Asgari ihtiyaçlarını karşılayacak gelire sahip olmayan hakim kendisini işine veremez
Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, ''Şayet hakim, asgari ihtiyaçlarını
karşılayacak gelire sahip değilse, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, kendisini
ruhi bakımdan işine veremez'' dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin 42. Kuruluş yıldönümü dolayısıyla Anayasa Mahkemesi'nde
tören düzenlendi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklâl Marşı'nın okunması
ile başlayan tören, Başkan Bumin'in, açılış konuşması ile devam etti.Bumin,
bu çağda giderek yargıya daha çok önem verilerek, toplumların gelişmesinde yargının
önemli etkisi bütün ülkelerde kabul edilmişken, Türkiye'de hakim ve savcılık
mesleğine verilen önemin azaldığını belirtti.
Bumin, iyi yetişmiş ve yabancı dil üzerine eğitim görmüş hukuk fakültesi mezunlarının
artık hakimlik ve savcılık mesleğine girmeyi düşünmediklerini kaydetti.
Hakimlerin, görevlerini başarmada, vicdan ve seciyelerinin başlıca teminat olduğunu
vurgulayan Bumin, hakimin herhangi söyleneni gereği gibi dinleyip anlayabilmesi
için herhangi bir sıkıntı ve üzüntüsünün olmaması, yani iç huzurunun bulunması
gerektiğini dile getirdi. Bumin, ''Şayet hakim, asgari ihtiyaçlarını karşılayacak
gelire sahip değilse, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, kendisini ruhi bakımdan
işine veremez'' dedi.
Yargının işleyişinde görülen kimi aksaklıklar ile yargılama sürecindeki gecikmelerin,
yargının iç yapısına ilişkin sorunların çözümlenememesi ve sözü edilen yargı
reformunun gerçekleştirilememesinden kaynaklandığını belirten Bumin, hakimin
bakacağı dava sayısının, AB üyesi devletlerle karşılaştırılamayacak miktarlarda
fazla olmasının da yargı sürecini uzattığını anlattı.
Bumin, şöyle konuştu:
''Mahkemelerdeki dava adedinin azaltılabilmesi için, ihtilafların mahkemeye
taşınmasını engelleyecek, ara çözüm yollarının geliştirilmesi gerekir. İdari
yargı alanında da yıllardır pek çok sempozyumda, konu işlendiği halde bir türlü
hayata geçirilemeyen ombudsman kurumunun faaliyet geçmesi durumunda, idari yargı
yerlerine yapılacak başvurularda önemli miktarlarda, azalma olacaktır.Mahkemelerdeki
davaların uzun yıllar sonra sonuçlanması kuşkusuz ki 'acil yargılanma hakkı'
ihlali demektir. Yargılamada sürati sağlayacak önlemlerin derhal alınması gerekir.''
Bumin, yargının bağımsızlığının, yasama ve yürütmenin doğrudan veya dolaylı
yollardan yargıyı yönlendirmemesi, baskı altında tutmaması ya da böyle bir izlenimi
uyandıracak tavırlardan kaçınmasını gerekli kıldığına işaret etti.Bu çağda yargı
bağımsızlığının çok önem kazandığını ifade eden Bumin, ''Yargı bağımsızlığı
ve hakim teminatı kavramları, yargıya diğer erkler karşısında üstünlük sağlamak
amacıyla değil, hak ve özgürlüklerin güvencesi olan yargılama işleminin etkin
biçimde yerine getirilebilmesi için hakime, onu iç ve dış etkilerden koruyacak
bir statü sağlama amacına yöneliktir'' diye konuştu.
HSYK'nın yeniden oluşturulduğu 1981 yılından bugüne kadar kendisinden beklenen düzeyde hizmetler veremediğini ifade eden Bumin, HSYK'nın Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine seçim kararını eleştirdi.Bumin, ''Kurulun, bakanın katılımı olmaksızın yaptığı bir tek seçim bulunmamaktadır. Bu durum dahî, üye seçiminin kurulun diğer işlerinin tümünden çok daha önemli olduğunun göstergesidir'' dedi.
Yüksek mahkemeye üye seçiminin objektif ve genel değerlendirme esaslarına göre yapılamadığı, kimi yakınlıklar ve durumlar nedeniyle tarafsız kavranılamadığı kanaatinin yaygın olduğu görüşünü ifade eden Bumin, şunları söyledi:''Yargıtay ve Danıştay üyesi seçimine ilişkin kararlarda, 1981 öncesi ve 1981 sonrası oluşan kurulların yaptıkları değerlendirmelerin, objektif olamamasının nedeninin, başta kurul üyelerinin kurumlarındaki gelecek beklentileri olmak üzere, birlikte çalıştığı arkadaşlarıyla olan yakın ilişkilerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Bu nedenlerle Yargıtay ve Danıştay'a üye seçiminin genel objektif değerlendirme esaslarına göre yapılmasını sağlayacak yasal önlemler gecikmeksizin alınmalıdır.''
aa