'Kahraman aramaya gerek yok, kahraman yüce milletimiz'
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında yaralanan Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Kaşıtoğlu, "Vatandaşların kararlılığı sayesinde İstanbul'da işgal altında olan bölgelerden biri olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü darbecilerden ilk kurtarılan yer olarak kayıtlara geçti." dedi.
LALE BİLDİRİCİ
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında yaralanan Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı Muharrem Kaşıtoğlu, "Vatandaşların kararlılığı sayesinde İstanbul'da işgal altında olan bölgelerden biri olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü darbecilerden ilk kurtarılan yer olarak kayıtlara geçti." dedi.
Darbe girişiminde yaralanan Kaşıtoğlu, 15 Temmuz akşamı yaşananları AA muhabirine anlattı.
Saat 22.00 civarında Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek ve AK Parti Beykoz ilçe Başkanı Mustafa Gürkan ile bir toplantıdan çıktıklarını ve belediye binasına geçtiklerini, bir anormallik olduğunu anlar anlamaz Kavacık'taki AK Parti Beykoz İlçe binasına gittiklerini aktaran Kaşıtoğlu, tüm teşkilat mensuplarına "Acil ilçe binasında toplanın" mesajı attıklarını söyledi.
Çok kısa sürede insanların ilçe merkezine akın etmeye başladıklarını kaydeden Kaşıtoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokağa çıkın" talimatı üzerine de saat 24.00 civarı ilçe sınırları içerisinde yer alan ve askerler tarafından ele geçirilen Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne hareket ettiklerini belirtti.
''Yüzünü hiçbir zaman unutmayacağım bir asker tereddütsüz ateş ediyordu''
Yolda, ara sokaklardan sel gibi kalabalıkların kendilerine katıldığını gördüklerini belirten Kaşıtoğlu, şunları kaydetti:
"Kalabalık çok büyümüştü. Bizler görevimizin de verdiği sorumlulukla en önde hareket ediyorduk. AK Parti'nin önceki dönem ilçe başkanı Adem Sefer ile bölgeye ilk ulaşan grupta yer aldık. Askerler tarafından yolun Anadolu'dan Avrupa'ya geçiş yönünde Kavacık'tan kesildiği noktaya geldiğimizde işin ciddiyetini daha iyi anladık. Askerlerin bir kısmı pasif durumda beklerken, bir kısmı da bize dağılmamız, yaklaşmamamız gerektiği uyarısı yapıyordu. Orada 4 tank ve 2 asker kamyonu vardı. Askerlere yolu açmalarını söylerken önce havaya sonra yere ateş etmeye başladılar. 10 metre ilerinizde üzerinize doğru ateş ediliyor ve haliyle korkuyorsunuz. Sonrasında gözümüzün önünde bir arkadaşımıza doğrudan ateş ettiler ve vurdular. Biz bunu görünce askerlerin üzerine daha bir kararlılıkla yürüdük ve onlardan bazıları bizim de üzerimize daha kararlılıkla ateş etmeye başladı. Adeta yaylım ateşi altında kalmıştık. Özellikle yüzünü hiçbir zaman unutmayacağım bir asker tereddütsüz ateş ediyordu. Ben de şarapnel parçalarıyla çenemden ve göğsümden yaralandım, yüzüm üstüm başım kan içinde kalmıştı."
Yaralandığı sırada karmaşanın devam ettiğini ama yaralı halde saat 03.00'e kadar orada kaldığını ve daha sonra kendisini araçla hastaneye götürdüklerini bildiren Muharrem Kaşıtoğlu, Beykoz halkının kararlılığıyla tanklardan 3'ünün ve askeri araçların ele geçirildiğini ifade etti.
"Dini devlet işlerine karıştırma çabaları..."
Kaşıtoğlu, şöyle devam etti:
"Tüm bu karmaşa içinde ve öfkeye rağmen dahi askerlere çok şiddetli bir muamele yapılmadı, her şeye rağmen sağduyulu davranan Beykozlular o gece orada tarih yazdı. Darbeci askerlerin daha sonra ortaya çıkan konuşma ve yazışmalarında 'FSM'de sıkıntı var, takviye yapın, bombalayın' sözleri de Beykoz direnişinin ne kadar etkili olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Vatandaşların kararlılığı sayesinde İstanbul'da işgal altında olan bölgelerden biri olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü darbecilerden ilk kurtarılan yer olarak kayıtlara geçti. Oraya koşarken evimizdeki evlatlarımız, makamımız, servetimiz ve gelecek planlarımız yoktu aklımızda, ülkeyi kurtarmak vardı. Düşman bu defa içerdendi ve belki de daha tehlikeliydi. Biz de bu bilinçle hareket ettik ve gereğini yaptık. Rabbim bizlere bir daha böyle bir sınav vermesin. Uyanık olmalıyız, dini devlet işlerine karıştırma çabalarına ve yaklaşımlarına sıfır tolerans göstermeliyiz. Bu söylediğim yanlış anlaşılmasın. Anlatmak istediğim 'biz inançlıyız, İslam bayrağını en iyi biz taşırız' diyen ve devlete sızmaya çalışanlardan bahsediyorum. Cemaatlerin hizmetlerinin hangi mecrada kalması gerektiğinin çerçevesini de ülkemizin yöneticileri net olarak çizmelidir. Çünkü bu olay yoğurdu üfleyerek yememiz için acı tecrübelerle önümüzde durmaktadır."
"60'lar Hikaye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane" isimli kitabı da bulunan Kaşıtoğlu, 12 Eylül Darbe döneminde yaşananları kitaplardan ve belgesellerden öğrendiğini ama 15 Temmuz'u yaşadığını anlattı.
"Gelecekte 15 Temmuz'un kitabını, şehitlerin ve gazilerin hikayelerini, kısacası direniş destanını ve hatta 2.Kurtuluş Savaşı'nı yazacağım İnşallah. İleri kuşaklara aktarmak da bir borç bizim için." diyen Kaşıtoğlu, insanların bedeli ağır da olsa askeri darbenin ne büyük bir toplumsal yıkıma neden olabileceğini yaşayarak öğrendiğini ifade etti.
''Bu uğurda şehit olanları tarih çoktan Sütçü İmamların, Nene Hatunların yanına yazdı bile''
Darbe girişiminin ardından yazılanları takip ettiğini de belirten Kaşıtoğlu, "Ben diyorum ki kahraman aramaya ya da yaratmaya gerek yok. Kahraman, yüce milletimiz, kahraman oto lastikçisi Metin, garson Ömer, gümüşçü Cengiz, dürümcü Murat, sıvacı Hasan, ev hanımı Ayşe, görme engeli olmasına rağmen gelen ve kaval kemiği parçalanan İlhan. Yani halk. Bu olayın kahramanlarını sıraya koysak, ilk sıra kesinlikle milletimizdir, bu insanlardır. Bugün bu uğurda şehit olanları ve gazilerimizi ve halkımızı tarih çoktan, Sütçü İmamların, Şehit Kamillerin, Şahin Beylerin, Şerife Bacıların, Nene Hatunların, Seyit Onbaşıların ve Hasan Tahsinlerin yanına yazdı bile." diye konuştu.