'OHAL'e ihtiyaç kalmadığı zaman, bu kararı Hükümet alır'

Biz OHAL'i, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni darbecilerden korumak, milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gereği kalmadığı zaman, ihtiyaç kalmadığı zaman da bu kararı bağımsız, egemen Türkiye Cumhuriyeti'nin Hükümeti olarak alır, uygulamaya koyarız

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 03 Aralık 2016 14:55, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'OHAL'e ihtiyaç kalmadığı zaman, bu kararı Hükümet alır'

- Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, uluslararası çevrelerin Olağanüstü hal (OHAL) uygulamalarına ilişkin eleştirileri konusunda, "Biz OHAL'i Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni darbecilerden korumak, milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gereği kalmadığı zaman, ihtiyaç kalmadığı zaman da bu kararı bağımsız, egemen Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümeti olarak alır, uygulamaya koyarız." dedi.

Kurtulmuş, Ilgaz Milli Parkı'ndaki bir otelde düzenlenen AK Parti Yerel Yönetimler 3. Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda partililere hitap etti.

AK Parti siyasi hareketinin önemli özelliklerinden birinin, siyasetin günlük telaşları içerisinde yolunu kaybetmemesi olduğunu belirten Numan Kurtulmuş, bir araya gelinerek, "Ne yapıyoruz, nereye doğru gidiyoruz, nereden geliyoruz?" sorularının cevapları gözden geçirilemez ise siyasetin günlük telaşları içerisinde kaybolmanın mümkün görüldüğünü ifade etti.

Kurtulmuş, AK Parti siyasi hareketinin Türkiye ve geniş coğrafya için ne anlam ifade ettiğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bildirdi.

Yerel yönetimlerin, Türkiye siyaseti bakımından da AK Parti siyasi hareketi bakımından da belirleyici bir özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Yerel yönetimlerde başarılı olanlar, merkezi iktidarda da başarılı olurlar, ülkeyi yönetirler ve böylece siyasette kendi partilerinin, kendi siyasi hareketlerinin önünü açmış olurlar. Onun için yerel yönetimlerde geçmişi başarılarla dolu olan AK Parti'nin önümüzdeki süreçlerde özellikle de yerel yönetimlerde fevkalade dikkatli, titiz bir şekilde çalışmalarını sürdürmesi, her şeyden daha önemlidir." diye konuştu.

Halkın günlük hayatını ilgilendiren birçok önemli kararın merkezi hükümetçe alındığını anımsatan Kurtulmuş, sonuçta illerde ve ilçelerde halkla teması yerel yönetimlerin sağladığını kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Türkiye'de halkla birebir irtibat bakımından AK Parti siyasi hareketinin bundan sonraki sürece ilişkin fikri, siyasi, kültürel gelişmesini sağlayacak önemli alanın da yerel yönetimlerin destekleri ve gayretleri olduğunu belirtti.

Yerel yönetimlerdeki gayretin, sadece şehirlerin fiziki olarak güzelleşmesi, altyapı çalışmaları olarak algılanmaması gerektiğini anlatan Kurtulmuş, o şehirdeki kültürel unsurların ortaya çıkarılması ve Türkiye'nin kendi kökleriyle buluşması için yerel yönetimlerin çok önemli katkısının bulunduğunu ifade etti.

- "Yerel yönetimlerde başarı elde etmek durumundayız"

Yeni Türkiye idealinin önemli göstergelerinden birisinin, yerel yönetimler olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Yerel yönetimlerde fevkalade başarı elde etmek durumundayız. Elde ettiklerimizi de artırmak, korumak ve ileriye doğru taşımak mecburiyetindeyiz. Her yerel yöneticinin, sadece belediye başkanları değil, bu hizmette bulunan bütün arkadaşlarımızın adil, ehliyetli, liyakatli ve insanların hepsine kucak açan bir anlayışla hizmetlerini yürütmesi zaruridir. Bunlardan bir tanesi eksik olursa, yerel yönetimlerde hangi başarılı hizmeti yaparsanız yapın şehrinizin, ilçenizin insanlarının size karşı eleştirel yaklaşması kaçınılmazdır."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Hazreti Ali'nin Malik Bin Eşter'i vali olarak atadığı zaman, "Ey Malik, gideceksin insanları yöneteceksin, onlarla muaşerette bulunacaksın. Bil ki insanlar iki sınıftır. Ya yaradılışta eşindir ya dinde kardeşindir.'' dediğini aktararak, konuşmasına şöyle devam etti:

"İnsanları bundan daha iyi tasnif ederek, barışçıl bir yönetimi sağlayacak ilke olduğunu zannetmiyorum. İnsanları yaradılışta eş olarak görürseniz, kadın erkek, zengin fakir, şu sınıftan bu sınıftan, beyaz esmer, zenci vesaire, insanlar arasında hiçbir ayrımı görmez, insanların farklılıklarını zenginlik olarak kabul edersiniz."

- "Hayır, bizim birilerinin topraklarında gözümüz yok"

Yeni Türkiye'nin, etrafındaki bütün gönül coğrafyasıyla, dünyanın dört bir tarafında ne kadar soydaş, dindaş, mazlum milletler varsa hepsi ile ilgili bulunduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bunu söylerken bazıları endişe ediyor. 'Aman ha, bizim birilerinin topraklarında gözümüz mü var?' Hayır, bizim birilerinin topraklarında gözümüz yok. Biz oralara yeni gitmiyoruz. Beş tane Hint seferi var. Bu seferlerde oraya giden dedelerimiz, bir kilo altını alıp kendi Türkiye topraklarına getirmemiştir. Biz emperyalist bir gelenekten gelen bir millet değiliz. Biz dün Zanzibar'a, Cezayir'e giderken, masum insanların yanına, onları oradaki zulümden kurtarmak için gitmişiz. Mesela bugün Açe Sumatra adasında bile Türk köyü denilen köyler vardır. Yeni Türkiye'nin ufku, sadece Türkiye'nin topraklarından ibaret değil, bütün dünyadır, bütün gönül coğrafyamızdır, bütün medeniyet iklimimizdir." diye konuştu.

- "Gereği kalmadığı zaman, ihtiyaç kalmadığı zaman uygulamaya koyarız"

15 Temmuz'daki darbe girişimi ile Sykes-Picot Antlaşması'nın 100. yılına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, bölgede oynanan oyunu bozacak tek ülkedir. İkinci Sykes-Picot'u yapmak isteyenler, onun için Türkiye'nin bir şekilde yeni Türkiye istikametinde yürümesin istiyorlar. Ekonomisi kötü gitsin istiyorlar. Şimdi, Türkiye'de darbeden sonra, 'Neden FETÖ'nün bu eşkıyalarını gözaltına alıyorsunuz?' diyenler, darbe gerçekleşseydi, inanın koro halinde sahneye çıkacak, Türkiye'deki o aşağılık darbeyi alkışlayacaklardı. Onun için bunların, 'FETÖ'ye karşı neden böyle, şöyle yapıyorsunuz' demelerinin hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Bu millet, bu eşkıyadan da bu eşkıyaya destek verenlerden de hesabını soracak. Bu darbeye katılanların yaptıklarını, burunlarından fitil fitil getirecek. 'Niye OHAL ilan ediyorsunuz?' diyorlar. Fransa'da OHAL ilan edildiğinde neden kimseden bir cümle söz duymadık, neden kimse itiraz etmedi. Evet, Fransa'da olan aşağılık bir terör eylemiydi. Tabii ki Fransız hükümeti, halkını, devletini korumak için OHAL ilan etmekte serbesttir. Kendi hukukuna ve Avrupa hukukuna dayanarak OHAL ilan etti, kimseden bir ses çıkmadı. Ama kusura bakmayın, Fransa'da, Fransa parlamentosunu ya da Eyfel Kulesi'ni bombalamaya kalkan uçaklar, darbe teşebbüsü yoktu."

"15 Temmuz'da neredeyse biz uçurumun kenarından dönmüştük." diyen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"İçerisinde 150 milletvekili arkadaşımızın olduğu TBMM bombalanmış, özel hareket, Ankara emniyet, Beştepe bombalanmış, İstanbul'da Boğaz Köprüsü üzerinde onlarca kardeşimiz şehit edilmiş, Türkiye'de 248 vatandaşımız şehit edilmiş... Türkiye, tam manasıyla uçurumun kenarından dönmüş. Devletin içerisine girmiş olan bu insanları ayıklamak için bir OHAL yaptığınız zaman birileri ayağa kalkıyor. Kusura bakmayın, hiç kimsenin bu sözlerini ciddiye alacak değiliz. Biz OHAL'i, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni darbecilerden korumak, milletimizin demokrasisine sahip çıkmak ve milletimizin geleceğini garanti altına almak için uyguladık. Gereği kalmadığı zaman, ihtiyaç kalmadığı zaman da bu kararı bağımsız, egemen Türkiye Cumhuriyeti'nin Hükümeti olarak alır, uygulamaya koyarız."

OHAL'lerin hepsinin böyle görülmesini isteyen Kurtulmuş, ikinci Sykes-Picot ile bölgenin bölünmek istendiğini belirtti.

PYD'nin sırtını sıvazlayanların, senelerdir PKK'nın eline silah verenlerin, PKK-PYD içerisindeki insanları çok sevdikleri için bunu yapmadıklarını ifade eden Kurtulmuş, yapılmak istenenin, Türkiye'nin önünü kesmek olduğunu bildirdi.

- İsrail'in ezan yasağı

Kudüs'teki ezan yasağına da değinen Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Kilise, çan, ezan ya da ağlama duvarındaki sesleri asırlar boyunca beraber dinlemeye alışmış Kudüs, artık ezan seslerinin kısılması tehdidiyle karşı karşıyadır. Ah, Osmanlı, güçlü Türkiye... Siz orada asırlarca kimsenin dinine, diline karışmamışsınız. Şimdi kendi inançlarını savunmaktan aciz olanlar, Müslümanların camilerinden 'Allahuekber' yayılmasına mani olmaya gayret ediyorlar. Hiç uğraşmasınlar. Bu yapılan iş, Kudüs'te Allahuekber seslerini dindirme meselesi, bizatihi Kudüs'ün çok kültürlülüğüne, çok dinli geçmişine hakarettir ve asla uygulama alanı bulmayacak ve asla buna da müsaade edilmeyecektir."

- "Yeni Türkiye en büyük davamız"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, yeni Türkiye'nin inşasının süreceğini belirterek, şu görüşlerini paylaştı:

"Biz laf olsun diye, bu makamları doldurmak için buralarda bulunan insanlar olamayız. Bizim bir davamız var. Bu davamız, yeniden büyük, güçlü Türkiye'yi kurmaktır. Bu davada Allah yolumuzu açık edecek. Hiç bundan şüpheniz olmasın. Bütün gönül coğrafyasına açılan bir Türkiye perspektifi, Türkiye'nin kendi medeniyetiyle, tarihiyle barışık bir halde yoluna devam etmesi, devlet-millet kaynaşmasının ortaya tam manasıyla konulması, tam manasıyla ekonomik ve siyasi bakımdan bağımsız bir Türkiye'nin oluşması. Yeni Türkiye budur. Yeni Türkiye bir hayal, yeni Türkiye bir söz, yeni Türkiye halktan oy almak için söylenmiş bir slogan değildir. Yeni Türkiye, uğrunda can verilecek, uğrunda büyük bir mücadele verilecek en büyük davalarımızdan birisidir. Bu Yeni Türkiye içerisinde ülkenin geçmişi olduğu gibi geleceği de vardır."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber