'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadan mücadele olmaz'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "(FETÖ'nün darbe girişimi) Bu işin siyasi ayağı bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmadan Türkiye gerçek anlamda terörle mücadele edemez"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Ağustos 2016 18:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadan mücadele olmaz'

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cerablus'a yapılacak bir operasyona Türkiye'nin destek vereceği iddiasına ilişkin "Biz Türkiye'nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu. Uluslararası hukukun öngörmediği bir süreç içerisinde askeri oraya sokarsanız bunun maliyeti yine çok ağır olur. " dedi.

Gaziantep'te 54 kişinin yaşamını yitirdiği düğün merasimine yönelik terör saldırısında hayatını kaybedenlerin yakınlarını ziyaret eden Kılıçdaroğlu, daha sonra NTV'de soruları yanıtladı ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın, Ortadoğu'da yeni bir düzenlemeye girişildiği, içerideki olaylarla da Türkiye'nin oyalandığını yönündeki düşüncelerine katılıp katılmadığının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Türkiye üzerinde oyun oynamak isteyenler bulunabileceğini, asıl sorunun "bu oyunun nasıl açığa çıkarılacağı ve terörün nasıl önleneceği" olması gerektiğini söyledi.

Türkiye aleyhine komplo kuranların bulunabileceğini, ülkeyi yönetenlerin bu komploları açığa çıkaracak şekilde istihbaratı güçlendirmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrasında, 4 siyasi partinin demokrasi konusunda takındığı tutumun yarattığı uzlaşma havasının bozulmaması gerektiğini ifade etti.

Son dönemde yaşanan Ankara patlaması, Suruç ve Reyhanlı olayı gibi olaylarla Türkiye'nin bir anlamda terörle yaşamaya mahkum ülke konumuna geldiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu bizi rahatsız ediyor. Burada çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Bakınız Ankara'da bir iddianameye, IŞİD terör örgütünün Gaziantep'te düğünlerde saldırı yapabileceğine dair bilgi, bulgular ve deliller varsa ve bunlar ortadayken Gaziantep'te bir düğünde bomba patlıyorsa burada ciddi bir istihbarat zafiyeti vardır." diye konuştu.

Konuyu Başbakan Yıldırım'a da anlattığını aktaran Kılıçdaroğlu, bunun gözlem değil bir gerçek olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Demek ki bu istihbaratla Türkiye'nin terör olaylarını çözme şansı yok. Öyle anlaşılıyor. Benim gördüğüm kadarıyla, Türkiye'nin bu anlamda, bürokratik anlamda kendine çeki düzen vermek zorundadır." şeklinde konuştu.

"Ankara Garı iddianamesindeki bu bilgi doğru değerlendirilseydi Gaziantep'teki bu saldırı önlenebilir miydi?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Elbette" yanıtını verdi.

Gaziantep'te DAEŞ militanlarının yuvalandığını savunan Kılıçdaroğlu, 70 ilden örgüte katılım olduğunun bilindiğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, gerçek devlet adamlarının riski önceden göreceğini ve önlem alacağını vurguladı.

"DAEŞ'in Cerablus operasyonunu önceden haber aldığı ve Gaziantep saldırısını bu sebeple gerçekleştirdiği" yönünde iddiaların hatırlatılması ve Başbakan Yıldırım ile görüşmelerinde konunun ele alınıp alınmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Yıldırım'ın görüşmede Suriye ilgili bilgiler verdiğini ancak bilgileri burada tartışmasının doğru olmayacağını ifade etti.

Türkiye'nin hem kendi güvenliği hem de komşularla ilişkilerini yeniden düzenlemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, 2012'de o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Suriye konusunda yapılması gerekenlere ilişkin mektup yazdığını anımsatarak, "Ama hükümet 'Bildiğimizi okuyacağız' dedi" ifadelerini kullandı.

Şimdi Başbakan Yıldırım'ın böyle bir çalışma yapılması gerektiğini söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 2012'den 2016'ya kadar bir önlem alınmadığını, yol haritası çizilmediğini iddia etti.

"2012'de söyledik, şimdi önlem alıyorlar, alsınlar destek veririz. Her türlü desteği veririz." diyen Kılıçdaroğlu, önlemlerin güçlü ve sağlıklı olması, uluslararası desteğinin bulunması ve Suriye'nin iç işlerine karışmaması halinde sorunun daha rahat çözüleceğinin altını çizdi.

"Türkiye'nin Cerablus'ta yapılacak bir operasyona destek vermesi halinde CHP'nin tutumunun ne olacağının" sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti.

"Biz Türkiye'nin yabancı bir ülkeye silahlı güç göndermesini doğru bulmayız. Ancak uluslararası hukukun öngördüğü ölçüde yapılabilir bu. Uluslararası hukukun öngörmediği bir süreç içerisinde askeri oraya sokarsanız bunun maliyeti yine çok ağır olur. Suriye sıradan bir ülke değil. Orada şimdi Amerika var, Rusya var, İran var. Dolayısıyla kendi güvenliğimizi sağlamalıyız. Evet sağlamalıyız. Burada en ufak bir tereddüdümüz yok ama Türkiye ağırlığını koyarak o bölgeyle ilgili düşüncelerini ve gerekçelerini uluslararası topluma çok iyi anlatarak güvenliğini sağlamalı, biz bu anlamda her türlü desteği veririz ama uluslararası hukukun dışına çıktığınız zaman sadece size bedel ödetirler, bunun maliyetini ödersiniz. Dolayısıyla biz uluslararası hukukun dışına çıkmamalıyız."

Rusya-İran ve Türkiye yakınlaşmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, hükümetin Suriye'yi Irak gibi düşündüğünü ve iç işine müdahale ettiğini savundu.

"Oysa Suriye bir Irak değildi. Düşünmesi gereken bir şey daha vardı. Suriye, Rusya için hayati öneme dair bir ülkedir. Dolayısıyla Rusya'nın izni olamadan Suriye'ye şu ya da bu şekilde müdahale etmenin faturası ağır olacaktı. Hükümet ağır faturayı ödedikten sonra bunu fark etti. Yanlış yaptığını gördü. Çünkü Akdeniz'de Rusya'nın tek bir yeri vardı. Tartus'tu. Tartus'ta üssü vardı. Şimdi çok daha güçlü bir konumda Rusya, Suriye'ye yerleşti" ifadelerini kullandı.

Amerika ve İran'ın da bu bölgeye yerleştiğini, dışarıda sadece Türkiye'nin kaldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Türkiye dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgisini yaşadı. Şimdi bunu telafi etmeye çalışıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ile Mavi Marmara konusunda da yanlış politika yürütüldüğünü, İsrail ile yapılan anlaşmanın Mecliste sabaha karşı görüşüldüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Açık ve net söylüyorum, 20 milyon dolara Türkiye'nin itibarı satılmıştır" şeklinde konuştu.

"Gazze ablukasını Türkiye Cumhuriyeti resmen tanıdı" diyen Kılıçdaroğlu, bunun tamamen iflas eden dış politikanın ürünü olduğunu iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Siz dış politikayı yanlış yaparsanız size bedelini ağır ödetirler. Dış politika iç politikaya benzemez" sözlerini kullandı.

Rusya'nın verdiği her kararın ardından Türkiye'den ödün bekleyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, bunun Türkiye'nin itibarını sarsacağını ileri sürdü.

- Terör örgütleri arasındaki işbirliği

Kılıçdaroğlu, terör örgütleri arasındaki işbirliği ve "iç savaş çıkartılmaya çalışıyor" açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise "Hangi gerekçeyle terör örgütlerinin birbiriyle ilişkili olduğunu söylediklerini bilmiyorum" dedi.

Bununla ilgili ellerinde bir belge olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, hükümet yetkililerinin elinde belge, bilgi varsa kamuoyuyla paylaşması gerektiğini söyledi.

Bu konuda kendilerine bir belge sunulmadığını yineleyen Kılıçdaroğlu, "Ortada bir şey var bakın, Türkiye IŞİD'i nasıl oluştu? Bunun cevabını biz almak zorundayız. FETÖ mü oluşturdu Türkiye IŞİD'ini, PKK mı oluşturdu? Siz terör olayının daha arka planını bilmiyorsunuz? 'Üçü bir araya geldi, Türkiye'ye karşı mücadele ediyorlar'. Bu çok kolaycı ve tabanı olmayan bir söylem. Sen 14 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsun. Sıfır terörle devraldın. 14 yılda Türkiye nasıl bir terör batağına sürüklendi." diye konuştu.

Türkiye'nin Suriye politikasını eleştirdiklerinde kendilerine tepki gösterildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Şimdi gerçekler bütün ayrıntılarıyla çıktı ortaya. Biz 'F tipi örgütlenme' diyorduk, defalarca söyledik, araştırma önergeleri verdik, her kürsüye çıktılarında Fetullah Gülen'e övgü düzdüler. Ben bir soru sorayım; şimdi Fetullah Gülen Terör Örgütü diyorlar. İçişleri Bakanı, 'Bakanken şunu gördüm, 81 ilin 74 emniyet müdürü FETÖ mensubu' diyor. Bir iktidar düşünün, emniyet teşkilatını bir terör örgütüne teslim etmiş. Valiler, kim yaptı bunu. İktidar valileri terör örgütüne teslim ediyor. Yargıyı da sen terör örgütüne teslim ediyorsun. Bir ülkenin iktidarı eğer ülkeyi terör örgütüne teslim ediyorsa, o ülkeyi artık sağlıklı yönetemez. Herkesin kandırdığı bir iktidar ülkeyi yönetemez. 'Efendim bizi kandırdılar'. Siz çocuk musunuz? Siz devleti yönetiyorsunuz. Sizin istihbarat örgütünüz yok mu? Hadi bunları bırakalım, CHP size hiçbir istihbarat örgütü olmamasına rağmen bin kere söyledi bunları."

CHP olarak terör örgütlerine karşı olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Mücadele eden varsa yanında dururuz, bizim tavrımız bu. Ama, bir ülkenin cumhurbaşkanı çıkıp da 'Bunlar bizi kandırdılar' derse, yarın duruşmalar olacak, bu duruşmaların halka açık olmasını istiyoruz, televizyondan yayınlanmasını istiyoruz. İki; birisi çıkıp 'Bu FETÖ terör örgütü beni de kandırdı, bu ülkenin cumhurbaşkanını kandırdığına göre, ben gariban vatandaşım beni de kandırmış, onlar ceza alıyor mu? Hayır. Beni de kandırdılar.' diyecek. Ne diyecek hakim?" ifadesini kullandı.

"Bu işin siyasi ayağı bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmadan Türkiye gerçek anlamda terörle mücadele edemez" diyen Kılıçdaroğlu, bütün bu ayrıntıların çıkması gerektiğini kaydetti.

AK Parti'nin Darbeyi Araştırma Komisyonuna bir üye verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "İsmini vermek istemem. Ama bir gazetede yazdı, 15 Temmuz öncesi yazdığı bir köşe yazısında, 'Fetullah Gülen, Türklerin son bin yılda yetiştirdiği en büyüklerden birisidir' diyor. Bu şimdi araştırma komisyonu üyesi olarak görev yapacak, umarım sağlıklı görev yapar." değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, araştırma komisyonunun görevinin, örgütün siyasi boyutunu ortaya çıkarmak olduğunu söyledi.

- Liyakatın önemi

Bütün insanların inancına saygılı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, devletin ise liyakat üzerine inşa edilmesi gerektiğini bildirdi.

Devlette liyakat sisteminin çöktüğünün görüldüğünü savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, işin ehline verilmemesi nedeniyle de Türkiye'nin bu noktaya geldiğini öne sürdü.

"Normal demokratik kurallar işlese, bu hükümetin bir saat bile yerinde kalmaması gerekir" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi:

"Demesi lazım ki 'Ben bu ülkeyi 14 yıldır perişan ettim, terör batağına soktum, bırakın devletin yönetimini bir terör örgütüne teslim ettim.' Devletin yönetimi bir terör örgütüne teslim edildi. Böyle bir şey olabilir mi? Kimse çekilmiyor. Bu tehdit dediğin, örgüt dediğin yere sen devleti teslim ettin. Bunun şu veya bu şekilde siyasi ayağının ortaya çıkması lazım. Herhangi bir memur, 'Sen neden Bank Asya'ya para yatırdın' diyerek memuriyetine son veriliyor. İyi de Bank Asya'nın kurulmasına izin verene ne yapıyorsun? Hiçbir şey yapmıyorsun. Cemaatin okuluna çocuğunu göndermiş bir devlet memuru, görevden alınıyor. İyi de cemaatin okulundan mezun olup bakan olan var, ona ne yapıyorsun? Bir şey yapmıyorsun, sırtını sıvazlıyorsun. Çifte standart, hukukun kabul etmeyeceği bir uygulamadır. Bir karar alınıyorsa herkese eşit uygulanmalı."

KHK'larla ilgili itirazlarının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, çıkarılan KHK'ların OHAL süresinde geçerli olduğunu ileri sürdü.

Kılıçdaroğlu, "OHAL'le devlet inşa edilmez, devleti yeniden inşa edecek birim TBMM'dir. TBMM, 15 Temmuz akşamı çok önemli bir sınav vermiştir, darbeye karşı direnmiştir, darbeyi püskürtmüştür. Şimdi siz yetki aldınız, meşrudur ama OHAL sonrasını da düzenlerseniz bu yetkiyle anayasa aykırı olarak, o zaman siz parlamentoyu devre dışı bırakıyorsunuz demektir. Bizim üzerinde durduğumuz nokta o." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yargı bağımsızlığının çok önemli olduğunu, bu konuda ilk adımın atılması gerektiğini belirterek, "Şu anda resmi olmayan birliktelikler devam ediyor, büyük ölçüde uzlaşma da sağlandı yargı meselesinde. Büyük ihtimalle Anayasa değişikliği gerçekleşebilir." dedi.

Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Genelkurmay Karargahı'nda komutanların derdest edilmesine" ilişkin görüntülerin sorulması üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Darbenin bir ülke için felaket olduğunu artık hepimizin kabul etmesi lazım. Geçmişteki darbe deneyimleri Türkiye'yi demokratik, sosyal, ekonomik açıdan çok geriye götürdü. Darbeciler, Türkiye'yi kendi anlayışlarına göre dizayn etmeye, kendi hukuklarına koymaya çalıştılar." yanıtını verdi.

Türkiye'nin darbe hukukundan arındırılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, 12 Eylül darbe hukukunun hala yürürlükte olduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, Avrupa Birliği'nin (AB) tam üyelik için çeşitli yasaların değişmesini istediğini anımsatarak, "Biz niye kendi özgür irademizle bunu yapmıyoruz? Niye birisi dayatsın? Biz, kendi irademizle onların dayatmalarına bakmadan, AB hangi konularda hangi adımları atmışsa, biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak aynı adımları atalım." ifadesini kullandı.

"TSK'nın yeniden yapılandırılmasıyla ilgili fikirlerinizi öğrenebilir miyiz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, TSK'nın yeniden yapılandırılması konusunda CHP'nin de hazırlıklarının bulunduğunu ve Hükümetin de böyle bir çalışmasının olabileceğini bildirdi.

Bir kurum yeniden yapılandırılacaksa, önce onun uzmanlarıyla görüşülmesi gerektiğini vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"İşin uzmanları, hangi konularda hangi kararları almamız gerekiyor, o kararların artılarını ve eksilerini siyaset organına aktarmaları lazım. Ordunun güçlü olması Türkiye için çok hayati derecede önemlidir, bölge açısından önemlidir, bizim açımızdan, demokrasimiz açısından önemlidir. 15 Temmuz darbe girişimi başarısız olmuşsa, orada bunun Atatürkçü subaylara bağlı olduğunu asla kimsenin unutmaması lazım. Darbeye destek vermeyen, darbeye karşı direnen askerlere borçlu olduğumuzu kimsenin unutmaması lazım. Bir güç olarak çıkmıştır, darbeye karşı çıkmışlardır. Darbecilerin yakalanması vesaire bu çerçeve içerisinde olmuştur. Ordu bir bütün halinde hareket etseydi bu darbe girişimi başarılı olurdu ama darbenin bir bütünlük içinde gerçekleşmediği, ordu içinde önemli bir kesimin darbeye karşı çıktığı da bir gerçektir."

- "Uzlaşılan maddeler pakete konabilir"

"Askeri birliklerin şehir dışına taşınmasına" ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Askeri birliklerin kent dışına taşınmalarına biz de sıcak bakıyoruz. O alanların kente kazandırılması lazım ama binalar yapılarak, beton yığınına döndürülerek değil, yeşil alan yapılabilir. Alanlar çok büyük, olağanüstü güzel şeyler yapılabilir hatta üniversite yapılabilir mesela, binalar da yıkılmaz. Mevcut binalar restore edilir, orada çok güzel bir kent üniversitesi kurulabilir herkese açık." değerlendirmesinde bulundu.

"Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile çok sık görüşüyorsunuz. Bu, toplumda nasıl karşılanıyor?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, "Türkiye kendi tarihinin en kritik süreçlerinden birisini yaşıyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bu süreçten bir bütünlük içinde çıkması lazım. Türkiye'nin bir daha darbeyle karşılaşmaması lazım. Türkiye'nin demokratik laik sosyal hukuk devleti anlayışını koruması lazım. Türkiye bir anlamda bütün Müslüman dünyaya örnek olan bir devletti, o örnekliğini sürdürmesi lazım." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Başbakan Yıldırım ile ilk görüşmelerinde "Yargı bağımsızlığının çok önemli olduğunu, bu konuda ilk adımın atılması gerektiğini" söylediğini aktararak, bunun kabul edildiğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Şu anda resmi olmayan birliktelikler devam ediyor, büyük ölçüde uzlaşma da sağlandı yargı meselesinde. Büyük ihtimalle Anayasa değişikliği gerçekleşebilir." dedi.

"Daha önce görüşülen 60 maddenin gündeme gelip gelmediğinin" sorulduğu, Kılıçdaroğlu, "Onlar da gündeme geldi. 45 madde üzerinde dört parti uzlaşmıştı zaten. Uzlaşılan maddeler olduğu gibi bu pakete konabilir, bizce hiçbir sakıncası yok. Biz Türkiye'nin daha demokratik bir anayasaya sahip olmasını öteden beri zaten savunan bir partiyiz." yanıtını verdi.

- "Uzlaşma var"

"Anayasa çalışması konusunda kamuoyuna ne zaman bir açıklama olur?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Görüşmeler devam ediyor, belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra sanıyorum Parlamento açıldığında Anayasa Komisyonu toplanır, orada daha sağlıklı bir çalışma yapılır." yanıtını verdi.

"HSYK seçimleri konusunda bir uzlaşma sağlandı mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Büyük ölçüde görüş birliği sağlandı. Hakimler Yüksek Kurulu ve Savcılar Yüksek Kurulu olarak iki ayrı kurulun oluşması üzerinde bir görüş birliği var. Büyük bir ihtimalle seçimler konusunda da bir görüş birliği olacak, öyle anlaşılıyor." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Askeri Yargıtayın kaldırılması gibi konuların da uzlaşma alanları içinde bulunduğunu bildirdi.

"Mini anayasa paketi, yeni anayasanın yapımı konusunda umutlu olmamızı sağlayabilir mi?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, yeni anayasa kavramının artık kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

- "Parlamentolar kanun yapma fabrikası değil"

CHP'nin Anayasa'nın ilk dört maddesiyle ilgili kırmızı çizgisinin olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kurucu değerlerden uzaklaştığı için bu noktaya geldiğini kaydetti.

Camiye, yargıya, kışlaya siyaseti sokmanın topluma hangi bedelleri ödettiğinin herkesin görmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Her kurum kendi kültürünü oluşturmalıdır." dedi.

"Hükümet torba kanundaki üç maddeyi geri çekti. Muhalefet olarak eskiye nazaran daha çok dikkate alındığınızı düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu konuda kaygılarım var. Çünkü 'Evet dikkate alındı.' dersem, kaygılardan arınmışım anlamı çıkar." değerlendirmesini yaptı.

Kılıçdaroğlu, torba kanundaki "Rektör atamalarının Cumhurbaşkanı tarafından yapılması, Şırnak ve Hakkari'nin il olmaktan çıkarılması, belediyelere kayyum atamaları" konusunun geri çekildiğini anımsatarak, kayyum tayininin darbe dönemlerine özgü bir uygulama olduğunu savundu.

Torba kanun uygulamasının dünyanın hiçbir parlamentosunda olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Parlamentolar kanun yapma fabrikası değildir. Parlamentolar az ama öz yasa çıkarırlar. Bütün sorunlar bir yasa ile çözülmez. Yasayı çıkarırsınız, hukuk kendi içinde bunu tamamlar ve o dengeyi sağlar, içtihat oluşturur." diye konuştu.

- "Yargının bağımsızlığına gölge düşürür"

Başbakan Yıldırım'ın "Siyaseti güçlendirmemiz lazım." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, buna yürekten inandığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, TBMM'de bir milletvekilinin soru önergesine 15 gün içinde cevap verilmemesinin, Parlamento'nun iradesinin bürokrasi tarafından tanınmadığı anlamına geleceğini belirterek, bu konuda TBMM Başkanı'nın duyarlı olması gerektiğini ifade etti.

Parlamento'daki istihbaratla ilgili komisyona bürokratların gelip açıklama yapması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, komisyon kurulduğu tarihten bu yana hiçbir bürokratın gelip bu komisyona bilgi vermediğini, bunun siyaset kurumunu güçsüzleştirdiğini anlattı.

"MİT'in yapısıyla ilgili fikrinizi aldılar mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Başbakan düzenleme yapacaklarını ifade etti ama ayrıntılarına girmek doğru olmaz." karşılığını verdi.

"Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun Cumhurbaşkanı ile görüşmesi oldu. Adli yıl açılışı Beştepe'de olacak, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Doğru bulmuyorum. Yargıtay Genel Sekreteri adli yıl açılışı için bir davetiye getirdi, davetiyeyi aldık, tabi dedik, geliriz. Bir otelde yapıyorlar açılışı. Bir süre geçti gazetelerden okudum, Cumhurbaşkanlığında yapılacak bu toplantı. Açtım, Yargıtay Genel Sekreteri'ne sordum, 'Böyle bir haber okudum, gerçek mi bu?' O da 'Evet böyle bir talep oldu, kabul edildi.' Davetiye başka bir adres gösteriyor. Yargının Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde toplanması, adli yıl açılışının orada yapılması yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürür."

- "Görüşmeye hazırlıklı gidiyoruz"

Adli yıl açılışında savunma ve yargı tarafının konuşma yapması gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın konuşma yapmasının doğru olmayacağını aktardı.

Kılıçdaroğlu, siyasetçi olarak, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına gölge düşürecek bir eylem veya söylem geliştirirlerse, en büyük darbeyi kendilerinin vurmuş olacağını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin büyük bir alan olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, toplantı yapılacak salonun ise buraya bağlı bulunduğunu kaydetti.

Kılıçdaroğlu, "Yargıtay Genel Sekreteri'ne, 'Tekrar sarayla görüşün, bu toplantı daha önceki davetiyede yer aldığı gibi öngörülen otelde yapılsın, bizler de geliriz tarafları dinleriz, ayrılırız.' dedim." ifadelerini kullandı.

"Hükümet ile Başbakan ile Cumhurbaşkanı ile muhalefet ile görüşmelerinizin sürekliliği konusundaki kararınız nedir?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bizim açımızdan bir sorun yok. CHP olarak bir davet geldiği zaman önce kendi Merkez Yönetim Kurulumuzu topluyoruz, Sayın Başbakan'a giderken onun olası sorularını, bizim hangi sorunları dile getireceğimizi oturup konuşuyoruz. Hazırlıklı gidiyoruz." yanıtını verdi.

"Dış politika ya da içerideki operasyonlar konusunda yeterince bilgilendiriliyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, İsrail konusunda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun kendilerine geldiğini, Başbakan Yıldırım'ın Suriye konusunda bilgi verdiğini aktardı.

Kılıçdaroğlu, bu diyaloğun Türkiye'ye yararının olduğunu, doğrudan doğruya düşüncelerin öğrenildiğini ifade etti.

- "Teröre karşı ortak tavır"

Devlet yönetiminde ortak aklı egemen kılmanın artılarının bulunduğun vurgu yapan Kemal Kılıçdaroğlu, "Evet istihbarat zafiyeti var. İstihbarat zafiyetinin olduğu bir ülkenin bu coğrafyada, jeopolitik açıdan bakıldığında da en kritik coğrafyadır, kaldırılamayacağını ve Türkiye'ye faturalarının olduğunu herkesin bilmesi lazım. Özellikle de Sayın Başbakan'ın bilmesi lazım ve bunun bir an önce önüne geçilmesi, önleminin de alınması lazım. Türkiye güçlü bir ülkedir." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin sorunlarını aşabilecek güce ve kapasiteye sahip olduğuna dikkati çekti.

Terörün bir siyasi partinin tek başına çözebileceği sorun olmaktan çıktığının altını çizen Kılıçdaroğlu, terörün bütün siyasi partilerin ortak tavır, davranış ve anlayış geliştirerek, çözülebilecek sorun olduğunu aktardı.

- "Ortadoğu'ya bodoslama girildi"

"Geçmişte hükümet bu tuzağa düştü, 'ben çözerim' dedi" ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, demokratik açılım sürecinde de yanlışlar yapıldığını savundu.

Ülkeyi yönetenlerin bu coğrafyada her türlü tehlikeye hazır olması gerektiğine vurgu yapan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'yi öyle bir bela ile yüz yüze getirdiniz ki Ortadoğu, bütün sorunların kaynağıdır Ortadoğu. Ortadoğu'da şöyle bir anlayış, şöyle bir yanlıştan yola çıkıldı, 'dost ülkelerimiz var bizim' dendi, o ülkelerle dostuz, dolayısıyla 'biz ihvan kardeşliği ekseninde bütün Ortadoğu'nun ağabeyliğini yapacağız' diye bir anlayışla çıkıldı ortaya. Bu, Ortadoğu'yu bilmemek ve tanımamak anlamına geliyor. Kendi tarihini, Ortadoğu tarihini bilmemek anlamına geliyor. Ortadoğu'ya bodoslama girildi, şimdi çıkmak istiyoruz Ortadoğu'dan. Ama ağır faturalar ödeyerek çıkıyoruz. Biz bunun yanlışlığını söyledik, 'kendi tarihinizi bilin' dedik."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber