Üniversiteler saatli bomba!

mustafa mutlu

İş henüz adam öldürmeye kadar varmadığı için gazetelerin, televizyonların gündemine girmedi ama 1980 öncesinde kaldığını sandığımız büyük bir tehlike yeniden kapımıza dayandı:

Üniversitelerde öğrenci çatışması ve kamplaşması...

Gün geçmiyor ki yurdun dört bir yanındaki üniversitelerden satırların havada uçuştuğu, silahların konuştuğu bir kavga haberi gelmesin.

İşte bazıları:

Tokat'taki Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde okuyan sol görüşlü 6 öğrenci yaklaşık bir ay önce 30 kişi oldukları söylenen ülkücü öğrenciler tarafından Tokat-Niksar kavşağında saldırıya uğradı, üçü ağır şekilde yaralandı.

Yıldız Teknik Üniversitesi geçen hafta karıştı, olaylar polisin araya girmesiyle büyümeden önlendi. Gerginlik sürüyor.

Mersin Üniversitesi'nde geçen hafta başında ülkücü öğrencilerin solcu gençleri dövmesiyle başlayan olaylar hafta boyunca sürdü, Meslek Yüksekokulu'nda öğretime ara verildi, 76 öğrenci gözaltına alındı.

İstanbul Üniversitesi de öğrenci kavgalarının en çok çıktığı üniversitelerin başında geliyor. Eğitim Fakültesi'nin önündeki kavgada biri ağır 4 öğrenci yaralandı.

Ankara Üniversitesi öğrencileri Kurtuluş Parkı'nda dövüştü, 3 öğrenci ağır yaralandı.

Gazi Üniversitesi'nde ise olaylar yıllardır durmak bilmiyor. Son olarak 8 Kasım akşamı Fen Edebiyat Fakültesi'ne giden bir öğrenci kampüsten çıkarken zincirli saldırıya uğradı, ağır yaralandı.

İzmir, Çanakkale ve Bursa'daki üniversitelerde okuyan sağcı ve solcu öğrenciler geçen hafta birbirlerinin gırtlağına sarıldı.

***

Biz bu filme 12 Eylül öncesinden alışığız. Ama o zaman ciddi bir ?sağ-sol? kamplaşması vardı.

Bugün sağ ve sol partilerin liderleri seçim ittifakı arayışına girerken, öğrenciler birbirlerine kıymaya başladı. Çünkü kimliğini şimdilik bilemediğimiz birileri, üniversitelerdeki şiddetten çıkar sağlıyor ve bunu körüklüyor.

Umarım haklı çıkmam; umarım bu yazı, pimpirikli bir yazarın saçma bir yazısı olarak tarihin derin karanlığında kaybolur gider...

Ama okuduklarım, gördüklerim ve duyduklarım beni yanıltmıyorsa, özellikle devlet üniversiteleri ?saatli bomba?ya dönüşmüş durumda.

Eğer devlet bu işe gereken ciddiyetle eğilip saatini durdurmazsa, bu bomba göz göre göre patlayacak ve çok can yakacak.

Dedim ya... İnşallah yanılırım!

*****

Bir öğrenci anlatıyor!

Şiddetin tırmandığı üniversitelerden biri de Sakarya Üniversitesi... Bu üniversitede okuyan ismi bende saklı bir öğrenciden aldığım mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum:

?Üniversiteye bağlı yurtta kalıyorum. Yurttaki bir grup öğrenci bir gün beni kenara çekti ve sakallarımı kesmemi söyledi. Çünkü sakallarım Protestanlar'a benziyormuş. Oysa Sakarya Üniversitesi ülkücülerin mekânıymış. Neyse bunlar beni tehdit etti. Ben de birkaç gün yurda uğramadım, arkadaşlarımda kaldım.

Sonra sakallarımı kirli sakal boyutunda kestirerek yurda gittim. O gece beni saat 00.30'dan 03.00'e kadar dövdüler, hakaret ettiler. Köpüksüz halde sakallarımı kestiler. Bu olaylar sadece benim değil yüzlerce öğrencinin başına geliyor.

O saatte katları gezen güvenlikçiler olayı gördükleri halde seslerini çıkarmadı. Yurt Müdürü'ne, Rektör'e, jandarmaya gittim, bir şey değişmedi.

Bir de kendilerini şikâyet ettiğim için o öğrencilerin daha fazla tepkisini çekmeye başladım.

Okumak istiyorum Mustafa Abi... Ama sanırım bu koşullar altında daha fazla ısrar edemeyeceğim.?

***

Sakarya Üniversitesi Rektörü merak ederse, bu öğrencinin kimliğini kendisine açıklarım.