diyor, öbür heyet 'b' diyor. Bu yargıya olan güveni de olumsuz etkiliyor. Şimdi heyet halinde çalışma da artık tarihe karışıyor. Çünkü üye sayısında yaptığımız azaltma nedeniyle Danıştay da Yargıtay da heyetler halinde çalışamayacak, tek heyet olarak çalışacak ve böylelikle içtihat farklılıkları da daireler içerisinde oluşmayacaktır, oluşturulmayacaktır. Bu da yargıya olan güveni olumlu yönde etkileyecektir." dedi.

Hukuki Araştırmalar Derneğinin (HUDER) İller Bankası Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği iftara katılan Bozdağ, konuşmasında, Avukatlık Kanunu'na, 20 Temmuz'da çalışmaya başlayacak İstinaf Mahkemelerine ve Yargıtay ile Danıştay'ın yapısında yapılacak değişikliklere ilişkin açıklamalarda bulundu.

- "Avukatlık mesleğine geçiş sınavla olacak"

Avukatlık Kanunu ile ilgili birkaç hususun altını çizmek istediğini dile getiren Bozdağ, "Avukatlık Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin bir bilim komisyonunu Bakanlık olarak kurduk, komisyon, çalışmalarını devam ettiriyor. Önümüzdeki yasama yılında Avukatlık Kanunu'nda köklü değişiklikler yapan yasa tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisine göndereceğiz." dedi.

Bakan Bozdağ, bu düzenleme ile sınavı avukatlık için zorunlu hale getireceklerini belirterek, "Bundan sonra yasa yürürlüğe girdikten sonra avukatlık mesleğine geçiş sınavla olacaktır. İkincisi, avukatların da kendi içerisinde bir kademelenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz, tabii müktesepleri koruyarak bunu yapacağız, yeni gelenler için. Yani hukukta okuyanları da bunun dışında tutarak yapacağız. Bundan sonra hukuk tercih edenler ne yapacak, Yargıtay'da murafaaya katılmak için belli bir avukatlık kıdemi olacak, ondan sonra oraya gidebilecek. Yani cübbeyi giydiği gün birisi murafaaya gidip giremeyecek. Bunu bir kez daha ifade ediyorum; müktesepleri koruyarak yapacağız, çünkü çok farklı tartışmalara yol açabilir, oraya bunun girmesine izin vermemiz lazım. Tabii avukatların staj yaparken çok ciddi sorunları var. Hem çalışamıyorlar hem sigortalı olamıyorlar, bir sürü dertleri var. Onların bu dertlerini de ortadan kaldıran adımlar atacağız. Stajyerlerimize değer vereceğiz ve onların sosyal güvenlik sistemi içerisinde yer almalarını sağlayacağız ve mağduriyetlerini ortadan kaldıracağız. Bunun gibi daha pek çok şeyi beraberinde getireceğiz." diye konuştu.

Bozdağ, "hukuki himaye sigortası" denilen bir sigorta sistemi üzerinde çalışıldığını ifade etti. Bu sigortanın zorunlu olmayacağını aktaran Bozdağ, "Buna bir devlet desteği de vereceğiz. Sigortayı yaptıran kişilerin bütün yargı giderleri sigorta tarafından ödenecek. Şu anda adli yardımlaşmaya yılda ayırdığımız parayı bu sigorta sistemine destek olarak aktardığımızda 2 milyar lira civarında bir sigorta sistemini döndürebileceğimizi hesap ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte hukuk sigortasıyla hem avukatlarımız hem vatandaşlarımız bu anlamda büyük bir imkana kavuşmuş olacaklardır. Bu da son derece önemli bir başka yenilik olacaktır." ifadelerini kullandı.

- İstinaf mahkemeleri

İstinaf mahkemelerinin 20 Temmuz 2016'da faaliyete başlayacağını hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstinafı hepimiz iyi anlamalıyız. İyi anladık mı? Şu anda ben esasında tam iyi anladığımız kanaatinde değilim. Cumhuriyet tarihinde en büyük hukuk reformu hiç şüphesiz. Atatürk döneminde, cumhuriyetin ilk yıllarında olmuştur. Ondan sonraki süreçler içerisinde rötuşlar, düzenlemeler, ilaveler, çıkarmalar var ama ondan sonra en büyük reform nedir diye sorarsanız bana göre 20 Temmuz 2016'da faaliyete geçecek olan istinaf mahkemeleridir. Son derece büyük tarihi bir reformdur. Ceza yargılamalarının yüzde 91'i, hukuk yargılamalarının yüzde 89'u, idari yargılamaların da yüzde 80'i istinafta kesinleşecektir.

Yargıtay'ın ve Danıştay'ın iş yükü aynı oranda azalacaktır. Yargılama hızlanacaktır, karardaki isabet oranı artacaktır. Şu anda Yargıtay, Danıştay zorunlu olarak vaka denetimi yapıyor. Aslında yapmaması lazım ama yapıyorlar fakat kararı değiştirebiliyorlar mı? Değiştiremiyorlar, sadece bozuyorlar, gönderiyorlar ya da onuyorlar işi bitiriyorlar ama istinaf ne yapacak, kararı sil baştan kendisi verebilecek. İlk derece mahkemesi gibi işi esastan ve doğrudan kendisi karara bağlayacak. Vaka incelemesi de delil incelemesi de yapacak, dosyada eksik gördüyse eksiği tamamlayacak, yanlış gördüyse yanlışı düzeltecek, doğru karar neyse onu kendisi verecek ve gerekçelendirecek. Böylelikle daha hızlı bir yargılama daha isabetli ve adil karar verme imkanı ortaya çıkacaktır. Çünkü bu ikinci derece bir yargılama da olacaktır. Birinci derecede hakim baktı, ayrı bir göz, ayrı bir akıl, ayrı bir tecrübe ama ikinci derecede bu ilk aşamadaki hiçbir noktada bulunmayan bir heyet bakacak buna. İkinci bir göz bakacak, ikinci bir tecrübe, ikinci bir donanım, ikinci bir muhakeme elbette ki kararların daha doğru olması sonucunu bu ciddi bir şekilde etkileyecektir. O yüzden yargıya olan güveni de daha yukarı çekeceğine ben istinafın yürekten inanıyorum. İstinaf faaliyete geçtiğinde elbette sıkıntılarımız olacak, onu da sabırla aşacağız."

- Yüksek yargıya ilişkin düzenleme

Yargıtay'da büyük bir yapısal değişime gidildiğini, 46 olan daire sayısını 24'e, 516 olan üye sayısını 200'e indireceklerini aktaran Bozdağ, Danıştay'da ise 17 olan daire sayısının 10'a, 195 olan üye sayısının da 90'a çekileceğini kaydetti.

Bozdağ, "Böylelikle buraların yapısını kökten değiştiren bir adım atıyoruz, Şu anda Danıştay ve Yargıtay'da heyet halinde çalışma imkanı var. Sizler de çok yakın biliyorsunuz ki aynı dairenin iki farklı heyeti arasında aynı konuda birbirinin zıddı kararlar var. Bir tane de değil onlarca var. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Var. Başkan aynı ama aynı başkanın dairesinin içerisinde bir heyet aynı konuda 'a' diyor, öbür heyet 'b' diyor. Bu yargıya olan güveni de olumsuz etkiliyor. Şimdi heyet halinde çalışma da artık tarihe karışıyor. Çünkü üye sayısında yaptığımız azaltma nedeniyle Danıştay da Yargıtay da heyetler halinde çalışamayacak tek heyet olarak çalışacak ve böylelikle içtihat farklılıkları da daireler içerisinde oluşmayacaktır, oluşturulmayacaktır bu da yargıya olan güveni olumlu yönde etkileyecektir." dedi.

- "Not sistemini yeniden getirdik"

Yüksek mahkeme üyeliğinin 12 yılla sınırlandırılmasına yönelik çalışmaya ilişkin, bu sürenin içtihat istikrarı, tecrübe ve donanım bakımından son derece yeterli olduğuna vurgu yapan Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Yargıda dinamizmi sağlamak, toplumda gelişen değişime göre Yargıtay'a bu değişimin yansımasını sağlamak bakımından da son derece önemlidir bu. Yargıtay'da, Danıştay'da edinilmiş tecrübelerin ilk derece mahkemelerine ve istinafa yansıtılması bakımından da bunun son derece önemli olduğuna inanıyoruz ve yargıda not sistemini yeniden getirdik. Hakimler, savcılar bundan belki şikayet edecekler ama not sistemini kaldırırken iyi bir düşünce ile kaldıran hükümetimiz bizim hesap ettiğimiz iyi neticelerin ortaya çıkmadığını görmemiz üzerine bu konuda yaptığı değişiklikten vazgeçmiş ve yeniden not sistemine dönme kararı almıştır. Buna büyük bir ihtiyaç var. Bu Yargıtay ve Danıştay'ın istinafın ilk derece mahkemelerine bir değerlendirme yapıp onlar hakkında birtakım kararlar vermesi ben eminim ki kararlardaki isabet oranını daha da artıracaktır. Önümüzdeki süreçte bu da -büyük bir- yargımızda olumlu değişime neden olacaktır. Şu anda direnme sayılarına baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti tarihinde rekor düzeyde direnme var. Öyle konularda direnme var ki ben şimdi onu okuduğum zaman 'Buna nasıl direnir?' diye kendi kendime diyorum 'Allah Allah bu arkadaşımız hiç bakmamış mı kitaba, kanunu açıp bakmamış mı? Nedir ne değildir diye hiç mi gözetmemiş'. Bu kadar açık bariz hukuka aykırılık, kanuna tartışmasız net aykırılık olan konularda dahi direnme kararları verilebiliyor. Yani bu konu da kötüye kullanılmıştır bunu buradan ifade etmekte fayda görüyorum. İnşallah bu not sistemi bu sakatlığı da ortadan kaldıracaktır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber