Anayasa Mahkemesi: Çelişkili mahkeme kararları ihlal nedeni

Anayasa Mahkemesi, açtıkları işçilik alacağı davası, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda benzer davalarda verilen kararlarla çelişir biçimde reddedilen başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Aralık 2016 12:32, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Anayasa Mahkemesi: Çelişkili mahkeme kararları ihlal nedeni

- Anayasa Mahkemesi, açtıkları sigorta primine esas kazanç tutarı tespiti davası, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda benzer davalarda verilen kararlarla çelişir biçimde reddedilen başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Tekirdağ'da 2013-2014 yıllarında aynı iş yerinde çalışan 5 kişinin sözleşmeleri aralıklarla feshedildi.

İşten çıkarılan 5 kişi, Tekirdağ İş Mahkemesinde işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davası açtı. Mahkeme, değişik tarihli ve sayılı kararlarla başvurucuların fazla mesai, yıllık izin ücreti, genel tatil ve hafta sonu ücreti, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini kabul etti.

Daha sonra işten çıkarılan bu kişiler, iş yerinde asgari ücretin üzerinde maaşla çalıştıkları, iş yerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) sigorta primine esas kazançlarını asgari ücret düzeyinde bildirmek suretiyle eksik bildirimde bulunduğu iddiasıyla eksik bildirilen ücret, fazla çalışma ücreti ve diğer prime esas kazançların tespiti istemiyle dava açtı.

Mahkeme, davaların kabulüne, davacıların prime esas fark kazançlarının olduğunun tespitine karar verdi.

Davaların temyizi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin bu kararını bozdu.

Yerel mahkemenin, bozma kararı doğrultusunda verdiği davaların reddine ilişkin karar ise Yargıtay 10. Hukuk Dairesince onandı.

Bunun üzerine davacılar, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Başvurucular, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin Anayasa'nın sosyal güvenlik hakkına ilişkin kurallarına aykırı biçimde değerlendirme yaparak kararı bozduğunu savunarak, kendileriyle aynı iş yerinde, aynı sürede çalışarak işten çıkarılan kişilerin açtığı davalarda mahkemece verilen kabul kararlarının Yargıtay 21. Hukuk Dairesi tarafından onandığını, aynı konuda farklı karar verilmesinin eşitlik ilkesini zedelediğini kaydetti.

Yüksek Mahkeme, başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması için dava dosyasının ilgili Yargıtay Dairesine iletilmek üzere Tekirdağ İş Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Kararda, mahkeme içtihatlarındaki değişikliğin yargı organlarının takdir kapsamında kaldığı, bunun önceki çözümün tatminkar bulunmaması anlamına geldiği ancak bir konuda yeni hüküm kurulması halinde, mahkemece bu farklılaşmaya ilişkin makul bir açıklama getirilmesi gerektiği belirtildi.

Yüksek mahkemelerin oynaması gereken rolün tam da yargı kararlarında doğabilecek içtihat farklılıklarına bir çözüm getirmek olduğu aktarılan kararda, kararlardaki değişimin hukuki bir belirsizliğe yol açıp açmadığına bakılması gerektiği ifade edildi.

- "İlamlar arasında çelişki"

Benzer konularda verilen Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin onama ilamları ve bu ilamlara konu mahkeme kararları arasında çelişki bulunduğuna işaret edilen kararda, şöyle denildi:

"Yargısal kararlardaki değişiklikler, hukukun dinamizmini ve mahkemelerin yaklaşımlarını yaşanan gelişmelere uyarlama kabiliyetlerini yansıtması yönüyle olumludur. Ancak uygulamadaki birlikteliği sağlamaları beklenen yüksek mahkemeler içinde yer alan dairelerin, benzer davalarda tatmin edici bir gerekçe göstermeksizin farklı sonuçlara ulaşmaları, bir kararın belirli bir daireye düştüğü takdirde onanacağı, başka bir daire tarafından ele alındığı takdirde bozulacağı gibi ihtimale dayalı ve birbirine zıt sonuçları ortaya çıkartır. Bu ise hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ters düşecektir. Ayrıca böyle bir algının toplumda yerleşmesi halinde bireylerin yargı sistemine ve mahkeme kararlarına duymaları beklenen güven zarar görebilir."

Kararda, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin aynı iş yerinde çalışan diğer işçilerle ilgili prime esas kazanç tutarı bulunduğunun tespitine ilişkin yerel mahkeme kararını onadığı belirtilerek, bu nedenle hukuki belirlilik ilkesi ışığında başvurucularda kendi davalarında verilecek karara ilişkin makul bir güvenin oluştuğu vurgulandı.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin ise bozma ilamında yaptığı farklı yorumun takdir yetkisi kapsamında görülebileceği ancak somut olayın yargısal sistemin aynı olayda ortaya koyduğu farklı sonuçlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

Kararda, şu tespitlere yer verildi:

"Aynı iş yerinde çalışan, yakın tarihlerde işten çıkarılan ve aynı mahkemede aynı nitelikte tespit davası açan işçilerle ilgili benzer gerekçelerle verilen kararların bir kısmının Yargıtay 10. Hukuk Dairesince bozularak neticede davalar reddedilirken bir kısım işçiyle ilgili kabul kararlarının Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onanması ve davaların bu şekilde kesinleşmesi nedeniyle benzer durumda bulunan kişiler arasında yargısal sistemin işleyişinden kaynaklanan nedenlerle farklı hukuki statüler meydana getirildiği, başvurucular açısından bu durumun öngörülebilirlik sınırları içinde değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.

Başvurucuların davalarının ne şekilde sonuçlanması gerektiğine dair herhangi bir çıkarım yapmak Anayasa Mahkemesinin değerlendirme yetkisi dışında kalmakla birlikte nihai yargılama makamını oluşturan Yargıtay daireleri arasındaki yorum farklılıklarının benzer nitelikteki davaların karara bağlanması sürecinde hukuki belirsizliğe yol açtığı ve başvurucular için öngörülemez nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber