'Cumhurbaşkanlığı'na da belki girdiler, temizleyeceğiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, (Paralel Yapı) 'İnlerine gireceğiz' demiştim, girdik. Cumhurbaşkanlığı'na da belki girdiler, temizleyeceğiz. Bunlar ya istifa edip gidecekler ya da biz onları bulacağız.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 29 Haziran 2016 21:47, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Cumhurbaşkanlığı'na da belki girdiler, temizleyeceğiz'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bizim vatanımızı da asla bölemeyecekler. Kendi kendilerine böyle hayal aleminde dolaşanlar, gezenler var. Boşuna dolaşıyorsunuz, işte buyrun, bütün bu yapılan operasyonlar niçin yapılıyor? Bu vatan topraklarında biz sizlere asla gelip de bir parçayı, bir şehidimizin kanının yoğurduğu parçayı teslim etmeyiz, vermeyiz ve veremeyiz, böyle bir yetkimiz yok." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanlığı personeliyle iftarda bir araya geldi.

İftarın ardından yaptığı konuşmada tüm personelin, ramazanı şerifini ve yaklaşan Kadir Gecesi ile bayramını tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mübarek günlerin ülkemiz, milletimiz, İslam dünyası ve tüm insanlık için barışa, huzura ve selamete vesile olmasını diliyorum." diye konuştu.

"Maalesef bu iftar buluşmasını buruk bir şekilde gerçekleştiriyoruz." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirilen terör eyleminde 13'ü yabancı uyruklu, 41 kişinin hayatını kaybettiğini, yaralıların büyük bir kısmının taburcu olduğunu, 100 civarında yaralının tedavisinin devam ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, dünyanın en eli kanlı terör örgütlerinin hedefinde bir ülke olarak ağır bir imtihandan geçiyor. Terörün, terör örgütlerinin, terör eylemlerinin üstesinden geleceğimizden en küçük bir şüphem yok. Er veya geç Allah'ın izniyle bu işin üstesinden geleceğiz. Ama bu mücadelede yeri geldiğinde gerek güvenlik güçlerimizden gerekse sivil vatandaşlarımızdan kayıplarımız oldu ve halen de oluyor, bu mücadelede daha sonra da olacak. Biz terör örgütlerinin kıydığı her canı şehit olarak görüyoruz. İnşallah Rabbim de kendi katında bu şekilde kabul edecektir. Çünkü Rabbimin bizlere vaadi var ve 'Kendi yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz.' hitabıyla bu müjdeyi zaten bizlere veriyor."

Erdoğan, "Kimden gelirse gelsin, terör eylemlerinin hepimizin gayet iyi bildiği hususlarda Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya, taviz vermeye zorlama amacı taşıdığı açıktır. Biz de diyoruz ki bu millet Çanakkale'de çeyrek milyon vatan evladının kanı ve canı pahasına birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden vazgeçemeyeceği durumunu, inancını tüm dünyaya ilan etmiştir." dedi.

- "Sivil vatandaşlarımızı şehit edenlerin kimler olduğu apaçık ortada"

Son bir yılda kaybedilen her güvenlik görevlisinin, her masum vatandaşın yüreklerinde yeni bir yara açtığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

"Şunu çok açık net söylememiz lazım, gerçi dünya hala bizim şu anda yapmakta olduğumuz operasyonlarımızın sivil vatandaşları öldürmeye yönelik olduğunu ifade ediyorlar. İşin aslı böyle mi? Sivil vatandaşlarımızı şehit edenlerin kimler olduğu apaçık ortada. İşte en büyük ispatı dün akşam. Dün akşam havalimanında çocuk, kadın, yaşlı demeden bu insanları öldürenler teröristler değil miydi? Daha önce yine Ankara Garı'nda 105 tane vatandaşımızı öldürenler yine bu teröristler değil miydi? Onun öncesinde yine aynı şekilde Gaziantep'te, Diyarbakır'da bu tür terör eylemlerini yapanlar bu teröristler değil miydi? Değerli kardeşlerim, tabi ki burada bir algı operasyonuyla özellikle askerimizi, polisimizi, korucularımızı bu noktada suçlu, zanlı haline getirme gayretleri var. Fakat bunu hiçbir yere yutturamayacaklar. Çünkü bütün bunların hepsini bu millet gayet iyi biliyor."

- "Zaman zaman direklere çektikleri paçavralar hiçbir zaman bu ülkede bayrak tanımına uydurulamaz"

Şehitlerin acısını hiçbir zaman unutmayacaklarını ve aziz hatıralarını ilelebet yaşatacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şundan da taviz vermeyeceğiz, 4 tane bizim başlığımız, dolayısıyla bizim rabiamız var. Birincisi tek millet. Biz Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abaza'sıyla 79 milyon tek milletiz. Bizi bölemeyecekler, bizi parçalayamayacaklar ve biz et tırnak gibi aynen bir, beraber yolumuza devam edeceğiz. İki, tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanıdır, hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bizim bayrağımıza eş bayrak biz görmüyoruz ve ülkemizde öyle sağda solda, zaman zaman bazı direklere çektikleri paçavralar hiçbir zaman bu ülkede bayrak tanımına uydurulamaz. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' diyoruz. Ve tek vatan diyoruz. Üçüncüsü, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bizim vatanımızı da asla bölemeyecekler. Kendi kendilerine böyle hayal aleminde dolaşanlar, gezenler var. Boşuna dolaşıyorsunuz, işte buyrun, bütün bu yapılan operasyonlar niçin yapılıyor? Bu vatan topraklarında biz sizlere asla gelip de bir parçayı, bir şehidimizin kanının yoğurduğu parçayı teslim etmeyiz, vermeyiz ve veremeyiz, böyle bir yetkimiz yok."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatan dediğimiz nedir biliyor musunuz? Kuru bir tarla değil, vatan dediğimiz kuru bir arazi değil. Vatan değimiz şehit kanlarıyla yoğurulmuş toprakların ta kendisidir, orada şehit kanı var. Dolayısıyla bizim onu sonuna kadar koruma görevimiz var, sorumluluğumuz var, mesuliyetimiz var. Bu cumhurun başı olarak şahsım, hükümetimiz hep birlikte cumhurbaşkanlığında sizler, ordumuz, polisimiz, köy korucularımız işte bunun mücadelesini veriyoruz ve sonuna kadar da vereceğiz." diye konuştu.

Taviz verilemeyecek başlıkların dördüncüsünün tek devlet olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bizim Türkiye Cumhuriyeti'nden başka devletimiz yoktur. Devletin içinde devlet olmaz. Çıkmış 'paralel devlet, bilmem şu devlet, bu devlet' Ne devleti ya? Türkiye Cumhuriyeti Devleti içinde ikinci bir yapılanmaya gidenler onlara da şimdiden bu haberi veriyorum, daha önce ne demiştim? 'İnlerine gireceğiz' demiştim, girdik. Ne oldular? Kimi Pensilvanya'ya kaçtı, kimisi Avrupa'ya kaçtı, kimisi değişik yerlere kaçtı, bine yakın kaçanların sayısı." şeklinde konuştu.

- "Cumhurbaşkanlığına da girmişlerdi, belki hala da vardır. Onların üzerinde de çalışıyoruz, söyleyeyim"

Bazılarının da cezaevinde olduklarını ancak bunların yeterli olmadığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Daha çok var, binlerce var. Bunların da hepsi ortaya çıkarılacak, bunların üzerinde çalışıyoruz, durmak yok, temizleyeceğiz. Cumhurbaşkanlığına da girmişlerdi, belki hala da vardır. Onların üzerinde de çalışıyoruz, söyleyeyim, ya kendileri istifa eder giderler, nereye giderlerse gitsinler ama burayı lekeleyemezler. Ve geldiğimiz andan itibaren yaptığımız iş zaten o temizlik harekatıdır. Çünkü bunlar, enteresan olan şey şu, bunu bilmenizi istiyorum, adam açıklama yapıyor, 'Pensilvanya'daki zat onlara şah damarından daha yakınmış.' Bu ifadeyi siz nasıl kullanırsınız?' Rabbimiz bize ayetinde bildiriyor, 'Size şah damarınızdan daha yakınım.' O güç Allah'tır ve bize Rabbimizden başka şah damarından daha yakın olan hiçbir şey olamaz. Bu iddiaları ortaya koyanlar, bu söylemleri söyleyenler şirk içindedir. Bunu bir defa bilmek gerekir. Onun için bu tür sapıkları da iyi tanıyalım ve bu tür sapıkların olduğu toplumlarda bu ifade kullanıldığı yerde anlayın ki bu budur. Hiç endişeniz olmasın biz kula kul olmayacağız, biz sadece Allah'a kul olacağız."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin asıl felaketi bu terör olayları değil, hedeflerinden ve ideallerinden vazgeçmesi olur. İşte biz bundan vazgeçmeyeceğiz. Milletimizi böyle bir felaketle asla yüz yüze bırakmayacağız. Bu vesileyle dün İstanbul'da kaybettiklerimiz başta olmak üzere, terör olaylarında verdiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da Rabbimden acil şifalar diliyorum." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanlığı personeliyle bir araya geldiği iftarda yaptığı konuşmada, "Bizim rabiamız, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu dört başlık işte bizi başarıya götüren başlıktır. Bizim birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin ve hep birlikte Türkiye oluşumuzun sırrı budur." diye konuştu.

"Türkiye'yi hedeflerine ulaşmaktan ne PKK'sı, ne YPG'si, ne DEAŞ'ı, ne DHKP-C'si ne Paralel İhanet Çetesi hiçbirisi alıkoyamayacaktır." ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu terör örgütleri en son Milli Güvenlik Kurulu toplantımızda kararımızı aldık, 'Legal görünüm altında illegal terör örgütleri' ki 'Fetullahçı Terör Örgütü de bunlardan bir tanesidir' dedik ve bunu strateji belgemize girdik. Şimdi de yargı kararları gelmeye başladı mı? Başladı. Bu yargı kararlarının gelişiyle birlikte de bunlara karşı takınılacak tavır çok daha farklı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

- "Türkiye'nin 2023 hedeflerine mutlaka ulaşacağını buradan duyuruyorum"

Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Bu terör örgütleri üzerinden bizi tedip edeceklerini sananlara sesleniyorum, ne yapsanız boş. Türkiye'nin 2023 hedeflerine mutlaka ulaşacağını buradan duyuruyorum. Burası Cumhurbaşkanlığı makamı. İnşallah Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü çok daha farkı kutlayacağız 2023 Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü ve ona hazırlıklarımızı çok daha farklı yapacağız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline mutlaka geleceğiz." dedi.

Yarın Osman Gazi Köprüsü'nün açılışını yapacaklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kim derdi ki Avrupa'yı Asya'ya bu şekilde bağlayacaklar veyahut da Körfez'de böyle dolaşmaktansa hemen şöyle 5 dakika 6 dakika içerisinde oradan karşıdan karşıya geçelim ve oradan şu anda bitmiş olan köprüden çıkıştan sonra Orhan Gazi'ye kadar, Osman Gazi'den 40 kilometre bitti, dört dörtlük bir yol. Ama bu İstanbul'dan çıktığımız zaman İzmir'e 3 saatte, 3 saat 15 dakikada varacağız, 8.5 saatlik yolu buraya indiriyoruz. Bu medeni olmanın işaretidir. Çünkü hep söylerim yol medeniyettir, su medeniyettir, yolu olmayan medeniyetten bahsedemez, suyu olmayan medeniyetten bahsedemez. İşte bunları şu anda gerçekleştirmiş, barajlarıyla, göletleriyle artık Türkiye'de bambaşka bir süreç başladı.

Yarın Osman Gazi köprümüzün açılışıyla yeni bir dönem başlıyor ve bütün o Körfezi dolaşmaktan vatandaşlarımız kurtulacaklar. Bunlar bizim ciddi manada kaza riskimizi azalttığı gibi şunu bileceğiz ki 'vakit nakittir' anlayışından hareketle vakti, nakte dönüştürüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Ağustos'ta da Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün açılışını yapacaklarını belirterek, "O bambaşka bir güç Boğazın üzerinde üçüncü bir gerdanlık. O da yine güzelliği ile herşeyiyle farklı. Osman Gazi dünyada dördüncü sırada yer alıyor. Özellikleri itibarıyle Yavuz Sultan Selim bir numara olacak. Çünkü ortasından da malum raylı sistem geçecek. Bütün bu özellikleriyle bu güzellikleriyle bir yeni adım inşallah onlar da bittiği zaman çok daha farklı olacak ta Kınalı'dan Akyazı'ya non stop arabanıza bineceksiniz ve hiçbir yere takılmadan oralara kadar ulaşabileceksiniz. Bütün bunlar bir inancın, bir aşkın, bir heyecanın neticeleridir. Zaten hazmedemeyenler, çekemeyenler, şu anda ülkemize saldıranların, saldırılarının niyetlerinin arkasındaki en önemli şey de bu değil mi? Büyüyen güçlenen bir Türkiye'yi hazmedemiyorlar." diye konuştu.

Erdoğan, 26 Aralık'ta Boğaz'ın altından Marmaray'dan sonra bu defa da Avrasya Tüneli'nin geçeceğini dikkati çekerek, "Herkes artık aracıyla Boğaz'ın altından geçecek. Ama bazılarının havsalası bunu almıyor, 'bu işler nasıl oluyor?' Niye? Çünkü onların bu ülkede dikili bir ağacı yok, bunlar oldukça bunlar çılgına dönüyor. Ama ne yaparsanız yapın, biz, halkımıza sözümüz var, ahdimiz var ve milletimize verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz." ifadelerini kullandı.

- "Bunları aşacağız"

2018'in başında da dünyanın en büyük havalimanının açılışını yapacaklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yılda 150 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı. Yeşilköyü niye gelip bunlar bombaladı? Ne günahı vardı o insanların? Çocuk kadın yaşlı, yerlisi var, yabancısı var, bu sivil insanların ne günahı vardı? Hem kendini patlatıyorsun, hem de o insanlar bu sebeple orada ölüyorlar. Bunun insani, vicdani herhangi bir yanı var mı, İslami her hangi bir yanı var mı? Yok. Bunlar ne Müslümanı ya, bunlar, 'ila cehenneme zümera', oraya gidici bunlar. Bunlar cehennemde yerini hazırlamışlar. 'Bir kişinin ölümüne neden olmak tüm insanlığın ölümüne neden olmaktır' diyor bizim dinimiz. Böyle bir şey nasıl yaparsınız? Ama nasıl ki Pensilvanya noktasında böyle farklı aldananlar var, hep söylüyorum ya, 'tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet' diyorum aynen böyle işte. Bunları aşacağız ama bunları aşmak için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız ki bunları aşalım."

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde hep beraber çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Geldiğimizden beri neler yaptılar değil mi? 'Buraya giremezsiniz' dediler, 'yapamazsınız' dediler, 'burada ne işiniz var' dediler. Ne oldu girdik mi buraya? Girdik. Çalışıyor muyuz? Çalışıyoruz. Daha önce çalıştığınız mekanlarla bu mekan arasındaki hizmet farkınız ortada mı? Ortada. Ama onların böyle bir derdi yok ki, onların derdi başka, Ama biz biliyoruz ki buralar tüm dünyaya bir sinyaldir ve burada verilen hizmet bereketlidir, daha da bereketli olacaktır. Çünkü bu makam dünyanın her yerinde mazlumların ve madumların yardımcısı olmayı mutlaka sürdürecek bir makamdır. Bugün ben varım yarın bir başkası olacak. Burası benim tapulu malım değil, biz gelip geçiciyiz, bizim yerimiz belli, iki metreküp bir mezar, sonunda oraya gideceğiz. Eğer bu kubbede hoş bir seda bırakabilmişsek ne mutlu bize ama bırakamamışsak vay halimize." ifadelerini kullandı.

- "Hedeflerimizden vazgeçmeyeceğiz"

Ziya Paşa'nın, "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" sözüne atıfta bulunan Erdoğan, "Şimdi bütün bu terör eylemleriyle beraber acımızı yaşayacağız, şehitlerimize rahmeti, dualarımızdan eksik etmeyeceğiz ama hedeflerimizden de vazgeçmeyeceğiz. Ben o şehit analarına, şehit annelerine annem olarak, anam olarak bakıyorum. Ama onlar da diyorum ki bir gün, iki gün, güç gün, beş gün acınız olacaktır ama unutmayın siz peygamberlik makamından sonra en yüce makama ulaşmış bir şehidin annesi olarak anılıyorsunuz, bunu unutmayın." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin asıl felaketi bu terör olayları değil, hedeflerinden ve ideallerinden vazgeçmesi olur. İşte biz bundan vazgeçmeyeceğiz. Milletimizi böyle bir felaketle asla yüz yüze bırakmayacağız. Bu vesileyle dün İstanbul'da kaybettiklerimiz başta olmak üzere, terör olaylarında verdiğimiz tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralılara da Rabbimden acil şifalar diliyorum." dedi.

Erdoğan, İstanbul'daki terör saldırısı dolayısıyla telefonla arayarak taziye dileklerini ileten Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Devlet Başkanı Barack Obama, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Pakistan Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konsey Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı David Cameron, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras başta olmak üzere yazılı mesaj yayınlayan devlet ve hükümet başkanlarına da şahsı ve milleti adına teşekkür etti.

Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdülaziz, Veliaht Prens Bin Naif, Veliaht vekilprens Bin Muhammed, Katar Emiri Şeyh Temim'in de yazılı beyanlarıyla üzüntülerini ve Türkiye'nin yanında olduklarını bildirdiklerini belirten Erdoğan, bunlara da milleti adına teşekkür etti.

- "Ellerini ovuşturanlar da yok değildi"

Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinin farklı bir gündemle önceden kararlaştırıldığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sayın Putin'le samimi başsağlığı dileklerinin yanında ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin düzeltilmesine yönelik son gelişmelerle ilgili görüşlerimizi paylaştık. Gerçekten her iki ülke için de çok faydalı bir görüşme yaptığımıza inanıyorum. Türkiye ile Rusya arasındaki münasebetlerin hızla eski seviyesine ulaştırılması konusunda kendisiyle mutabık kaldık. Sayın Putin'le eylül ayında Çin'de yapılacak G-20 toplantısında daha kapsamlı bir görüşme gerçekleştirme kararı aldık. Bu arada 1 Temmuz'da Soçi'de dışişleri bakanlarımızın da bu konuları enine boyuna ele almaları hususunda bakanlarımıza talimat vermeyi kararlaştırdık. İlk adım olarak da turizmde hemen kapıları açalım ve turizm noktasındaki adımlarımızı süratle atalım kararına vardık ve kendileri de bakanlar kuruluna başkanlık ettiler ve bakanlar kurulu toplantısında talimatı kendileri verdiler ve bunu da bizzat arkadaşlarımız takip ettiler.

Bu konudaki samimiyetin ötesinde de bütün alanlarda şu ana kadar attığımız adımları çok daha farklı bir şekilde geliştirerek o varmış olduğumuz kararları tahakkuk ettirmek, gerçekleştirmek için gerekli adımları süratle atmanın kararını yine bu görüşmede aldık. Birçok mahfiller farklı şeyler söyleyebilirler, bunlar bizim için çok da önemli değil. Ama bu süreci, bu denli samimi işletmede yardımcı olan bütün dost devlet başkanlarına, hükümet başkanlarına özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü Rusya ile aramızdaki ilişkiler özellikle gerek Başbakanlığım dönemimde, gerekse Cumhurbaşkanlığım dönemimde çok çok iyi bir konumdaydı, şu anda bunu yeniden başlatacağımızın bugünkü telefon bir miladı olmuştur. Bundan dolayı Sayın Putin'e ve mesai arkadaşlarına verdikleri emek sebebiyle, ben de mesai arkadaşlarıma verdikleri emekler sebebiyle teşekkür ediyorum ve bu yeni sürecin ülkelerimiz hakkında hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bizim bu sürece ellerini ovuşturanlar da yok değildi biliyor musunuz? O da çok manidar. 'İyi ki oldu be' diyenler de vardı. Ama onların da oyunu böylece bozulmuş oldu."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ile Mavi Marmara gemisi saldırısından sonra sorunlu olan ilişkileri düzeltme yolunda önemli adımlar attıklarını belirterek, "Bu adımların da milletimiz ve Filistinli kardeşlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Yalnız buradan bir açıklama yapmak durumundayım; Türkiye Cumhuriyeti olarak biz hangi adımı atıyorsak atalım, bu adım bilinmelidir ki her zaman karşılıklı milletlerin kazanımına dayalı bir adımdır. Hiçbir zaman hiçbir adımı tek taraflı düşünmedik. 'Kazan-kazan' esasına dayalı olarak hep bu adımları atmışızdır. Yani Türkiye de kazanmalı, Rusya da kazanmalı. Türkiye de kazanmalı, İsrail de kazanmalı." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanlığı personeliyle iftarda bir araya geldi.

Yaptığı konuşmada Türkiye ile İsrail ilişkilerine değinen Erdoğan, iki ülke arasında Mavi Marmara gemisi saldırısından bu yana sorunlu olan ilişkileri düzeltme yolunda önemli adımlar atıldığını belirtti.

Recep Tayyip Erdoğan, bu adımların da Türk milleti ve Filistinliler için hayırlı olmasını dileyerek, "Yalnız buradan bir açıklama yapmak durumundayım; Türkiye Cumhuriyeti olarak biz hangi adımı atıyorsak atalım bu adım bilinmelidir ki her zaman karşılıklı milletlerin kazanımına dayalı bir adımdır. Hiçbir zaman hiçbir adımı tek taraflı düşünmedik. 'Kazan-kazan' esasına dayalı olarak hep bu adımları atmışızdır. Yani Türkiye de kazanmalı, Rusya da kazanmalı. Türkiye de kazanmalı, İsrail de kazanmalı. Buralardaki hassasiyetimiz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir." ifadesini kullandı.

Bazılarının İsrail ile ilgili olayları farklı şekilde kaşıdıklarını ifade eden Erdoğan, "Biz İsrail ile olan ilişkilerimizi niye kesmiştik? Olay malum. Peki duruşumuzda o günden bugüne herhangi bir değişiklik oldu mu? Olmadı. Ama şimdi Sayın Obama'nın araya girmesiyle başlayan yeni süreç... 3 başlık talebimiz vardı. Bunun bir tanesi özürdü. Bunun özür olayını bizzat Sayın Obama'nın yanında, o zamanlar İsrail Başbakanı zaten ifade ettiler ve o madde gerçekleşti. Ama o günden bugüne 3 yıl içerisinde arkadaşlarımızın İsrail tarafıyla görüşmeleri oldu. Bunları bu akşam ben niye anlatıyorum, çünkü hedef saptıranlar var, duymayıp uyduranlar var. Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarım bunları bilsin istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "Kanın rakamı olur mu?"

İsrail ile ilişkilerde yaşanan son gelişmeleri eleştirenlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Olayı yaşayan benim, olayı yaşayan benim özel temsilcilerim fakat sen neyi duydun, neyi gördün, neyi bildin? Söylemediğim şeyleri söylenmiş gibi gösterenler var. Çünkü bunlar akşam başka, sabah başka konuşurlar, böyle hareket ederler. İkinci başlığımız neydi bizim? Dedik ki tazminat. Görüşmeler yapıldı, 20 milyon dolar 10 şehidimiz için tazminat olarak belirlendi. Şimdi çıkmışlar onlara farklı şeylerle, 'Olur mu 20 milyon, ne demek, siz daha fazlasına layıksınız.' Bu kanın rakamı olur mu? Şu anda yapılan görüşmeler neticesinde böyle bir tazminata karar verilmiş. Alır veya almaz ama biz burada uluslararası bazda bir adım atıyoruz. Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı, Gazze'ye bugüne kadar hep yaptık, yapıyoruz. Filistin'e yaptık, yapıyoruz ama bunları da yaparken bizler bir yerlere gövde gösterisi olsun diye değil, her şeyi uluslararası diplomasi neyse bu diplomasi içinde yaptık, yapıyoruz. Bundan sonra da yapacağız. Bunları davul zurna çalarak değil, edebi, adabı içerisinde yaptık, yapıyoruz."

Erdoğan, cuma günü Mersin'den İsrail'e 14 bin ton insani yardım malzemesi yüklü geminin kalkacağına işaret ederek, gemide gıdadan giyeceğe ve çocuklara verilecek hediyelere kadar birçok malzeme bulunduğunu kaydetti.

Gazze'de 200 yataklı bir devlet hastanesinin bitirildiğini vurgulayan Recep Tayyip Erdoğan, hastanenin şu anda tıbbi teçhizatlarının döşendiğini, daha sonra da açılışının yapılacağını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in okullar konusunda verdiği söze dikkati çekerek, "İsrail'in Türkiye üzerinden bu tür yardımların girmesine müsaade edeceğini" vurguladı.

- "En önemli sıkıntı enerji"

"En önemli sıkıntının enerji" olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:

"Enerji noktasında, 'İster İsrail tarafından enerji verilebilir veya Almanlar tarafından geçmişte orada yapılmış olan santralden bu enerjiyi verebiliriz.' dediler. Şu anda ekibimiz, o santrali kontrole gidecek, çünkü eski bir santral. Dolayısıyla Enerji Bakanlığımızın göndereceği ekip orada kontrolleri yapacak. Talep daha fazla olabilir ve ondan sonra bu devam edecek. Burada çok daha alternatifli enerji noktasında imkanlar sağlayalım. Bunların da görüşmeleri ayrıca yapılıyor. Bir diğer konu su. Doğru dürüst su bulamıyorlar. Su imkanı yok. Dedik ki bir denizden artıma, iki sondaj. Her ikisine de 'evet' dendi ama bu arada 'Biz İsrail'den de su verebiliriz.' dediler. Bu konuda yine şu an itibarıyla detaylarına girmeyeyim, oradan da su vermek suretiyle bu 3 çeşitlendirme olmuş olacak. Ve okul, hastane daha farklı yerlerde yapma konusunda bir sıkıntı yok. En büyük sıkıntı mesela çimento sıkıntısıydı. Bu konuda da kendileri kapıları açacaklarını söylediler."

- "Bunları kimse yutmaz"

"Birileri çıkıyor, televizyonlarda yorumlar yapıyor. Bazı siyasi partilerin başkanları çıkıyor, bakıyorsunuz tamamen tersine, olumsuz, yalan, yanlış her şeyi söylüyor. Bunları kimse yutmaz." diyen Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdi bunlar yapıldıkça ne yapacaksınız. Şimdi cuma günü bu gemi kalkıyor, gidecek. Bundan sonra bu bir rutine de bindirilecek. Enerji, su... Bütün bunlar çözüldükçe ne yapacaksınız? Biz şu anda Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız imzasını attı, karşı taraf attı. Biliyorsunuz İsrail Bakanlar Kurulu'ndan da bu metni geçirdiler. Şimdi aynı şekilde biz de Meclisimizden bunu geçirmek suretiyle bu anlaşmayı tamamlamış olacağız." şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Oradan meydan okumanın anlamı ne? Gelin de bize Meclis'te anlatın. Başbakan anlatıyor, ben anlatıyorum. Sen anlamıyorsan, özürlüysen ben ne yapayım. Zaten Parlamento'da anlatılacak olanlar bunlardan farklı şeyler değil, bunu anlatacaklar." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"İnanıyorum ki bu her iki anlaşma, her iki adım, şu sıkıntılı günlerimizde bizim için inanın çok farklı bir adım oldu. Bunun bereketlenerek gelmesi en büyük temennimdir. Türkiye'yi önümüzde çok daha aydınlık günler bekliyor. Turizmde bakın bugün bütün sektörün ileri gelenleri açıklamalarını yapmaya başladılar. Herkesin bir beklentisi var. Yapmaya gel, yapmaya. Sorumluluk makamındasın. Sorumluluk makamında olan yıkmaya gelir mi? Bu ülke hepimizin. Hepimizin olan bu ülkede çıkıp da yani salı günleri sana verilen o mikrofondan böyle hakaret etmen, Cumhurbaşkanına hakaret, Başbakana hakaret, bunlar sana bir şey kazandırmaz. Yaklaşık 10 yıldır o partinin başındasın, devamlı geri gidiyorsun. Patinaj, başka bir şey yaptığın yok. Zaten biraz bu meselede şöyle kendini bir hesaba çeksen, hesap uzmanısın ya 'Ben bu işi başaramadım' deyip çekip gitmen lazım."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber