'Kamu'da ödül, ceza ve performansı ölçen bir yapı yok'

Bakan Müezzinoğlu, kamuda çeşitli statüler ve sözleşmelerle çalışanlar olduğunu hatırlatarak, "Böyle bir kamu personel düzeni sürdürülebilir değil. Bir taraftaki genel müdürün aldığı ücretle, öbür taraftaki genel müdürün veya daire başkanının aldığı ücret arasında farklılıklar var. Terfi sistemi nedir belli değil. Kişi kendini geliştirmiş mi geliştirmemiş mi? Ödül nedir, ceza nedir, performans nedir, bütün bunları ölçebilen bir yapı yok dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Kasım 2016 13:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Kamu'da ödül, ceza ve performansı ölçen bir yapı yok'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Belirli odaklara hizmet edenler, milletin imkanları ve milletin verdiği maaşlarla milletin kadrolarında yer alamaz." dedi.

Müezzinoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile devlet memurluğuna girmek için aranan şartlara "Güvenlik soruşturması" maddesinin eklenmesine ilişkin soru üzerine Bakan Müezzinoğlu, 2008 yılında AK Parti hakkında açılan kapatma davasını hatırlatarak, milletin yüzde 47 ile seçtiği siyasi bir partinin bir oy farkla laikliğe karşı odak olmaktan ceza aldığını ve kapatılmaktan kurtulduğunu belirtti.

Verilen kararla asıl kurtulanın milletin kaderi, demokrasi ve milli irade olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Peki bu hakimlere, savcılara ne oldu? Bir şey oldu mu? Şayet o dönemde iktidar üç-dört ay bunlarla uğraşmayıp da ekonomiyi yüzde yarım puan daha iyi noktaya taşıyabilseydi, dünyada 'Dur bakalım Türkiye'de ne oluyor' diyen bir süreç olmayıp da yabancı sermaye Türkiye'ye biraz daha iyi gelseydi karşılığını kim alacaktı; millet. Bedelini kim ödedi; millet." diye konuştu.

Kamuya girenlerin, yalnız girerken değil, çalıştığı süre zarfında da millete, milli iradeye hizmet etmesi gerektiğini kaydeden Müezzinoğlu, belirli odaklara hizmet edenlerin, milletin imkanları ve milletin verdiği maaşlarla milletin kadrolarında yer alamayacağını vurguladı.

Müezzinoğlu, bunun belirli periyotlarla çek edilebilmesi gerektiğini bildirdi.

Siyasette "Doğru bir yapının yanlışları dışladığı, yanlış bir yapının da doğruları dışladığı" sloganını benimsediğini ifade eden Müezzinoğlu, millet adına doğru bir sistemi kurgulamak istediklerini, bu sisteme girebilecek bir yanlışın, burada barınamaması gerektiğini aktardı.

Bakan Müezzinoğlu, "Adam 40 yıldır sistematik organizasyon yapıyor. Kimin ne zaman, nasıl gireceğini, nasıl terfi edeceğini... Böyle bir sistem millete hizmet etmez, böyle bir organizasyona sistem müsaade etmemeli. O nedenle girişte güvenlik soruşturması tabii ki önemli." diye konuştu.

Terör örgütlerine istihbarat anlamında ve mali yardımlar başta olmak üzere, çeşitli yardımlarda bulunabilecek kamu çalışanlarının millete ihanetinin asla kabul edilemeyeceğini vurgulayan Müezzinoğlu, millete bedel ödetecek hiçbir yapıya müsaade edilmeyeceğini belirtti.

- Kıdem tazminatı

Bakan Müezzinoğlu, kıdem tazminatı konusundaki soru üzerine, alın terinin kutsallığına değinerek, toplum ve millet olarak en az alın teri kadar "akıl teri"nin de kutsal olduğunun konuşulması gerektiğini ifade etti.

Müezzinoğlu, "Biz akıl terinin de en az ve hatta ondan daha fazla kutsal olduğunu konuşmazsak, akıl teri dökenler alın terini sömürmeye devam eder. Dikkat ederseniz dünya, ikinci, üçüncü dünya ülkeleri dedikleri gelişmekte olan ülkelerin alın terini sömürerek kendi akıl terinin karşılığını alıyor." dedi.

Bir tarafta işverenin, diğer tarafta ise iş talep edenin olduğunu anlatan Müezzinoğlu, "Alın teri döken akıl teri dökenin hak ve hukukunu merkeze alacak, akıl teri döken de alın teri dökenin hak ve hukukunu merkeze alacak." değerlendirmesinde bulundu.

"Kazanılmış haklardan hiçbir şey vermem" ve "Burada işsizlik var, ucuza işçi çalıştırırım" anlayışlarına dikkat çeken Müezzinoğlu, bir sendika temsilcisinin kıdem tazminatı konusunda, "6 yıl önce hangi noktadaysak, bugün de aynı noktadayız" dediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Şimdi bu doğru bir cümle değil. Dünya gelişiyor, istihdam koşulları gelişiyor, ülkede zorluklar veya kolaylıklar... Şimdi bakıyorsunuz son iki üç yıldır zorluklar var. Bu zorluklar ne kadar olursa olsun çok umurumda değil, ben haklarımdan geri adım atmam... Tamam, 2000 krizini bu ülke yaşadığında, 400 bin kepenk indiğinde hangi işçimiz kıdem tazminatı aldı, hangi işçimiz yarın işine devam edebildi?"

İstihdamın devam edebilmesi, koşulların iyileştirebilmesi, geleceğe ait de sürdürülebilir ve geliştirilebilir bir sistemi, dünyayla yarışta olan bir Türkiye'nin hep gündemde tutması gerektiğini belirten Müezzinoğlu, "Burada kıdem tazminatı, işçinin, emeğin, alın terinin hakkını korumalı. Ne diyoruz; bir gün de çalışsa onun kıdem havuzuna o bir günün bir lirası, bir kuruşu gitsin." görüşünü paylaştı.

Sendikaların, kendi üyelerinin alın terini savunduğunu kaydeden Müezzinoğlu, şu anda sendikalı çalışanların oranının yüzde 17-18 olarak belirlendiğini, bu oran yüzde 20 kabul edildiğinde bile yüzde 80'in sendikalı bulunmadığının ortaya çıktığını, bu kişilerin de kıdem tazminatından yararlanma oranının yüzde 14 olduğunu kaydetti.

Müezzinoğlu, kıdem tazminatından yararlanamayan yüzde 86 için "Ne hali varsa görsün" şeklinde bir sistemin medeni olamayacağına ve ülkeyi geliştiremeyeceğine işaret etti.

Alın teri döken herkesin hak ve hukukunu havuzda biriktirecek ve koruyacak bir yasal bir sistemi önerdiklerini belirten Bakan Müezzinoğlu, buna karşılık, "Ben masaya oturmam" yanıtı ve hiçbir öneride bulunulmamasına tepkisini dile getirdi.

Müezzinoğlu, sorunu karşılıklı iletişimle çözmeye çalıştıklarını ve önümüzdeki günlerde Üçlü Danışma Kurulları'nda sendika ve işveren temsilcileri ile görüşmelerini sürdüreceklerini bildirdi.

- Kamu Personel Reformu

Kamu personel reformuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Müezzinoğlu, kamuda çeşitli statüler ve sözleşmelerle çalışanlar olduğunu hatırlatarak, "Böyle bir kamu personel düzeni sürdürülebilir değil. Bir taraftaki genel müdürün aldığı ücretle, öbür taraftaki genel müdürün veya daire başkanının aldığı ücret arasında farklılıklar var. Terfi sistemi nedir belli değil. Kişi kendini geliştirmiş mi geliştirmemiş mi? Ödül nedir, ceza nedir, performans nedir, bütün bunları ölçebilen bir yapı yok." diye konuştu.

Müezzinoğlu, dünyayla yarışan bir Türkiye'nin kamu çalışanı reformunu konuşmasını ve kısa sürede de bunu gerçekleştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber