Evlilik için reşit olma şartı dahi yetmez

Diyanet İşleri Başkanı Görmez 'küçük yaştaki kız çocuklarının evliliği' tartışmalarına noktayı koydu: Örften beslenen adetler İslam'ın gereği değil. Büluğ çağına erse de eş, anne olmayı idrak edemeyen kız çocuğu, babası tarafından dahi evlendirilemez, dedi.

Haber Giriş : 29 Kasım 2016 08:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Evlilik için reşit olma şartı dahi yetmez

Toplumda yükselen tepkiler sonrası geri çekilen küçük yaştaki çocukların istismarcıları ile evlendirilmesi ve çocuk evlilikleri konusunda Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez net konuştu. Bu durumun bir tarım toplumu geleneği olduğunun altını çizen Görmez "İslam temelli tartışılması bile üzücü. Anneliğin anlamını bilmeyen bir kız çocuğunu babası tarafından dahi evlendirilemez" diyerek noktayı koydu. Görmez, Adana'da "15 Temmuz Darbe Girişiminin Dini ve Toplumsal Hasarı" başlığıyla düzenlenen "33. İl Müftüleri İstişare Toplantısı"nın açılışında yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.

Bireyin dinini, aklını, canını, malını, ırzını koruyan bir devlet ve toplum yapısının İslam'ın temel dinamiği olduğuna dikkati çeken Görmez, devletin, vatandaşlarının hak ve dokunulmazlıklarını koruyan en güçlü mekanizma olduğunu kaydetti. Bilhassa suistimale açık grupların, kırılgan kesimlerin, kendisini korumakta zorlanan bireylerin muhafazası söz konusu olduğunda, devletin konumunun tartışılamayacağının altını çizen Görmez, "Bu bağlamda kadınların taciz ve şiddete, çocukların ihmal ve istismara uğramaları affedilecek bir suç değildir. Kimse örften beslenen ve geleneksel tarım toplumunun genlerinde var olan bazı uygulamaları dini mübin İslam'ın bir gereği olarak göremez, gösteremez.

İslam'da bireyin akıl ve ruh sağlığının korunması esastır. Travmatik sonuçla doğuran hiçbir ilişki tecviz edilemez" şeklinde konuştu. Görmez, İslam'da bireyin mükellefiyetinin akıl ve büluğ çağıyla başladığını, dolayısıyla bir kişinin kendi sorumluluğunu üstlenme ve kendi ayakları üzerinde durmasının akıl ve büluğ ile mümkün olduğunu belirtti. "İbadetlerde büluğ yaşı esas almakla birlikte muamelatta (işlemler) büluğ yaşı yeterli değildir" diyen Görmez, "Ergenlik gerek, şarttır ancak yeter şart değildir. Yeter şart akılla tamamlanır. İkisi var olmadan muamelat konularında mükellefiyet şartları yerine gelmemiş olur" ifadesini kullandı. İslam'a göre evlilikte ahlaki, hukuki yükümlülükler bulunduğunu, çiftin Allah'a karşı mesul olduğunu belirten Görmez, Kur'an'ın nikahı, "Sorumluğu ağır büyük bir sözleşme olarak" tarif ettiğine dikkat çekti.

Görmez, değerlendirmelerinde şunlara işaret etti: "Bütün bunlar gözardı edilerek henüz anne olma yaşına gelmemiş, eş olmaya karar vermemiş bir çocuğu annesi, babası dahi olsa evlendiremez. Büluğ çağına erse de akli melekeleri gelişmemiş, eş olmanın anlamını, aile olmanın yükümlülüğünü, anne olmanın gereklerini henüz öğrenmemiş ve idrak edememiş bir kız çocuğu babası tarafından dahi evlendirilemez. Buna rağmen çocuk yaşta evliliğin İslam odaklı tartışılması ve konuşulması üzücü olmuştur.

Cinsel istismara kapı aralayacak bir düzenlemenin hukuk ve adalet sistemimizden onay alması mümkün olamaz. Devlet hiçbir ayrım gözetmeksizin kanatları altında yaşayan herkesin ırz ve namusunun da teminatıdır. Bu bağlamda hak ihlalleri, tecavüzler cezasız kalamaz. Elbette mağduriyetler var ise bunlar serinkanlı tartışarak giderilmeli, özel durumlar genele teşkil edilmemeli, yeni mağduriyetlere zemin oluşturmamak adına kılı kırk yaran bir özenle hareket edilmelidir. Aslolan ahlaki prensiplerin ve doğru bilginin toplum hayatına hakim olmasını sağlamaktır."

SORUŞTURMALARDA ADALETE DİKKAT UYARISI

Görmez, FETÖ soruşturmaları kapsamında 'mağduriyet' oluşturulmamasını vurgulayarak şunları söyledi: Burada altını çizmek isterim ki soruşturmalar ve açığa almalar sürerken belirsiz, açık seçik olmayan noktaların oluşmaması için azami gayret gösterilmelidir. Mahcubiyetimiz ve vebalimizin büyüklüğü tedirginlikle birleşince adaletsizliğe kapı aralanmamalıdır. Esas olan bu habis yapının çökertilmesi olmalıdır. Bir kimsenin işlediği suçtan dolayı başkaca bir yakınının mağdur edilmesi düşünülemez. Suçlu da olsa hiç kimse açlığa ve yokluğa mahkum edilemez. Bu ilkeler hakkın ve hukukun gereği olup FETÖ ile mücadelede bunlara riayet edilmesi, adaletin yanı sıra toplumsal huzurunu tesisi için de elzemdir.

Kaynka: Karar Gazetesi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber