Böke: Ya 'evet' ya da 'hayır' denilecek

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 19 Ekim 2016 17:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Böke: Ya 'evet' ya da 'hayır' denilecek

MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulunan Böke, her hafta olduğu gibi yoğun gündemli ve bol sorunlu bir Türkiye tartışması yaşadıklarını belirtti.

Yaşamın her birey için daha da zorlaştığını ileri süren Böke, "Ne yazık ki halkımız ekmek, esnafımız siftah derdindeyken, askerimiz, polisimiz can derdindeyken, birileri bütün bu dertleri bırakmış, başkanlık derdinde." diye konuştu.

Böke, şöyle devam etti:

"14 yıldır tek dertleri kendileri, aileleri, iktidarları ve sarayları oldu. Bu tek adamlık hevesiyle ülkeyi çıkmaza sokanlar, vatandaşın yaşam şartları giderek ağırlaşırken şimdi bir kez daha, daha çok iktidar daha çok güç için vatandaşı zor durumda bırakıyorlar. Dünyanın her yerinde hükümetlerin tek görevi vatandaşların sorununu çözmektir. Ama Türkiye'de iktidar bırakın sorun çözmeyi, doğrudan sorun yaratıyor. Şu soruyu sormak gerekiyor, ne oldu da başkanlık tartışması buzdolabından yeniden çıktı? Türkiye'nin bu kadar sorunu varken, neden Türkiye yeniden başkanlık tartışmasına kilitlendi. Daha dün değil miydi ki bu ülke menfur bir darbe girişimi ile karşılaştı. Daha yeni değil miydi ki mücadele edilmesi gereken korkunç bir örgüt tespit edilmiş oldu. Bu işler bitti mi? Devlet FETÖ'den arındırıldı mı? Siyasetteki FETÖ kaynakları temizlendi mi? FETÖ'nün siyasette güçlenmesine izin veren irade ortaya çıkarıldı mı, bir hesap soruldu mu?"

Darbe girişiminin siyasi ayağının mutlaka ortaya çıkarılması gerektiğini yineleyen Böke, "Üstüne basa basa tekrar ediyorum, yalnızca bir kişinin kaprisi, bir kişinin kendi şahsi siyasi hissi, bir kişinin talepleri için yeniden ısıtılarak, Türkiye'nin önüne koyulan başkanlık tartışmasının bedelini vatandaşımız ödüyor. İstikrarsızlıkla ödüyor, işsizlikle hayat pahalılığıyla ödüyor." dedi.

Bugün Türkiye için en büyük risk unsurunun iktidarın kendisi olduğunu savunan Böke, en büyük istikrarsızlık kaynağının ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bitmek, tükenmek bilmeyen kaprisleri" olduğunu iddia etti.

Vatandaşın yaşadığı gerçeklerin gözardı edildiğini anlatan Selin Sayek Böke, şunları söyledi:

"Sarayın ve AKP'nin ürettiği bir yalan dünyası var, bir de vatandaşın yaşadığı gerçekler var. Dolar tavanı delmiş gidiyor, işsizlik almış başını yürüyor birileri hala başkanlık diyor, günlük 2,70 kuruş bulamayanların sayısı tam iki katına çıkmış, birileri hala bunun üzerini örtmek için ısrarla 'tek adam' diyor. Tablo açık, saray 'başkanlık' dedikçe vatandaşın cebi boşalıyor, saray 'başkanlık' dedikçe vatandaşın sofrasına bomba düşüyor."

- "Başkanlık belirsizlik demek"

Sürekli başkanlık isteyenlerin Türkiye'de siyasi risk oluşturduğunu ve bu risk arttıkça kaynak bulmanın da zorlaştığını ifade eden Böke, "Kısacası başkanlık belirsizlik demek. Dolardaki artışın en büyük sebebi, siyasi riski oluşturan AKP'dir." diye konuştu.

İktidarın kendi rejimini korumak için savaş aradığını da iddia eden Böke, başkanlığın Olağanüstü Hal (OHAL) devamı, baskının artması anlamına geleceğini kaydetti.

Böke, sözlerine şöyle devam etti:

"Uzun lafın kısası, bir kişinin kaprisi olan başkanlığın, o bir kişi ve avanesi hariç hiç kimseye faydası yok. Bilakis, bütün vatandaşlara ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ağır bir faturası var. Başkanlığın sürekli tahkim edilmiş bir faşizm ve Türkiye'de demokrasinin sonu anlamına geleceği aşikar. Bu faturayı görmelerine rağmen, 'biz başkanlıktan yanayız. Ülkeye tek adama teslim etmeye hazırız' demeye cesaret edemeyenler var. Neyse görüşünüz açıkça söyleyin. Biz de o görüş üzerinden tartışalım. Ne diyor bu mahcup başkancılar, 'ortada fiili bir durum var, böyle kalsa daha mı iyi?' diyorlar. Muhalefetin çözümünü soruyorlar. Biz de bu mahcup başkancılara söyleyelim de ne düşündüğümüzü öğrensinler. Çözüm, herkes nasıl anayasaya paşa paşa uyuyorsa, cumhurbaşkanının da yemin ettiği anayasaya uymasıdır. Çözüm, hiç kimsenin anayasal sınırlarının dışına çıkamayacağı bir demokrasiye sarılmak ve güçlendirmektir. Çözüm, 15 Temmuz'da bombalar altında çalışmaya devam eden ve Türkiye'yi bir felaketin eşiğinden döndüren parlamenter demokrasiyi korumak, kollamak ve güçlendirmektir. Çözüm Türkiye'yi darbe hukukundan arındırmak, özgürlükleri artırmak, barajları indirmektir. İktidara göz kırpacağız diye mahcup başkancılık oynamak yerine, demokrasiye, özgürlüklere, anayasaya sahip çıkarak, cumhurbaşkanına ve her şeyden önce herkesin 'anayasal sınırlarına dön, herkes gibi sen de anayasaya uymak zorundasın' diyebilecek cesareti göstermesi gerekiyor. Hakikat, adına Türk tipi başkanlık denen ucubenin bir tek adam faşizmi olduğudur."

- "Ya 'evet' ya da 'hayır' denilecek"

Meclis'in millet iradesinin tecelli ettiği yer olduğunu vurgulayan Böke, CHP olarak millet iradesini savunmaya devam edeceklerini bildirdi.

Selin Sayek Böke, CHP olarak oyunun kurallarının bozulmasını, yeniden yazılmasını değil, kurallı bir şekilde oynanmasını istediklerini vurguladı.

İktidarın Meclis'e getireceği teklife sadece "evet" veya "hayır" denileceğini belirten Böke, "550 milletvekili orada bu anayasaya, yani başkanlığa, yani tek adamlık rejimine yani parlamenter demokrasinin yok edilmesine ya 'evet' ya 'hayır' diyecekler. Bunun az şekerlisi çok şekerlisi yok. Herkes tarih önünde aynı soruyla karşı karşıya, ya tek adam rejiminin yanında yer alacaksınız ya da demokrasi saflarında yer alacaksınız. Hangisini tercih ediyorsunuz? Biz CHP olarak demokrasiden yanayız, biz tek adam rejimine karşıyız." diye konuştu.

- "Musul konusunda Meclis'i bilgilendirin"

İktidarın, dış politikada, Musul konusunda ne yaptığını bilmeyen bir tavırla hareket ettiğini ileri süren Böke, hükümetten ve "saraydan" çelişkili açıklamalar geldiğini aktardı.

Hükümetten, neler olduğunu açıklamasını isteyen Böke, Musul gibi bu kadar hayati bir konuda iktidarın hala Meclis'i bilgilendirmediğini, iktidarın bu bilgilendirmeyi vakit kaybetmeden yapması gerektiğini kaydetti.

Musul operasyonunun ardından Türkiye'ye bir mülteci akınının gelebileceğini belirten Böke, "Yeni mülteciler gelmesi durumunda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Sınır güvenliğini sağlayacak mısınız? Yeni terör dalgalarından koruyacak mısınız?" diye sordu.

Türkiye'nin stratejik planlama yapmayan, öngörüsüz dış politika nedeniyle çok bedel ödediğini savunan Böke, iktidara "Sorumluluğunuzu yerine getirin." çağrısında bulundu.

- "Cumhuriyet izinle kurulmadı"

Ankara Valiliği'nin mantıklı bir açıklama yapmadan, 29 Ekimi ve 10 Kasımı da içerecek şekilde yürüyüş ve gösterileri yasakladığını ifade eden Böke, şöyle konuştu:

"Şimdiden şunu söylemekte yarar görüyoruz, CHP'nin, CHP'lilerin ve vatandaşlarımızın Cumhuriyet'i kutlamasına, 10 Kasım'da Atamızı, Kurucu Önderimizi anmamıza değil valilik, hiçbir güç engel olamaz. Ne olursa olsun, biz tüm vatandaşlarımızla omuz omuza 29 Ekim'i kutlayacağız, 10 Kasım'da Atamızı anacağız. Cumhuriyet izinle kurulmadı, kutlanması da izinlere tabi değildir."

- "Görüşme talebi olmadı"

Hükümetin, valiliğin, emniyetin bir görevinin Cumhuriyet kutlamalarını, 10 Kasım anmalarını yapmak isteyen vatandaşını her yerde, her koşulda güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Böke, bu konuda iktidarın sorumlulukları ve görevlerinin bulunduğunu anımsattı.

Böke, açıklamalarının ardından basın mensuplarının soruları yanıtladı.

"AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, partisinin başkanlık sistemine ilişkin teklifi konusunda, 'Ocak'ta sanırım bu, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülür.' dedi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, Böke, "CHP Türkiye'nin en temel ihtiyacının daha güçlü demokrasi olduğunda çok açık ve net. Bunun karşısında gelecek her telife de karşı." yanıtını verdi.

"Başbakan Binali Yıldırım'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmesi olacak mı? Bir takvim belli oldu mu?" sorusu üzerine, Böke, "Bize ulaşmış bir görüşme talebi olmadı. CHP, hükümetten çok Türkiye Cumhuriyeti'ni düşündüğü için gerektiği takdirde görüşmeye zaten çekinmez."değerlendirmesinde bulundu

Barış Gündoğan

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber