UMED Medya Okulu sertifika töreni düzenledi

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Bizim dış politikadaki amacımız, rızaya dayalı müzakerelerle aradaki sorunların çözülmesidir." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Haziran 2016 19:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
UMED Medya Okulu sertifika töreni düzenledi

Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Medya Okulu'ndan mezun olan öğrencilere sertifikalarının verilmesi dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Kurtulmuş, yeni Türkiye yürüyüşünde, bir yeni medya ihtiyacının da olduğunu söyledi. Bir ülkenin ne kadar geliştiğinin, o ülkedeki medyanın gücü ve niteliğiyle ölçülebileceğini belirten Kurtulmuş, "Dolayısıyla yeniden büyük, güçlü Türkiye istikametinde eğer yol alacaksak, bu istikamette yürüyüşümüzde ne kadar başarılı olduğumuzu gösteren önemli hususlardan birisi de Türkiye'de güçlü bir medyanın varlığı, güçlü bir medyanın gelişmesi ve bu medyanın Türkiye'de halk üzerinde ortaya koyduğu etkilerdir." diye konuştu.

Özgür olmayan, otosansür oluşturan medyanın, aslında kendisine de millete de fayda sağlamayacağını ifade eden Kurtulmuş, "Bu özgürlük de tahrip edici, yok edici bir özgürlük anlamında olamaz. 'Ben özgürüm' diyerek, her ağzına geleni söylemek ya da özgürlüğü başkasına hakaret ederek, başkasını yok ederek, başkasını hiçe sayarak kullanmaya kalkmak herhalde anladığımız, istediğimiz özgürlük değildir. Özgürlükten kastımız, fikri hür, vicdanı hür, zikri hür insanların olması, onların da medyada gördüklerini açık bir şekilde yansıtabilecek özgürlükleri önce kendilerinin oluşturmasıdır." diye konuştu.

Kurtulmuş, medyada olması gereken ikinci hususun da "insan değeri üzerinden mesleği icra etmek" olduğunu belirterek, "Medyanın en önemli özelliklerinden birisi anlatmak, var olanı objektif bir gözle anlatmak için medya var. Türkiye'deki yıllar içerisinde en önemli sıkıntılardan birisi milleti bütünüyle, en iyi şekilde anlama ve kavrama konusunda zaman zaman medya mensuplarının ve medyanın geride kalmasıdır. Bu öncelikli vazifenizin milleti anlamak olduğunu söylemek isterim." değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, medya mensuplarının dünyayı iyi anlaması ve teknoloji alanındaki gelişmeleri en iyi şekilde takip etmesinin önemine dikkati çekti.

"Demokrasi ve çoğulculuk" ilkelerinin medya tarafından benimsenmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "Laf olsun diye değil. 'Bizim işimize yaradığı kadar', değil. 'Bizim lehimize çalıştığı kadar', değil. Toplumun bütün kesimlerinde çoğulculuğun bütün gereklerini yerine getirecek kamil manada bir demokrasinin oluşmasını sağlamak, bu demokrasinin gelişmesi, demokrasinin kuramlarının yerleşmesi için bir sorumluluk sahibi olduğunuzu da çok iyi kavramak durumundasınız." dedi.

Kurtulmuş, dünyanın geldiği noktaya dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Terör örgütlerinin dünyada zarar veremeyeceği hiçbir ülke yoktur. Dolayısıyla bütün ülkeler, 'Şu örgüt bizim işimize yarar, bu örgüt bizim karşımızda olur.' diyerek örgütler arasında iyi kötü ayrımı yapmadan, bütün terör örgütlerine karşı insanlık cephesinde ortak bir mücadeleyi geliştirmesi gerekir. Ama ne yazık ki Türkiye olarak 40 yıldır PKK terör örgütüne, son dönemde de eş zamanlı olarak PKK, DAEŞ ve DHKP-C gibi terör örgütüne karşı birlikte verdiğimiz mücadelede çoğu zaman yalnız bırakıldığımızı üzülerek ifade etmek isterim. Bugün terör örgütü dediğiniz sadece birtakım şehirlerimizde, ilçelerimizde, Nusaybin, Cizre, Sur'da sokakları kazan, ellerinde bombalarla emniyet kuvvetlerimize karşı suikast yapan üç beş tane eşkıyadan ibaret değildir. Bu terör örgütlerinin, eğer arkalarında sırtlarını sıvazlayanlar olmasa, bir gün bile ayakta kalmaları mümkün değildir."

- "Bu mücadele sadece terör örgütlerine karşı değil"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, terörle mücadelede sadece askeri ve güvenlik açısından bir mücadelenin olmadığını belirterek, teröre karşı çok taraflı bir mücadele verildiğini ifade etti.

Türkiye'nin bu meseleleri anlatmasında kamu diplomasisi anlamında da medya anlamında da çok taraflı uluslar arası bir mücadele verdiğini dile getiren Kurtulmuş, "Biliyoruz ki bu mücadele sadece terör örgütüne karşı bir mücadele değil, onların sırtını sıvazlayanlara, onların ağa babalarına karşı da verilen bir mücadeledir. Bu mücadeleyi veriyoruz diye korkmayacağız, üzülmeyeceğiz, çekinmeyeceğiz. Onlar ne kadar cesur bu mücadeleye destek veriyorsa biz de o kadar cesur bu mücadeleye destek verenleri deşifre edeceğiz, onlarla uluslar arası alanda mücadele edeceğiz." şeklinde konuştu.

BM, EUROPOL ve uluslararası heyetlerce oluşturulan çalışma gruplarının raporlarına göre, terör örgütlerinin "narkoterör" icra ettiğini aktaran Kurtulmuş, dünyadaki uyuşturucu üretimi ve bunun pazarlarda satılmasında PKK da dahil bütün terör örgütlerinin, "narkoterörün" içerisinde olduğunu belirtti. Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"PKK'nın üst düzey yöneticilerinin uluslararası uyuşturucu kaçakçılığının içerisinde yer aldığını gösteren raporlar var. Uluslararası alanda bu çerçevede yılda narkotikten elde edilen gelirin 1.3 trilyon dolarlık büyük bir pazara sahip olduğunu da ifade etmek isterim. İşte terör örgütleri, bu pazarın en önemli alıcı ve satıcılarıdır. Böylesine büyük bir pazara sahip olan diğer uyuşturucu tüccarları ve baronları, Allah aşkına bu kadar büyük karı elde etmek için neler yapmazlar ki? Suikastlar yaparlar, istedikleri örgütlere silah verirler, istedikleri örgütlere ticari alanda zemin hazırlarlar, şirketler kurarlar, kurdururlar, istediği örgütleri uluslar arası ticaretin paydaşı, istedikleri örgütleri de istedikleri şekilde dünyadaki siyasi zeminlere taşırlar. Nice hükümetler indirirler, nice siyasi suikastler yaparlar. Bu çerçevede narkoteröre karşı mücadele etmek de uluslararası camianın büyük sorumluluklarından birisidir."

- "Dünyanın çok büyük yeni gelişmelere gebe olduğunu bilmek mecburiyetindeyiz"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye ve içerisinde bulunduğu coğrafyada büyük türbülanslar olduğunu belirterek, terörün ise sadece senaryonun görünen kısımlarından birisi olduğunu ifade etti.

Ekonomik anlamda üçüncü dünya savaşının çoktan başladığını söyleyen Kurtulmuş, "Dünya bu anlamda önümüzdeki dönemde çok sayıda yeni türbülanslarla karşı karşıya kalacak. Bundan bir sene önce bu salonda konuşsak ve İngiltere'nin AB'den çıkacağından bahsetsek herhalde işin erbabı olan çok az sayıda insan dışında, 'Böyle şey olur mu?' derdik. Böyle şey oldu. Bu anlamda dünyanın çok büyük yeni gelişmelere gebe olduğunu bilmek mecburiyetindeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, Avrupa'daki en tehlikeli gelişmenin, artan ırkçılık, aşırı sağ siyasi hareketler, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve özellikle Türkiye düşmanlığı olarak tezahür eden İslam düşmanlığı olduğunu kaydetti. Bunun Avrupa'nın geleceği için tehlikeli bir durum olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Avrupa'nın hemen her ülkesinde bu aşırı sağcı akımların yükselmesi, Avrupa'daki entegrasyon yanlısı siyasetçilere de çok çektirecektir, o şimdiden görülüyor. Dolayısıyla AB'nin de bu konuda daha kapsamlı, daha kuşatıcı daha çok entegrasyon yanlısı, etnik, mezhebi, ırki farklılıkları bir tarafa bırakıp, kuşatıcı fikirler etrafında yeni siyasetler geliştirmesi zorunludur." açıklamasında bulundu.

- "Türkiye, dış politika kısıtlarını inşallah birer birer kaldıracaktır"

65. Hükümetin programında yer alan beş temel direklerden birisinin, "dış politikadaki gelişmeler" olduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Şimdi Türkiye, etrafında gelişmekte olan ve maalesef Türkiye'ye karşı da çok ciddi tehditler oluşturan bu sorun alanlarını birer birer ortadan kaldırmaya gayret etmektedir. Bizim dış politikadaki amacımız, rızaya dayalı müzakerelerle aradaki sorunların çözülmesidir. Yani, zoraki müzakerelerle değil... Şimdi Suriye'de muhalefeti sahada, 450 bin kişiyi öldürüyorsun, zoraki masaya oturtturuyorsun. Bu rızaya dayalı bir müzakere değildir. Bizim kastımız, rızaya dayalı, konunun taraflarının hepsinin, 'Evet, ben bu görüşmeyi istiyorum, ben bu konuda anlaşmayı istiyorum.' dediği alanlarda Türkiye'yi ilgilendiren bütün sorunların birer birer çözülmesiyle ilgili perspektiflerimizi ortaya koyuyor ve sorun alanlarını ortadan kaldırmaya gayret ediyoruz. Ümit ediyorum ki Türkiye, çevresini kuşatan ve Türkiye'ye de ciddi şekilde tehdit oluşturan bu dış politika kısıtlarını inşallah birer birer kaldıracaktır. Ümit ediyorum ki en kısa sürede Suriye'de de adil bir barış olacak, Suriye'de halkın istediği istikamette eli kanlı devleti yöneten adamların değil, maalesef mağdur ve mazlum olan Suriye halkının istediği istikamette, ilgili bütün tarafların işin içerisinde olduğu, rızaya dayalı bir müzakere süreci açılır ve Suriye'de kalıcı, onurlu, halkın istediği bir barış ortamı sağlanmış olur."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber