'Kılıçdaroğlu darbenin sonunu bekledi mi beklemedi mi?'

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Hayatım FETÖ ile mücadele ile geçti" demesine rağmen, 1 Kasım seçimlerinden önce Zaman gazetesi ekibinin Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ettiğini belirtti. Muş, "Ne bizim ne iktidarımızın ne milletvekillerimizin ne Cumhurbaşkanımızın bu darbeden haberi yoktu. Sayın Kılıçdaroğlu darbenin sonunu bekledi mi beklemedi mi? Cevabını vereceksiniz." dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Aralık 2016 22:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Kılıçdaroğlu darbenin sonunu bekledi mi beklemedi mi?'

Muş, TBMM Genel Kurulunda görüşülen 2017 Yılı Bütçesi üzerinde AK Parti Grubu adına yaptığı konuşmada, bu bütçenin AK Parti Hükümetlerinin 15. bütçesi olduğunu anımsattı.

Dünyanın artık düşük büyüme girdabına girdiğini, tüm para ve maliye politikalarındaki genişlemeye rağmen dünyanın bu girdaptan çıkamadığını vurgulayan Muş, gelişmiş ülkelerde istikrarlı düşük büyüme devam ederken, Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde yavaşlama sürecine girildiğini bildirdi.

Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yüzde 11-12 bandında büyüyen Çin, yüzde 6-7 büyüme oranlarına düşmüştür. Rusya, Brezilya, Güney Afrika, Meksika'nın durumu ortadadır. Böyle bir ortamda, terör saldırılarına, güneyimizdeki savaşa, Avrupa gibi pazarlardaki düşük talebe rağmen Türkiye, 2016 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 büyümeyi başarmıştır. Bu dönemde yaklaşık yüzde 1,5 oranında büyüyen Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı büyüme performansı gerçekleştirmiştir.

Türkiye, kriz sonrası dönemde, 2010-2015 yılları arasında ortalama 5,2 oranında büyümüştür. Meksika 3,2, Brezilya 2,5, Güney Afrika 2,3, Rusya 1,9, Endonezya 5,7, Hindistan 7,3, Çin 8,3 büyümüştür. Türkiye 2009 yılının son çeyreğinden bu yana tam 27 çeyrektir büyümektedir. 3. çeyrekteki 15 Temmuz kanlı darbe girişimine rağmen Türkiye, 2016 yılını yüzde 3 civarı bir büyüme ile kapatacağı öngörülmektedir."

- Trump'un başkan seçilmesi

Mehmet Muş, ABD'de Donald Trump'un başkan seçilmesiyle birlikte küresel belirsizliklerin daha da arttığına işaret etti.

Trump sonrası küresel ticaretin nasıl şekilleneceği, korumacılığın ne denli ön plana çıkacağı gibi tartışmaların küresel ticaret üzerinde negatif baskı oluşturduğuna değinen Muş, Türkiye ekonomisinin, 15 Temmuz gibi büyük bir şok yaşamasına rağmen kısa sürede toparlanmayı başardığını bildirdi.

Muş, 15 Temmuz sonrası, kredi derecelendirme kuruluşlarının kirli yüzünü bir kez daha gördüklerini söyledi.

"Not artırımında Türkiye için bin dereden su getiren bu kurumlar, darbe girişimi sonrası, piyasaların hızla toparlandığı zeminde fırsatçılık yapıp hemen not indirimine gitmişlerdir." diyen Muş, Türkiye'nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" seviyeye dahi çıkarmayan "Standard and Poors'un" hemen not indirimine gittiğini bildirdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Muş, 1992-2002 arasında ortalama bütçe açığı yüzde 6,5 iken, 2003-2015 döneminde ortalama bütçe açığı yüzde 2,72 olduğunu söyledi.

ABD'de 2015'te yüzde 2,5 olan bütçe açığının, bu yıl için yüzde 3,2 olarak gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü belirten Muş, Trump'ın gelmesiyle beraber vadedilen vergi indirimleri ve altyapı yatırımlarının ABD'nin bütçe açığını daha da artıracağının tahmin edildiğini dile getirdi. Muş, 2015 yılında bütçe açığının yüzde 1,2 olduğunu, 2016 yılında ise yüzde 1,6 olacağının tahmin edildiğini vurguladı.

Mehmet Muş, Türkiye'nin son yıllarda terörle mücadelede, özellikle terör örgütü PKK ile mücadelede ciddi başarılar elde ettiğini belirterek, "Terör örgütü PKK'nın adeta beli kırılmıştır. Terör örgütü artık ne sınır ötesinde ne de Türkiye'nin herhangi bir bölgesinde rahat değildir. İnsansız hava araçları ve diğer silahlarla teröristler bulundukları yerde, saldırıya geçemeden yok edilmektedir. PKK'lı teröristlerin kazdıkları çukurlar kendilerine mezar olmuştur." dedi.

- "Elbette mahkemede yargılanması gerekiyordu"

Muş, şu görüşlere yer verdi:

"Terörle mücadele sadece terörist ile değil; onlara yardım ve yataklık edenlerle, siyasi sözcülüğünü yapanlarla da mücadele etmeyi gerektirmektedir. PKK'ya verilen her türlü destek güvenlik güçlerimize, sivil vatandaşlarımıza ve çocuklarımıza bomba ve kurşun olarak dönmektedir. Bunun için, terör örgütüne destek verenlerle ilgili yargı makamları harekete geçmiştir. Bu anlamda TBMM olarak bizler de üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirerek, milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırdık ve yargının gereken soruşturmaları yapmasına olanak sağladık. Teröristlerin sırtını sıvayanların, canlı bomba cenazelerinde teröristleri teşvik edenlerin elbette yargıya hesap vermesi gerekiyordu. Belediye binalarını PKK'nın mühimmat deposu haline getirenlerin, belediye imkanlarını PKK'ya sunanların, iş makineleriyle çukur kazanların elbette mahkemede yargılanması gerekiyordu.

İfade özgürlüğü, terörü övme özgürlüğü değildir; basın hürriyeti, teröriste destek hürriyeti değildir. Terörist kurşun sıkar, bomba patlatır ama ona o bombayı veren, kurşunu tedarik eden bir el de vardır. İşte Türkiye, teröre destek veren o eli, içerde de olsa dışarda da olsa kırmaktadır. Manşetleriyle terörün sözcülüğünü yapanlar gazetecilik faaliyetinden değil terör faaliyetinden adli işleme tabi tutulmuşlardır. Terör örgütünün yayın organı olarak faaliyet gösterenler gazeteci değil terör destekçileridir. Bir gazete, sürekli Kandil'den terör tehdidi mesajları aktarıyor, 'serhildan' adı altında halkı isyana davet ediyor, topluma korku salıyor ve şiddeti meşru yöntem olarak gösteriyor. Buna basın özgürlüğü diyebilir miyiz? Bir başka gazete düşünün ki devlet içerisinde sinsi bir şekilde kümelenen FETÖ'cü paralel yapının darbe teşebbüsüne destek veriyor, onun algı operasyonlarına katkı sunuyor. Bunları bir hukuk devleti nasıl kabul edebilir, buna nasıl göz yumulur? Elbette demokratik bir devlette buna müsaade edilmez."

Muş, konuşmasında, Türkiye-AB ilişkilerine de değindi.

Geçen ay açıklanan AB İlerleme Raporunda, hain darbe girişimini yapan FETÖ'den "Gülen hareketi" olarak bahsedildiğini belirten Muş, "Bu eli kanlı darbecileri masumlaştırmaya çalışmak AB'nin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir." ifadesini kullandı.

- "Darbe girişimi oldu, Kılıçdaroğlu nerede?"

Mehmet Muş, konuşması sırasında bazı gazete manşetlerini ve kupürlerini gösterdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Hayatım FETÖ ile mücadele ile geçti" dediğini belirten Muş, "21 Ekim 2015 tarihli gazete, 1 Kasım seçimlerinden önce Zaman gazetesinin ekibi Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ediyor. Fotoğrafta birisi daha var; Hanım Büşra Erdal var. Bir tarafta FETÖ ile mücadele ettiğini söyleyeceksin öbür taraftan onları makamınızda ağırlayacaksın. Zaman gazetesi kapatıldıktan sonra yeni bir gazete açıyor ve ilk ziyaretlerini Kılıçdaroğlu'na yapıyor. Kılıçdaroğlu, 19 kasım 2014'te terör örgütünün yayınına katılıyor." diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Muş, Kılıçdaroğlu'nun 2010'da "Darbe olursa tankların üstüne çıkarım" dediğini anımsatarak, "Darbe girişimi oldu, Kılıçdaroğlu nerede? Havalimanında, tanklar yanından geçmiş ve otel aramışlar. Oteller almadığı için Bakırköy Belediye Başkanını evine gitti. Ne bizim, ne iktidarımızın ne milletvekillerimizin ne Cumhurbaşkanımızın bu darbeden haberi yoktu. Sayın Kılıçdaroğlu darbenin sonunu bekledi mi beklemedi mi? Cevabını vereceksiniz." sözlerini sarfetti.

Mehmet Muş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözler üzerine, "Sayın Cumhurbaşkanının şu an dövizi bulunmamaktadır, TL'ye dönmüştür. Lider önde gidendir." dedi.

- Tartışma yaşandı

HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel, bütçe açığının açıklayamayan ve dış politikada dibe vuran bir Hükümet politikasının söz konusu olduğunu iddia etti.

Demirel, AK Parti'ye, "Pensilvanya'yı su yoluna çeviren, orada biat eden, fotoğraf çeken, terör örgütlerini kendi içinizde her yere yükselten sizler değil misiniz? Terörist kimmiş? Sizin gibi düşünmeyen gazeteci, öğretmen, siyasetçi, aydın, yazar, sizi eleştiren herkes. Bizim belediyelerimize kayyum atayarak, halkın iradesini gaspettiğinizi Türkiye biliyor. Siz bunların hesabını verecekseniz." dedi.

Bunun üzerine, birleşimi yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Ortada bir gasp yok. Türkiye demokratik hukuk devletidir." ifadesini kullandı.

HDP'li milletvekillerinin ayağa kalkarak itiraz etmesi üzerine ise Kahraman, "Yok beyefendi, olamaz. Türkiye'de hukuk devleti var ve hukukun kaideleri işliyor. Milli birlik ve bütünlüğü bozmayalım." dedi.

HDP'li bazı milletvekillerinin ayağa kalkarak Başkanlık Divanına doğru yürümek istemesi üzerine, İsmail Kahraman, bu milletvekillerini, "Lütfen oturunuz" diye uyardı. AK Parti'li bazı milletvekilleri de ayağa kalkarak ön sıralara doğru yürüdü.

- "Milli değerlere, bütünlüğe aykırı sözler söylettirmem"

TBMM Başkanı Kahraman, "Burada milli değerlere, milli bütünlüğe aykırı sözler söylettirmem. Burası TBMM ve yüce milletin Meclisi." dedi.

15 Temmuz gecesi TBMM Genel Kurulunda yaşananlardan bahseden Kahraman, şunları kaydetti:

"7 kişi ile başlayan topluluk, 106 kişiye çıktı. 'Divana her partinin grup başkanvekili gelsin' dedim, zatıaliniz geldiniz (CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel), Mehmet Muş, Erkan Akçay geldi. Hepimiz burdaydık, HDP'nin katılması ertesi gün oldu. O geceyi dokunulmaz olarak görelim. Yenikapı birliği ve beraberliğini devam ettirelim."

Kahraman, tartışmanın uzaması üzerine birleşime ara verdi.

- AK Parti'li Nazlı özür diledi

TBMM Başkanı Kahraman, aradan sonra açılan birleşimde, zabıtlarda AK Parti Kütahya Milletvekili Mustafa Şükrü Nazlı'nın "Şerefsiz" diye bir kelimesi olduğunu belirterek, kendisini açıklama yapmaya davet etti.

Yerinden söz alan Nazlı, "Az önceki tartışma esnasında şahsıma da ifade edilen şu anda tekerrür etmediğim o sözü ben de gayri ihtiyari olarak kullandım. Ancak bu ülkede yaşayan tüm insanların şerefi ve haysiyeti benim de şerefim ve haysiyetimdir. Bundan dolayı eğer maksadını aşan bir söz söylediysem, TBMM Parlamentosu çatısı altında uygun olmayan söz sarfettiğim için gerçekten çok üzgünüm, bundan dolayı özür diliyorum." dedi.

Kahraman da teşekkür ederek, Nazlı'nın davranışını takdirle karşıladığını belirtti.

Şeref ve onurun herkes için önemli olduğuna dikkati çeken Kahraman, 15 Temmuz sonrası Yenikapı'da oluşan ruhun, Türkiye'nin mutluluğu için devam etmesini istedi.

Coşkun Ergül

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber