Reformlar için ortak beklenti: Yargı ve eğitim

Hükümet üyeleri son dönemde ekonomi gündemli toplantılarının sayısını artırdı. Büyüme beklentilerindeki düşüş, talepte daralma üzerinde durulan konular. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Meclis'in açılışıyla yapısal reform seferberliğinin başlayacağını açıkladı. Al Jazeera bu seferberliğin içinde olması gerekenleri uzmanlara sordu. Dikkat çekilen ortak başlıklar, yargı ve eğitim reformu.

Haber Giriş : 28 Eylül 2016 14:38, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Reformlar için ortak beklenti: Yargı ve eğitim

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's tarafından Türkiye'nin kredi notunun Baa3'ten Ba1'e çekilmesi ve not görünümünün "durağan" olarak belirlenmesini sosyal paylaşım hesabından şöyle değerlendirdi:

"Rating kuruluşlarına vereceğimiz en iyi cevap yapısal reformları daha da hızlandırmak, mali disiplini korumaktır. Durmak yok, reformlara devam."

Şimşek birkaç gün önce de 1 Ekim'den yani Meclis'in açılışından itibaren yeni bir reform seferberliği gerçekleştirileceğini söyledi. Şimşek, sık sık yapısal reform vurgusu yapıyor. Hükümetin diğer üyeleri de benzer sıklıkta Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) toplantılarında bir araya gelmeye başladı. Salı günü yapılan EKK'da 2017 - 2018 dönemini kapsayacak Orta Vadeli Program (OVP) ele alındı. OVP hedefleri, yakında Meclis'e sunulacak 2017 bütçesi için önemli. Başbakanlık kaynakları da toplantıda "OVP dönemi için makroekonomik hedefi ve büyüklükleri ile alınacak politika tedbirlerinin tartışıldığını, kamu kesimi genel dengesi ve bütçenin temel büyüklüklerinin" görüşüldüğünü açıkladı.

Hükümetin gündemindeki bazı adımlar

Büyüme rakamlarında son aylarda hedeflerin gerisinde kalınmasında hükümet iç ve dış talepte düşüşün etkili olduğu görüşünde. Bu nedenle 257 milyar liralık kredi stokunun yapılandırılması kararı alındı.

Hükümet üyelerinin son dönemde yaptığı açıklamalara bakıldığında atılacak bazı başka adımların ipuçlarını görmek mümkün. Örneğin, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, hükümetin mevduat faizlerine odaklandığını söyledi. Salı günü katıldığı bir televizyon programında şöyle konuştu:

"Sürekli olarak bankalarla görüşüyoruz, mevduat faizlerinde düşüşü mutlaka sağlamamız gerekiyor. Bunu da kural koymadan piyasa koşulları çerçevesinde halledeceğiz. Rekabet şartlarını, kurallarını ihlal etmeden, sadece aşırı rekabet ortamını bertaraf ederek mevduat faizlerini makul bir seviyeye çekmeleri gerekiyor. Bankalar da bu konuda çalışıyor."

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise 1975 yılında yurt dışında çalışan işçilerin tasarruflarını yatırıma dönüştürmek amacıyla kurulan Kalkınma Bankası'nın yeniden yapılandırılacağını açıkladı. Şimşek, bankanın mali yapısının güçlendirilmesinin ardından beklenen hedefi şöyle açıkladı:

"Ülkemizin orta gelir tuzağından çıkmasını sağlamak amacıyla teknolojik ve stratejik sektörlerde yapılacak yatırımlara uzun vadeli fon sağlamasına imkan verecek şekilde hukuki altyapının ve gerekli kaynakların temin edilmesi için ihtiyaç duyulan yasal ve kurumsal düzenlemeleri gerçekleştirmeyi hedefliyoruz."

Şimşek'in açıklamalarından ayrıca, Kalkınma Bankası'nın özellikle Doğu ve Güneydoğu'da finansmana dönük çalışma yapmasının hedeflendiği anlaşılıyor.

Gıda fiyatlarına erken uyarı sistemi

Hükümet bir süre önce gıda fiyatlarındaki oynaklığa çözüm bulmak amacıyla Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurdu. Ancak bu komiteden beklenen verim alınamadı. Bu nedenle, geçen EKK toplantısında bir değişikliğe gidildi. Komite yeniden yapılandırılıyor. Sekreterya Merkez Bankası'na, koordinasyon Başbakan Yardımcısı Şimşek'e verildi. Gıda fiyatlarındaki oynaklığın Türkiye'ye benzer ve yakın coğrafyadaki ülkelere göre 4 kat daha fazla olduğu tespiti doğrultusunda, gıda arz fiyatlarını izleyecek 'erken uyarı sistemi' kurulacak. Herhangi bir alanda, suni bir arz veya fiyat söz konusu olduğunun tespit edilmesi halinde tedbirler alınacak.

Hal Yasası'nda fire oranlarını azaltacak teşvik ve tedbirler alınması planlanıyor. Başbakan Yıldırım geçtiğimiz günlerde tarım bankacılığının teşvik edileceğini söyledi.

Yatırım yapan yabancıya vatandaşlık

Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan da, Türkiye'de belli miktarda yatırım yapanlara vatandaşlık verilmesini öngören bir düzenleme üzerinde çalışıldığını açıkladı. Çalışmayı İçişleri Bakanlığı'nın yürüttüğünü belirten Elvan, konut ya da fabrika kurulması yanında Türkiye'deki herhangi bir yatırıma ortak olacak yabancılar için vatandaşlığın geçerli olacağını söyledi.

Uzmanların beklentisi: Yargı ve eğitim

Al Jazeera, hükümet üyelerinden gelen reform seferberliği açıklamaları üzerine uzmanlara ekonomiyi de kapsayan yeni reform alanlarının neler olması gerektiğini sordu. Uzmanların üzerinde uzlaştıkları başlıkların hukuk ve eğitim olduğu ortaya çıkıyor.

"Etli butlu reformlar gerekiyor"

Ekonomi yazarı Uğur Gürses, Türkiye'nin ihtiyacını "doğrudan yatırımı sağlayacak etli butlu reformlar" olarak tarif etti. Bunların başına da hukuk ve yargı reformunu koydu. Gürses şunları söyledi:

"Türkiye'nin son iki üç yıllık döneminde, bir politik kriz içindeyiz. Türkiye'de güçler ayrılığı kalmadı ve hukukun üstünlüğünü iyice çöpe attık. Türkiye bunu tesis etmeden, tekrar bu minik minik reformları hayata geçirmesinin anlamı kalmıyor. Bana ticaret mahkemelerinin hızlandırılması mı önemli, yoksa HSYK'nın yapısının yeniden düzenlenmesi diye sorulsa, banko HSYK derim. Bu anayasal düzende güçler ayrılığını kuvvetlendirecek bir unsur.

Mesela, siyasi parti liderleri yarın çıkıp 'Biz HSYK'yı anayasada nitelikli çoğunlukla oluşturacak bir düzenlemeye imza atıyoruz' derlerse bu Türkiye için çok ciddi bir reform olur. Bu Türkiye'de yargıyı yöneten bağımsız bir kurulun konsensusla atanacağı anlamına gelir. Bu hangi partiye oy verirsek verelim, hepimizin hukuka ve adalete olan güvenini yeniden tesis etmeyi sağlar.

Bir başkası, Türkiye'nin çok ciddi bir şekilde vergi reformu yapması lazım. Biz hala dünyanın en pahalı benzinini satın alıyoruz. Bunun sebebi de vergi reformunu yapmamış olmamız. Hem tüketici kaybediyor, hem de üretici maliyetlerini yükseltiyor. Kazanandan kazandığı kadar vergi almak en doğru yol. Radikal bir kararla 'Kayıtdışını bitiriyoruz artık' dememiz lazım.

Alacak verecek davalarının çok kısa sürede sonuçlanıyor olması lazım. Bu küçük bir şey ama şunu sağlıyor: Türkiye'de herhangi bir ticari ihtilafın çözüm süreci çok kısalıyor. O zaman siz o ülkeye para götürürsünüz. Oradaki yerel insanlarla başınız belaya girerse 'alacağımı hemen alıyorum' fikrine kapılırsınız.

Eğitim meselesi çok önemli ve rekabet ettiğimiz ülkelerin çok gerisinde. Din eğitimine hükümet tamam önem veriyor ama din eğitimi okul dışında da sağlanabilir. Ama bir çocuğun matematikte okuduğunu anlaması, onu yorumlaması, bunlar çok daha ön plana çıkmalı. Hala rekabetçi bir enerji piyasası yok. Ya da bunu sağlayacak teşvikler yok."

Gürses sıraladığı reform alanlarının yapılmasını zor gördüğünü de belirtti.

"Artık ilk iş ne yazık ki ekonomi alanında değil"

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özatay da, yatırım yapılabilir bir ortam için olmazsa olmaz koşul olarak, öncelikle ekonomi dışında reform yapılmasına işaret etti. Özatay şunları söyledi:

"Bir daha 15 Temmuz olmayacak şekilde bütün kurumların yapısal reformdan geçirilmesi gerekiyor. Bunun içinde yargı, bürokrasi, liyakata dayalı atama gibi konular var... Ancak bunlar olduktan sonra ekonomik reformlara sıra gelebilir. Türkiye'de 5 senedir yapılan özel sektör yatırımları 2011'in altında. Bunun temel nedeni de bunlar. Hukuk sistemindeki eksiklikler, bozukluklar, uzlaşamama kültürü, ortamın demokratik olmaması. Dolayısıyla bunlara yönelik düzenlemeler yapılması gerekiyor. Ondan sonra da daha temel sorunlar var.

Artık ilk iş ne yazık ki ekonomi alanında değil. Bunları yaptığına dair emareler ortaya çıkarken, aynı zamanda başka adımlar atabilir ama bunları yapmadan başka adımlar atmasının bir anlamı yok. Bunlar yapılacak ki, ekonomi alanında aldığı önlemler bir çare olacak. Orada da temelde tasarrufu artırıcı önlemler var."

Özatay da, eğitim sistemine öncelikli olarak el atılması gerektiği görüşünde:

"Eğitim sistemi çok bozuk Türkiye'de. Üniversite öğretim üyelerinden başlayın, ilkokul öğretmenlerine kadar genellikle kalite düşük. Dolayısıyla öğretmenlerin ve üniversite hocalarının kalitelerini artırıcı programlar tasarlanabilir. Dünyanın en iyi 50 - 100 üniversitesine insanları doktoraya yollarsınız, yurtiçindeki gecekondu doktora programlarını kapatırsınız. "

"Reformlar bir odak etrafında kurgulanmalı"

TEPAV İnovasyon Çalışmaları Program Direktörü Selin Arslanhan Memiş'e göre ise, Türkiye'nin küresel eğilimlerle uyumlu yeni bir büyüme ve sürdürülebilir kalkınma stratejisine ihtiyacı var. Bunun için de Türkiye'nin önce nereye gideceğini tanımlayarak, bu kez bir odak etrafında reform adımlarını kurgulaması gerekiyor. Selin Arslanhan Memiş, "Bir çok alanda, eğitimde, yargıda, vergide reform adımları atılabilir ama şimdiye kadar olduğu gibi hepsi bir çok dağınık çabadan oluşursa, bir odak belirlemeden bu adımları atarsak genel olarak sonuçsuz kalıyor, dağınık atılmış adımlar olarak rafa kalkıyor" dedi.

Al Jazeera'nın sorularını yanıtlayan TEPAV Direktörü şunları söyledi:

"Türkiye'nin önümüzdeki dönemde büyüme için ihtiyacı olan sanayide bir teknolojik yenilenme, teknolojik dönüşüm. TEPAV olarak, teknolojik dönüşüm odağı ile yapısal reformları kurgulamak lazım diyoruz.

Birincisi, bu odağa yönelik yeni bir teşvik yaklaşımı. 6745 sayılı kanun çerçevesi aslında bize proje bazlı teşvik sistemi yaklaşımına ilişkin işaret sunuyor. 2015 sonunda kurulan Sağlık Endüstrileri Yönlendirme Komitesi, bize proje bazlı teşvik yaklaşımına doğru bir reform sinyali veriyor. Artık kişiye özel, projeye özel teşvik sistemi. Proje bazlı teşvik yaklaşımı kısa vadede sonuç alınabilir şeylerden bir tanesi. Bunun yanısıra orta ve uzun vadeye yayılabilecek adımlar da atacaklardır diye düşünüyoruz.

Yeni teknolojilere odaklı üniversite reformu

Bir eğitim reformuna ihtiyacımız olduğunu konuşuyoruz ama nereden başlayacağımıza ilişkin problemimiz var. Orada da, yeni teknolojilerin ülkede yayılmasını odak alarak bir Yüksek Öğretim Kanunu çerçevesine ihtiyaç var. Çünkü artık dünyada da yeni dönemde yüksek öğretime ilişkin yasal düzenlemeler farklı üniversite tiplerini kapsayacak şekilde yapılıyor. Araştırma üniversiteleri, sanayi ile daha yakın çalışacak üniversite tipleri ayrılıyor.

Bir diğer bileşen, AB süreciyle birlikte tartıştığımız yargı reformu. Mahkeme sisteminin iyi çalışıyor olması, önümüzdeki dönemde bahsedilen dönüşümü gerçekleştirmek için yatırım ortamının bileşenlerinden.

Hazırda bekleyen, hızlıca bizi bir sonraki aşamaya geçirecek kanunlar var. Mesela Sınai Mülkiyet Hakları Kanunu. Patent Kanunu Mecliste. Onu mümkünse daha da güçlendirilerek, bir an önce çıkarmak yapısal reformların ilk adımlarından bir tanesi olabilir.

Hem kısa vadeye, hem de orta ve uzun vade olarak düşünülebilecek bir başka şey vergi reformu. Vergi reformunu da, Türkiye'nin ihtiyacı olan teknolojik sıçrama için orta ve ileri teknolojili yatırımları teşvik edecek ve bunları farklılaştırmaya götürmemize imkan sağlayacak bir çerçeveye ihtiyacımız var."

Didem Özel Tümer

Kaynak: AA, Al Jazeera

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber