Kılıçdaroğlu: Memlekette istikrar mı var?

"HEP 'istikrarlı bir Türkiye' dediler. Bize istikrar olarak 'tek parti olsun, koalisyon olmasın, istikrar gelir' dediler. 14 yıldır yönetiyorlar. Allah aşkına bu memlekette istikrar mı var?

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 25 Eylül 2016 09:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kılıçdaroğlu: Memlekette istikrar mı var?

Rifat BAŞARAN

İSTİKRAR MI VAR?

"HEP 'istikrarlı bir Türkiye' dediler. Bize istikrar olarak 'tek parti olsun, koalisyon olmasın, istikrar gelir' dediler. 14 yıldır yönetiyorlar. Allah aşkına bu memlekette istikrar mı var? Herkes elini vicdanına koysun. Vatandaşa dediler ki, 'tek parti iktidar olsun', vatandaştan oy istediler. Vatandaş görevini yaptı, görevini yapmayan iktidardakiler. 14 yıldır iktidarsınız, 14 yılda istikrarı getirmediniz de kaç yılda getireceksiniz; istikrarsızlık istikrar haline geldi.

NE İSTEDİLER, NE VERDİN

14. yılın sonunda Türkiye darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. 240 demokrasi şehidimiz var. Bu şehitlerimizin sorumlusu kim, memleketi darbe noktasına kim taşıdı, neden demokrasi gelişmiş ülkelerde darbe olmuyor, neden bizde oluyor? Eğer tam demokrasi, barışı, huzuru getirmezseniz, darbeye kapıyı aralık bırakmış olursunuz. İstikrar vardı, huzur, barış, tek parti yönetiyordu, bu darbe neden geldi? FETÖ; terör örgütü diye konuşuyorlar, iyi de bunu kim getirdi? 'Ne istediniz de vermedik?' Onlar ne istediler de sen verdin, daha bu sorunun yanıtını almış değilim. Buna yanıt alıncaya kadar soracağım.

KAPI GİBİ İMZA VAR

Eğer milat konulacaksa, 25 Ağustos 2004 MGK kararı. Fetullah Gülen konusunu getiriyor, 'tehlikedir ve bununla ilgili önlem alın' diyor. Altında Tayyip Erdoğan, Hilmi Özkök, Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, Vecdi Gönül, Abdülkadir Aksu, Aytaç Yalman, Özden Örnek, İbrahim Fırtına, Şener Eruygur ve Cumhurbaşkanı olarak da Ahmet Necdet Sezer. Neden bunu örnek almıyorsun, neden illa 17-25...

'Bizim haberimiz yoktu....' Senin bal gibi haberin vardı, kapı gibi de

altında imzan var.

MAZLUMA SAHİP ÇIKIN

OHAL'in faturasını öğretmenler ödedi. Neden çünkü sendikalı. Sendikalı olmak ne zamandan beri suç. Üniveriste hocaları fatura ödedi. Hangi üniversite hocası çıktı, darbe yapmaya kalktı; biri çıktı Adil Öksüz, onu da serbest bıraktılar zaten. Çok ağır bir tabloyla karşı karşıyayız,

gazetecilerin ne günahı var, hepsi hapiste. Başbakan'a da söyledim, böyle yaparsanız darbeyi dünyaya anlatamazsınız, tam tersi karşı darbe yaptınız diye algılanır. 81 il başkanıma medyanın önünde talimat veriyorum; 81 ildeki tüm mazlumlara sahip çıkacaksınız. Zulme ve zalime karşı duracağız. Her mazluma sahip çıkacağız. Devlet kinle, öfkeyle, öç alma duygusuyla yönetilmez.

İNTİKAM ALIYORSUNUZ

'17-25'i milat aldık' diyorlar. Ne oldu 17-25'te? Bir hükümet, bir devleti nasıl soyar onu gördük, onu öğrendik. Hangi bakanın çocuklarının evinde para sayma makinaları çıktı, kimin evinde ayakkabı kutusu çıktı, mazlum insanların evinde ki çıktı, sizin evlerinizde çıktı. İntikam alıyorsunuz, benim yolsuzluğumu neden ortaya çakırdın diye. Böyle bir şey olmaz. Çocuğunu cemaat okuluna göndermiş diye devlet memurlarını işten atıyorlar. Sen izin vermişsin, o da göndermiş. Ama o okuldan mezun olanı bakan yapıyorsun, neden gücün garibana yetiyor. Huzuru sağlayacaksak kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayacağız. Kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti soktular şimdi de ilkokullara sokuyorlar. Yazık günah o çocuklara. Siyaset farklılıktır. Kimlik, inanç üzerinden siyaset yapılmaz.

1 MİLYON HUZURSUZ İNSAN

Bugün en az 1 milyon kişi huzursuz. Ya çocuğu işten atıldı ya hapiste ya da mallarına el kondu. Huzur kilit kelime. Sakın umutsuzluğa kapılmayın, bir demokrasi bedeli ödenecek, acılar çekilecek doğrudur. Ama sizin çektiğiniz acılar onur ve gururunuz olacak.

ŞÜKRAN BORÇLUYUZ

Bugün (dün) Cumartesi Anneleri'nin 600. haftasonu eylemi. 600 haftadır bu anneler gidip Beyoğlu'nda oturuyorlar. Önlerinde sadece çocuklarının fotoğrafları. Devletten şunu istiyorlar; Biz çocuklarımızın nerede olduğunu bimiyoruz, canlı da beklemiyoruz zaten. Ama çocuklarımızın mezarlarını verin. Gidelim mezarlarına bir Fatiha okuyalım, bir çiçek bırakalım. 600 haftadır anneler bunu istiyor. Bir anne için evlat kendi canından daha değerlidir. O nedenle 600 haftadır çocuklarının mezarını isteyen bu annelere şükran borçluyuz."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber