'Türkiye Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir'

Türkiye'nin İsrail ile normalleşme sürecine girmesi uzun, 6 yıllık süreden sonra oldu. Uzun devam eden bir müzakere sonucu oldu, Türkiye'nin şartları ancak yerine geldikten sonra bu anlaşma imzalandı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 28 Haziran 2016 21:11, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Türkiye Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Bu anlaşma Türkiye'nin Filistin konusundaki politikasını değiştirdiği ya da değiştireceği anlamına gelmiyor. Bizim Filistin meselesi, Filistin'in bağımsızlığı, iki devletli çözüm, Gazze halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesi, işgalin sona erdirilmesi gibi konulardaki pozisyonumuz bellidir, değişmemiştir, bundan sonra da değişmeyecektir. Türkiye her platformda Filistin halkının yanında olmaya devam edecek. Tabi İsrail'le diplomatik ilişkilerin başlaması belki Filistin meselesinin çözümünde, Gazze halkının günlük ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye'nin elini daha da güçlendirecek bir etki yapacaktır. Bunu da inşallah fırsata çevirmeyi tabii ki düşünüyoruz." dedi.

Kalın, Kocatepe Kitap ve Kültür Fuarı'nda yeni eseri "Ben, Öteki ve Ötesi" imza gününde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İslam-Batı ilişkileri bağlamında üzerinde birkaç yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu söylediği yeni eserinin, "Her ben tasavvuru özünde bir öteki algısını da barındırıyor ama zaman zaman ben öteki ilişkisini bir çatışma, yok etme, tahakküm ilişkisi olarak tanımlayanlar var. Bu ilişkinin illa böyle olmak zorunda olmadığını tarihi örnekleriyle göstermeye çalıştık." diye konuştu.

İslam-Batı ilişkilerinin geniş bin 400 yıllık tarihine ilişkin materyallere de kitabında yer verdiğini belirten Kalın, İslam'ın tarih sahnesine çıktığı dönemlerden Ortaçağ, Rönesans, aydınlanma dönemleri ve modern dönemlere kadar uzun bir tarihi seyrin eserinde ele alındığını kaydetti.

Endülüs'ten Bağdat'a, Avrupa'daki etkileşimden modern eğilimlere kadar çok farklı yönlere değinmeye çalıştıklarını belirten Kalın, eserinde İslam-Batı tarihi ilişkilerinde sadece savaşların olmadığını aynı zamanda kültürel etkileşim, ticaret, seyahat, keşifler, ortak bilimsel ve sanatsal çalışmaları da farklı örnekleriyle sergilemeye çalıştıklarını ifade etti.

Kitabında bir arada yaşama kültürü ve ahlakının değişik örneklerini sunmaya çalıştıklarını ifade eden Kalın, Endülüs'te yaşayan ve lakabı Ziryap olan Ebu l-Hasan Ali Bin Nafi'ye dikkati çekerek, Ziryap'ın çağının bütün müzisyenlerini etkileyen bir müzisyen olduğunu kaydetti.

Modern dönemlerde Osmanlı vatandaşı Hacı Ali'nin Arizona çöllerine gidip Hi Jolly adını aldığına işaret eden Kalın, eserinde, değişik dönemlerden değişik örneklerden hareketle İslam-Batı ilişkilerinin tek düze olmadığını, çok boyutlu, çok katmanlı, çok renkli, dinamik, sürekli evrilen, farklı imkanlara kapı aralayan bir tarih olduğunu vurgulamaya çalıştıklarını dile getirdi.

- "İslam-Batı ilişkileri bugün de etkin olmaya devam ediyor"

Kitabında bugüne ilişkin de birtakım değerlendirmelerin yer aldığını belirten Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün de İslam-Batı ilişkileri, uluslararası ilişkilerden siyaset bilimine, medyadan kültürlerarası ilişkilere kadar çok geniş bir alanda etkin olmaya devam ediyor. Bugüne ilişkin de birşeyler söylüyoruz, geleceğe ilişkin de birşeyler söylüyoruz kitapta. Özellikle bugün Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağ, mülteci kriziyle beraber güç kazanan bu göçmen karşıtlığı, azınlık karşıtlığı ve bunan paralel olarak İslam karşıtlığı, İslamofobi bütün bunlar sadece Avrupa'nın sorunları değil, aslında küresel siyaseti etkiliyor, İslam dünyasını da etkiliyor, Türkiye'yi de etkiliyor, hatta Türkiye'nin AB üyelik sürecini de bu perspektiften ele almak mümkün ki, kitapta ona da bir bölüm ayırdık. Türkiye'nin AB üyeliğine kültürel, dini, tarihi argümanlarla karşı çıkanlar aslında bu tarihin sunduğu imkanlardan da ne kadar bi haber olduklarını gösteriyorlar. Biz hala AB'ya tam üye olmasının Türkiye'ye de, AB'ye de katkı sağlayacağını, iki tarafın da menfaatine olacağını savunuyoruz ama bu yolda ilerlerken karşımıza çıkartılan engeller hakikaten bir çok soruyu sormamızı da zorunlu kılıyor. Bunlar üzerine de biraz daha felsefi derinliği olan mülahazalar yapmaya imkan sunacak diye ümit ediyorum."

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "İsrail ile varılan mutabakat çerçevesinde bugün imzalanan anlaşmada Mavi Marmara saldırısında yaşamını yitirenlerin ailelerinin açtıkları davaya ilişkin nasıl bir süreç izlenecek, Meclis'te bu konuda yeni bir düzenleme, yeni bir anlaşma mı gündeme gelecek? Sayın Başbakan bir iki hafta içerisinde büyükelçi atamasına ilişkin bir karar alınabileceğin belirtti. Telaffuz edilen bazı isimler var kamuoyunda, bir isim üzerinde duruldu mu?" şeklindeki sorulara, "O davalarla ilgili konu bu anlaşma yarın İsrail Kabinesinde onaylandıktan sonra Türkiye'ye gelecek, Parlamentoya gidecek, ondan sonra bir Meclis süreci başlıyor, o neticelendikten sonra davalarla ilgili konu da netlik kazanacak" karşılığını verdi.

Büyükelçilik konusunda ise Başbakan Binali Yıldırım'ın sözlerine atıfta bulunan Kalın, "Anlaşma imzalandığına göre 'daha fazla gecikmeden bu süreci başlatalım' kararı verildi. Sayın Cumhurbaşkanımıza da arz edildi, zaten nihai olarak onaylama da kendisinden çıkacak." dedi.

- "Türkiye'nin şartları ancak yerine geldikten sonra bu anlaşma sağlandı"

Sürecin bir iki hafta sürebileceğini aktaran Kalın, bunun da Türkiye-İsrail ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlamaya umduğunu söyledi. Bir noktanın altını çizmek istediğini belirten Kalın, "Türkiye'nin İsrail ile normalleşme sürecine girmesi uzun, 6 yıllık süreden sonra oldu. Uzun devam eden bir müzakere sonucu oldu, Türkiye'nin şartları ancak yerine geldikten sonra bu anlaşma sağlandı ve evvelsi gün Roma'da paraflandı, bugün de imzalandı." diye konuştu.

Olayın Türkiye-İsrail boyutunu ilgilendiren bir yönü gibi bir de Gazze ve Filistin meselesini ilgilendiren boyutunun bulunduğuna işaret eden Kalın, "Bu anlaşma Türkiye'nin Filistin konusundaki politikasını değiştirdiği ya da değiştireceği anlamına gelmiyor. Bizim Filistin meselesi, Filistin'in bağımsızlığı, iki devletli çözüm, Gazze halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesi işgalin sona erdirilmesi gibi konulardaki pozisyonumuz bellidir, değişmemiştir, bundan sonra da değişmeyecektir. Türkiye her platformda Filistin halkının yanında olmaya devam edecek. Tabi İsrail'le diplomatik ilişkilerin başlaması belki Filistin meselesinin çözümünde, Gazze halkının günlük ihtiyaçlarının karşılanmasında Türkiye'nin elini daha da güçlendirecek bir etki yapacaktır. Bunu da inşallah fırsata çevirmeyi tabii ki düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Gazzeli kardeşlerimiz de bu anlaşmanın somut neticelerini hissedecekler"

İlk yardım gemisinin Cuma günü Mersin'den Gazze'ye yola çıkacağını anımsatan Kalın, "Böylece Gazzeli kardeşlerimiz de bu anlaşmanın somut neticelerini hayatlarında hissedecekler, görecekler. Bu ilk gemi değil tabi, bundan sonra belli aralıklarla bu yardım malzemeleri Gazze'ye ulaştırılacak." dedi.

Gazze'nin elektrik ve su miktarının artırılması noktasında da çalışmaların başlayacağını dile getiren Kalın, bu hafta Gazze'ye gidecek bir heyetin teknik çalışmalarının ardından yapılacak işler konusunda harekete geçileceğini ifade etti.

Kalın, "Gazze halkının rahat bir nefes alması için gereken adımlar bu anlaşmayla beraber daha hızlı bir şekilde atılacak inşallah." ifadesini kullandı.

Bir soru üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yarın saat 12.00'de görüşmesinin planlandığını belirten Kalın, "Türk Rus ilişkilerinin normalleşmesi için çok önemli bir adım atıldı." dedi.

Kalın, şöyle devam etti:

"Şimdi artık bir gelecek perspektifiyle bakıp Türk-Rus ilişkilerini normalleştirerek, ikili ilişkiler olsun, bölgesel konularda olsun neler yapabiliriz bunlara bakmamız gerekiyor. Türkiye de Rusya da bölgenin iki tane güçlü ülkesi, birbirlerine ilgisiz kalmaları, birbirlerini yok saymaları tabi ki düşünülemez. İki lider de burada büyük bir liderlik örneği göstererek bu krizin aşılması için çok önemli bir adım attılar. Bundan sonra da dediğim gibi hem ikili ilişkiler ama aynı zamanda bölgesel konular Suriye, Ukrayna, Kırım vesaire diğer konularda da sorunların diyalog yoluyla, müzakere yoluyla çözümü için yeni bir sayfa açılacak. Bunun da inşallah biz hem ikili ilişkilerimize hem bölgedeki barış ve istikrara katkı sağlayacağını umut ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mektubuna ilişkin bir başka soru üzerine ise Kalın, şunları söyledi:

"Üzüntülerini ifade ettiler orada, 'kusura bakmasınlar' dendi ve aileye bir, dün de açıklamamda söylemiştim aslında. Aileye 'kusura bakmasınlar' dedi, bu çok insani bir tavır, yani sebebi ne olursa olsun bir insan öldü orada. Onun ailesine bir taziyelerini iletti. Bunun Rus tarafından kabul edilmesi de tabi memnuniyet verici. Bu temel üzerinde biz şimdi ilişkilerimizi yeniden normalleştirme yolunda nasıl adımlar atabiliriz bunlara bakacağız."

- "Umudumuz kısa vadede bir takım somut adımların atılması"

Kalın, "Kısa vadede olumlu yansımalarını bekliyor musunuz?" şeklinde bir başka soru üzerine, "Yarın iki liderin yapacağı görüşmede belki bunların detayları biraz daha netleşecek. Ondan sonra somutlaştıkça bu adımlar sizlerle paylaşacağız ama bizim de umudumuz kısa vadede bir takım somut adımların atılması."

Vefat eden Rus pilotun ailesine tazminat ödenip ödenmemesi konusundaki soruya ise Kalın, "Sayın Cumhurbaşkanımızın mektubunda ifade edilen, 'ailenin acılarının hafifletilmesi için biz gereken adımları atmaya hazırız' ailenin bu yönde bir talebi olursa, şu anda henüz yok tabi. Bunu dediğim gibi bir insani zeminde mutlaka değerlendireceğiz." cevabını verdi.

Başbakan Binali Yıldırım'ın Kazakistan ve Azerbaycan Devlet Başkanlarına Türk- Rus ilişkilerinin bu noktaya gelmesi açısından teşekkür ettiği hatırlatılarak, "Acaba nasıl katkıları oldu iki ülkenin?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:

"Bu geçtiğimiz üç dört ay içerisinde bu konunun meselenin çözümüyle ilgili arabuluculuk yapan, devreye giren, inisiyatif alan kişiler oldu. Bunlar içerisinde özellikle Azerbaycan ve Kazakistan Devlet Başkanlarını zikretmek isteriz hakikaten. Ben çok detaya girmeyeyim belki Cumhurbaşkanımız daha detaylı kendileri sonra açıklarlar, ama onların ciddi katkısının olduğunu teslim etmek isteriz."

"Mısır'la benzer bir süreç yaşanır mı, ilişkilerin normalleşmesi açısından" şeklindeki soruya ise Kalın, "Şu anda belli bir düzeyde yürüyen ilişkiler var, onunla ilgili büyük bir değişiklik şu anda öngörülmüyor." karşılığını verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber