16 bin 409 askeri öğrenci'nin TSK ile ilişiği kesildi

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 16 bin 409 askeri öğrenciyle birlikte toplam 22 bin 85 kişinin TSK ile ilişiğinin kesildiğini bildirdi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 10 Aralık 2016 22:13, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
16 bin 409 askeri öğrenci'nin TSK ile ilişiği kesildi

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, El Bab için operasyonun en zor safhalarından birinin icra edildiğini, kalleşçe yapılan türlü engelleme teşebbüslerine rağmen fedakarca bir mücadele verildiğini belirterek, bu sabah itibarıyla 2 yerleşim biriminin daha Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolüne geçtiğini bildirdi.

Işık, TBMM Genel Kurulunda, Milli Savunma Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, 2 milyon 750 bini Suriyeli ve 300 bini Iraklı olmak üzere 3 milyonun üzerinde misafirin Türkiye'de ağırlandığını aktardı.

Bazı cebi zengin ama gönlü fakir ülkelerin birkaç yüz mülteciyi bile almaktan imtina ettiği bir dünyada Türkiye'nin kendi tarihine ve insanlığa yakışan şekilde hareket etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Işık, "Ülkemiz uluslararası camianın gayet yetersiz kalan yardımları yanında Suriyeli misafirlerimizin ihtiyaçları için milyarlarca dolar harcamayı yapmıştır." dedi.

Libya, Yemen, Irak ve Suriye gibi ülkelerde devlet otoritesinin kaybolması, özellikle bu kaybolan devlet otoritesinin yerini muhalif terör örgütlerinin doldurmasının ciddi derecede üzerinde düşünülmesi gereken konulardan biri olduğunu dile getiren Işık, "Maalesef, bu ülkelerde kendi vatandaşlarına zulmeden zalimler ve mezhepçi politika izleyen art niyetli çevreler biçare insanların çektiği acıları ve yıkımı daha da büyütmüştür. Bu manzarada, Müslümanlıkla uzaktan yakından ilgisi olmayan DEAŞ gibi vahşi bir terör örgütü ortaya çıkıp bu ülkelerin topraklarını, şehirlerini ele geçirebilmiştir. Bu karanlık ortamdan istifade eden PKK, PYD, YPG gibi diğer terör örgütleri de vekalet savaşları sahnesinde kendilerine bir yer edinme hevesine kapılmıştır." diye konuştu.

Işık, küresel ve bölgesel bazı güçlerin kendi hesaplarıyla hareket etmesi, uluslararası barışın ve güvenliğin sağlanmasında asli sorumluluğu bulunan BM Güvenlik Konseyinin bu temel görevini yerine getirmekte aciz kalmasının karşılaşılan manzaranın vahametini artırdığını söyledi.

AK Parti'nin 14 yıl boyunca hiçbir zaman mezhepçi politika gütmediğini, mezhep ayrışmasını körükleyen, mezhep çatışmasına sebep olan bir anlayış ortaya koymadığının altını çizen Işık, aksine, var olan sorunların konuşarak, diyalog içerisinde çözülmesi için son derece önemli adımları attığını belirtti.

-"TSK şimdi çok daha güçlü"

15 Temmuz tarihinde FETÖ hainleri tarafından kalkışılan alçakça darbe teşebbüsünün böylesine olağanüstü koşulların yaşandığı bir sırada meydana geldiğini ifade eden Işık, "Asil milletimiz, bu hain teşebbüsü darbecilerin uçaklarına ve tanklarına karşı göğsünü siper ederek, Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin, Gazi Meclisimizin, devletimizin ve özellikle Silahlı Kuvvetlerimizin de birlikte mücadelesiyle bu hain darbe girişimini boşa çıkarmıştır." dedi.

Türkiye'nin, çağın belası terörle mücadelesinin içeride ve dışarıda pek çok cephede eş zamanlı olarak verilen bir büyük mücadele olduğuna dikkati çeken Bakan Işık, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Esasen aynı anda hem FETÖ'ye hem DEAŞ'a hem de PKK, YPG, PYD'ye ve DHKP-C gibi bölgedeki bütün terör örgütlerinin tamamına karşı mücadele eden tek ülke Türkiye'dir. Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapılmadığını, aslında bu konuda bize haksız eleştiri getirenler de bilmektedir.

Şimdi bize düşen en önemli görev, bir daha ne içeriden ne dışarıdan devletimizin ve milletimizin birliğine ve bütünlüğüne karşı hain teşebbüslere kalkışılmasını kimsenin aklına bile getiremeyeceği bir ortamı oluşturmaktır. İşte bu nedenle, aslında çok daha önceden defalarca niyet edilen ancak bir türlü tam manasıyla hayata geçirilemeyen kapsamlı bir yeniden yapılanma sürecini başlatmış bulunuyoruz. Bu yeniden yapılanma sayesinde TSK asli vazifesini yerine getirmeye, ordumuzun harbe hazırlığını sağlamaya çok daha rahat ve etkili bir biçimde odaklanabilecektir. Bu vazifesini öncelikle vatan sathında fakat gerektiğinde hudutlarımızın ötesinde de yerine getirebilecektir. Nitekim, 15 Temmuz felaketinden kısa bir süre sonra 24 Ağustos 2016 tarihinde Fırat Kalkanı Harekatı'nın başlatılabilmesi bu yeteneğin ve iradenin en somut göstergelerinden birini teşkil etmiştir. Keza, Irak'taki gelişmeler karşısında hudut bölgemizde alınan tedbirler de bu bağlamda görülmelidir. TSK bünyesine sızan FETÖ hainlerinin temizlenmesiyle şimdi çok daha güçlüdür."

-"Oldu bittiye rıza göstermemiz beklenmemelidir"

Başlatılan yeniden yapılanma ve devam eden pek çok önemli savunma sanayi yatırımlarının ürünleri alındıkça TSK'nın en modern imkan ve yeteneklerle donatılmış olacağını, bugünkünden bile daha tesirli bir güç haline geleceğini anlatan Işık, "Neticede güçlü bir demokrasiye, güçlü bir ekonomiye, güçlü bir ülkeye ve orduya sahip olmamız dünyanın ve bölgemizin içinden geçmekte olduğu bu şartlarda artık sadece siyasi bir tercih değil, acil bir zarurettir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin, dün olduğu gibi bugün de kendi ulusal güvenliğini sağlamaya muktedir ve kararlı olduğunu dile getiren Işık, "Bunun için uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını gerektiğinde kullanmakta asla tereddüt etmemektedir ve ulusal güvenliğimiz bakımından hayati önem arz eden Suriye ve Irak hudut bölgelerinde herhangi bir terör örgütünün faaliyet göstermesine, buralarda bir terör koridoru oluşturulmasına veya aleyhimize herhangi bir oldubittiye rıza göstermemiz beklenmemelidir." diye konuştu.

Bu nedenlerle Fırat Kalkanı Harekatı sayesinde Cerablus, El Rai ve DEAŞ için büyük sembolik önem taşıyan Dabık'ın Özgür Suriye Ordusu güçlerince kurtarılmasının önemli olduğunu ifade eden Işık, "Bu sayede 2 bin kilometreye yakın bir alan temizlenmiş olup, bu bölgede 200'ün üzerinde meskun mahal artık özgürdür. El Bab için bu operasyonun en zor safhalarından birinin icra edilmekte olduğunu, kalleşçe yapılan türlü engelleme teşebbüslerine rağmen fedakarca bir mücadele verildiğini vurgulamak isterim. Bu sabah itibarıyla 2 yerleşim birimi daha Özgür Suriye Ordusu'nun kontrolüne geçmiştir." bilgisini verdi.

-"Duvardan rahatsız olanlar var"

Türkiye'nin, DEAŞ'la mücadelede uluslararası alanda ortaya konulan tüm çabalara başından itibaren katkı sağladığını vurgulayan Fikri Işık, "DEAŞ'la mücadeledeki öncü rolümüz sahadaki tüm aktörler tarafından teslim edilmektedir. DEAŞ'la Mücadele Küresel Koalisyonu toplantılarına aktif biçimde katılıyoruz. 5 Aralık 2016 tarihinde Londra'da gerçekleştirilecek koalisyon toplantısına da inşallah katılacağız." dedi.

Suriye sınırında alınan güvenlik tedbirleri kapsamında, toplam 825 kilometre duvar yapılmasının planlandığını, bugüne kadar 296 kilometre duvar imalatının tamamlandığını, kalan bölümün yapım ve ihale çalışmalarının devam ettiğini aktaran Işık, Suriye sınırının fiziki güvenliğinin 2017 yılının ilk yarısında tamamen sağlanacağını söyledi.

Bu duvardan rahatsız olanların bulunduğunu belirten Işık, "Kimler rahatsız oluyor? Başta terör örgütü PKK ve terör örgütünün Suriye uzantısındaki PYD ve DEAŞ. Bunun yanında insan kaçakçıları, mal kaçakçıları bundan rahatsız oluyor, ancak, biz bu duvarı çekerken, bölgelerdeki insanlarımızın geçişinin sağlanması için de gerekli yerlerden gerekli kapıları bırakıyoruz. Yani bu duvar kesinlikle insanlarımızın arasındaki irtibatı koparmaya değil, terör örgütlerinin ve kaçakçıların özellikle ve insan kaçakçılarının bölgedeki faaliyetlerini engellemeye yöneliktir." diye konuştu.

Son günlerde Suriye'deki insani durumun daha da kötüye gittiğini dile getiren Milli Savunma Bakanı Işık, "Halep'teki durumun kısa süre içerisinde normalleşmesini sağlamak, ülkede siyasi bir çözümü elde edene kadar Halep'teki insani yardım meselesinin üzerinde yoğunlaşmak mecburiyetindeyiz. Bu bir insanlık vazifesidir." ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "TSK'dan bugüne kadar 5 bin 676 personel, FETÖ terör örgütüyle irtibatlı olduğu için ihraç edildi, 39 personel yeniden görevine iade edildi. 16 bin 409 askeri öğrenciyle beraber değerlendirildiğinde 22 bin 85 kişinin TSK ile ilişiği kesilmiştir." dedi.

Işık, TBMM Genel Kurulunda, Milli Savunma Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Irak'ın, çok uzun zamandan beri dış müdahalelerle iyice zayıflatılan devlet yapısından kaynaklanan ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurguladı.

Irak'taki bu ortamın, tıpkı Suriye'de olduğu gibi DEAŞ ve PKK terör örgütlerinden kaynaklanan tehditleri büyüttüğünü ifade eden Işık, "Bu durum, ulusal güvenliğimiz açısından zaruret arz eden bazı tedbirlerin alınmasını gerekli kılmıştır. Bazı çevrelerce kasıtlı şekilde çarpıtılarak Türkiye aleyhine bir hava oluşturulmaya çalışılsa da gerçekte, biz, Irak'ın toprak bütünlüğüne, birliğine ve istikrarına en fazla önem veren ülkeyiz." diye konuştu.

Son günlerde pek de planlandığı gibi gitmediği ortaya çıkan Musul operasyonunun müteakip safhalarda nasıl yürütüleceğinin de bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıdığını belirten Işık, "Musul'un veya Telafer'in DEAŞ'tan temizlenmesi elbette çok önemlidir. Fakat en az bu kadar önemli olan bir diğer husus da bu iki şehrin bilahare nasıl ve kimler tarafından yönetileceğidir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, Musul operasyonuna ilişkin çeşitli platformlarda en üst seviyede dile getirdiğini görüşlerin operasyona katılan ülkelerce şimdiye kadar büyük ölçüde dikkate alındığını aktaran Işık, "Özellikle Sincar Dağı'na PKK terör örgütünün yuvalanmasına ne pahasına olursa olsun müsaade etmeyeceğiz. Kandil'den sonra Sincar'ın da PKK terör örgütünün yuvası haline gelmemesi için gerekli her türlü tedbir alınacaktır." dedi.

-Özlük haklarına yönelik çalışma

Türkiye'de, kim olursa olsun, hangi odaklardan destek alırsa alsın, hangi aktörler tarafından yapılırsa yapılsın ve hangi yöntemlerle yapılırsa yapılsın, bir daha hiç kimsenin darbeye teşebbüs edemeyeceği bir ortamın hazırlanması için pek çok adımı kararlılıkla attıklarını anlatan Fikri Işık, "O günden bugüne kadar, TSK üzerindeki demokratik denetimin artırılması, TSK'nın kendi asli işine daha fazla odaklanması, gücün dengelenmesi ve demokratik anlayışın TSK'ya tamamen yerleşmesi ve asker-sivil birlikteliğinin oluşturulması için pek çok adımı peş peşe attık." açıklamasında bulundu.

Işık, Milli Savunma Üniversitesinin, Türkiye'nin bundan sonraki askeri eğitimi ve savunma alanındaki nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için son derece kritik ve önemli bir adım olduğuna işaret ederek, Milli Savunma Üniversitesiyle, artık sadece TSK'ya nitelikli insan kaynağını oluşturmakla kalmayacaklarını, aynı zamanda sivil alanda da savunma konseptini çalışan nitelikli insanların yetiştirileceğini söyledi.

Personelimizin özlük haklarına yönelik de bazı çalışmalar yaptıkları bilgisini veren Işık, "Astsubaylarımızın, uzman ve sözleşmeli er ve erbaşlarımızın bize ilettikleri taleplerin titizlikle incelendiğini, önümüzdeki süreçte bunlarla ilgili birtakım adımların atılacağını ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

TSK'dan bugüne kadar 5 bin 676 personelin, FETÖ terör örgütüyle irtibatlı olduğu için ihraç edildiğini, yapılan itirazlar ve incelemeler sonucunda, evvelce ilişiği kesilen 39 personel yeniden görevine iade edildiğini aktaran Işık, "Neticede, toplam 16 bin 409 askeri öğrenciyle beraber değerlendirildiğinde 22 bin 85 kişinin TSK ile ilişiği kesilmiştir." dedi.

"Özellikle NATO'yla ilişkilerimize büyük önem veriyoruz. Her ne kadar, zaman zaman bazı sorumsuz açıklamalar yapılsa da Türkiye NATO ittifakına önem vermeye devam edecektir, NATO'nun güçlü bir üyesi olarak yoluna devam edecektir." diyen Işık, savunma sanayisinde atılan adımlarla ilgili örekler verdi.

Fikri Işık, "Savunma sanayisinde gerçekten pek çok projeyi hayata geçiriyoruz ve geçireceğiz. İnşallah, cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yılında, Türkiye savunma sanayisinde kritik teknolojileri geliştiren ve dışa bağımlılığını minimize etmiş bir ülke konumuna yükselecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber